anayasa ne ki , toptan onu da kaldırsınlar. !
laiklik anayasada olmamalı
siyaset literatürüne süleyman demirel'in soktuğu bir cümle vardır: ''dün dündür, bugün bugündür.''
bu kısacık ve aslen komik görünen cümle, aslında türk siyasi hayatının toptan bir özetidir diyebiliriz.
geçmişte, bu sözü günlük hayatımızda da çok sıkça kullanıp, dalga geçmişliğimiz vardır. ancak son dönemlerde, rahmetli süleyman demirel'in söylemlerinin günümüzdeki siyasi söylemlerin çıtasına göre çok çok aşağılarda kaldığını görüyorum.
misal, son yıllarda yaygın olarak kullanılan yeni bir metod var. aslında kuralı ve uygulaması son derece basit. görülüyor ki, işe yararlığı da neredeyse kusursuz. metod özetle şöyle: ortaya bir laf at. ancak bunu yaparken, lafı kendin söylememeye dikkat et. zira günümüzde medya imkanları çok gelişkin. söylenen her şey kayıt altına alınıyor. yarın öbür gün çark etmek gerektiğinde, geçmişte söylediklerini şak diye önüne getiriveriyorlar. misal, ''imralıyla benim bilgim dahilinde devlet yetkilileri görüştü.'' dediğinde, bir anda geçmişte söylediğin, ''terör örgütüyle görüşen de, görüştüğümü söyleyen de şerefsizdir.'' konuşmasının kayıtları ortaya dökülüveriyor. veya, ergenekon davasıyla ilgili olarak bunun bir kumpas operasyonu olduğunu söylediğinde, hiç gecikmeden o davanın savcısı olduğuna dair kayıtları döküveriyorlar ortalığa... bu nedenle, yöntemin en önemli ayrıntısı şu. ortaya atılan ve kamuoyunun nabzını ölçecek söz, senin dışında birileri tarafından söylenmiş olmalı. misal, terör örgütünün siyasi temsilcileriyle dolmabahçe sarayında görüşülür. görüşmenin ardından devletin resmi kanalından ve resmi haber ajansından ortak açıklamalar yapılır ve gelişmelere bakılır: http://www.milliyet.com.tr/dolmabahce-de-tarihi-aciklama/siyaset/detay/2021055/default.htm bir süre gelişmelere bakılır ve duruma göre, icraat ya sahiplenilir ya da, ''kiiiiiiimmm? beeeeeennn? ya ne alakası var! ben mi demişim?'' lerle olay kapatılır gider: https://www.youtube.com/watch?v=Um5b1MIi294
işte son laiklik açıklaması da aynı içerikte düşünülmeli bence. bu defaki görevlendirme meclis başkanına yapılmıştı. o da çıktı görevini icra etti. sonraki açıklamalar ise, tamamen yukarda açıkladığım yönteme uygun olarak gelişti.
bu kısacık ve aslen komik görünen cümle, aslında türk siyasi hayatının toptan bir özetidir diyebiliriz.
geçmişte, bu sözü günlük hayatımızda da çok sıkça kullanıp, dalga geçmişliğimiz vardır. ancak son dönemlerde, rahmetli süleyman demirel'in söylemlerinin günümüzdeki siyasi söylemlerin çıtasına göre çok çok aşağılarda kaldığını görüyorum.
misal, son yıllarda yaygın olarak kullanılan yeni bir metod var. aslında kuralı ve uygulaması son derece basit. görülüyor ki, işe yararlığı da neredeyse kusursuz. metod özetle şöyle: ortaya bir laf at. ancak bunu yaparken, lafı kendin söylememeye dikkat et. zira günümüzde medya imkanları çok gelişkin. söylenen her şey kayıt altına alınıyor. yarın öbür gün çark etmek gerektiğinde, geçmişte söylediklerini şak diye önüne getiriveriyorlar. misal, ''imralıyla benim bilgim dahilinde devlet yetkilileri görüştü.'' dediğinde, bir anda geçmişte söylediğin, ''terör örgütüyle görüşen de, görüştüğümü söyleyen de şerefsizdir.'' konuşmasının kayıtları ortaya dökülüveriyor. veya, ergenekon davasıyla ilgili olarak bunun bir kumpas operasyonu olduğunu söylediğinde, hiç gecikmeden o davanın savcısı olduğuna dair kayıtları döküveriyorlar ortalığa... bu nedenle, yöntemin en önemli ayrıntısı şu. ortaya atılan ve kamuoyunun nabzını ölçecek söz, senin dışında birileri tarafından söylenmiş olmalı. misal, terör örgütünün siyasi temsilcileriyle dolmabahçe sarayında görüşülür. görüşmenin ardından devletin resmi kanalından ve resmi haber ajansından ortak açıklamalar yapılır ve gelişmelere bakılır: http://www.milliyet.com.tr/dolmabahce-de-tarihi-aciklama/siyaset/detay/2021055/default.htm bir süre gelişmelere bakılır ve duruma göre, icraat ya sahiplenilir ya da, ''kiiiiiiimmm? beeeeeennn? ya ne alakası var! ben mi demişim?'' lerle olay kapatılır gider: https://www.youtube.com/watch?v=Um5b1MIi294
işte son laiklik açıklaması da aynı içerikte düşünülmeli bence. bu defaki görevlendirme meclis başkanına yapılmıştı. o da çıktı görevini icra etti. sonraki açıklamalar ise, tamamen yukarda açıkladığım yönteme uygun olarak gelişti.
--- (gbkz: spoiler) ---
adam bunu parti adına söylememiş, şahsi kanaatini dile getirmiş. bir de parti adına konuşulsaydı neler olurdu acaba, dediğim olay
--- (gbkz: spoiler) ---
adam bunu parti adına söylememiş, şahsi kanaatini dile getirmiş. bir de parti adına konuşulsaydı neler olurdu acaba, dediğim olay
--- (gbkz: spoiler) ---
\"anayasanın dindar olması beyanımdaki kastım din ve vicdan özgürlüğünün güvence altına alınmasını sağlamayı temenni etmektir.\" Diyerek çark eden meclis başkanı lafı.
Yemedi galiba.
Yemedi galiba.
Mevzu çok uzun. Bu olay saatlerce tartışılabilir. Konuşulabilir belki. Türk milleti olarak eski köye yeni adet getirmeyin demek istiyorum.
bu adam ne diyor diye bi düşündüm. Sonra hak verilecek gibi mi diye baktım. Yok ben hak veremiyorum. DEvletin bir dini olursa hele bizim gibi toplumlarda bu infial olabilir ya diğer dindeki insanlar ne yapacaklar? İşin diğre boyutlarını da düşünmek lazım.
meclis başkanı ismail kahraman'ın islam ülkeleri akademisyen ve yazarlar birliği'nin (ay-bir) istanbul'da düzenlediği \"yeni türkiye konferansları\"nın altıncısındaki konuşmasında sarf ettiği fikriyatıdır.
https://www.youtube.com/watch?v=HyCAMMFYDUE&feature=youtu.be
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?