confessions

seyrani

1. nesil Yazar - Yazar -

  1. toplam entry 7
  2. takipçi 2
  3. puan 2946

ikinci abdülhamid

seyrani
kendisine gerici diyenler var, çok komik bir iddia. abdulhamid devrinin en entelektüel şahsiyetlerinden biriydi, avrupa'yı yakından takip eder, roman, tiyatro ve fotoğrafçılığa fevkalade ilgi duyardı. bugünkü çoğu çakma entelektüeli cebinden çıkaracak kadar avrupa'yı yakından tanırdı.

zaten ironik tarafı şu ki; sultan anadolu'da istanbul haricinde hiçbir şehirde bulunmamış; gençliğinde sadece balkan şehirlerini ve paris, londra gibi avrupa başkentlerini amcasının avrupa ziyaretinde görme imkanı bulmuştur. zaten padişahlığı süresince saray dışına dahi çok çıkmıyor. sultanın düşünce dünyasını anlamaya çalışırken bunu da hesaba katmak gerek.

entelektüel yönüne bir misal olarak sultan, padişahlığı devrinde victor hugo'nun L'Homme qui rit adlı romanını kendine özel olarak çevirttirmiştir, yazma nüshası bugün istanbul üniversitesi kütüphanesinde bulunmaktadır. bugün hala bu kitabın türkçe baskısı yapılmamıştır. ki victor hugo bu dönemde islam dinine ve osmanlı'ya olan tarafgir eleştirilerinden dolayı istanbul muhitinde hiç sevilen biri de değil.

ikinci meşrutiyet

seyrani
ikinci meşrutiyet'in ilanından sonra meclis-i mebusan'ın açılışına abdulhamid han da gelmiş, bu pek çok azılı muhalifini heyecana boğmuştur. o zaman ki meclis başkanı jön türklerin lideri ahmed rıza, ki mason locasının üstadlarından olduğu sıkça iddia edilir, abdulhamid'in elini öpmüş; bir başka mebus da yere kapanarak padişahın ayaklarını öpme girişiminde bulunmuştu.

kaynak: m.armağan/abdulhamid'in kurtlarla dansı

saatleri ayarlama enstitüsü

seyrani
sağlam bir modernizm ve bürokrasi eleştirisi olan kitap. sosyal bilimlerde yüzlerce makale, kitap ile anlatılan bir çok şey tanpınar'ın sembolizmi ile karakterler, olaylar üzerinden başarılı şekilde tasvir ediliyor. doğu batı karşılaştırması, zaman tanzimi, pozitivizm vs. daha da derin bir analizle, hiç yaşamayan şeyh ahmet zamani efendi adlı bir zat hakkında kitap yazılması, konferans düzenlenmesi ve dünyaca ünlü tarihçilerin bu zatı araştırmak için istanbul'a gelmesi kemalist dönem devrimleri ile ve "muhayyel cemaat" diye tabir edilen "icat edilen cemaat" kavramı ile de rahatlıkla ilişkilendirilebilir.

özellikle, hastasına zorla hastalığına uygun rüya gördürmeye çalışan dr.ramiz efendi karakteri taklitçi batılılaşmanın ve pozitivizmin çok iyi bir eleştirisi. tam olarak şöyle diyor: "nasıl olur? sizin gibi bir zat hastalığına uygun tek bir rüya görmüş olmasın! Bari bundan sonra biraz gayret etseniz..." daha sonra hastasına görmesi gereken rüyaların listesini verir. hasta itiraz edince de "bu müsbet bir ilimdir dostum" diyerek savuşturur.

bunu kemalist dönem modernleşme çabaları ile beraber düşününce daha anlamlı oluyor tabi. avrupa'dan alınan kanunlar, kılık kıyafet, alfabe; ve bunların medeni ve çağdaş olmanın gereği olarak sunulması.

imparatorluğun en uzun yüzyılı

seyrani
ilber ortaylı'nın tanzimat sonrası osmanlı modernleşmesi'ni anlattığı kitabı.
osmanlı yönetim biçimini ifade için şöyle bir örnek veriyor;

16. yüzyıl sonunda türkiye'ye gelen bir Alman seyyah, Ayasofya'da Sultan II.Selim'in türbesinde onun yanıbaşında yatan ve kimisi bebekken katledilen şehzadelerin tabutlarıha bakıp dünyada nasıl bir güneş varsa, Türklerin de bir hükümdarı ve efendisi vardır." der.

16 nisan 2017 başkanlık sistemi referandumu

seyrani
öncelikle şunu belirtelim; kağıt üzerinde başkanlık, yarı başkanlık ve parlamenter sistemin birbirlerine karşı hiçbir üstünlüğü yoktur; hiçbiri diğerinden daha demokratik değildir. ülkelerin tarihi, siyasal kültürel süreçlerine göre hükümet biçimleri çoğunlukla kendilerine özgün olarak gelişir. bugün fransa'daki güçlü yürütme mantığı, yani yarı başkanlık sistemi fransa tarihindeki siyasal karışıklıkları azaltmak siyasete istikrar sağlamak için getirilmiştir. misal abd'deki sistem de hem federasyonun birliğini devam ettirebilmesi hem de eyaletlerin birbirlerine karşı adil şekilde temsilini sağlamak için geliştirilmiştir. sistemdeki denge mekanizmaları da amerika'nın siyasal gelenği ile uyumlu olduğı için yüz elli senedir oldukça iyi çalışmaktadır.

gelelim türkiye'ye. malum devletlü sultanımız abdulhamid han'ın kısa süreli ilk meşrutiyet döneminden sonra 1908-1913 arası osmanlı ilk defa parlamento ile yönetilen bir çok partili rejim denemesi yaptı. sonra ittihad terakki diktatörlüğü, tek parti devri ve çok partili hayata geçiş var. 1950'den itibaren siyasal tarihi incelediğimizde yakın zamana kadar görebileceğimiz şeyler kaos, kargaşa, kavga, patırtı gürültüden başka bir şey değil. bunun çok fazla nedeni var; tabi ilki kazım karabekir'in de zamanında veryansın ettiği "sözün ayağa düşmesi."

ben şahsi olarak bu kadar uzun süreli bir imparatorluk geleneğini tecrübe eden bir ülke olarak; demokrasi; çok partili rejim; ifade özgürlüğü gibi batılı kavramların bize fazla geldiğine inanıyorum. nitekim 1980 yılına kadar süleyman demirel ve nihat erim başta olmak üzere birçok lider 61 anayasası ile ülkenin yönetilemeyeceğini, anayasanın özgürlükçü ortamının ülkeyi kaosa sürüklediğini defaatle belirtmişlerdir. 71 muhtırası, 80 darbesi, milliyetçi cephe hükümetleri; zoraki ve ironik msp-chp ortaklığı hep sistem krizlerinin ürünleridir. Yine özal sonrası koalisyon yılları da aynı şekilde ideolojik olarak birbirine taban tabana zıt; ekonomi programları birbiriyle örtüşmeyen partileri bir araya getirmiştir. Türk siyasi tarihinde hiçbir koalisyon hükümetinin normal süresini dolduraması bu tablonun en net halidir.

Burada siyasal kültürden kaynaklanan bazı sorunlar var. partiler ideolojik örgütlenme vasıtaları ve aidiyet elde etme araçları olarak görüldüğü için bizim ülkemizde farklı partilerin bir araya gelmesi mümkün olamıyor. Şerif mardin ve halil inalcık'ın sık sık bahsettiği türkiye'de birbirinden sosyal, kültürel, ekonomik olarak tamamen ayrışmış farklı iki grupun varlığı türk toplumunun bariz bir gerçeği. Bu grupların sayısı etnik aidiyet temeli de hesaba katılırsa üçe veya dörde çıkarılabilir. Bu farklı kutuplar imparatorluğun son döneminden beri yaklaşık yüz senedir çözülemeyen problemlerle bir arada yaşıyor. Bir çırpıda bu sorunları çözmek mümkün olmuyor. Bunun en cesur örneği msp-chp kolaisyonu idi. Kağıt üzerinde demokratik sistemin olağan bir gereği gibi görülse de rejimin muhafızı chp'nin, kanlı devrimlerden alenen bahseden bir parti ile ittifak yapmak zorunda kalması tam anlamıyla bir sistem krizidir. Yani avrupa'daki gibi sağ ve soldan gelen üç dört farklı partinin koalisyon hükümeti kurması türkiye siyaseti için yakın dönemde pek de mümkün görünmüyor.

Bunlar beraber düşünüldüğünde türk toplumunun batı avrupa modeli bir katılımcı demokrasi mekanizması ile yönetilmesinin gerçekçi olmadığı rahatlıkla söylenebilir. Siyasi partilerimizin de güçlü liderlerin yönetimi altında blok olarak hareket etmesi bunun en bariz örneği. akp, chp ve mhp'nin aşırı derecede anti demokratik karar alma mekanizmalarına sahip olduğunu söylemek yanlış olmaz. Ne parlamentoda ne de parti tabanında liderlerin görüşlerinin aksine tek bir söze izin verilmiyor. Milletvekilleri partilerinin kararlarından bağımsız hareket edemiyor. Bu da sistemi tıkayan başka bir gerçeklik; ve tamamen yukarıda bahsettiğimiz türk toplumunun siyasal kültürünün ve kendine özgü tarihinin siyaset alanında birebir yansıması.

Bu referandum da kabaca bu tarz bir kaygının ürünü.

mark zuckerberg

seyrani
facebook'un domainini ilk olarak thefacebook.com olarak almış, sonra facebook.com'a geçmek için bir çuval para saymıştır. bu dahi onun şansı iyi giden bir ergenden fazlası olmadığını gösterir. steve jobs'un abdest terliği bile olamaz. the facebook ne ya bari özfacebookkardesler.com koyaydin haha.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol

tag heuer carrera womens price montblanc timewalker 2017 replica watches rolex oyster perpetual datejust made in hong kong vintage heuer chronograph replica watches hublot 992703 price panerai limited edition 2015 replica ladies watches ulysse nardin watches platinum brand watches for ladies uk replica watches belfort watch kickstarter breitling yellow face chrono uk replica watches