Bilmem farkındamısın ama dutu pazarda manavda bulmazsın. Bulsan bile kurusudur. dalından toplandıktan sonra 1 gün içinde geçer, kötü olur. Demem o ki dutu sadece dalından yersin. Dalında kıymetlidir. Bu nedenle hayatında hiç dut yememiş insanlar bile vardır.. Bu yüzden bana hep özel gelmiştir dut ağacı.
asla küfretmeyen biri...
çok yalvarmıştım, küfretmesi için. edebildiği en ağır küfür, 'pis, zekasız' olmuştu. o'nu tanıyana kadar, böylesi insanların varlığına inanmazdım. evet, var böyleleri...
bir de benim gibiler var. noktalama işareti niyetine küfredenler. görevimiz, dünyayı daha güzel hale getirmek. herkesi küfreder hale getirmeden misyonumuz sona ermeyecek.
ne demiş dede korkut: küfür dilin cilasıdır.
çok yalvarmıştım, küfretmesi için. edebildiği en ağır küfür, 'pis, zekasız' olmuştu. o'nu tanıyana kadar, böylesi insanların varlığına inanmazdım. evet, var böyleleri...
bir de benim gibiler var. noktalama işareti niyetine küfredenler. görevimiz, dünyayı daha güzel hale getirmek. herkesi küfreder hale getirmeden misyonumuz sona ermeyecek.
ne demiş dede korkut: küfür dilin cilasıdır.
kaliteli olanları için konuşacak olursam otel temizliğinden tutun da ofis temizliğine, yat temizliğine kadar destek veren, hizmet sunan şirketlerdir.
https://konyaaltitemizliksirketleri.com örnek verebileceğimiz başlıktır.
https://konyaaltitemizliksirketleri.com örnek verebileceğimiz başlıktır.
harakiri. (onlarda değil miydi o ? )
çiçeği eline verir. ama çiçek eline gelir gelmez solar. atamazsın da saklayamazsın da.
(bkz: kafayı yemek)
bu gidişle bir iki aya düşer inşallah.
amerikalı şarkıcı. 'all about that bass' şarkısı dinlemeye değer.
bir yazar hoş gelmiş.
not: kendi görüşüme yakın insanların, muhalif insanların olması sözlükte ne kadar güzel bir keyif veriyor anlatamam. Ancak her şeyin aşırısı zarar.
not: kendi görüşüme yakın insanların, muhalif insanların olması sözlükte ne kadar güzel bir keyif veriyor anlatamam. Ancak her şeyin aşırısı zarar.
Bu sitede herkes birbirini beğeniyor, ne hoş. :)
ahmet haşim'in bir şiiri.
***
Ağır, ağır çıkacaksın bu merdivenlerden,
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak,
Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak...
***
Sular sarardı... yüzün perde perde solmakta,
Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta...
***
Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller;
Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller,
Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer?
***
Bu bir lisân-ı hafîdir ki ruha dolmakta,
Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta...
***
Ağır, ağır çıkacaksın bu merdivenlerden,
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak,
Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak...
***
Sular sarardı... yüzün perde perde solmakta,
Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta...
***
Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller;
Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller,
Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer?
***
Bu bir lisân-ı hafîdir ki ruha dolmakta,
Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta...
Düzce ili kaynaşlı ilçesi mal müdürlüğü
Adres: Belediye İş Hanı, Kaynaşlı/Düzce
Telefon:(0380) 544 8262
Adres: Belediye İş Hanı, Kaynaşlı/Düzce
Telefon:(0380) 544 8262
Kalite Yönetim siteminde Düzenleyici ve Önleyici Faaliyet denilmektedir.
Tespit edilen uygunsuzluğun nedenini ortadan kaldırmak .Örneğin bir işletmede bir iş kazası oldu Bir inşaat firmasında çalışanın başına Tuğla düştü. Bu olaydan sonra bunu görmezden gelemeyiz bunun nedeninin ne olduğuna neden kaynaklanarak düştüğüne bakmamız gereklidir.Buna düzenleyici faaliyet denilebilir. Önleyici Faaliyet ise ; Henüz oluşmamış bir tehlikeye dayalıdır Mesela ; Tuğlanın daha düşmeden düşebileceğini varsayarak onu engellemek bir önleyici faaliyettir.
Tespit edilen uygunsuzluğun nedenini ortadan kaldırmak .Örneğin bir işletmede bir iş kazası oldu Bir inşaat firmasında çalışanın başına Tuğla düştü. Bu olaydan sonra bunu görmezden gelemeyiz bunun nedeninin ne olduğuna neden kaynaklanarak düştüğüne bakmamız gereklidir.Buna düzenleyici faaliyet denilebilir. Önleyici Faaliyet ise ; Henüz oluşmamış bir tehlikeye dayalıdır Mesela ; Tuğlanın daha düşmeden düşebileceğini varsayarak onu engellemek bir önleyici faaliyettir.
Çamlıca da bir ay gördüm; senindi
Birden o nazenin yüzüne indi
Gözlerinin yeşil denizlerinden
Gülümserdin; has bahçeye dönerdim
Bir zamanlar bulutlardaydı başım
Bir zamanlar sevdalı bir fenerdim
Sabah yalınayak kıyılarında
Avuçlardım doğuşunu güneşin
Akşamları gemilerden kovulur
Hayalini düşürürdüm izime
O sapsarı, günbatımında yanan
Saçlarınla sarılırdın yüzüme
Dünya bize zindan, dünya bize dar
İstanbul olsaydın, ben de gökyüzü
Öylece dursaydık sonsuza kadar
Ben hangi mimarım, bilseydin eğer
Bir lügat yanmazdı böyle ansızın
Eriyip akmazdı kanda cümleler
Dokun, âh süzülsün alevlerinden
Heceler kurusun dudaklarında
Harflerinde beni bekle ve ısın
Yedi saray kurdum yedi tepede
Her gün birisinde uyanmalısın
1. Saray
Karanlık akıyor Sarayburnu’ndan
İçinde şiirden bir mumdur zaman
Fitilinde duman duman ayrılık
Topkapı nasıl da incinmiş bundan
Kimindir bu Saray, bu Sultan kimdir
Diye haykırıyor Aya İrini
Ne bilsin, geçerek son nefesinden
Ölmüyor, bulanlar gönül pîrini
Yerebatan Sarnıcı’ndan semaya
Hû diye yükselen suyun sesinden
Her gece nağmeye dönüyor hayal
Al diyor, İstanbul mehtabındır, al
2. Saray
Nakışları nerde Çinili Han’ın
Çemberlitaş hasta bir gezgin gibi
Kapalıçarşı’da başlayan yangın
Mısır Çarşısı’nda eski bir bahar
Darağacındayız daha dün gibi
Yine kırılıyor bizim aynalar
Genç Osman bakıyor cam kırığından
Surlar yıkılıyor hıçkırığından
Yerleş bu Saray’a kalmadan kışa
Kimimiz şehzade, kimimiz paşa
Yollarda bekliyor nice bendeniz
Yalnız sana meftun toprak ve deniz
3. Saray
Sinan mı bakıyor yoksa derinden
Süleymaniye’nin tut ellerinden
En içli duayı okusun taşlar
Öteye yolculuk kapıdan başlar
Bu saray bulunmaz Çin’de, Maçin’de
Sana bir külliye kurdum içinde
Kitaplardan oku ruhumu, heyhat
İksirde ölüm var, zehirde hayat
Gece masallarda açıyor çiçek
Rüya olanda mı, nerdedir gerçek
Yiğitleri bir bir uyanır yarın
Beyazıt’ta şaha kalkan atların
4. Saray
Bu Sarayın özü dünyaya değer
Gölgesi kaybolur havarilerin
Ertuğrul Gazi’nin kirpiklerinden
Damlayan su Fatih olurmuş meğer
Ürkek sahillere uzat elini
Bozdoğan Kemeri sarsın belini
Mekân kaybolurken görünsün ışık
Çözülsün yürekte kalan sarmaşık
Dal budak salıyor zulüm ve korku
Hüsrana gömüyor o hazin Şarkı
Yeter söndüğümüz ve yandığımız
Garbın ateşine aldandığımız
5. Saray
Zebun olmayacak artık cihangir
Bu Saray’a cümle kapısından gir
Yanına divit al, can mürekkebi
Bir de ben geleyim bir gölge gibi
Bırak da, kalbimde haykırıp yazsın
Beni divit kadar anlayamazsın
Ne haremağası, ne de cariye
Destanımı okur bir gün Kariye
O mel’un ihanet bilsin ki, vatan
Mahrem bir sevdadır, bizi ağlatan
Bir gün yeryüzünü sarar bu sızı
Piri Reis kıyar nikâhımızı
6. Saray
Bu nasıl çığlıktır, bu nasıl bir âh
Minare tutuştu, yandı mihrimah
Yıllardır inleyen Edirnekapı
Bilmez ki, kimindir bu eşsiz yapı
Çatlamış, mucize bekleyen duvar
Harcında Usta’nın gözyaşları var
Tekfur Sarayı’nda sönen meş’ale
Ruhumla tutuşup gelseydi dile
O simsiyah ezberleri bozardı
Kıskanmanın tarihini yazardı
Lâkin nice Rüstem erse murada
Buluşamaz ay ve güneş dünyada
7. Saray
Marmara’da kuşlar uçar kanatsız
Gönül süvarisi olur mu atsız
Lâle bahçeleri Leyla kokunca
Çeşmelerden âb-ı hayat akınca
Yiğitler çıkacak bin bir köşeden
Ordular kalkacak Bayrampaşa’dan
Haseki’ye ebabiller konacak
Avareler bunu rüya sanacak
Bir defa dinleyin ağalar, beyler
Bu şehrin surları size ne söyler:
Gül kokulu bir imandır İstanbul
En vefalı imtihandır İstanbul
Rüya
Çamlıca’da yollar gördüm, sararmış
Onlar da ben gibi seni ararmış
Hâlâ bir civanım on sekizinde
Merhem bulmalıyım aşkın izinde
Kendi yokluğumda var olmalıyım
Savrulmak nedendir, tutunmak niye
Ya Sultan asmalı beni bir göğe
Ya ben bir Sultana yâr olmalıyım
Ey derûn yurdunda büyüyen ırmak
Bileyim, nasıldır güneşe varmak
Erimek devlerin dert ocağında
Ve yeniden doğmak ölüm çağında
Gitmek zamanıdır öteye doğru
Çağrı bekliyorum, sade bir çağrı
Bir işaret, bir tebessüm, bir melek
Ne sen kaldın efkârımda, ne felek
Dünya bize zindan, dünya bize dar
İstanbul olsaydın, ben de bir seyyah
Elele yürürdük sonsuza kadar
https://www.youtube.com/watch?v=WFgCE1dQiUg&feature=youtu.be
Birden o nazenin yüzüne indi
Gözlerinin yeşil denizlerinden
Gülümserdin; has bahçeye dönerdim
Bir zamanlar bulutlardaydı başım
Bir zamanlar sevdalı bir fenerdim
Sabah yalınayak kıyılarında
Avuçlardım doğuşunu güneşin
Akşamları gemilerden kovulur
Hayalini düşürürdüm izime
O sapsarı, günbatımında yanan
Saçlarınla sarılırdın yüzüme
Dünya bize zindan, dünya bize dar
İstanbul olsaydın, ben de gökyüzü
Öylece dursaydık sonsuza kadar
Ben hangi mimarım, bilseydin eğer
Bir lügat yanmazdı böyle ansızın
Eriyip akmazdı kanda cümleler
Dokun, âh süzülsün alevlerinden
Heceler kurusun dudaklarında
Harflerinde beni bekle ve ısın
Yedi saray kurdum yedi tepede
Her gün birisinde uyanmalısın
1. Saray
Karanlık akıyor Sarayburnu’ndan
İçinde şiirden bir mumdur zaman
Fitilinde duman duman ayrılık
Topkapı nasıl da incinmiş bundan
Kimindir bu Saray, bu Sultan kimdir
Diye haykırıyor Aya İrini
Ne bilsin, geçerek son nefesinden
Ölmüyor, bulanlar gönül pîrini
Yerebatan Sarnıcı’ndan semaya
Hû diye yükselen suyun sesinden
Her gece nağmeye dönüyor hayal
Al diyor, İstanbul mehtabındır, al
2. Saray
Nakışları nerde Çinili Han’ın
Çemberlitaş hasta bir gezgin gibi
Kapalıçarşı’da başlayan yangın
Mısır Çarşısı’nda eski bir bahar
Darağacındayız daha dün gibi
Yine kırılıyor bizim aynalar
Genç Osman bakıyor cam kırığından
Surlar yıkılıyor hıçkırığından
Yerleş bu Saray’a kalmadan kışa
Kimimiz şehzade, kimimiz paşa
Yollarda bekliyor nice bendeniz
Yalnız sana meftun toprak ve deniz
3. Saray
Sinan mı bakıyor yoksa derinden
Süleymaniye’nin tut ellerinden
En içli duayı okusun taşlar
Öteye yolculuk kapıdan başlar
Bu saray bulunmaz Çin’de, Maçin’de
Sana bir külliye kurdum içinde
Kitaplardan oku ruhumu, heyhat
İksirde ölüm var, zehirde hayat
Gece masallarda açıyor çiçek
Rüya olanda mı, nerdedir gerçek
Yiğitleri bir bir uyanır yarın
Beyazıt’ta şaha kalkan atların
4. Saray
Bu Sarayın özü dünyaya değer
Gölgesi kaybolur havarilerin
Ertuğrul Gazi’nin kirpiklerinden
Damlayan su Fatih olurmuş meğer
Ürkek sahillere uzat elini
Bozdoğan Kemeri sarsın belini
Mekân kaybolurken görünsün ışık
Çözülsün yürekte kalan sarmaşık
Dal budak salıyor zulüm ve korku
Hüsrana gömüyor o hazin Şarkı
Yeter söndüğümüz ve yandığımız
Garbın ateşine aldandığımız
5. Saray
Zebun olmayacak artık cihangir
Bu Saray’a cümle kapısından gir
Yanına divit al, can mürekkebi
Bir de ben geleyim bir gölge gibi
Bırak da, kalbimde haykırıp yazsın
Beni divit kadar anlayamazsın
Ne haremağası, ne de cariye
Destanımı okur bir gün Kariye
O mel’un ihanet bilsin ki, vatan
Mahrem bir sevdadır, bizi ağlatan
Bir gün yeryüzünü sarar bu sızı
Piri Reis kıyar nikâhımızı
6. Saray
Bu nasıl çığlıktır, bu nasıl bir âh
Minare tutuştu, yandı mihrimah
Yıllardır inleyen Edirnekapı
Bilmez ki, kimindir bu eşsiz yapı
Çatlamış, mucize bekleyen duvar
Harcında Usta’nın gözyaşları var
Tekfur Sarayı’nda sönen meş’ale
Ruhumla tutuşup gelseydi dile
O simsiyah ezberleri bozardı
Kıskanmanın tarihini yazardı
Lâkin nice Rüstem erse murada
Buluşamaz ay ve güneş dünyada
7. Saray
Marmara’da kuşlar uçar kanatsız
Gönül süvarisi olur mu atsız
Lâle bahçeleri Leyla kokunca
Çeşmelerden âb-ı hayat akınca
Yiğitler çıkacak bin bir köşeden
Ordular kalkacak Bayrampaşa’dan
Haseki’ye ebabiller konacak
Avareler bunu rüya sanacak
Bir defa dinleyin ağalar, beyler
Bu şehrin surları size ne söyler:
Gül kokulu bir imandır İstanbul
En vefalı imtihandır İstanbul
Rüya
Çamlıca’da yollar gördüm, sararmış
Onlar da ben gibi seni ararmış
Hâlâ bir civanım on sekizinde
Merhem bulmalıyım aşkın izinde
Kendi yokluğumda var olmalıyım
Savrulmak nedendir, tutunmak niye
Ya Sultan asmalı beni bir göğe
Ya ben bir Sultana yâr olmalıyım
Ey derûn yurdunda büyüyen ırmak
Bileyim, nasıldır güneşe varmak
Erimek devlerin dert ocağında
Ve yeniden doğmak ölüm çağında
Gitmek zamanıdır öteye doğru
Çağrı bekliyorum, sade bir çağrı
Bir işaret, bir tebessüm, bir melek
Ne sen kaldın efkârımda, ne felek
Dünya bize zindan, dünya bize dar
İstanbul olsaydın, ben de bir seyyah
Elele yürürdük sonsuza kadar
https://www.youtube.com/watch?v=WFgCE1dQiUg&feature=youtu.be
sabahları donacağız yine.
bütün yurtta uygulanan mevcut ileri saat uygulamasının (tüm yıl yaz saati, gmt+3) her sene, yıl boyu sürdürülmesi kararı verilmiş.
bütün yurtta uygulanan mevcut ileri saat uygulamasının (tüm yıl yaz saati, gmt+3) her sene, yıl boyu sürdürülmesi kararı verilmiş.
...sevabına ayol sevinsin gariban. Entry hadi görün...
Edit: entry zaten görünüyormuş ama niyet önemli di mi...
Kunta kinte 28
Edit: entry zaten görünüyormuş ama niyet önemli di mi...
Kunta kinte 28
kongo ve japon arasında nasıl bir ilişki kurdu anlamadım inan :)
80. bölüm oynadı 81. bölüm 22 mart 2017 de yayınlacak. Peki 81. bölümde neler olacak.
bu bölümde dündar bey yine fevri davranıp duracak. ERtuğrul onunla uğraşmak zorunda kalacak. Dündarın beğendiği günyeli ile araları olmayacak.
vasillus ile ural birleşecek.
karacahisar kalesindeki baskın ile ilgili tekfur yeni planlar içerisine girecek.
çavdar obasında uralı tutan kişiler kendi gardaşlarını öldürmüşlerdi. Ölen alplerin cenaze törenleri yapılacak. uralın tarafını tutanlar bertaraf edilecek.
işte 81. bölüm fragmanı
bu bölümde dündar bey yine fevri davranıp duracak. ERtuğrul onunla uğraşmak zorunda kalacak. Dündarın beğendiği günyeli ile araları olmayacak.
vasillus ile ural birleşecek.
karacahisar kalesindeki baskın ile ilgili tekfur yeni planlar içerisine girecek.
çavdar obasında uralı tutan kişiler kendi gardaşlarını öldürmüşlerdi. Ölen alplerin cenaze törenleri yapılacak. uralın tarafını tutanlar bertaraf edilecek.
işte 81. bölüm fragmanı
kimse beni sikine bile takmıyor.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?
