'İdrakimize giydirilmiş deli gömlekleridir' der üstat.
ideoloji
"Bardak dolu" ( Optimist )
"Bardak boş" ( Pesimist )
"Bardak yok " ( Nihilist)
"Bardak benim olmalı" ( Emperyalist )
"Bardaktan seri üretime geçelim" (Kapitalist)
"Bu bardak ne yenir be" ( Mazohist )
"Bardağı alın oradan kırarım yoksa"(Sadist)
"Bi bardak su versene" ( Konformist )
"Bardağın güzelliğine bak, aynı ben" ( Narsist )
"Bu bardağı da bulamayanlar var" (Hümanist )
"Bardağı bize vermezseniz onu bir daha göremezsiniz" (Anarşist)
"Bardağı yoldaşlarla birlikte kullanalım" (Komünist)
"Bardağı yıkarken kırmayalım" (Sosyalist)
"Yarısı dolu yarısı boş bardak ne demek? kırın gitsin" (Faşist)
"Bazen öyle bi bardak düşlüyorum ki" (Ütopist)
"Kadın bardağı aldı ve narin dudaklarına götürdü (Senarist)
"Bu bardak sadece benim" (Egoist)
"Bi kere ince belli bardak ne demek?" (Feminist)
"Bu bardaktan bir gün öyle çok olacak ki (İdealist)
"Bardak gibi görünüyor da test edelim bakalım bardak mı?" (Pozitivist)
"Bu bardağın asıl sahibi kimse fikrimi ona söylerim" (Despotist)
"Bardak yenmez ağızı kesilir, insan eti mi bu (Kanibalist)
"Bardağı metal tercih ederim, bu hemen kırılır" (Militarist)
"Bardakları asıl yüz yıl sonra gör bak nasıl olacak" (Fütürist)
"Bardağın çizgileri çok keskin" (Kübist)
"Bardak güzel de biraz büyük" (Minimalist)
"Bardak kesin bizim imalatımız, kimse böyle yapamaz (Şovenist)
"Bardağı odanıza yolluyorum efendim" (Resepsiyonist )
"Bardağın altında karşıt renkten bir örtü koyamadınız mı?" (Sitilist)
"Kolay bir obje; rahat çizilir" (Karikatürist)
"Bardağın orada duruyor olması asla bir tesadüf değil; döngü gereği" (Determinist)
"Bardağın şekli güzel; bir fotosunu çekeyim lazım olur" (Oportunist)
"Alelade bardak işte" (Sürrealist)
"Bardak camdır, cam da kum ve burada hayat gizli" (Panteist)
Nası diyo siz, su istiyo ben (Turist)
Bu bardak ne? Niye kristal değil (Assolist)
Hemen atlamayın; bardak olmayabilir o (Sofist)
Altı üstü yarısı dolu bi bardak Amma uzattınız (Realist)
Hani derler ya bir bardak suda fırtına kopartmak diye; işte burada deyim cuk oturmuş.
"Bardak boş" ( Pesimist )
"Bardak yok " ( Nihilist)
"Bardak benim olmalı" ( Emperyalist )
"Bardaktan seri üretime geçelim" (Kapitalist)
"Bu bardak ne yenir be" ( Mazohist )
"Bardağı alın oradan kırarım yoksa"(Sadist)
"Bi bardak su versene" ( Konformist )
"Bardağın güzelliğine bak, aynı ben" ( Narsist )
"Bu bardağı da bulamayanlar var" (Hümanist )
"Bardağı bize vermezseniz onu bir daha göremezsiniz" (Anarşist)
"Bardağı yoldaşlarla birlikte kullanalım" (Komünist)
"Bardağı yıkarken kırmayalım" (Sosyalist)
"Yarısı dolu yarısı boş bardak ne demek? kırın gitsin" (Faşist)
"Bazen öyle bi bardak düşlüyorum ki" (Ütopist)
"Kadın bardağı aldı ve narin dudaklarına götürdü (Senarist)
"Bu bardak sadece benim" (Egoist)
"Bi kere ince belli bardak ne demek?" (Feminist)
"Bu bardaktan bir gün öyle çok olacak ki (İdealist)
"Bardak gibi görünüyor da test edelim bakalım bardak mı?" (Pozitivist)
"Bu bardağın asıl sahibi kimse fikrimi ona söylerim" (Despotist)
"Bardak yenmez ağızı kesilir, insan eti mi bu (Kanibalist)
"Bardağı metal tercih ederim, bu hemen kırılır" (Militarist)
"Bardakları asıl yüz yıl sonra gör bak nasıl olacak" (Fütürist)
"Bardağın çizgileri çok keskin" (Kübist)
"Bardak güzel de biraz büyük" (Minimalist)
"Bardak kesin bizim imalatımız, kimse böyle yapamaz (Şovenist)
"Bardağı odanıza yolluyorum efendim" (Resepsiyonist )
"Bardağın altında karşıt renkten bir örtü koyamadınız mı?" (Sitilist)
"Kolay bir obje; rahat çizilir" (Karikatürist)
"Bardağın orada duruyor olması asla bir tesadüf değil; döngü gereği" (Determinist)
"Bardağın şekli güzel; bir fotosunu çekeyim lazım olur" (Oportunist)
"Alelade bardak işte" (Sürrealist)
"Bardak camdır, cam da kum ve burada hayat gizli" (Panteist)
Nası diyo siz, su istiyo ben (Turist)
Bu bardak ne? Niye kristal değil (Assolist)
Hemen atlamayın; bardak olmayabilir o (Sofist)
Altı üstü yarısı dolu bi bardak Amma uzattınız (Realist)
Hani derler ya bir bardak suda fırtına kopartmak diye; işte burada deyim cuk oturmuş.
herhangi bir sanatsal, siyasi ya da toplumsal etkinliğin, etkili bir fikir olarak, sistemli olarak kendini kabul ettirme çabasıdır. "taraf olmanın, tutulan köşenin" ilk ana fikridir. propaganda ile yakından ilgilidir. propaganda bütün somut işlevleri (oy kazanma, ürün-hizmet satma, ikna etme...) bir kenara bırakırsak, idelojinin yayılmasını ifade eder. bu da büyük oranda egemen ideolojidir.
mesela, her sinema ürünü, her film neyi anlatırsa anlatsın endüstrileşme ve sömürgecilik faaliyetleri zeminindeki bir dünyada ortaya çıkmasıyla bütün bunlardan bağımsız olmadığı gibi, kapitalizmin yeniden üretilmesidir. şehirli bir sanattır bir kere. teknik, gösterim (sinema salonları, yapımcılar) aşamalarında bunu daha çok ortaya koyar. zaten, ilk zamanlar filmlerin propagandadan hiçbir farkı yoktur. bunu en çok yıkmaya yaklaşan 3. dünya sinemasıdır. çünkü, o güne kadar ki tüm ideolojilere karşı çıkmıştır ve teknik yetersizliğin bile gösterildiği "imge" üzerine kurulu bir sinema anlayışı üretmişlerdir, estetik bağlam da yine bundan bağımsız değildir. Ne var ki, bu bile saf bir şekilde korunamamıştır. Duruşu bile bir taraf. Yani, kamerayı koyduğunuz, seçtiğiniz konu, kadraj, renk yönetimi, kurgudaki bozma-devamlılık-süre-ritim-duygu aktarımı bile bir ideoloji malzemesidir.
sosyal bilimlerin ortaya çıkış süreci mesela. sosyoloji, gelişmiş batı devletlerinin kendi sistemlerini incelediğini bir bilimken, antropoloji de doğu araştırmaları olarak başlamış ve sömürgeleştirilen devletlerin, klanların, toplulukların yapısını incelemek üzerine kurulmuştur. burada bile bir egemen ideolojinin kendini kabulünü sağlaması söz konusu. (gulbenkian komisyonu-sosyal bilimleri açın)
mesela, her sinema ürünü, her film neyi anlatırsa anlatsın endüstrileşme ve sömürgecilik faaliyetleri zeminindeki bir dünyada ortaya çıkmasıyla bütün bunlardan bağımsız olmadığı gibi, kapitalizmin yeniden üretilmesidir. şehirli bir sanattır bir kere. teknik, gösterim (sinema salonları, yapımcılar) aşamalarında bunu daha çok ortaya koyar. zaten, ilk zamanlar filmlerin propagandadan hiçbir farkı yoktur. bunu en çok yıkmaya yaklaşan 3. dünya sinemasıdır. çünkü, o güne kadar ki tüm ideolojilere karşı çıkmıştır ve teknik yetersizliğin bile gösterildiği "imge" üzerine kurulu bir sinema anlayışı üretmişlerdir, estetik bağlam da yine bundan bağımsız değildir. Ne var ki, bu bile saf bir şekilde korunamamıştır. Duruşu bile bir taraf. Yani, kamerayı koyduğunuz, seçtiğiniz konu, kadraj, renk yönetimi, kurgudaki bozma-devamlılık-süre-ritim-duygu aktarımı bile bir ideoloji malzemesidir.
sosyal bilimlerin ortaya çıkış süreci mesela. sosyoloji, gelişmiş batı devletlerinin kendi sistemlerini incelediğini bir bilimken, antropoloji de doğu araştırmaları olarak başlamış ve sömürgeleştirilen devletlerin, klanların, toplulukların yapısını incelemek üzerine kurulmuştur. burada bile bir egemen ideolojinin kendini kabulünü sağlaması söz konusu. (gulbenkian komisyonu-sosyal bilimleri açın)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?