Yünlü kumaşların veya giysilerin ıslanınca çekme olayı biraz karışıktır,
çünkü nem ve ısı şartları liflerin sadece boylarını değil çaplarını da değiştirirler.
Ham iplik, kot kumaşı olmak üzere dokunurken dayanıklılığını arttırmak için tabii boylarındaki liflere bükümler,
yani bir çeşit düğümler ilave edilir.
Kumaş ıslanınca yün lifleri şişerler.
Liflerin bu genişlemesi ipliklerdeki bükümler arasındaki açıya da tesir eder ve iplerin
boylarının kısalmasına neden olur.
Aslında kumaş ıslanınca lifler şiştiğinden boyunun az bir miktar uzaması gerekir ama bükümlerin açılarındaki deformasyonun
yarattığı çekme kuvveti daha fazla olduğundan sonuçta kumaş boydan kısalır.
Kumaş yıkandıktan sonra kurutulduğunda şişmiş lifler eski durumlarına gelirler.
Ama kumaş ilk ölçülerine dönemez.
kamboçyalı
Atatürk'ün inkılaplarından bir kısmına karşı biriyim.
en basitinden ankara'nın baş kent yapılışı bence bir hatadır. Halifeliğin kaldırılışı bir hatadır. Tabi bunları zamanına göre değerlendirip uzun uzun konuşmak gerek.
Ama yaptığı askeri ve siyasi başarıları görmezden gelecek kadar da kör değilim. Akıl sahibi herkes bunu kabul eder ve etmeli.
Atatürk'ün ateist yada deist oluşu beni hep bi soğuk tutmuştur kendisine karşı.
beni ne ilgilendirir adamın inancı diyebilirsiniz belki ama bu soğukluk ve sıcaklık içsel olduğu için buna ben bile müdehale edemiyorum.
ateist veya deist olduğu konusunu hakaret olarak kabul etmeyin kişinin kendi tercihidir. benim öğrendiğim ve kabulüme göre bu böyledir.
Atatürk'ün yukarıda saydığım benzer birden fazla şeyine karşıyım. Sevmiyorum diyemem belki ama çok aşırı derecede de seviyorum diyemem. Kendisine saygım büyük.
Bir insan olarak sıfırdan başlayıp kendi deyimi ile (Zafer, “zafer benimdir” diyebilenindir.
Başarı ise “başaracağım” diye başlayarak sonunda “başardım” diyenindir.) sözünü hakkıyla yapmış ben eksik veya hatalı görsem bile kendi idealini gerçekleştirmiş son yüz yıldaki alanında en büyük şahsiyettir.
Kafasındaki çağdaş medeniyet (ki bu konuda da %80 katılıyorum kendisine) olgusu için elinden geleni yapmış, bunu giyimi ile, şıklığı ile, yaşam biçimi ile, inkılapları ile yapmış ve başarımış bir bilge ve devrimcidir.
ancak ama ancak
bir insanın annesine, babasına veya cinsiyetçi sin kaf küfürlere hiç ama hiç bir şekilde hak veremem. Biz bu tarz pisliklerin yüzünden oturup yıllarca konuşamadık. Biz bu lağım zihniyetlerin yüzünden ya atatürk te şunu bence yanlış yaptı diyemedik, ya atatürkte şunu ne güzel yapmış diyemedik.
bu ve bunun gibi zihniyetlerin benim gönlümde,zihnimde zerre kadar kıymeti yok. ben bunları hayvanı natık olarak bile görmem göremem. zihni nesebi bozuk insanlar bunlar.
bu tarz başlıkların sözlükte olmasından da bir yazar olarak çok muzdaripim. burada insanlara yarar bir şeyler paylaşmak varken, birine bilmediği bir film izletip mutlu olmasını sağlamak varken, bir derde deva olabilmek varken bu tarz kişiliklerin kişiliksizlikleri konuşuyoruz.
sözlükte in cin top oynuyor. herkes böyle at koşturacağına in cin top oynasın.
ayıptır ayıp.
o önünde kuran olan adam sık sık kullanmıştır illa ki ama anlamını pek bilmezmiş ve bilmeyen bit ton pislikte mevcut maalesef.
(bkz: edep ya hu)
en basitinden ankara'nın baş kent yapılışı bence bir hatadır. Halifeliğin kaldırılışı bir hatadır. Tabi bunları zamanına göre değerlendirip uzun uzun konuşmak gerek.
Ama yaptığı askeri ve siyasi başarıları görmezden gelecek kadar da kör değilim. Akıl sahibi herkes bunu kabul eder ve etmeli.
Atatürk'ün ateist yada deist oluşu beni hep bi soğuk tutmuştur kendisine karşı.
beni ne ilgilendirir adamın inancı diyebilirsiniz belki ama bu soğukluk ve sıcaklık içsel olduğu için buna ben bile müdehale edemiyorum.
ateist veya deist olduğu konusunu hakaret olarak kabul etmeyin kişinin kendi tercihidir. benim öğrendiğim ve kabulüme göre bu böyledir.
Atatürk'ün yukarıda saydığım benzer birden fazla şeyine karşıyım. Sevmiyorum diyemem belki ama çok aşırı derecede de seviyorum diyemem. Kendisine saygım büyük.
Bir insan olarak sıfırdan başlayıp kendi deyimi ile (Zafer, “zafer benimdir” diyebilenindir.
Başarı ise “başaracağım” diye başlayarak sonunda “başardım” diyenindir.) sözünü hakkıyla yapmış ben eksik veya hatalı görsem bile kendi idealini gerçekleştirmiş son yüz yıldaki alanında en büyük şahsiyettir.
Kafasındaki çağdaş medeniyet (ki bu konuda da %80 katılıyorum kendisine) olgusu için elinden geleni yapmış, bunu giyimi ile, şıklığı ile, yaşam biçimi ile, inkılapları ile yapmış ve başarımış bir bilge ve devrimcidir.
ancak ama ancak
bir insanın annesine, babasına veya cinsiyetçi sin kaf küfürlere hiç ama hiç bir şekilde hak veremem. Biz bu tarz pisliklerin yüzünden oturup yıllarca konuşamadık. Biz bu lağım zihniyetlerin yüzünden ya atatürk te şunu bence yanlış yaptı diyemedik, ya atatürkte şunu ne güzel yapmış diyemedik.
bu ve bunun gibi zihniyetlerin benim gönlümde,zihnimde zerre kadar kıymeti yok. ben bunları hayvanı natık olarak bile görmem göremem. zihni nesebi bozuk insanlar bunlar.
bu tarz başlıkların sözlükte olmasından da bir yazar olarak çok muzdaripim. burada insanlara yarar bir şeyler paylaşmak varken, birine bilmediği bir film izletip mutlu olmasını sağlamak varken, bir derde deva olabilmek varken bu tarz kişiliklerin kişiliksizlikleri konuşuyoruz.
sözlükte in cin top oynuyor. herkes böyle at koşturacağına in cin top oynasın.
ayıptır ayıp.
o önünde kuran olan adam sık sık kullanmıştır illa ki ama anlamını pek bilmezmiş ve bilmeyen bit ton pislikte mevcut maalesef.
(bkz: edep ya hu)
mesele çakal olmak değil çakallarla dans edebilmektir.
https://www.youtube.com/watch?v=-opLxX8tCxE
Ne biçim bir şarkı anlayışıdır bilmiyorum ama insanın ağzına dolandığı kesin. adanda adana adana merkez patlıyor herkes
http://www.wellbac.com/adana-merkez-patliyo-herkes.aspx
Üç nokta aşktır…
Her nokta gizli bir Ahtır!...
Seviyorum deyip haykıramamaktır...
Boğazda düğümlenen iki çift sözdür...
Dilin lal, gönlün melal olduğu andır…
Gözlerden süzülmeyen iki damla gözyaşıdır...
Hissedilen fakat bir türlü yazılamayandır…
Kelimelerin kifayetsiz kaldığı andır…
Üç nokta; bitmeyendir bitemeyendir...
HZ MEVLANA
(bkz:...)
edit: mesaj yazmak yerine 3 nokta göndersek olur mu ki acep?
Her nokta gizli bir Ahtır!...
Seviyorum deyip haykıramamaktır...
Boğazda düğümlenen iki çift sözdür...
Dilin lal, gönlün melal olduğu andır…
Gözlerden süzülmeyen iki damla gözyaşıdır...
Hissedilen fakat bir türlü yazılamayandır…
Kelimelerin kifayetsiz kaldığı andır…
Üç nokta; bitmeyendir bitemeyendir...
HZ MEVLANA
(bkz:...)
edit: mesaj yazmak yerine 3 nokta göndersek olur mu ki acep?
Instagram'da hikaye üstüne hikaye paylaşanların, “Acaba takipçilerim hikayemi nasıl buldular?” diye düşünmesine artık hiç gerek yok. Çünkü hikayelere gelen reaksiyon yeniliği sayesinde kullanıcılar o hikayeyle ilgili tepkilerini anında verecek.
Şu an test aşamasında olan yenilikle birlikte hikayelere kullanıcıların beğeni durumunu gösteren reaksiyon emoji'leri yağacak adeta. Gelelim Instagram kullanıcılarının hizmetine sunulacak reaksiyon çeşitlerine… Alkış, Kahkaha, Kalpli Gözler, Şaşırma, Ağlama ve Ateş olmak üzere tam 6 emoji reaksiyonu hikayeleri renklendirecek.
Instagram'ın son sürümünü kullananların büyük heyecanla test ettiği özelliğin kısa sürede tüm kullanıcıların hizmetine girmesi dileğiyle…
Şu an test aşamasında olan yenilikle birlikte hikayelere kullanıcıların beğeni durumunu gösteren reaksiyon emoji'leri yağacak adeta. Gelelim Instagram kullanıcılarının hizmetine sunulacak reaksiyon çeşitlerine… Alkış, Kahkaha, Kalpli Gözler, Şaşırma, Ağlama ve Ateş olmak üzere tam 6 emoji reaksiyonu hikayeleri renklendirecek.
Instagram'ın son sürümünü kullananların büyük heyecanla test ettiği özelliğin kısa sürede tüm kullanıcıların hizmetine girmesi dileğiyle…
http://www.sbe.sakarya.edu.tr/tr/icerik/8745/23298/online-basvuru
aklıma bahçelinin (gbkz:püskevit) konuşması geldi doğrusu.
Daha da geliştirilmiş olan Yapay zekaların, gelecekte insanlarla değilde bi başlarına yapacaklarını düşündüğüm konferanslardır
Cipslerin şahı. Bir de (gbkz:max) olanları var ki...
(bkz: hollywood icloud skandalı)
ak parti ağrı belediyesi adayı.
nerelerden nerelere diye gözleri açan bir siyasetçi daha.
nerelerden nerelere diye gözleri açan bir siyasetçi daha.
(bkz: the matrix) olmadan eksik kalacak olandır. ya da hitchcock'un gerilimi nasıl kurduğu. (a. hitchcock, şöyle ifade eder; hemen patlayan bomba heyecan yaratmaz ama bir düşünün 15dk sonra patlayacak bombanın bir haberini duymayı...) realist lumiere kardeşlerden, formalist melies'ten filizlenip, propagandaya (iradenin zaferi) kadar ulaşmış bir sanat (sanat olduğuda tartışmalıdır, ayrıca 7. sanat ve the art of subjectivity/öznelliğin sanatı) özelliğini gösterir.
yine realizm, ideoloji ve estetik tartışmaları olmadan eksik kalır. ya da orson welles'in sinematografik yenilikleri... bunun yanında kuleshov ile başlayan sovyet montaj ekolünün kurgu üzerine yaptıkları. vertov'un çağının çok ötesindeki yıkıcılığı. avangart sinemacıların, kuralsızlık ötesi çalışmaları. 3. dünya sinemasının teknik yetersizliğine rağmen imge konusundaki başarısı.
mesela, hiç bitmeyen bir hikaye vardır, sinema bitti bitecek, aha sinema bitiyor diye. sesin görüntülere eklendiği dönemde, işte sinema bitiyor derken daha farklı bir boyut almış. aynı şekilde, tv'nun yaygınlaşması da, sinemayı yok edecek derken tam tersi bir etki olmuş ve günümüzdeki cgi teknolojileri ile iyice kendinin çok ötesine geçen bir sanat, estetik alanı, eğlence alanı ve yaşam yönlendirici haline dönüşmüştür...
endüstrileşme ile de yakından ilgilidir. şehirlidir. bu bakımdan da sinema eleştirileri ve felsefesi, sosyolojik ve ideolojik bağlamda ayrıca incelenir.
yine realizm, ideoloji ve estetik tartışmaları olmadan eksik kalır. ya da orson welles'in sinematografik yenilikleri... bunun yanında kuleshov ile başlayan sovyet montaj ekolünün kurgu üzerine yaptıkları. vertov'un çağının çok ötesindeki yıkıcılığı. avangart sinemacıların, kuralsızlık ötesi çalışmaları. 3. dünya sinemasının teknik yetersizliğine rağmen imge konusundaki başarısı.
mesela, hiç bitmeyen bir hikaye vardır, sinema bitti bitecek, aha sinema bitiyor diye. sesin görüntülere eklendiği dönemde, işte sinema bitiyor derken daha farklı bir boyut almış. aynı şekilde, tv'nun yaygınlaşması da, sinemayı yok edecek derken tam tersi bir etki olmuş ve günümüzdeki cgi teknolojileri ile iyice kendinin çok ötesine geçen bir sanat, estetik alanı, eğlence alanı ve yaşam yönlendirici haline dönüşmüştür...
endüstrileşme ile de yakından ilgilidir. şehirlidir. bu bakımdan da sinema eleştirileri ve felsefesi, sosyolojik ve ideolojik bağlamda ayrıca incelenir.
sanal bebek
pokemon saati
pokemon saati
Akademik hayatı hiç tatmamış insanların yaptığıdır.
Kişiye göre değişen bir çizgidir. Başlık sanki bir başlık değil de daha çok bukalemun.
Bariz bir şekilde zıtlık var. Bunun nedeni ise tamamen ekonomi. Şimdi çıkıp dün dündür bu gün bu gündür diyemem. Dersem akla zıt olur, mantığa zıt olur.
Sn.cumhurbaşkanının fikri değişmiş. Bu değişim nedenlerini görmeden direkte eleştiremem. Ama şunu belirtmek isterim siyaset dediğin şey çok pis bir şeydir. Dün hudutsuzca savunduğun şeyi gün gelir inkar edersin. Maalesef ki artık her şey kayıt altına alınıyor bu internet aleminde.
Sn.cumhurbaşkanının fikri değişmiş. Bu değişim nedenlerini görmeden direkte eleştiremem. Ama şunu belirtmek isterim siyaset dediğin şey çok pis bir şeydir. Dün hudutsuzca savunduğun şeyi gün gelir inkar edersin. Maalesef ki artık her şey kayıt altına alınıyor bu internet aleminde.
(bkz: Uruguay)
10'dan başlayıp 99'da biten rakamlar için kullanılır.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?