bu sıralar tilki kovalamak hobim oldu. eve gidiyorum kenarda bir şey beni gözlüyor kediden büyük köpek ayarında. bu ne lan demeye kalmadan o fincan gözler ile toz süpürgesi uzun kuyruğu gördüm. başladım kovalamaya. Allah'tan kaçıyor. dönüp hıt dese ben kaçamam donar kalırım. velhasıl tilki kovalayacak yerlerde yaşıyorum. kurt domuz da gördüm ama onları kovalayacak kadar yürekli değilim. pardon deli değilim.
yazarların hayatlarında yaptıkları ilginç hareketler
Kayseri'ye gitmişken hadi hasandağindan paraşütle atlayalım dedik. Çıktık falan sonra da atladık öyle işte.
pek bilinmeyen bir rotada bisiklet sürmeye çıkardım eskiden. yokuş ve iniş oldukça fazla. oralarda lastik patlasa yada pedal kırılsa falan filan yardım isteyecek bir allahın kulu olmaz. neyse dedim ya yokuş iniş fazla. uzun zaman çıkmayıp da bi gün hadi şurayı bi arşınlayayım deyince yemedi tabi nefes. bi yokuşun kenarında bisikleti bi kenara bıraktım kendimi bi kenara sereserpe yattım. şansıma oldukça tenha olan o yoldan bir bir arabalar geçmeye ve ölmüş mü yaralanmış mı nolmuş dercesine bana bakmaya başladılar. dayanamadım kalktım tabi ben de needim.
çok ilginç bir durum değil ama olsun bu entry buralarda dursun;çocuklara farklı yerlerin farklı şiveleri olduğunu göstermek icin bir şeyler anlatayım dedim. sonra bizim ege şivesi ile konuştum kahkaha atarak benim taklit ya da baska bisey yaptığımı düşündüler. o gün bugündür \"hadi bize yine anlamadığımız gibi konuş öğretmenim\" diyorlar. kaç kere aslında bunun anlaşılan bir şey olduğunu anlatmaya çalıştım ama sadece gülüyorlar şiveye. ben de arada çok ilginç bir şeymiş gibi ege şivesi ile konuşup güldürüyorum onları, napayım. onlar da her seferinde ilk defa duyuyor gibi kahkaha atıyorlar.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?