Bankaya para çekmek için gittiğimde dikimevi metro istasyonundan altıyüz yediyüz metre kadar ileriye itfaye bant çekmişti.Mahşeri bir kalabalık ve yerde yatan cansız bedenler.Muhtemelen 15 üstü.
Olay anladığım ve duyduğum kadarıyla
1.Rivayet; halk otobüsü normal bir arabaya çarpmış sonra çarptığı adamla tartışmış tartışmanın ardından sinirle aracı sürmüş o ara fren patlamış olabilir zira bizim ülkede o kadar cani yoktur.altına aldığını sürüklemiş altıyüz metre dedim belki daha fazladır.
2.Rivayet; Dikimevi metro istasoynunda freni patlamış patladıktan sonra önüne geleni altına alıp sürüklemiş.
Anlamadığım konular var tabi.Orada kırmızı ışık var otobüs o kadar sürat yapamaz yani fren nasıl patladı? Hadi patladı kaldırıma paralel nasıl gittin oraya doğru? Ankaranın en kalabalık yerlerinden bir yer orası?
Umarım ölü sayısı çok değildir.Ama benim saydığım yerde yatan 7-8 kişi vardı. Kaldırımda kafası kanayanların sayısı oldukça fazlaydı.
Buna benzer bir kazayı ilk defa görüyorum. İlk defa yaşıyorum. Daha önce intihar eden birine şahit olmuştum bir hafta yerde yatmak zorunda kalmıştım.Bunu nasıl atlatacağım.Ölenlerin aileleri nasıl atlatacak nasıl kabullenecek.
Doğukan mançonun dediğini şimdi çok daha iyi anlıyorum babam o zaman ölmeseydi 99 depreminde ölürdü, o duruma dayanamazdı. Günah çıkartmak değil niyetim ama yüreğim kaldıramıyor şu an elim ayağım titreyerek yazıyorum bunları.
Allah rahmet eylesin, yaralılara Allah şifa versin, kalanlarına Allah sabırlar versin.
Şu an için 10 kişi yaşamını yitirmiş.http://www.ntv.com.tr/turkiye/ankarada-otobus-duraga-daldi-10-kisi-hayatini-kaybetti,1R9vzEi40kCM1688xyeQcw
Edit: Rivayet kaza yapan iki otobüsü beklememek için hafif kaldırıma çıkan otobüsün freninin takılmış... Düz yerde otobüsün freninin boşalması diye bir şey yokmuş teknik olarak.
https://www.youtube.com/watch?v=6zerhKsXZgA
1 ekim 2015 dikimevi otobüs faciası
öncelikle şunu bir hatırlayalım (bkz: 1 ağustos 2014 kabataş iett kazası)
iki kazada da aynı şehir efsanesini dinledik çok bilenlerden: "frenleri patlamış"
öncelikle şunu öğrenelim: otobüs ve kamyonların frenleri patlamaz! çünkü sistemleri ters çalışır.
sizin aracınızda siz fren pedalına bastığınızda fren merkezinizden pedal basıncı kadar hidrolik fren kaliperlerine pompalanır. bu hidrolik basınç kaliperleri disk ya da kampanalara doğru iter ve frenleme gerçekleşir. dolayısıyla sizin aracınızın fren hortumları kesilir ya da patlarsa frenleri çalışmaz.
otobüs ve kamyonlarda ise durum bambaşkadır. birincisi sistemler hidrolikle değil havayla çalışır. ikincisi ve en önemlisi ise fren kaliperleri ters çalışır. yani hava hortumlarını keser ya da patlatırsanız kaliperler diskleri sıkar. otobüsü çalıştırdığınızda havaları dolmadan fren kaliperleri salmaz. hava dolunca kaliperler açılır ve araç hareket edebilir. fren pedalına basıldığında fren merkezi havayı boşaltır böylece kaliperler sıkar ve frenleme gerçekleşir.
bu nedenle frenlerin tutmaması için tek bir senaryo vardır: uzun süreli frene basılı yokuş aşağı iniş
bu senaryoda diskler ya da kampanalar yoğun kullanımdan dolayı aşırı ısınır, balatalar kayganlaşır. ancak unutmayalım bu senaryo için cinnah gibi dik bir rampadan aşağıya aşırı yüklü bir otobüs ya da kamyonla ayağınızı hiç frenden kaldırmadan inmeniz gerekir. işte bu senaryoyu devre dışı bırakmak için de retarder dediğimiz sistem geliştirilmiştir. bu sistem frenlemeyi şanzuman üzerinden şafta ters basınç uygulayarak yapar. retarder sistemleri direksiyon yanındaki bir kolla kumanda edilmekte olup günümüzde fren pedalına da entegre edilmiştir. dolayısıyla bu senaryoyu da devre dışı bırakıyoruz.
peki ne oldu?
"1 ağustos 2014 kabataş iett kazası" için iddia ettiğim senaryo: gaz pedalı! ya şöför yanlışlıkla frene basacağına gaza bastı ya da gaz pedalı takılı kaldı. başka teknik birşey olamaz.
[https://eksisozluk.com/entry/55199741 kaynak]
iki kazada da aynı şehir efsanesini dinledik çok bilenlerden: "frenleri patlamış"
öncelikle şunu öğrenelim: otobüs ve kamyonların frenleri patlamaz! çünkü sistemleri ters çalışır.
sizin aracınızda siz fren pedalına bastığınızda fren merkezinizden pedal basıncı kadar hidrolik fren kaliperlerine pompalanır. bu hidrolik basınç kaliperleri disk ya da kampanalara doğru iter ve frenleme gerçekleşir. dolayısıyla sizin aracınızın fren hortumları kesilir ya da patlarsa frenleri çalışmaz.
otobüs ve kamyonlarda ise durum bambaşkadır. birincisi sistemler hidrolikle değil havayla çalışır. ikincisi ve en önemlisi ise fren kaliperleri ters çalışır. yani hava hortumlarını keser ya da patlatırsanız kaliperler diskleri sıkar. otobüsü çalıştırdığınızda havaları dolmadan fren kaliperleri salmaz. hava dolunca kaliperler açılır ve araç hareket edebilir. fren pedalına basıldığında fren merkezi havayı boşaltır böylece kaliperler sıkar ve frenleme gerçekleşir.
bu nedenle frenlerin tutmaması için tek bir senaryo vardır: uzun süreli frene basılı yokuş aşağı iniş
bu senaryoda diskler ya da kampanalar yoğun kullanımdan dolayı aşırı ısınır, balatalar kayganlaşır. ancak unutmayalım bu senaryo için cinnah gibi dik bir rampadan aşağıya aşırı yüklü bir otobüs ya da kamyonla ayağınızı hiç frenden kaldırmadan inmeniz gerekir. işte bu senaryoyu devre dışı bırakmak için de retarder dediğimiz sistem geliştirilmiştir. bu sistem frenlemeyi şanzuman üzerinden şafta ters basınç uygulayarak yapar. retarder sistemleri direksiyon yanındaki bir kolla kumanda edilmekte olup günümüzde fren pedalına da entegre edilmiştir. dolayısıyla bu senaryoyu da devre dışı bırakıyoruz.
peki ne oldu?
"1 ağustos 2014 kabataş iett kazası" için iddia ettiğim senaryo: gaz pedalı! ya şöför yanlışlıkla frene basacağına gaza bastı ya da gaz pedalı takılı kaldı. başka teknik birşey olamaz.
[https://eksisozluk.com/entry/55199741 kaynak]
kaza değil cinayettir. bulmuşlar bi dalga, her şeye fren patladı de geç amk. bunlar bir de gazeteci, araştırmacı falan. en azından bi google'a yaz fren patlar mı diye, madem mühendis tanıdığın yok. fren patlaması diye bir şey artık yok, hele ki yeni kamyon ve otobüslerde. burada kesinlikle şoförün ve dolaylı olarak belediyenin suçu var. olay yeri her zaman geçtiğim yer, oraya öyle hızlı şekilde gelmen imkansız. zaten görgü tanıklarına göre de otobüs, duruken birden hızlanmış. olayın sebebini tahmin edecek olursam; şoför ya cinnet getirdi, ya fren yerine gaza bastı ya da araçta değildi ve araçtan tedbirsiz indi. 2013 model bir otobüste üreticinin suçu olacağını sanmam. sonuçta şu an için 12 tane can gitti ve aralarında gencecik üniversite öğrencileri de olduğu söyleniyor. allah rahmet eylesin. eğer tahminlerim doğruysa da inşallah o yavşak şoför 12 müebbet ile yargılanır.
kaynak
kaynak
ankara - ego ...
bozkır cephesinde değişen bir şey yok.
öğrenciliğim boyunca ankara belediyesine ait bindiğim bütün araçlar ahmakça hız yapan sürücüler tarafından kullanılırdı.
anca trafik tıklaıysa falan makul hızlarda giderlerdi.
körüklü otobüslerin arka bölümlerinde yaşlılar, çocuklar, hamile kadınlar yerlere kapaklanır, sağa sola çarparlardı.
herhangi bir kuruma ister chp, ister mhp, ister akp hakim olsun ankara'nın kamu görevlisi profili çomardır. köylüsü köylüsünü işe aldırır, bir tanesinin girdiği yerde kısa zamanda kolonileşir hatta mafyalaşırlar.
gökçek bir canavardır ama bu sefer tek başına sorumlu değildir. 50li yıllardan beri izlenen kamu istihdamı politikası türkiyede milyon düzeyinde can almıştır.
kapatılmayan çukurlara düşüp ölenler, denetlenmeyen zehirli gıda vesaireden ölüp gidenler, sik gibi karayollarında sırf birileri kısa yoldan para kazanacak diye aracıyla kaza yapıp, ölenler, trenlerde, inşaatlarda, fabrikalarda bok yoluna ölüp gidenler...
çomarları beslemek için yoktan varedilen kadroların aldığı can, osmanlının son 100 yılı da dahil savaşlarda verdiğimiz şehitlerden bile fazla.
siyaset bir takım zübüğün avanta dağıttığı çomarların sırtında ülkenin kaynaklarını soyması formatından çıkmadıkça değişen bir şey olmayacak.
okuyanı sıkan, yapış yapış ve naylon taziyeleriniz düzeni değiştirmeyecek.
[https://eksisozluk.com/entry/55205486 kaynak]
bozkır cephesinde değişen bir şey yok.
öğrenciliğim boyunca ankara belediyesine ait bindiğim bütün araçlar ahmakça hız yapan sürücüler tarafından kullanılırdı.
anca trafik tıklaıysa falan makul hızlarda giderlerdi.
körüklü otobüslerin arka bölümlerinde yaşlılar, çocuklar, hamile kadınlar yerlere kapaklanır, sağa sola çarparlardı.
herhangi bir kuruma ister chp, ister mhp, ister akp hakim olsun ankara'nın kamu görevlisi profili çomardır. köylüsü köylüsünü işe aldırır, bir tanesinin girdiği yerde kısa zamanda kolonileşir hatta mafyalaşırlar.
gökçek bir canavardır ama bu sefer tek başına sorumlu değildir. 50li yıllardan beri izlenen kamu istihdamı politikası türkiyede milyon düzeyinde can almıştır.
kapatılmayan çukurlara düşüp ölenler, denetlenmeyen zehirli gıda vesaireden ölüp gidenler, sik gibi karayollarında sırf birileri kısa yoldan para kazanacak diye aracıyla kaza yapıp, ölenler, trenlerde, inşaatlarda, fabrikalarda bok yoluna ölüp gidenler...
çomarları beslemek için yoktan varedilen kadroların aldığı can, osmanlının son 100 yılı da dahil savaşlarda verdiğimiz şehitlerden bile fazla.
siyaset bir takım zübüğün avanta dağıttığı çomarların sırtında ülkenin kaynaklarını soyması formatından çıkmadıkça değişen bir şey olmayacak.
okuyanı sıkan, yapış yapış ve naylon taziyeleriniz düzeni değiştirmeyecek.
[https://eksisozluk.com/entry/55205486 kaynak]
Gökçek'ten kaza açıklaması
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Ankara Dikimevi'nde meydana gelen 12 kişinin hayatını kaybettiği otobüs faciasına ilişkin Twitter hesabından yaptığı açıklamada, "Olay bizi derin üzüntüye sokmuştur. 8 yıllık tecrübeli bir şoförün böyle bir kaza yapmasının nedeni bilirkişilerin yaptığı inceleme neticesinde ortaya çıkacaktır" dedi.
Melih Gökçek, "Bugün öğleden sonra Dikimevi'nde körüklü bir otobüsümüzün neden olduğu müessif bir kaza neticesinde 12 vatandaşımız hayatını kaybederken 7 vatandaşımız da yaralanmıştır. Olayın oluş nedeni ile ilgili savcılık, bilirkişiler ve EGO yetkilileri araştırmalara devam etmektedir. Olay bizi derin üzüntüye sokmuştur... vefat eden hemşerilerimize Cenab-ı Hak'dan rahmet diliyoruz...ailelerine baş sağlığı diliyoruz.. Yaralı kardeşlerimize Allah'dan acil şifalar diliyoruz...tekrar ifade etmek istiyoruz ki üzüntümüz çok büyüktür... Şu anda kazaya karışan otobüs emniyet otoparkına çekilmiş olup, araç içi ve araç dışı kamera görüntüleri resmi bilirkişiler ve savcılık tarafından detaylı olarak incelenmektedir. Olayı yakinen takip etmeye devam ediyoruz. 8 yıllık tecrübeli bir şoförün böyle bir kaza yapmasının nedeni bilirkişilerin yaptığı inceleme neticesinde ortaya çıkacaktır.Vefat edenlerin aileleriyle, yaralılarn ailelerine Büyükşehir Belediyesi ve Ego olarak maddi ve manevi destek olmak zorunda olduğumuzun şuurundayız. Elbette giden gelmiyor ve üzüntü ortadan kalkmıyor. Aama gücümüz ne kadar yeterse ailelerin acısına ortak olmak görevimiz" ifadelerine yer verdi.
[http://www.milliyet.com.tr/gokcek-ten-ilk-aciklama/siyaset/detay/2125465/default.htm Kaynak]
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Ankara Dikimevi'nde meydana gelen 12 kişinin hayatını kaybettiği otobüs faciasına ilişkin Twitter hesabından yaptığı açıklamada, "Olay bizi derin üzüntüye sokmuştur. 8 yıllık tecrübeli bir şoförün böyle bir kaza yapmasının nedeni bilirkişilerin yaptığı inceleme neticesinde ortaya çıkacaktır" dedi.
Melih Gökçek, "Bugün öğleden sonra Dikimevi'nde körüklü bir otobüsümüzün neden olduğu müessif bir kaza neticesinde 12 vatandaşımız hayatını kaybederken 7 vatandaşımız da yaralanmıştır. Olayın oluş nedeni ile ilgili savcılık, bilirkişiler ve EGO yetkilileri araştırmalara devam etmektedir. Olay bizi derin üzüntüye sokmuştur... vefat eden hemşerilerimize Cenab-ı Hak'dan rahmet diliyoruz...ailelerine baş sağlığı diliyoruz.. Yaralı kardeşlerimize Allah'dan acil şifalar diliyoruz...tekrar ifade etmek istiyoruz ki üzüntümüz çok büyüktür... Şu anda kazaya karışan otobüs emniyet otoparkına çekilmiş olup, araç içi ve araç dışı kamera görüntüleri resmi bilirkişiler ve savcılık tarafından detaylı olarak incelenmektedir. Olayı yakinen takip etmeye devam ediyoruz. 8 yıllık tecrübeli bir şoförün böyle bir kaza yapmasının nedeni bilirkişilerin yaptığı inceleme neticesinde ortaya çıkacaktır.Vefat edenlerin aileleriyle, yaralılarn ailelerine Büyükşehir Belediyesi ve Ego olarak maddi ve manevi destek olmak zorunda olduğumuzun şuurundayız. Elbette giden gelmiyor ve üzüntü ortadan kalkmıyor. Aama gücümüz ne kadar yeterse ailelerin acısına ortak olmak görevimiz" ifadelerine yer verdi.
[http://www.milliyet.com.tr/gokcek-ten-ilk-aciklama/siyaset/detay/2125465/default.htm Kaynak]
Kaza tanıklarının ifadeleri şöyle;
https://www.youtube.com/watch?v=lghQm3aYZX8
Kazaya ilişkin soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili'nin, "12 kişinin ölümüne ve çok sayıda kişinin yaralanmasına neden olmak" suçundan tutuklama istemiyle nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk ettiği zanlı Erol A.'nın (46) buradaki işlemleri tamamlandı. Nöbetçi Ankara 3. Sulh Ceza Hakimi Ali Ramazan Bilgisiçok, "taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak" suçundan E.A'nın tutuklanmasına karar verdi. Zanlı, savcılık sorgusunda, Kızılay'a doğru giderken, kazanın meydana geldiği Cemal Gürsel Caddesi'nde hasarlı trafik kazası gördüğünü ifade etti.
'YOLCULAR İNMİŞTİ'
Otobüsü durdurduğunu ancak vitesi boşa getirip getirmediğini hatırlamadığını söyleyen zanlı, araçtan çıkarak kazaya baktığını, trafiğin 10 dakika kadar kapalı kalması üzerine bütün yolcuların metroya binmek üzere otobüsten indiğini anlattı. Otobüsünün arkasındaki araçların kornaya basarak, otobüsü biraz öne almasını istediklerini ifade eden E.A, şunları söyledi.
'FREN TUTMADI, EL FRENİNİ ÇEKEMEDİM'
"Bunun üzerine aracımı biraz ileri almak istedim. Araç çalışıyordu. El frenini indirdim. Biraz ileri alacaktım. Bu sebeple biraz gaza dokundum. Araç yavaşça hareket edeceğine hızlı şekilde hareket etti. Hemen frene bastım, fren tutmadı. Otobüs hızlı şekilde öne doğru hareket etmeye başladı. Önümde bir tane otobüs vardı. Otobüse vurmamak, sağına geçmek için direksiyonu sağa kırdım. Direksiyon hakimiyetimi kaybettim. Otobüs hakimiyetim dışında kaldırıma çıktı. Israrla ayak frenine bastım. Otobüs durmadı, heyecanlandım. El frenini çekemedim, unuttum. Otobüs kaldırımda devam ediyordu. İnsanlar kaçışıyordu. Onlara çarpıyordum. Kaldırımın kenarında bulunan iki araca yandan çarptım. Kaldırımda bekleyen ve yürüyen insanlara otobüs çarptı. Devamlı ayak frenine basıyordum. Otobüs benim ayak frenine basmamla mı durdu, bilemiyorum. Araç durdu. Daha sonra şoka girdim."
E.A, sulh ceza hakimliğindeki sorgusunda ise "araçla ilgili bir kusur nedeniyle kazanın meydana geldiğini" savunarak, "Benim herhangi bir kusurum yok. Üzgünüm. Kimsenin zarar görmesini istemezdim" dedi. Zanlının avukatı Kürşat Kaya, müvekkilinin kazadan üzüntü duyduğunu belirtti. Kaya, kazanın otobüsteki teknik sorunlardan kaynaklandığını savunarak, bu konunun araştırılmasını isteyeceklerini bildirdi.
[http://www.hurriyet.com.tr/gundem/30218166.asp kaynak]
'YOLCULAR İNMİŞTİ'
Otobüsü durdurduğunu ancak vitesi boşa getirip getirmediğini hatırlamadığını söyleyen zanlı, araçtan çıkarak kazaya baktığını, trafiğin 10 dakika kadar kapalı kalması üzerine bütün yolcuların metroya binmek üzere otobüsten indiğini anlattı. Otobüsünün arkasındaki araçların kornaya basarak, otobüsü biraz öne almasını istediklerini ifade eden E.A, şunları söyledi.
'FREN TUTMADI, EL FRENİNİ ÇEKEMEDİM'
"Bunun üzerine aracımı biraz ileri almak istedim. Araç çalışıyordu. El frenini indirdim. Biraz ileri alacaktım. Bu sebeple biraz gaza dokundum. Araç yavaşça hareket edeceğine hızlı şekilde hareket etti. Hemen frene bastım, fren tutmadı. Otobüs hızlı şekilde öne doğru hareket etmeye başladı. Önümde bir tane otobüs vardı. Otobüse vurmamak, sağına geçmek için direksiyonu sağa kırdım. Direksiyon hakimiyetimi kaybettim. Otobüs hakimiyetim dışında kaldırıma çıktı. Israrla ayak frenine bastım. Otobüs durmadı, heyecanlandım. El frenini çekemedim, unuttum. Otobüs kaldırımda devam ediyordu. İnsanlar kaçışıyordu. Onlara çarpıyordum. Kaldırımın kenarında bulunan iki araca yandan çarptım. Kaldırımda bekleyen ve yürüyen insanlara otobüs çarptı. Devamlı ayak frenine basıyordum. Otobüs benim ayak frenine basmamla mı durdu, bilemiyorum. Araç durdu. Daha sonra şoka girdim."
E.A, sulh ceza hakimliğindeki sorgusunda ise "araçla ilgili bir kusur nedeniyle kazanın meydana geldiğini" savunarak, "Benim herhangi bir kusurum yok. Üzgünüm. Kimsenin zarar görmesini istemezdim" dedi. Zanlının avukatı Kürşat Kaya, müvekkilinin kazadan üzüntü duyduğunu belirtti. Kaya, kazanın otobüsteki teknik sorunlardan kaynaklandığını savunarak, bu konunun araştırılmasını isteyeceklerini bildirdi.
[http://www.hurriyet.com.tr/gundem/30218166.asp kaynak]
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?