16 nisan 2017 başkanlık sistemi referandumu

0 /
abuzeroklava
2017 yılı içerisinde olacak referandumdur.

Hayırcılara daha iyi anlatmak için şöyle söyleyeyim. Eğer baştan beri böyle bir sistem olsaydı 2002'de iktidara gelen Tayyip Erdoğan'dan 2012 yılında kurtulmuş olacaktınız! Yeni anayasa ile bir kişi ülkeyi en fazla 10 yıl yönetebilecek. Şimdi söyleyin Evet mi Hayır mı?
Yine mi hayır... O zaman bir de şuna kulak verin. Şimdi evet derseniz, Erdoğan'ın katılacağı son seçim 2019'daki olacak. Onu kazansa bile son dönemi olacak. Yani evet dersen, en geç 2024'te Erdoğan'dan kurtulacaksın. Şimdi söyle evet mi hayır mı?
Yine mi hayır... 2024'e çok mu var. Sen bilirsin kardeş... O halde iş yine Erdoğan'a Allah ömür versin diye dua eden milyonlarca teyzeye kaldı. Haberin olsun.
zinzal
hayır çıkacaktır. %55 hayır bekliyorum.

hayır çıkmalıdır da. Türkiye cumhuriyeti tek bir kişiye bırakılmayacak kadar yüce bir ülkedir.
TurinTurambar
iki dönem başkanlık yapan bir daha seçilemez noktasında boşluklar var. ikinci dönemin 9.yılında başkan, meclisi feshedip meclis ve başkanlık seçimini yenilerse yeniden yeniden daha güçlü yeniden gibi bir durum var. yani iki dönem değil ömür boyu tekrar tekrar seçilebilir bu durumda. endişe edilen durumda odur. bu durumun olmayacağının bir garantisi de yokmuş gibi gözüküyor.
kultabisi
turinturambar'ın yazdığını yazacaktım ama kendisi benden önce davranmış.
evetçiler, değişiklikleri yeterince irdelemiş olsalardı, bu durum dikkatlerini çeker ve 'tayyip erdoğan en fazla şu kadar seçilir, maksimum şu tarihte görevi sona erer.' gibi cümleler kurmazlardı gibime geliyor. bu durumda, kendilerine yeni bir ev ödevi çıkmış durumda. değişen maddeleri tekrar ve tekrar okuyarak, 'acaba bu madde niye değişti? acaba bu maddenin konulma amacı ne olabilir?' şeklinde bir beyin fırtınası yapmaları iyi olur.
ayrıca, meselenin tayyip erdoğan ismi üzerine indirgenmesi de ayrı bir sorun.
evetçilere daha iyi anlatmak için şöyle söyleyelim: farzedelim ki, tayyip erdoğan bu ülkenin görüp görebileceği en kusursuz, en büyük, en ahım şahım, en süper, en en en kahraman insan olsun. peki ya sonrası?.. bu yetkilerle, o makama gelecek herkesin, tayyip erdoğan'da olduğuna inandığınız özellikleri taşıyacağına olan inancınız nereden geliyor?
hani, bu ülkede hiç yaşamadık (!) ama milyarda bir karşılaşılabilecek bir durum olsa da, misal vücudundaki tüm hücreleriyle amerika'nın köpeği olan biri, diyelim ki dini kullanarak, diyelim ki milliyetçiliği kullanarak, diyelim ki parasal gücünü kullanarak devlet içinde örgütlense; bu örgütlenme sırasında da, kendisine bu yolları açacak siyasetçilerin kimisini parayla, kimisini inançla, kimisini kasetle vs. kendi kontrolü altına alsa, sonunda da başkanlık makamına otursa, neler olabilir?.. hiç düşündünüz mü?
ya da ne bileyim. o makama oturan kişi, bir süre sonra akıl sağlığını kaybetse. durduk yerde ülkenin birine savaş açsa. veya, yetkisi gereği ülkeyi eyaletlere bölse. kimi eyaletlere özerklik verse vs. vs... ne yaparsınız?
aslında bu örnekleri yüzlerle ifade edilebilecek şekilde çoğaltabilirim. olayın özü şu: padişahlıkta bile, padişah tek başına ülkenin kaderini tek başına belirleyemezken, ülkenin kaderinin tek bir kişinin iki dudağı arasına bırakmak, hangi aklın ürünüdür?
durun, düşünün... kişiler hakkındaki hislerinizi bir kenara bırakın. mantığınızla düşünün sadece. farzedin ki, o ülkenin vatandaşı değilsiniz. olaylara dışardan bakıyorsunuz. ülkece bütün geleceğini bir kişiye bırakan bir millet için ne düşünürdünüz?
gewende
hala siyaset bilincinden ve devlet aklından yoksun olduğumuzu göstererek bütün tartışmaları ve referansları tek adama indirgediğimizin yani kişiselleştirerek baktığımızın göstergesi olan başlık olay.

devletlerde önemli olan sistemdir kimin yönettiği değil. çünkü sistem yöneten kişilere yetki alanı verir. ve sistem bu yetki alanlarını yöneten kişiye mutlak hakimiyet ve demokrasinin olmaz ise olmazlarından güçler ayrılığı ilkesine aykırı olarak bir takım hak ve yetkiler veriyorsa o sistem sıkıntılıdır. çünkü ortaya çoğulcu bir demokrasi koyamazsınız. özgürlük,bireysel hak gibi olgular sağlıklı bir şekilde ilerlemez.

yok şöyleydi yok böyle olurdu gibi devlet aklından ve bilincinden uzak safsatalar ile 'aa kuşa bak uçuyor' demek arasında pek bir fark yoktur. hele ki ortaya konan maddelerde bir madde diğerini egale edebiliyor onu boşa çıkarabiliyor ise o maddeler başlı başına sıkıntılıdır.

sistemler eğer gerçekten demokratik eşitlikçi ve özgürlükçü bir sistem isteniyor ise ilk olmazsa olmazı şeffaf bir şekilde denetlenebilir olması. yasama yürütme yargı nın birbirinden fersah fersah uzaklaşması, bulunduğu toplumda her kesimin ve her bireyin hak ve özgürlüklerini koruyup ve insan hakları doğrultusunda bunları onlara tanıyor olabilmesi son olarak ise herkesin gerek yargı gerek farklı kanallar ile denetlenebiliyor olması lazım. bunlar olmadıktan sonra şuydu buydu gibi söylemler lafı güzaftır.
cayisallama
Referandum mücadelesini \"Şunlar hayır diyor diye biz evet diyeceğiz\" prensibi üzerinden yürütmek.
Sonra da \"Herkes demokratik hakkını kullanıyor. Sakın ayrışmayalım.\" diye telkinde bulunmak.
Neden EVET ya da HAYIR mücadelesi anayasa değişikliği maddeleri üzerinden yürütülmüyor?
Çünkü hiçkimsenin umurunda değil.
Ülkenin ve çocuklarımızın geleceğini şekillendirecek bir değişimi KARŞI TARAFIN tavrı üzerinden savunmak nasıl bir sorumsuzluksa artık.
gercektosunpasa
Bir zamanlar, zenginler fakirleri tembellik ile, fakirler de zenginleri hırsızlık ile suçlarmış, şimdi öyle bir sürece geldi ki ülke, siyasi ve demokratik bir hak olan seçimde bile, milletimiz verdiği reyin rengine göre birbirini yaftaliyor. Hayır, diyenlere, şeytan;Evet diyenlere yalaka damgası vurulmaya çalışılıyor. Bizler binlerce yıldır bir arada yaşamış Kardeşler değilmişiz gibi davranıyoruz. Her Evet yalakalık değildir yahut her Hayır da Şeytanlık değildir. 15 Temmuzda \"Askeri Vesayete,Cuntaya\" Hayır diyen bu millet, bir anlamda da kardeşliğe, birliğe ve dirliğe \"Evet\" demişti.. Propaganda siyasilerin işidir, kardeşler, arkadaşlar, güzel insanlar...bu nefret söylemlerini bir kenara bırakıp, her koşulda, tüm dünyaya karşı nasıl birlikte olunur, dersi vermemiz gerek..Bakacagimiz yüzlere, sular durulduğunda, utanacagimiz sözler söylememiş olmalıyız; çünkü, hırs gelir göz kararır, hırs gider yüz kararır..Kalp kırmamak gerek, kalp kırmak; Kâbeyi yıkmak gibidir..
TurinTurambar
yüzde 51 oyla gelmiş cumhurbaşkanının meclisi feshetme yetkisi ile meclis seçiminde kullanılan oyların yüzde yüzüne müdahale edebilmesini mümkün kılıyor yeni değişiklik.
abuzeroklava
Bütün değişikliğin özü şu: Referandumdan Evet çıkarsa, bundan sonraki genel seçimlerde önümüze aynı gün 2 sandık konulacak. Birine yasama organı yani TBMM için oy atacağız. Diğerinde yürütme organı yani Cumhurbaşkanlığı için oy kullanacağız.
Yasama ve yürütme daha sandığın başında ayrılacak. Sandığın birine A partisinin adayı için; diğerinde B partisi için oy kullanabileceğiz. İlk turda meclis oluşacak, ancak CB adaylarından herhangi biri yüzde 50 oy alamazsa, en yüksek oy alan iki aday arasında 2.tur seçimler yapılacak. Belki de 2.turda mecliste muhalefet konumunda olan partinin adayı CB seçilecek ve hükumeti kuracak... Yani hükumet kurma yetkisi doğrudan halk tarafından verilecek. Milletvekili sayısı ile hükumet arasında doğru orantı olmayacak. Allah aşkına bunun neresi tek adamlık, neresi diktatörlük? Yalan söyleyen, korku yayan bir sürü utanmaz yorumcu var... Halbuki asıl tek adamlığı şu andaki sistem dayatıyor. Çünkü meclisi/yasamayı kontrol altına almadan ülkeyi yönetemezsin diyor. Milletvekillerini tehdit ederiz, partinden istifa ettiririz yine yönetemezsin, trafik kazasında ölür... yine yönetemezsin diyor. (bunlar geçmişte çok görüldü.) Dünyanın şu gidişatında, Türkiye'nin yönetilemez bir ülke olmaya tahammülü yok. Bütün mesele bu. Bence gerisi teferruat.
aberi
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi gelince ;
1-Cumhuriyet yok edilip halifelik ilan edilmeyecek.
2-Bir gecede Latin harfleri yok edilip islam harfleri getirilmeyecek.
3-Fes yada sarık takmayanlar idam edilmeyecek.
4-Nutuk ve gençliğe hitabeyi gizli gizli okumak zorunda kalmayacaksınız.
5-Meyhaneleriniz ahıra dönüştürülmeyecek.
6-Simdiye kadar yazdığınız eserler hurda kağıt niyetine İngilizlere satılmayacak.
7-M.kemalin akrabaları sürgün edilmeyecek.
8-Onuncu yıl marşı Arapça okunmaya mecbur edilmeyecek.
9-Esleriniz Kızlarınız zorla örtünmeyecek.
10-Her sene 15 temmuz da saygı duruşu yapmayacaksınız.
11-ogullarinizin çocuklarınızın yemin törenine başı açık diye alınmama olmayacak.
ccc
Yeni anayasanın yönetimde teklik sağlayacağı gerekçesiyle darbeyi önleyeceğini iddia ediyorlar. Oysa 11 Osmanlı padişahı darbeyle indirildi.

Mesele tek adam rejimi kurmaksa; o 11 Osmanlı padişahı da tek adamdı. Mesele denge ve fren mekanizmasına sahip bir siyasal sistem kurmaktır.

Meclis ve yargı denetiminin zayıflatılıp kontrol altına alındığı yeni anayasa sisteminin toplumsal kavga ve darbe üretmesi de mümkündür.

Bugünkü düzenin tüm yapısal sorunları yeni tek adam sistemine taşınarak daha derin krizlere de yol açılıyor. Daha düzgün bir anayasa için 16 Nisan'da oylanan metne #Hayır demeliyiz.

[www.twitter.com/aliaktas7]
abuzeroklava
Halk oylamasında geçerse yeni Anayasa maddeleri ilginç sonuçlara yol açacak! Seçimlerde çok renkli adaylar göreceğiz. Zira 100 Bin kişinin imzasıyla CB adayı olmak mümkün hale gelecek. Bu ne demek? Şu andaki sistemde CB adayı olması mümkün görünmeyen bir çok kişi CB adaylığına çıkabilecek... 100 bin üyesinin imzasını alan bir meslek örgütü yahut sendika CB adayı çıkarabilecek. Partili olması gerekmiyor. Mesela Meral Akşener gerekli imzayı toplayıp CB adayı olabilecek. Abdullah Gül, Cem Yılmaz, Atatürk'e benzeyen bu adam, kendini çok önemli zanneden emekli paşalar, İlber Ortaylı, Engin Altan Düzyatan namıdiğer Ertuğrul, Cübbeli Ahmet Hoca, Melih Gökçek, Fatma Ragıbe Kanıkuru ya da Hülya Avşar... 100 bin imzayı bulan herhangi biri... Ne tıbben ne hukuken hiçbir engel kalmayacak!
bobiler
Araştırma şirketleri: Evet de Hayır da bıçak sırtında
Referanduma bir hafta kala, üç araştırma şirketi yöneticisi, evet ve hayır'ın neredeyse eşit olduğu tespitini yaptı. ANAR Genel Müdürü İbrahim Uslu, referandum sürecinde “Hayır blokunun performasının daha yüksek olduğunu” söyledi. SONAR Başkanı Hakan Bayrakçı, “Tek adam tehlikesi seçmeni etkiledi, 51 küsur oranında hayır bekliyorum” derken Murat Gezici, “Yaptığımız araştırmada yüzde 53.3 evet, 46.7 hayır görünüyor” diye konuştu.

haber
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol

tag heuer carrera womens price montblanc timewalker 2017 replica watches rolex oyster perpetual datejust made in hong kong vintage heuer chronograph replica watches hublot 992703 price panerai limited edition 2015 replica ladies watches ulysse nardin watches platinum brand watches for ladies uk replica watches belfort watch kickstarter breitling yellow face chrono uk replica watches