ramazan ayının manevi atmosferinin maddi olarakta tezahür ettiğini ifade eden bir sözdür. gerçekten tecrübelerde bunu göstermiştir çoğunlukla. tabi birde böyle ismi olanlar vardır..
ve sonra dört yandan saracaklar seni, ay'ın etrafını saran karanlık misali yıldırmaya çalışacaklar seni. geceyi sensiz, seni gecesiz bırakmak isteyecekler. bilmelisin ki kazanamadığında değil vazgeçtiğinde ölürsün... vaay be ne yazdım ama (u::))
27 yaşında afgan bir kadın.. ilahiyat öğrencisiydi. 19 mart 2015 tarihinde din öğretmenliği yaptığı kabil'de bir caminin önünde bir şeyler satan zainuddin isimli bir mollayla tartıştı. mollanın namaz çıkışı halkı bu kadın kuran yaktı! diyerek galeyana getirmesi sonucu kendisini savunmaya çalışmasına ''ben müslümanın bir müslüman kuran yakar mı'' demesine rağmen öfkeli kalabalık tarafından dövülerek öldürülmüş. cansız bedeni 300 metre sürüklenip üzerinden araba geçmiş, sonra yakılarak bir dereye atılmıştır.
''Kadın gider ve bunun şiir olduğu söylenir kadın gider ve bir şair doğar bundan (Ben hangi kadından şair olduğumu bilirim)
\"Yazın bittiği her yerde söylenir\"se kadının gittiği de her yerde söylenir kadın gittiği her yerde şiir diye söylenir: Kadının gittiği yazın bittiğidir, her yerde yaz biter kadın giderse, bunun sonu şiirdir, yazın sonu şiirdir, şiirdir aşkın sonu... Şehir her semtiyle yazın peşine düşse yaz uzar bundan ve aşklar da nasiplenir, yazın peşinde şehir, kadının peşinde şiir eylülün semtine kadar böyle gidilir bir gecede gittimdi hazirandan eylüle eylül yazdan terkedilmişti, şiirse haziranda kadın tarafından terkedildi o söylenceye: Bütün oğullar anneyi bir şiire terkeder! O kadın beni terkederse şair olurum oğul olduğum kadın sakın beni terketme, şiirdir söylenir, yazdır biter, kadındır gider
biriktirilen 3-5 kuruşla ev almış zar zor bir de düğün mü yapsın. davul çaldırıp borca girişini mi kutlasın.
kamuoyundan özür açıklaması;
13.10.2016 tarihinde yukarıda bahsi geçen başlıkla ilgili girilen entry alkol, meth ve cigara etkisi ile kaleme alınmış olup kamuoyuna verilen psikolojik rahatsızlık için özür dilerim...
evlenmeden önce oldukça sık görüşülen, sohbetin muhabbetin dibine vurulan, birlikte bekarlığın saltanatından dem vurulan arkadaşın evlendikten sonra garip bir şekilde fazlaca mesafeli, ulaşılması, görüşülmesi zor, görüşülen zamanlarda evlilik tavsiyeleri ve daha fazla para kazanmanın mantıklı ve makul yolları ile ilgili bilgi verme ya da alma çabaları içine girerek kendinden soğutan arkadaştır. istisnaları elbette vardır fakat geneli bu durumda gibi geliyor bana tabi olaya birde onun gözünden bakmak lazım ... ne bileyim araya zaman da girse bir araya gelince kaldığın yerden devam edemiyorsan bir problem vardır. not: ev alan bekar arkadaş kapsam dışında olabilir ve düşüncelerim erkekler içindir kızlar için durum farklı olabilir.
birinci kural moralimizi bozmuyoruz. ikinci kural rakibin moralini bozuyoruz. hadi bozalım; ya gerçekten çok üzülüyorum sana, o kadar çalıştın ama sen de talih yok şimdi tarihin en zor sınavı gelir seni bulur. hiç bakmadığın bütün yayınların buradan soru çıkmıyor dediği yerden soru çıkar. zaten bir düşün; şimdiden aklından uçuvermiş öğrendiğin her şey. ayrıca bu senin son şansın bu kez de olmaz ise annenin/babanın dediğini yapmak zorundasın( her ne dediyse işte. zaten senin bölümden çok az alım oluyor mutlaka x puanın üstüne çıkmalısın ki bu çok zor.. nasıl bozuldu mu biraz moraller.
şimdi de kendimize iki ihtimalli tavsiyelerde bulunalım; bu sınav zaten kolay bir sınav sana ne soracağı belli karanlık enerjiyi soracak değil ya. atatürk ilke ve inkılapları, osmanlı kültür ve medeniyet, güncel sorular, coğrafya zaten biliyorsun nerde ne yetişir, yok efendim ülkenin maden haritası, alternatif enerji kaynakları falan, türkçe zaten halledilir, matematiğe de çalışıyorsun zaten kaç zamandır(3 gün) halledersin aga dert etme. peki kötü geçer ve yapamazsam; ooo dert ettiğin şeye bak dünyanın sonu değil ya hem memurluk değildi ki senin hayalin, sende hayallerinin peşinden koşarsın, dünyayı değiştirirsin belki oğlum, belki bir rembrant, bach, ya da gödel değilsin ama demişti einstein hayal gücünün sınırı yoktur. farklı bir yol çizersin kendine. önce daha önce denenmiş yollar sonra hiç kimsenin yürümediği yollardan yürürsün kalbinin derinliklerinde ki düş ülkene,. sakın ola kendini bırakma, baksana sözlüğün belki yarıdan fazlası memur ama kaçı mutlu? belki harcamaya dahi fırsat bulamayacağın, üç kuruş parayı kazanmak uğruna kendini harcama, modern köleliğin her türlüsüne karşı dik bir duruş sergile, sırf daha iyi komşulara sahip olmak ve çocuklarını koleje gönderebilmek için inandığın değerlerden ödün verme.......(biteceği yok bir ara devam ederim) hadi gazamız mübarek olsun kpss ciler
Pınar başına geldi Bir elinde güğümü; Çattı yay kaşlarını Görünce güldüğümü, Bağlamıştı gönlümü Saçlarını düğümü. Bilmiyordum bu örgü Acaba bir büğümü?
Sordum: nerdedir yerin? Nedir senin değerin? Yedi kral vurulmuş, Ne bu ceylan gözlerin? Hangisine varırsın Bu yedi ünlü erin? Şöyle dedi bakarak Göklere derin derin:
Kıralların taçları Beni bağlar büğü mü? Orduları açamaz Gönlümdeki düğümü. saraylarda süremem Dağlarda sürdüğümü. Bin cihana değişmem Şu öksüz Türklüğümü.
ayrıca mustafa yıldızdoğan bestesiyle buyurunuz.
https://www.youtube.com/watch?v=7IfEVSpeYGw
ak gezenlere karşı sözlüğü koruyup kollamak üzere yemin etmiş tayfa. yakında kendilerine bir lord kommandant bulup yemine ihanet edenleri cezalandırmakta geç kalmayacaklardır. (bkz: night watch )
''gol'' ''allah rahmet eylesin, helvan bol olsun'' ( ölen de alta yorum yazmış ) ''yigenim selfi.'' ( altta da uzaktan kendisinin çektiği resim) ''siraya girip.benim.elimi opcenize gidin dogru ibatet edin ben sizin ayagınızın altini opeyim.mamo.hoca'' ( noktalamalar ve yazım aynen alıntıdır) ''mili.egtim.bakani.istifa.et.bence.'' ( imla aynen alıntıdır)