ek bir düzenlemeye ihtiyaç duymadan yayın bandını tamamlamak. bayram sebebidir, en azından bir gün daha sabahlamıyoruz anlamına gelir.
türk spor medyasının vazgeçemediği ve en sık kullandığı kalıplardan biri. bıkkınlık verdiği doğrudur. "50 gün sonra ilk maçına çıktı."
çiziklerin, dikişlerin gönüldekiyle karşılaşana kadar öyle olduğunu sandığıdır.
sanatçıların, yazarların, şairlerin ya da yönetmenlerin beslenme yöntemi. kimisi için bir motif, kimine derenin akış sesinin verdiği huzur, kimi renklerine dikkat eder. birisi de öyküler. olup biteniyle nereden gelip nereye gittiğiyle. yazılanlarla duyguları olan, tanınmış ve kendi halinde bir sahneye dönüşmüştür. kamerası ve arkadaşları olan birinin yolu düşer, çeker, kurgular anlatır ne aldığını, duyduğunu.
kimi zaman istenmeyendir. yani en azından sözlü olanı yeterlidir. tertemiz defter sayfasına gelişi güzel yazılan o yazı, tertipli öğrenciyi derinden üzer.
(bkz: inşaat furyası)
(bkz: yeşil alanların hızla azalması)
(bkz: belediyelerin tarihi mekan saygısızlığı)
(bkz: yeşil alanların hızla azalması)
(bkz: belediyelerin tarihi mekan saygısızlığı)
kokusundan dolayı yiyemiyordur. tavşan, hindi de bu gruba dahildir.
çok tekrarlı dokular. iğrenç gelir. yılan derisi gibi.
bahçeli evin en güzel yanlarından biridir. genelde üzümle çevrelenir, çay içmek, kahvaltı etmek ya da serinde kafa dinlemek için birebirdir.
bir dönem havuzlu evlerin varsayılan bahçe süsü.
her zaman gerçeği yansıtmayan ilişki. bir şey çok biliniyor, çok tıklanmış, rağbet görüyor diye daha az tıklanan bir şeyden daha iyi diye bir şey yok. pazarlamacılar, reklamcılar öyle şanslı ki şu dönemde. tıklanma miktarı ile belli bir sayıdaki insanı bir düşüncenin, fikrin etrafında toplayabiliyorlar. ayırdında olmak gerek. sırf sayısal üstünlük bir şeyin ne kadar ve nasıl iyi olduğunu belirlemez.
olduğundan fazla gösterilme.
güler yüzlü komşu teyze.
en önce sahaya inmemesi gerekir. yaşamın normal seyrinde nasıl genel kurallara uyuyorsa aynı şekilde de maç izlerken dikkat etmesi gerekir. aksi durumda eğlence diye bir şey kalmıyor.
bilinç eksikliği temelindeki problemdir. maalesef sadece "para" merkezindeki zihniyetin yetersizliğidir.
çevre çalışmaları, şehircilik, şehrin tarihi dokusunun korunması gibi hassasiyetler çok sınırlı düzeyde. ne tarihi yapılar ne de yeşil alanlar korunuyor.
belediye kadrolarının yerel güce göre değil de şehre katkı sağlayabilecek sosyologlardan, tarihçilerden, çevre mühendislerinden ve hatta daha kapsamlı bilim&sanat insanlarından oluşturulması gerek. yoksa sadece müteahhitlerin kuyruğunda kentsel dönüşüm yapar dururuz...
çevre çalışmaları, şehircilik, şehrin tarihi dokusunun korunması gibi hassasiyetler çok sınırlı düzeyde. ne tarihi yapılar ne de yeşil alanlar korunuyor.
belediye kadrolarının yerel güce göre değil de şehre katkı sağlayabilecek sosyologlardan, tarihçilerden, çevre mühendislerinden ve hatta daha kapsamlı bilim&sanat insanlarından oluşturulması gerek. yoksa sadece müteahhitlerin kuyruğunda kentsel dönüşüm yapar dururuz...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?