İnşallah Ben Geldim
Hoca, yarına şunları yapacağım, edeceğim, diye plan yaparmış. Plan yaparmış yapmasına da her şeyin nasip kısmet işi olduğunu iyi bilen hanımı onu uyarmaktan geri kalmazmış: “Hoca, inşallah de!”, “Hoca, insanlık hâli!” “Hoca, kader kısmet var!”, “Hoca, nasipten öte yol git.' mez!”
Hoca bu, hanımının her sözüne itibar etmediği gibi bu sözlerine de itibar etmezmiş.
Günlerden bir gün, akşam yatmadan önce bizim Hoca kansına:
– Hatun, demiş, yarın güneş açarsa tarlaya, hava yağmurlu olursa oduna gideceğim.
Hanımı yine: “İnşallah de Hoca.” diye uyarmış ama uyarmasıyla cevabını alması bir olmuş.
– Be kadın, demiş, bunun inşallah) maşallahı mı var, yarın hava ya kapalı olacak ya açık. Ben de ya tarlaya gideceğim ya oduna!
Sabah uyanmış ki hava kapalı. Eşeğe bindiği gibi dağın yolunu tutmuş. Neyse uzatmayalım, odunu etmiş, tam eşeğe yükletecekken, bir grup haydut etrafını çevirip:
– Babalık, demişler, filan köyü biliyor musun?
– Biliyorum, demiş Hoca, ne olacak?
– O zaman düş önümüze bizi oraya götür.
Hoca yalvarmış yakarmış ama iş bildiğiniz gibi değil. Üstelik filan köy dedikleri çeyrek günlük yol. Kaçsa arkadan mızraklayacaklar, yere yatsa üstünü çiğneyecekler, bu melanet heriflerden kurtulmanın çaresi yok. Önlerine düşüp o köyü bulmuş ama gün de batmak üzere. Yayan yapıldak onca yolu yürüyüp sabaha karşı evin kapısını çalmış. Hanımı içeriden seslenmiş:
– Kim o?
Hoca yorgunluk akan bir sesle cevap vermiş:
– Aç hanım aç, inşallah ben geldim!
#nasreddin hoca
Nasrettin hocaya atfedilen inşallah söylemenin önemini belirten bir hikaye vardır.
Nasrettin Hoca bir akşam karısına;
- "Yarın hava yağmurlu olursa ormana, açık olursa çift sürmeye gideceğim." demiş.
- "İnşallah de Efendi" demiş karısı. Hoca karısını dinlememiş bile.
Ertesi gün hava yağmurlu olmuş. O'da ormana gitmek için erkenden çıkmış. Bir süre sonra bir sipahiye rastlamış. Sipahi sormuş:
- "Filan köye nasıl gidilir?". "Bilmem" deyip orman yolunu tutmak istemiş Hoca. Sipahi, kamçıyla vurarak:
- "Çabuk önüme düş!. Beni o köye götüreceksin" diye emretmiş. Hoca istemeye istemeye yolunu değiştirip adamı epey uzaktaki köye götürmüş. Evine de ancak akşam dönebilmiş. Kapıyı çalıpta karısı "kim o?" diye seslenince
Hoca:
- "Aç hanım aç. İnşallah ben geldim." demiş...
Nasrettin Hoca bir akşam karısına;
- "Yarın hava yağmurlu olursa ormana, açık olursa çift sürmeye gideceğim." demiş.
- "İnşallah de Efendi" demiş karısı. Hoca karısını dinlememiş bile.
Ertesi gün hava yağmurlu olmuş. O'da ormana gitmek için erkenden çıkmış. Bir süre sonra bir sipahiye rastlamış. Sipahi sormuş:
- "Filan köye nasıl gidilir?". "Bilmem" deyip orman yolunu tutmak istemiş Hoca. Sipahi, kamçıyla vurarak:
- "Çabuk önüme düş!. Beni o köye götüreceksin" diye emretmiş. Hoca istemeye istemeye yolunu değiştirip adamı epey uzaktaki köye götürmüş. Evine de ancak akşam dönebilmiş. Kapıyı çalıpta karısı "kim o?" diye seslenince
Hoca:
- "Aç hanım aç. İnşallah ben geldim." demiş...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?