confessions

mödo

1. nesil Yazar - Yazar -

  1. toplam entry 883
  2. takipçi 6
  3. puan 37821

vitor pereira

mödo
bakkal gibi adam. Bu hafta ki maçta takım elbise giymişti. Ancak çoraplar oldukça komikti. Geçen haftalarda bir capri giyiyordu oldukça farklı bir tarzı var.

hamza hamzaoğlu

mödo
Hamza Hamzaoğlu, 1970 yılında Yunanistan’da, Türk nüfusunun fazla olduğu Gümülcine şehrinde doğdu. Hamzaoğlu, Yunanistan – Türkiye gerginliğinin tavan yaptığı yıllarda, 1974 Kıbrıs Harekatı’nın 3 sene sonrasında, bir kış gecesi 7 yaşında ailesiyle beraber Türkiye’ye kaçtı. Meriç nehri üzerinden sandalla Türkiye topraklarına varan aile daha sonra bir traktörün arkasında yola devam etti. Soğuk bir kış gecesinde kendilerine yeni bir vatan bulan ailenin soyadı da kimliği de yoktu. Hamza ise futbolla ilk ciddi yakınlaşmalarını ailenin yaşamak için seçtiği şehir olan İzmir’de gerçekleştirdi. Henüz 14 yaşında bir mahalle takımı kurmuş ve teknik direktörlüğünü yapmıştır. Bu özelliği onun altyapılara girmesini sağlamış, Mahallede top oynarken onu izleyen Cüneyt Ertay Hamza’yı İzmir’in köklü kulüplerinden Altay’a götürmüştür. 4 sene bu kulübün yıldız takımında top oynayan Hamzaoğlu, bu arada bir avukatın yanında çalışıyor, harçlığını çıkartıyordur. Altay’da özel maçların hepsinde yer alan Hamza'nın en büyük sıkıntısı kimliksiz olmasıydı. Lisans çıkartamadığı için resmi maçlara çıkamıyordu. Bu durum profesyonelliğe yaklaştığı dönemde son buldu. Batı Trakya’daki gelenekten dolayı babalarının ismini soyisim olarak alan erkek çocuklardan biri olan Hamza Hamzaoğlu'nun ilk gayriresmi soyismi Ahmet'ti Babası, nüfus müdürünün de tavsiyesiyle babasının adını, ailesine soyadı yapmıştı: Hamzaoğlu. Böylece dedesinin adını taşıyan Hamza da, Hamza Hamzaoğlu adını almıştır.

25 ekim 2015 fenerbahçe galatasaray maçı

mödo
fanatizme geçit yok.

galatasaray'lıların fenerbahçe'de görmekten rahatsız olduğu emre yok

fenrbahçe'lilerin galatasaray'da görmekten rahatsız olduğu melo yok

sabri ve volkan emre ve melo yokken saçmalamazlarsa mücadelesi yüksek pozisyonu düşük bir maç bekliyorum.

sneijder gibi, podolski gibi, rvp gibi, markoviç gibi adamlar çıkar oynar. umarım bu güzel adamlara

yasin, selçuk, bilal, topal, gönül caner gibi adamlar da eşlik eder de iyi bir maç izleriz. ben izleyeceğimizi ve en azıdan beraberlikle florya'ya döneceğimizi umuyorum. dönemezsek de fenerbahçe'yi tebrik edeceğiz ve yolumuza bakacağız.

ankaralı namık

mödo
Olayın intihar mı, yoksa kaza sonucu mu meydana geldiği araştırılıyor.
MADDİ SIKINTILAR ÇEKİYORDU
Bir dönemin en çok dinlenen sanatçılarından olan Ankaralı Namık'ın son günlerde maddi sıkıntı çektiği gündeme gelmişti.Oturduğu apartmanın 7. katından düşen Ankaralı Namık tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
Olay akşam saatlerinde Keçiören Şenyuva Mahallesi Seyhan Caddesi 15/C blokta saat 21.30 sıralarında meydana geldi. ''Ankaralı Namık'' ismiyle tanınan sanatçı Namık Uğurlu eşi, çocukları ve kayınvalidesi ile birlikte evde oturduğu sırada hava almak için balkona çıktı. Uğurlu bu sırada henüz belirlenemeyen bir sebepten 7. Kattan yere düştü.
Ağır yaralanan Uğurlu, ambulansla Yıldırım Beyazıt Eğitim Araştırma Hastanesine kaldırıldı. Ünlü sanatçı burada yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Olayın kaza mı ya da intihar mı olduğu araştırılıyor.
[http://www.haber7.com/unlulerin-dunyasi/haber/1609685-unlu-sanatci-7-kattan-dusurek-hayatini-kaybetti haber7.com]

amenna

mödo
kullanımı en çok cemal süreyya'nın şu şiirine yakışır:

bir de sen koynumda yatıyorsun
güzelsin güzelliğin mutlak amenna
kızlığın masanın üstünde
kocana saklıyorsun

oysa koca da ne benim kollarım var
soy bir portakal yedir bana dilim dilim
ben uzunminareliyimdir doğma büyüme
ne yapıp yapıp denizi görmek isterim

hasan hüseyin korkmazgil

mödo
(gbkz:Ankaranın bağları) nı ben sevdim eller aldı diye dinliyoruz ya aslında ha abu adamı da (gbkz:amenna) şarkısında (gbkz: kısa çöp uzun çöpten hakkını alacak) amenna dizesiyle gelip araştırdım. Tabi daha önceden de biliyordum ama detaylı okumamuştım gürün doğmulu olduğunu bilmiyordum mesela.Neyseki ankaranın bağlarına hissettiğim gibi hissetmedim bu (gbkz:şair)e.

darüşşafaka

mödo
birbuçuk asıra yakındır faaliyet gösteren yatılı eğitim kurumu... "eğitimde fırsat eşitliği" ilkesini benimsemiştir. babası ölmüş ve ekonomik durumu yetersiz kız ve erkek öğrencilere karşılıksız eğitim verir. 1863 de kurulmuş, 1873 de eğitime başlamış, 1955 de kolej, 1971 de karma eğitime geçmiştir. 1995 de ise fatih çarşamba daki tarihi binalarından ayrılarak maslak derbentteki darüşşafaka kampüsüne taşınmışlardır. bağışlarla yürüyen darüşşafaka cemiyeti tarafından idare edilir. dünyanın dört bir yanına dağılmış mensupları, darüşşafakalılar derneği çatısında toplanmıştır. dernek aynı zamanda güçlü bir sivil toplum kuruluşu olma yolunda üyeleriyle dayanışma sergiler.

süleyman hilmi tunahan

mödo
Peygamberimizin izini süren Allah dostu Süleyman Hilmi Tunahan vefatının 56. yılında dualarla anılıyor. Hizmet ettiği devrin şartları düşünüldüğünde Süleyman Efendi Kur’an’a ve İslam’a hizmeti Allah’ın hıfzu himayesinde yapmıştır

Her büyük insanı anlatmak güçtür. Sadece anlatmak değil, anlamak da zordur. Ne yazsanız asıl yazılması gerekenleri yazamadığınızı düşünürsünüz. Süleyman Efendi’yi anlamak ve anlatmak, gücümüzü aşar. Hizmet ettiği devrin şartlarını düşündüğünüzde, insan ömrüne zor sığacak tarihi hadiseleri ibretle yorumladığınızda, bizlere intikal eden manevî mirasa nasıl sahip çıkmamız gerektiğinin de dersini alırsınız. Allah’ın hıfzu himayesinde olunmadan bu kabil faaliyet ve hizmetlerin verilmesinin mümkün olmadığının idraki içinde olursunuz.

FARKLILIĞI, ALLAH KELAMI'NI OKUMA VE OKUTMA GAYRETİYDİ

Kur’an indirildiği geceyi bin aydan daha hayırlı ve bereketli kılarsa, indiği ayı diğer aylardan üstün ay haline getirirse; Ona hizmet edeni de elbette üstün kılar. Süleyman Hilmi TUNAHAN Hazretlerinin büyüklüğü ve farklılığı, Allah Kelamı’nı okuma ve okutma seferberliğini gerçekleştirmesi ve Allah Rasulünün sünnetini ihya etmesi, o izi sürmesiyledir.

Peygamber Efendimiz: “Allah her yüzyılın başında bu Ümmete dinini yenileyecek birini gönderir” buyurur. Hadiste zikredilen yenileme dinde değil, Müslümanlar üzerindedir. Zayıflayan dine bağlılık, dini anlayışı, idraki yenileme vazifesini bu insanlar yerine getirir. Bu gönderilenlerin muayyen bir zamanı ve yeri yoktur. Allah dilediğini, dilediği zamanda gönderir. Aynı zamanda, dilerse birden fazla âlimi de gönderir. O fetret döneminde gönderilen muallim, mücahid, müceddit, mürşid ve mürebbî bir dâvâ adamının adı Silistre’li Süleyman Hilmi TUNAHAN Hazretleridir. (rahmetullahi aleyh)

İSLAM'I YERYÜZÜNE HAKİM KILMA PROJESİNİN SAHİBİ ALLAH'TIR

Kur’an hizmeti veren birisinden bahis mevzu açılınca ilk aklıma gelen hadis-i şerif:

“Allah, bu dinde fidanlar eker, onları kulluğunda kullanır.” Hadisidir.Hadis sahihtir ve kıyamete kadar geçerliliğini koruyacaktır.

Hadis, mecâzî bir ifade ile söylenmiştir. Fidanlar, ormanlık alan oluşsun diye dikilmiş ince odun parçacıkları değildir. Fidanlar, Rabbimizin dinini ayakta tutmak için özel olarak hazırladığı kullarıdır. İslam’ı yeryüzüne hâkim kılma projesinin sahibi Allah’tır. Projenin yürütme görevlisi ise kullarıdır. Kullarından bazılarını da özel olarak bu proje için hazırlamaktadır, Rabbimiz. Bu müjdeyi veren Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem, ümmetinin fidanları yarışsın ve çoğalsın istemektedir. Fidanlık mevsimi geçmeden özel proje grubuna girmek için var gücü ile çalışan bir ümmet sırtı yere gelmeyecek bir ümmettir. O fidanlık mevsimi de gençliktir. Ayrıca “Âlimler Peygamber (sav)in varisleridirler.” Hadis-i şerifi de bu hususta unutulmamalıdır.

SAHABİDEN EBU KATADE (R.A) BİR HATIRASINI ANLATIYOR

“Resûlullah (s.a.v), bir sefer öncesi bize konuşma yapıp buyurdu ki: “Sizler bugün öğleden sonra ve gece boyu yürüyecek, yarın da suya kavuşacaksınız.” Bunun üzerine insanlar birbirlerine bakmadan yola koyuldular. Resûlullah (s.a.v) de yola koyuldu. Ben yanı başında idim. Gece yarısı oldu. Yavaş yavaş uyuklamaya başladı. Hayvanının üzerinde eğildi, kaldı. Hemen yetişip onu uyandırmadan hayvanının üzerinde dik duruncaya kadar doğrulttum. Yoluna devam etti. Biraz daha vakit geçince tekrar eğildi. Ben yine onu uyandırmadan doğrulttum. Yola devam etti. Vakit iyice ilerlediği bir anda tekrar eğildi. Bu sefer sanki düşecek gibiydi. Neredeyse de düşüyordu. Ben yanına varıp onu doğrulttum. Bunun üzerine başını kaldırıp: “Kimdir o” dedi. “Ebu Katâde…” dedim. “Ne zamandan beri benim yanımda yürüyorsun böyle?” dedi. “Gece boyu böyle yürüdüm.” Dedim. Bunun üzerine buyurdu ki: “Peygamber’ini koruduğun gibi Allah da seni korusun.”

KİTABIMIZ KURAN-I KERİM HEP VAR OLACAK

Peygamberimizin kendisi yok ama O’na gönderilen Kitabımız Kuran-ı Kerim, O’nun Sünneti, O’nun hadisleri hep var ve hep var olacak. Bu hizmeti yapan, neşreden, koruyan, kollayan, hassasiyet gösteren Süleyman Efendi ve Onun gibi Allah Dostlarının, dinine sahip çıkan bütün Mü’minlerin de Peygamberimizin Ebu Katâde Hazretleri için söylediği duaya mazhar olacakları kanaatindeyim. “Peygamber’ini koruduğun gibi Allah da seni korusun”

CEREYAN EDEN HADİSELERİ YAKINDAN TAKİP ETMELERİ

Zamanının, ilim-irfan ve irşada temâyüz eden dersiâm ve ilim adamlarına, talebelerini gönderir; talebelerini onların imtihan etmelerini, din ilimlerinin yeniden ihyâ edilmekte olduğunu görerek sevinmelerini arzu ederlerdi. Nitekim dersiâmlardan Ali Haydar Efendi, Ömer Nasuhi Bilmen ve Hasan Basri Çantay gibi pek çok zevâta, bu vesile ile talebelerini göndermişlerdir. Said-i Nursi, Abdulhakim-i Arvasi Hazretleri ve Sami Efendi dahil tanınmış birçok zevatla muhabere etmiştir. Ayrıca talebelerini Bayezıd’a sahaflara gönderir, oradan kitap aldırır, Muzaffer ÖZAK’a “Paraları yetmezse onların istedikleri kitapları ver” diyerek onların kitap-sahaf-okuma-tetkik-tetebbuat gibi mefhumlara âşinalık kesbetmesini temine çalışmışlardır.

İmâm-ı Rabbânî Hazretleri’nin “Zamanının gidişâtını bilmeyen ârif-i billah olamaz” sözünü içinde bulunulan şartların bilinmesi bakımından sık sık zikrederlerdi.

‘ZÂHİRİMİZ HALK İLE BÂTINIMIZ HAK İLE’

Süleyman Hilmi Tunahan Hazretleri, cemiyetten uzakta yaşamak yerine, cemiyetin içinde Müslümanlığı yaşatmayı tercih etmiş ve “Zâhirimiz (Dışımız) halk ile Bâtınımız (içimiz) Hak ile” buyururken, İslamiyet’e ters düşen kılık ve kıyafete de katiyyen itibar etmemiştir. (Kendileri kış-yaz ceketten uzunca pardesüden kısaca olan bir kıyafeti tercih etmişlerdir.)

Talebelerini hayatlarında, daima itidale teşvik etmiş, ifrat ve tefritten uzak kalmalarını tavsiye etmiştir. Süleyman Efendi, hayatının hiç bir zerresinde şer’i hükümlerden ve emirlerden hiç birisinden zerre kadar fedakârlık göstermemiştir. Yakın arkadaşlarının Süleyman Efendi hakkındaki şikâyetleri şöyle idi. “Efendi Hazretleri çok iyi insan fakat pek fazla müteşerri!” Yani Efendi Hazretleri çok iyi insan fakat şeriata çok fazla bağlı. Pek tabi bu bir kusur değil, meziyetlerin en büyüğü. Süleyman Efendi, şer’i meselelerde son derece celalli, beşeri münasebetlerinde ise halim, salim ve müşfik idi. Esasen, Peygamberimizin takip ettiği irşad metodu da bu değil miydi? Huzuru Şeriflerine girenler hiç bir sıkıntı duymazlar istedikleri her mevzuu rahatlıkla kendisine anlatabilirlerdi.

MATBUATA (BASIN VE YAYINA) OLAN ALAKASI TAKDİRLERİ, TEŞVİKLERİ

Dünya hâdiselerini yakından takip eder. Her sabah bir “Yeni Sabah” gazetesi aldırıp, dış politika yazarlarının yorumlarını ve önemli haberleri talebelerine muntazaman okuttururlardı. O günkü şartlarda “Ah bir gazetemiz olsa! Müslüman zenginler bu işin ehemmiyetini kavrasalar da bir gazete çıkarsalar.” Buyururlar, sonra da “Gazete, bir milletin gözü, kulağı, dili mesabesindedir” derlerdi.

DEVLET ADAMLARINI İKAZ EDERDİ

Diğer günlük hâdiseleri ve dünyadaki Müslümanların meselelerini yakından takip eder, yerine göre câmi kürsüsünden dile getirirdi. O devirde bir çok vâizler günlük hâdiseleri Câmii kürsüsüne getirmeye cesaret edemezken; O, zaman zaman devlet adamlarını ikaz ederdi. Camii kürsülerinde; Fransa işgalindeki Cezayir’le ilgili, “Hükümet Cezayirli Müslümanlara yardım etmiyor, bari biz dualarımızla oradaki kardeşlerimize yardım edelim” diyerek dua etmişler, talebelerinin dikkatini dünya Müslümanları’nın üzerine çekerek onlara “Ümmet Şuuru” vermeye çalışmışlardır. Keza yine müteaddit vaazlarında “Menderes Ayasofya’yı aç!” hitaplarıyla devrin Başbakanını ikaz etmişlerdir. Ayrıca Halkı, CHP’ye rey vermekten şiddetle men etmiştir.

Dinî neşriyata ehemmiyet vermiş, Necip Fazıl’a “Büyük Doğu” mecmuasını çıkarmasında mânevi teşvikleri yanında, büyük maddî yardımlarda bulunmuşlardır. Türkiye’de Mason ve Siyonizm tehlikesine karşı milletimizi uyarıcı eserler neşreden Cevat Rifat Atilhan’ın hizmetlerine en büyük yardımı Süleyman Efendi yapmıştır. Onun kitaplarını tavsiye etmiş ve yaymıştır. Kezâ o günün şartlarında İslâm mefkûresinden yana neşredilen her eser ve mecmua onun tarafından az veya çok desteklenmiştir. Abdurrahim Zapsu “Ehl-i Sünnet” mecmuasından, Sebilürreşad’dan, Osman Yüksel SERDENGEÇTİ’nin Serdengeçti dergisine, Abdullah Işıklar’ın Fetih Gazetesinden Sinan Omur’un “Hür Adam” mecmuasına kadar…
http://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/yasar-degirmenci/kurana-adanmis-bir-omur-12003.html

muharrem usta

mödo
muharrem usta 3062
celil hekimoğlu 3049
İbrahim Hacıosmanoğlu 1040 oy almıştır.
Bir kaç itiraz sonrası en son haliyle en yakın rakibi celil hekimoğluna 13 oy fark atmış ve başkan olmuştur.

instela

mödo
sayfa tasarımı,işleyiş ve kullanılabilirlik açısından en güzel internet sitedir. Türkiyede en fazla girilen ekşi sözlük, uludağ sözlükten sonra en fazla girilen internet sitesidir.


memur sözlüğün ileriki zamanlar da yani Az maddi olarak düzeldiğimiz zaman tasarım ve işleyişi olarak minimum instela kadar düzgün bir sayfaya kavuşacağız. Yenilenen sayfaya kavuştuktan sonra yeni yazar alımları sadece şuan sözlükte yazar olan kişilerin davetiye göderdiği kişiler yazar olacabilecektitr ya da birinci nesil yazarların davetiye gönderdiği kişiler.

Not: Bu başlık altına memur sözlükle ilgili entry girme sebebim ise kalbi kırılan güveni yiten yeni yazarlarımızın bize az güvenini kazanmaktır belki de kim bilir.
1
cayisallama cayisallama
Yaptık ancak başka bir alanda hata yaptık demek ki!
9 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol

tag heuer carrera womens price montblanc timewalker 2017 replica watches rolex oyster perpetual datejust made in hong kong vintage heuer chronograph replica watches hublot 992703 price panerai limited edition 2015 replica ladies watches ulysse nardin watches platinum brand watches for ladies uk replica watches belfort watch kickstarter breitling yellow face chrono uk replica watches