İnşallah kelimesi “Allah izin verirse” , “Allah’tan bir mani gelmezse” , “Allah ömür verirse” gibi anlamlara gelir.
Allahu Teala, Kalem suresinde geçen olayda, yapacakları işin olmasını Allah’ın iznine bağlamadan edilen sözlerin neticesinde -kafir bile olsalar- neler olabileceğini açıklıyor. Ayrıca yazının devamında bu konuda başımdan geçmiş bir olayı anlatacağım.
KALEM SURESİ 17 – 35. AYETLER
17- Biz onları (Mekkeli inkârcılar) da sınadık, bahçe sahiplerini sınadığımız gibi. Hani onlar sabah olunca (fakirler gelmeden) bahçeyi mutlaka devşireceklerine yemin etmişlerdi.
18- İstisna da etmiyorlardı ("inşaallah" demiyorlardı) , (Allah’ın iznine bağlamamışlardı. Ayrıca fakirlerin payını düşünmemişlerdi.)
19- Fakat onlar uyurken dolaşıcı bir belâ onu sardı da,
20- Bahçe simsiyah kesiliverdi.
21- Derken sabahleyin birbirlerine seslendiler:
22- "Haydi, devşirecekseniz erkenden ekininize gidin" diye.
23- Derken fırladılar, aralarında fısıldaşıyorlardı.
24- "Sakın bugün hiçbir yoksul bahçeye girip yanınıza sokulmasın" diyorlardı.
25- (Zanlarınca yoksulları) engellemeye güçleri yeterek erkenden gittiler.
26- Fakat bahçeyi gördüklerinde: "Biz herhalde yanlış gelmişiz" dediler .
27- "Yok, biz mahrum edilmişiz." (dediler).
28- İçlerinde en makul olanı şöyle dedi: "Ben size Rabbinizi tesbih etsenize dememiş miydim?"
29- "Rabbimizi tesbih ederiz, doğrusu biz zalimler imişiz." (dediler).
30- Ardından suçu birbirlerine yüklemeye başladılar.
31- Yazıklar olsun bize, dediler, biz azgınlarmışız.
32- Ola ki Rabbimiz bize onun yerine daha hayırlısını verir. Biz Rabbimize yönelir, ondan umarız.
33- İşte azap böyledir. Elbette ahiret azabı daha büyüktür. Fakat bilselerdi.
34- Kuşkusuz korunanlar için de, Rableri katında nimetleri bol bahçeler vardır.
35- Öyle ya, teslimiyet gösterenleri suçlular gibi tutar mıyız hiç?
Bu kelimeyi kullanmamızı Allah istiyor. İnşallah kelimesi kullanılmadan söylenen sözler ilahi rahmetten mahrum olur. ‘İnşallah’ kelimesi Kuran’da ‘inşaallah’ diye geçmektedir.
İnşallah kelimesini her sözümüzde kullanmazsak ahirette sorumlu olur muyuz bilmiyorum ama Rabbimiz istediği için inşallah demeliyiz. Geçenlerde bu yazıyı yazmama sebep olan şöyle bir olay yaşadım:
Erkek kardeşimgil bizde ziyarettelerdi. Bilmeyenler için söyleyeyim ben tekerlekli sandalyede engelliyim ve her konuda yardıma muhtacım. Kardeşim babamı biraz dinlendirmek için akşam sürekli, abi yarın sana banyo yaptıracam, diyordu. O Cuma sabahı bana tekrar : Abi hadi seni vinçle kaldırıp klozete oturtunca banyo yaptırayım, dedi.
Ben, yok boşver yapmayalım, pazar yapalım, dedim. Kardeşim ısrar ediyordu, ben ise zahmet olmasın diye karşı çıkıyordum. Babam odaya girdi. Hadi kardeşin sana banyo yaptırsın, bugün mübarek Cuma günü, yıkanmak sevap; Pazar günü bir daha yaparsınız, dedi. Ama hiçbirimiz inşallah demiyorduk.
Kardeşim beni sandalyeden vinçle kaldırıp klozete oturtunca fark ettik ki daha bir dakika önce akan sular birden kesilmişti. Ben film şeridi gibi geçen konuşmalarımızı düşündüm.
Ve olayın farkına vardım. Biz yapacağımız banyoyu inşallah diyerek Allah’ın iznine bağlamamıştık. Kardeşime dedim ki: Allah, Kuran’da bizden, yarın yapacağım deme, inşallah yarın yapacağım de, diye emredip inşallah dememizi istiyor.
“Hiçbir şey için "Bunu yarın yapacağım" deme. Ancak Allah dilerse (yapacağım de). Unuttuğun zaman Allah'ı an ve "Umarım Rabbim beni,doğruya daha yakın olana eriştirir."de. “ (Kehf suresi, 23-24.ayetler)
Gel kardeşim hatamızı kabul edelim, af dileyelim, dedim. Nasıl, dedi. Söyleyebildiğimiz kadar “estağfirullah” diyelim, içimizden de affet Rabbim özür dilerim Sen affedicisin diyelim, dedim. İkimizde kafamızı suçlu gibi öne eğip kaç kez dedik hatırlamıyorum.
Beş dakika sonra sular geldi. Elhamdülillah deyip banyomuzu yaptık ve dersimizi aldık.
Anlattığım bu olaya tesadüf diyenler olabilir. Benim yorumum şöyle: Her olay Allah’ın dilemesiyle olur ve sayısız gizli nedenleri (hikmet) olabilir. Ben her zaman olayların hikmetinin bana bakan yönü ne olabilir diye düşünürüm ve dersimi alırım.
Suyun tam o an kesilmesi ve beş dakika içinde geri gelmesinin maddi sebebini düşündüm. Allah bilir belki de o an bir vana sökülüp takılacaktı ve sokağın suyunu kapatıp açtılar. Maddi sebebi ne olursa olsun, olaylara hikmet nazarıyla bakan pek çok ibret bulabilir.
inşallah
Nasrettin hocaya atfedilen inşallah söylemenin önemini belirten bir hikaye vardır.
Nasrettin Hoca bir akşam karısına;
- "Yarın hava yağmurlu olursa ormana, açık olursa çift sürmeye gideceğim." demiş.
- "İnşallah de Efendi" demiş karısı. Hoca karısını dinlememiş bile.
Ertesi gün hava yağmurlu olmuş. O'da ormana gitmek için erkenden çıkmış. Bir süre sonra bir sipahiye rastlamış. Sipahi sormuş:
- "Filan köye nasıl gidilir?". "Bilmem" deyip orman yolunu tutmak istemiş Hoca. Sipahi, kamçıyla vurarak:
- "Çabuk önüme düş!. Beni o köye götüreceksin" diye emretmiş. Hoca istemeye istemeye yolunu değiştirip adamı epey uzaktaki köye götürmüş. Evine de ancak akşam dönebilmiş. Kapıyı çalıpta karısı "kim o?" diye seslenince
Hoca:
- "Aç hanım aç. İnşallah ben geldim." demiş...
Nasrettin Hoca bir akşam karısına;
- "Yarın hava yağmurlu olursa ormana, açık olursa çift sürmeye gideceğim." demiş.
- "İnşallah de Efendi" demiş karısı. Hoca karısını dinlememiş bile.
Ertesi gün hava yağmurlu olmuş. O'da ormana gitmek için erkenden çıkmış. Bir süre sonra bir sipahiye rastlamış. Sipahi sormuş:
- "Filan köye nasıl gidilir?". "Bilmem" deyip orman yolunu tutmak istemiş Hoca. Sipahi, kamçıyla vurarak:
- "Çabuk önüme düş!. Beni o köye götüreceksin" diye emretmiş. Hoca istemeye istemeye yolunu değiştirip adamı epey uzaktaki köye götürmüş. Evine de ancak akşam dönebilmiş. Kapıyı çalıpta karısı "kim o?" diye seslenince
Hoca:
- "Aç hanım aç. İnşallah ben geldim." demiş...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?