Yoksul bölgelerin Meclis'teki ağırlığını azaltan güncelleme. Halbuki yoksul bölgeler iktidarın hep destekçisi idi.
haberin devamı için tıklayınız.
önce evlenmeye karar verirsin sonra o'nu ararsın ..
teyzem benim canım teyzem.
Ankara'nın Beypazarı ilçesinde bir bankanın şubesine gelen yaşlı bir kadın, ayakkabılarının çamurlu olması nedeniyle içeri girmedi.
DHA'nın haberine göre; bir süre kapıda bekleyen yaşlı kadın, daha sonra çamurlu ayakkabılarını dışarıda bıraktıktan sonra içeri girdi. Yaşlı kadının bu hareketi bankada sıra bekleyen vatandaşlar tarafından cep telefonu ile görüntülendi. Yaşlı kadın işlemlerini bitirdikten sonra dışarıda bıraktığı ayakkabılarını giyerek bölgeden uzaklaştı.
Ankara'nın Beypazarı ilçesinde bir bankanın şubesine gelen yaşlı bir kadın, ayakkabılarının çamurlu olması nedeniyle içeri girmedi.
DHA'nın haberine göre; bir süre kapıda bekleyen yaşlı kadın, daha sonra çamurlu ayakkabılarını dışarıda bıraktıktan sonra içeri girdi. Yaşlı kadının bu hareketi bankada sıra bekleyen vatandaşlar tarafından cep telefonu ile görüntülendi. Yaşlı kadın işlemlerini bitirdikten sonra dışarıda bıraktığı ayakkabılarını giyerek bölgeden uzaklaştı.
1325 (1908) yılında İstanbul'da
doğan AĞMAL, İstanbul Hukuk Fakültesi
Mezunudur. 1933 yılında avukatlık
ruhsatnamesini almıştır.
Bir dönem İstanbul Sultanahmet
Sulh Hukuk Mahkemesi Zabıt Kâtipliği
yapmıştır. Bu görevinden istifa eden
AĞMAL, baromuza kaydolan ilk kadın
avukattır (30.11.1933).
Necatibey Caddesi No:40/5 Yeni-
şehir adresindeki bürosunda serbest
avukatlık yapan AĞMAL, Türk Ticaret
Bankası'nın, Sümerbank İstanbul
Şubesi'nin ve Etibank'ın müşavir avukatlığını
yapmıştır. İçişleri Bakanlığı
memuriyet görevine tayin olması
nedeniyle 07.04.1937 tarihinde baromuzdaki
kaydı silinmiş, 04.10.1938
tarihinde silinen kaydı yenilenmiştir.
Sicil defteri kayıtlarına göre,
İdare Meclisi 06.11.1941 tarihli kararı
ile (mülga) 3499 sayılı Avukatlık
Kanunu'nun 80. maddesi “Baro
senelik aidatını makbul bir sebep
olmaksızın vermemekte ısrar edenlerin
isimleri, idare meclisi kararı ile
borçlarını ödeyinceye kadar baro levhasından
silinir.” mucibince 11.11.1941
tarihinde kaydının terkinine karar
verilmiş, ardından bu kararın refine,
İdare Meclisi'nin 20.11.1941 tarihli toplantısında
karar verilmiştir.
1963 yılında Ankara Barosu'nun,
mesleklerin en güç, en yorucu ama
en şereflilerinden biri olan avukatlıkta
30 yıl inanç, azim ve başarı ile
çalışmış meslektaşlar için hazırlamış
olduğu albümde yer almıştır. Baromuza
yalnız kayden değil kalben de
bağlı olan AĞMAL'ın kaydı, 38 yıldan
beri mensubu bulunmakla kıvanç
duyduğu Ankara Barosu'ndan ailevi
ve sıhhi sebeplerle İstanbul'da ikamet
mecburiyetinde bulunuyor olması
nedeniyle levhadan silinmesini talep
etmesi üzerine, 19.10.1972 tarihinde
baromuz sicilinden silinmiştir.
“Meslek hayatımla alakalı hatıralardan bence, bu gün için
en değerlisi, Baromuzun, 50 yıl hizmet etmiş arkadaşlar için
bir tören tertip etmiş bulunması ve bu yıl bu mes'ut güne
benim de erişmiş olmamdır.”
–Av. Behice AĞMAL
doğan AĞMAL, İstanbul Hukuk Fakültesi
Mezunudur. 1933 yılında avukatlık
ruhsatnamesini almıştır.
Bir dönem İstanbul Sultanahmet
Sulh Hukuk Mahkemesi Zabıt Kâtipliği
yapmıştır. Bu görevinden istifa eden
AĞMAL, baromuza kaydolan ilk kadın
avukattır (30.11.1933).
Necatibey Caddesi No:40/5 Yeni-
şehir adresindeki bürosunda serbest
avukatlık yapan AĞMAL, Türk Ticaret
Bankası'nın, Sümerbank İstanbul
Şubesi'nin ve Etibank'ın müşavir avukatlığını
yapmıştır. İçişleri Bakanlığı
memuriyet görevine tayin olması
nedeniyle 07.04.1937 tarihinde baromuzdaki
kaydı silinmiş, 04.10.1938
tarihinde silinen kaydı yenilenmiştir.
Sicil defteri kayıtlarına göre,
İdare Meclisi 06.11.1941 tarihli kararı
ile (mülga) 3499 sayılı Avukatlık
Kanunu'nun 80. maddesi “Baro
senelik aidatını makbul bir sebep
olmaksızın vermemekte ısrar edenlerin
isimleri, idare meclisi kararı ile
borçlarını ödeyinceye kadar baro levhasından
silinir.” mucibince 11.11.1941
tarihinde kaydının terkinine karar
verilmiş, ardından bu kararın refine,
İdare Meclisi'nin 20.11.1941 tarihli toplantısında
karar verilmiştir.
1963 yılında Ankara Barosu'nun,
mesleklerin en güç, en yorucu ama
en şereflilerinden biri olan avukatlıkta
30 yıl inanç, azim ve başarı ile
çalışmış meslektaşlar için hazırlamış
olduğu albümde yer almıştır. Baromuza
yalnız kayden değil kalben de
bağlı olan AĞMAL'ın kaydı, 38 yıldan
beri mensubu bulunmakla kıvanç
duyduğu Ankara Barosu'ndan ailevi
ve sıhhi sebeplerle İstanbul'da ikamet
mecburiyetinde bulunuyor olması
nedeniyle levhadan silinmesini talep
etmesi üzerine, 19.10.1972 tarihinde
baromuz sicilinden silinmiştir.
“Meslek hayatımla alakalı hatıralardan bence, bu gün için
en değerlisi, Baromuzun, 50 yıl hizmet etmiş arkadaşlar için
bir tören tertip etmiş bulunması ve bu yıl bu mes'ut güne
benim de erişmiş olmamdır.”
–Av. Behice AĞMAL
Dibi kararan, kireç tutan ve yağ lekesi olan çaydanlıkları nasıl nasıl temizleyeceğim diye kaç gündür düşünüyordum bu gün adım attım ve bir yöntem buldum.
Kararan ve kireç tutan çaydanlığın dibini temizlemek için ihtiyacınız olan malzemeler sirke ve karbonat. Çaydanlığın içine sirke doldurup bir gece bekletmelisiniz. Ardından çaydanlığın içinde bir miktar sirke bırakıp, kalanını dökün.
Çaydanlıkta kalan sirkenin içine bir yemek kaşığı karbonat ekleyin. Bir dakika sonra, bulaşık fırçasıyla ya da süngerle ovarak, kolaylıkla temizleyebilirsiniz. Üstelik geride herhangi bir kimyasal madde kalıntısı da kalmayacak.
Kararan ve kireç tutan çaydanlığın dibini temizlemek için ihtiyacınız olan malzemeler sirke ve karbonat. Çaydanlığın içine sirke doldurup bir gece bekletmelisiniz. Ardından çaydanlığın içinde bir miktar sirke bırakıp, kalanını dökün.
Çaydanlıkta kalan sirkenin içine bir yemek kaşığı karbonat ekleyin. Bir dakika sonra, bulaşık fırçasıyla ya da süngerle ovarak, kolaylıkla temizleyebilirsiniz. Üstelik geride herhangi bir kimyasal madde kalıntısı da kalmayacak.
Kış gün dönümü , (yaklaşık 21 Aralık), güneş ışınlarının Oğlak Dönencesi'ne dik geldiği an. Kuzey yarımkürede günler uzamaya, güney yarımkürede kısalmaya başlar. Bu tarih bazı ülkelerde kuzey yarımkürede kışın, güney yarımkürede yazın başlangıcı sayılır. Bununla beraber bazı ülkelerde de yazın veya kışın tam ortası kabul edilir. Güney yarımkürede en uzun gündüz , Kuzey yarımkürede en uzun gece yaşanır.
gerçek ihtiyacın fazlasını ileri bir zamana, aciliyete saklamak. kısıtlı kaynakların en iyi şekilde değerlendirilmesi.
Galatasaray ın vergiye bağlanması ile sonuçlanmıştır.
(gbkz:carlos vives) ve gbkz: shakira)'nın düet yaptığı çok tatlı şarkı.
https://www.youtube.com/watch?v=lzGA9ma3u9M
https://www.youtube.com/watch?v=lzGA9ma3u9M
bakışlarılülelüleburgaz.
Lanet olsun darbelere, darbecilere ve darbecilerden medet umanlara...
trt yayınının uydu üzerinden kısıtlanması ile uydu otomatik aramaya mahkum etmiş maç. kanserli hücre gibi hissediyorum.
her kişiye, her birine.
Panteizm, Tanrı ve evreni bir gören, özdeş gören anlayıştır. Bu görüş, Tanrı’yı doğanın dışında düşünmez.
haritada mesafe tespiti amacıyla kullanılan iki ölçekten biridir. diğeri ise sayısal ölçek.
Okul dergilerine bakıyorum. Okul dergilerinde öğrenci yazıları yok denecek kadar azalmış... Emojiyle iletişim kuran çocuklar nasıl yazı yazsın? Öğrencilerin çektiği bir fotoğraf, çizdiği bir karikatür de yok... Nedir o zaman bu? Kaymakam röportajı, ilçe müdürü, okul müdürü, onlarca öğretmenin kimi zorlama kimi gecikmiş heveslerle yazılmış yazılarından oluşan dergiler...
İyi ama bu türe okul dergisi denmez. Dense dense taşra memurlarının can sıkıntısı denebilir...
Bir okul dergisinde çok çok dergi ekibinin başındaki öğretmen bir sunuş yazar. O kadar. Gerisini öğrenci yazıları, öğrenci röportajları oluşturur. Liselerde her işi öğrenciler organize eder. Öğretmenler rehberlik yapar. Zaten amaç, öğrencileri yazarlık ve yayın konusunda yetiştirmektir. Öğretmenler yazılarını okul dergilerinde değil, piyasadaki edebiyat, sanat, tarih vs. dergilerinde yayınlar.
Herşey birbirine girmiş. Görünmek... nerede ve nasıl olursa... en büyük mesele..
İyi ama bu türe okul dergisi denmez. Dense dense taşra memurlarının can sıkıntısı denebilir...
Bir okul dergisinde çok çok dergi ekibinin başındaki öğretmen bir sunuş yazar. O kadar. Gerisini öğrenci yazıları, öğrenci röportajları oluşturur. Liselerde her işi öğrenciler organize eder. Öğretmenler rehberlik yapar. Zaten amaç, öğrencileri yazarlık ve yayın konusunda yetiştirmektir. Öğretmenler yazılarını okul dergilerinde değil, piyasadaki edebiyat, sanat, tarih vs. dergilerinde yayınlar.
Herşey birbirine girmiş. Görünmek... nerede ve nasıl olursa... en büyük mesele..
38 adadan oluşan ve bunların 8 inde yerleşim olan ülke.
nüfusu: 40,357 kişidir.
nüfusu: 40,357 kişidir.
başlık biraz saçma olmuş sanki. sınıfta kürtçe konuşulmasını istemeyen öğretmen olsa daha iyi olurmuş.
konuya gelelim. Böyle bir şey yazılır mı e be ahmak öğretmen. çocuk o ve istediği şekilde konuşsun. sınıfta, evinde, sokakta istediği gibi konuşsun. NEden bu kadar rahatsız oluyorsunuz anlam veremiyorum. O çocuk anasından o dili öğrenmiş ve konuşacak.
eğitim dili Türkçe bunu kabul ediyorum. Çocuğun gelişmesi için türkçeyi iyi anlaması gerek onu da anlıyorum ama böyle çocukça tepki, yazı, öğretim olur mu?
konuya gelelim. Böyle bir şey yazılır mı e be ahmak öğretmen. çocuk o ve istediği şekilde konuşsun. sınıfta, evinde, sokakta istediği gibi konuşsun. NEden bu kadar rahatsız oluyorsunuz anlam veremiyorum. O çocuk anasından o dili öğrenmiş ve konuşacak.
eğitim dili Türkçe bunu kabul ediyorum. Çocuğun gelişmesi için türkçeyi iyi anlaması gerek onu da anlıyorum ama böyle çocukça tepki, yazı, öğretim olur mu?
oruç tarafından bize öğretilen muazzam bir yetenek.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?