bir bedri rahmi eyüboğlu şiiridir. çok naif ve ince duygulara dokunan bir şiir. birkaç dizesini de ekleyelim:
"İzmir'de bir ağaç gördüm
Adı karabiberdi
Ya karabiber türküsü Allahım
Necati Cumalı söylerdi
Soba borusu gibi bir sesi vardı
Karabiberim, derdi karabiberim
Candarmalar geliyor kalk gidelim
İzmir'de bir ağaç gördüm
Adı karabiberdi
Benim, avuç içi kadar saksılarda
Asma kütükleri, yeşerten anam
Bu ağacı görse sevincinden ağlardı"
Perakende satışlarda ya da bundan önceki bir aşamada
tahakkuk ettirilen vasıtalı vergidir.
tahakkuk ettirilen vasıtalı vergidir.
29 Mayıs 1453 yılı öncesi tarihin tekerrürü
(bkz: insanlık tarihi)
whatsapp'tan sonra facebook ta hikaye yayınlama özelliğini yayınladı.
Herşey her yer copy paste.
Herşey her yer copy paste.
Bunu Hak ettiniz ama...
etli nohut (hafif acılı), sulu patates ya da körili tavuk.
Bu geçiş banyodaysa bırrrrr tarzı seslerin çıkmasına neden olur.
Dinç tutar.
Dinç tutar.
\"Focuslanmak\" kelimesini duyarsanız az ingilizce az türkçe acayip pis bir kelime düşünün sonra anlam olarak odaklanmak gelsin aklınıza.
düyna üzerinde istemeyeceğimden kesin olarak emin olduğum bir şey varsa bunlardan biridir.
Allah korusun.
Allah korusun.
güzel şeyler yapıyorlar gerçekten.
belki bizim de katkımız olur bu tarz insanlara.
Danacı Köyü Kalkındırma Kültür ve Dayanışma Derneği bünyesindeki aşevinde pişirdiği yemekleri, ATV aracı ile 8 yıldır yaşlı ve kimsesiz vatandaşların evine götürüyor.
Sulakyurt ilçesine bağlı Danacı köyünde 9 yıl önce kurulan Danacı Köyü Kalkındırma Kültür Ve Dayanışma Derneği, 8 yıldır köydeki 45 kişiye günde 3 çeşit sıcak yemek ulaştırıyor.
Aşevinde görevli Fadime Gediktaş (53) da 8 yıldır eşi ile birlikte pişirdiği yemekleri ATV aracıyla yaşlı ve kimsesizlere ulaştırarak, onların umudu oluyor.
Dernek Başkanı Recep Alıç, AA muhabirine, köyde yaşayan kimsesiz, yaşlı ve bakıma muhtaç ailelerin 3 çeşit yemeğini evlerine kadar götürdüklerini söyledi.
belki bizim de katkımız olur bu tarz insanlara.
Danacı Köyü Kalkındırma Kültür ve Dayanışma Derneği bünyesindeki aşevinde pişirdiği yemekleri, ATV aracı ile 8 yıldır yaşlı ve kimsesiz vatandaşların evine götürüyor.
Sulakyurt ilçesine bağlı Danacı köyünde 9 yıl önce kurulan Danacı Köyü Kalkındırma Kültür Ve Dayanışma Derneği, 8 yıldır köydeki 45 kişiye günde 3 çeşit sıcak yemek ulaştırıyor.
Aşevinde görevli Fadime Gediktaş (53) da 8 yıldır eşi ile birlikte pişirdiği yemekleri ATV aracıyla yaşlı ve kimsesizlere ulaştırarak, onların umudu oluyor.
Dernek Başkanı Recep Alıç, AA muhabirine, köyde yaşayan kimsesiz, yaşlı ve bakıma muhtaç ailelerin 3 çeşit yemeğini evlerine kadar götürdüklerini söyledi.
nezaket dışına çıkarak ağır ve kırıcı sözler söylemek.
çok ve düşüncesizce konuşmak.
çok ve düşüncesizce konuşmak.
Şanlıurfa’da dünya çapında bilinen en eski tapınak kabul edilen yer.
sabahattin ali'nin eşsiz şiirlerinden biri.
arzularım muayyen bir haddi aşınca
ve sözler kulaklarıma sağırlaşınca
bir ihtiras duyup vahşi maceralara
çıkıyorum bulutları aşan dağlara.
tanrıların başı gibi başları diktir,
bu dağları saran sonsuz bir genişliktir,
ben de katıp vücudumu bu genişliğe,
bakıyorum aşağlarda kalan hiçliğe.
bu dağların bir rakibi varsa rüzgârdır.
rüzgâr burda tek başına bir hükümdardır.
burda insan duman gibi genişler, büyür,
bu dağlarda ıstıraplar, sevinçler büyür.
buralarda her düşünce sona yakındır,
burda her şey bizden uzak, "o"na yakındır.
burda yoktur insanların düşündükleri,
rüzgâr siler kafalardan küçüklükleri.
yanağıma çarpar kanatlarını,
ve anlatır mâbutların hayatlarını.
arasıra kulağını bana verdi mi,
ben de ona anlatırım kendi derdimi.
"ey dağların dertlerini dinleyen rüzgâr!
benim artık yalnız sana itimadım var.
gelmiş gibi uzaktaki bir seyyareden
yabancıyım bu gürültü dünyasına ben.
etrafımın sözlerine asla aklım ermedi,
etrafım da bana asla kulak vermedi.
senelerden beri hâlâ anlaşamadık,
ben de kestim anlaşmaktan ümidi artık.
gözlerimde hakikati sezen bir nurla
etrafımı süzüyorum biraz gururla.
bir dürbünün ters tarafı gibi bu dünya
en büyük şey, en asîl şey küçülür burda.
burda yalan para eden biricik iştir,
burda her şey bir yapmacık bir gösteriştir.
kimi coşar din uğruna geberir, yalan!
kimi gider vatan için can verir, yalan!
bir filozof yetmiş eser yazar, yalandır;
bir kahraman istibdadı ezer, yalandır.
şairlerin büyük aşkı fânî bir kızdır,
bu dünyada herkes sinsi herkes cılızdır.
ne hakikî aşktan burda bir çakan vardır,
ne de onu görse dönüp bir bakan vardır,
her büyüklük bir cüzzam gibi dökülür burda,
en muazzam ölüm bile küçülür burda.
benim kafam acayip bir dimağ taşıyor,
her dakika insanlardan uzaklaşıyor.
zaman zaman mağlûp olsam bile etime,
insan olmak dokunuyor haysiyetime.
büyük, temiz bir arkadaş arıyor ruhum,
işte rüzgâr, şimdi sana sığınıyorum!
asaletin yeri yoktur gerçi hayatta,
en asîl şey seni buldum bu kâinatta,
güneş gibi ne bin türlü ışığın vardır,
ne süse, gösterişe bir baktığın vardır.
deniz gibi muamma yok derinliğinde,
bir ferahlık, bir saflık var serinliğinde.
bir dev gibi küçük mızmız sesleri yersin,
allah gibi görünmeden hüküm sürersin.
düşmanıyım ben de cılız güzelliklerin,
rüzgâr! bu dağ başlarında çırpınan serin
kanatların gökyüzünden akan bir seldir,
bana kudret ve cesaret veren bir eldir.
beşerlikten uzaktayım senin ülkende,
senin gibi azamete âşıkım ben de.
işte rüzgâr! senin gibi ben de deliyim.
ıslıklarım senin gibi inlemelidir,
herkes beni ürpererek dinlemelidir.
rüzgâr! sana, yalnız sana benzemeliyim.
arzularım muayyen bir haddi aşınca
ve sözler kulaklarıma sağırlaşınca
bir ihtiras duyup vahşi maceralara
çıkıyorum bulutları aşan dağlara.
tanrıların başı gibi başları diktir,
bu dağları saran sonsuz bir genişliktir,
ben de katıp vücudumu bu genişliğe,
bakıyorum aşağlarda kalan hiçliğe.
bu dağların bir rakibi varsa rüzgârdır.
rüzgâr burda tek başına bir hükümdardır.
burda insan duman gibi genişler, büyür,
bu dağlarda ıstıraplar, sevinçler büyür.
buralarda her düşünce sona yakındır,
burda her şey bizden uzak, "o"na yakındır.
burda yoktur insanların düşündükleri,
rüzgâr siler kafalardan küçüklükleri.
yanağıma çarpar kanatlarını,
ve anlatır mâbutların hayatlarını.
arasıra kulağını bana verdi mi,
ben de ona anlatırım kendi derdimi.
"ey dağların dertlerini dinleyen rüzgâr!
benim artık yalnız sana itimadım var.
gelmiş gibi uzaktaki bir seyyareden
yabancıyım bu gürültü dünyasına ben.
etrafımın sözlerine asla aklım ermedi,
etrafım da bana asla kulak vermedi.
senelerden beri hâlâ anlaşamadık,
ben de kestim anlaşmaktan ümidi artık.
gözlerimde hakikati sezen bir nurla
etrafımı süzüyorum biraz gururla.
bir dürbünün ters tarafı gibi bu dünya
en büyük şey, en asîl şey küçülür burda.
burda yalan para eden biricik iştir,
burda her şey bir yapmacık bir gösteriştir.
kimi coşar din uğruna geberir, yalan!
kimi gider vatan için can verir, yalan!
bir filozof yetmiş eser yazar, yalandır;
bir kahraman istibdadı ezer, yalandır.
şairlerin büyük aşkı fânî bir kızdır,
bu dünyada herkes sinsi herkes cılızdır.
ne hakikî aşktan burda bir çakan vardır,
ne de onu görse dönüp bir bakan vardır,
her büyüklük bir cüzzam gibi dökülür burda,
en muazzam ölüm bile küçülür burda.
benim kafam acayip bir dimağ taşıyor,
her dakika insanlardan uzaklaşıyor.
zaman zaman mağlûp olsam bile etime,
insan olmak dokunuyor haysiyetime.
büyük, temiz bir arkadaş arıyor ruhum,
işte rüzgâr, şimdi sana sığınıyorum!
asaletin yeri yoktur gerçi hayatta,
en asîl şey seni buldum bu kâinatta,
güneş gibi ne bin türlü ışığın vardır,
ne süse, gösterişe bir baktığın vardır.
deniz gibi muamma yok derinliğinde,
bir ferahlık, bir saflık var serinliğinde.
bir dev gibi küçük mızmız sesleri yersin,
allah gibi görünmeden hüküm sürersin.
düşmanıyım ben de cılız güzelliklerin,
rüzgâr! bu dağ başlarında çırpınan serin
kanatların gökyüzünden akan bir seldir,
bana kudret ve cesaret veren bir eldir.
beşerlikten uzaktayım senin ülkende,
senin gibi azamete âşıkım ben de.
işte rüzgâr! senin gibi ben de deliyim.
ıslıklarım senin gibi inlemelidir,
herkes beni ürpererek dinlemelidir.
rüzgâr! sana, yalnız sana benzemeliyim.
miktar belirlemek ve bunu bir oyun gibi sürdürmek. caiz midir? kumbara biriktirmekten farkı var mı?
yakınlarda bir yerdedir. fazla uzağa gitmiş olamaz.
(bkz: artı vermeyi unutan yazar)
(bkz: artı vermeyi unutan yazar)
memur sözlük pek bilinen bir mecra değil hala .. face de filan paylaşımlarını görmek mümkün değil ..
öğretmen sözlük face de daha iyi yapılanmış idi ..
öğretmen sözlük face de daha iyi yapılanmış idi ..
bi an düşündüm de midem bulandı.
büyük bir terbiyesizlik. insanların özelleri diye bir şey var ki bu şey kutsaldır. İnsanların kutsallarına müdehale eden insanlar müsvedde den ibarettir.
ceza almaları gerek.
büyük bir terbiyesizlik. insanların özelleri diye bir şey var ki bu şey kutsaldır. İnsanların kutsallarına müdehale eden insanlar müsvedde den ibarettir.
ceza almaları gerek.
halkın tepkisini çekmiştir hemde ciddi bir şekilde.
Keleş, sosyal medyaya düşen video kaydında “İstanbul Valisi ‘S350’ye biniyor. HakkariValisi de ‘S350’ye biniyor o zaman nasıl Kastamonu, Ankara, İzmir, Pendik, Üsküdar Belediye Başkanları Audi’ye biniyorsa, Düzce Belediye Başkanı’nın da en doğal hakkı. Herkes Audi’yle gelsin ben Passat mı çekeyim yanlarına” diye konuşuyor.
Keleş, sosyal medyaya düşen video kaydında “İstanbul Valisi ‘S350’ye biniyor. HakkariValisi de ‘S350’ye biniyor o zaman nasıl Kastamonu, Ankara, İzmir, Pendik, Üsküdar Belediye Başkanları Audi’ye biniyorsa, Düzce Belediye Başkanı’nın da en doğal hakkı. Herkes Audi’yle gelsin ben Passat mı çekeyim yanlarına” diye konuşuyor.
kurnazlıkta bir seviye.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?