şive: bir dilin, bilinen tarihî seyri içinde ayrılmış olup bazı ses ve şekil ayrılıkları gösteren kolları, bir kavmin ayrı kabilelerinin birbirinden farklı konuşmalarıdır. yani şiveye yerel aksan da diyebilirmişiz.
ağız: bir şive içinde mevcut olan ve söyleyiş farklarına dayanan küçük kollara, bir memleketin çeşitli bölge ve şehirlerinin kelimeleri söyleyiş bakımından birbirinden ayrı olan konuşmalarına verdiğimiz addır.
bu doğrultuda örneğin; akdeniz şivesi değil akdeniz ağzı dememiz gerekiyormuş.
bu benim ilgimi çeken bir konu çünkü her yörede aynı anlama gelen farklı kelimeler kullanılıyor. mesela biz ege'de hadi gari dediğimizde hadi artık, woyn dediğimizde hey! cibi derken civciv, fıydıklamak derken de fırlatmak demek isteriz :) sizin de kendi yörenize/bölgenize özgü böyle farklı söyleyişleriniz varsa paylaşın ki biz de öğrenelim :)
şive ve ağız farkılıkları
insanı daha doğal kılan farklılıklardır. Rutine girmiş İstanbul Türkçe'sinin panzehiridir. O soyutluktan ve bir süre sonra insana yapışan ciddiyet kılıfından sıyrılmanızı sağlar. Nefes almak gibi bir şeydir, o doğal ve gerçek sesler.
Ahıska Türkleri biri öldüğünde şöyle der; Gettuğu yerler ışıkli olsin. Siz nur içinde yatsın dersiniz biz böyle deriz. Farklı anlamlar metaforlar imgeler yüklemek yanlış. Herkes sizin kadar şirin Türkçe konuşmak zorunda değil önemli olan niyetlerin iyi olması.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?