hamile kalmaya çalışıyorum.
smmm sözlük yazarlarının itirafları
soba yakmaktan ve soba yanarken uyumaktan korkuyorum.
yapmacıklık ne kadar kötüyse ego tatmini de o kadar kötüdür arkadaşlar, çok da şey etmeyelim.
bu cumartesi bom boş bir gün olarak tarihe geçti benim için.
bağzı şeylerin sonunu görmek istemiyorum.
dış dünya diye bir gerçek var. sizden başka ama içinde sizi de barındıran. bu durumda ona göre hareket etmek bazen kaçınılmaz oluyor. misal okuldan geldiğimden beri yüksek sesle aynı şarkıyı dinliyorum tekrar tekrar. ama saatlerimizin 23-24 ü gösterdiği zamanlarda mecburen sesi azaltıyorum. niye? çünkü başkalarını da düşünen bir yapım var. ki malesef bir çok şeyi de bu yüzden yaşıyorum. onlar için, onlar kırılmasın diye. (şimdi bu saygıdandır, toplu yaşama kuralıdır demeyin çünkü hepsi onları düşündüğümüzü gösteriyor. )
komşularıma sorsan takıntılı birisiyim. sürekli aynı şarkıyı dinlememden bilirler bunu. mümkünse bizim yan komşuyu depresyona sokmayın hiç çekilmiyor derler. ama onun dışında aa ne kadar da güler yüzlü hanım hanımcık bi kız derler. tabii çizilen bir arabadan sonra eve girdiğimde, velinin birine derdimi anlatamayınca çıldırmak üzere eve girdiğimde, buraya dayanamadığım anlarda geçirdiğim zamanlarda beni bilmezler. çünkü başkalarını o kadar düşünürüm ki bunlara sinirlendiğimde bile bomboş bir alana gidip orda bağırıp çağırıp ağlarım.
'kafesin biri kuş aramaya çıkmış'demiş kafka. bizi biz yapan,benliğimizi oluşturan, varlığımızın farkında vardıran şeyler çevre değil mi ? o halde mümkünatı yok onları düşünmeden yaşamamın. ah keşke biraz da onlar beni düşünse...
komşularıma sorsan takıntılı birisiyim. sürekli aynı şarkıyı dinlememden bilirler bunu. mümkünse bizim yan komşuyu depresyona sokmayın hiç çekilmiyor derler. ama onun dışında aa ne kadar da güler yüzlü hanım hanımcık bi kız derler. tabii çizilen bir arabadan sonra eve girdiğimde, velinin birine derdimi anlatamayınca çıldırmak üzere eve girdiğimde, buraya dayanamadığım anlarda geçirdiğim zamanlarda beni bilmezler. çünkü başkalarını o kadar düşünürüm ki bunlara sinirlendiğimde bile bomboş bir alana gidip orda bağırıp çağırıp ağlarım.
'kafesin biri kuş aramaya çıkmış'demiş kafka. bizi biz yapan,benliğimizi oluşturan, varlığımızın farkında vardıran şeyler çevre değil mi ? o halde mümkünatı yok onları düşünmeden yaşamamın. ah keşke biraz da onlar beni düşünse...
Bir şeye öylece odaklanıp arkada kalan diğer şeyleri tamamen kaçırmamak gerek.
Geri döndüm. Ama bir arkadaşa bakıp çıkıcam. Şaka lan şaka. Buralardayım.
kafamda ne kadar seçenek olursa o kadar üşeniyorum.
'Bu da olmadı be' dediklerime bir yenisini kattım, tebrik ediyorum kendimi. Sanırım bu hayatı bir seyirci olarak izlemeye devam etmek en iyisi. Heh bu arada, buna da 'bu da olmadı işte' demem umarım.
yalnız yaşamakla ilgili bir problemim yok. aksine kendi düzenim olmasını, evle ilgili karar verirken kimsenin fikrini almamayı kendi zevkime ya da keyfime göre hareket etmeyi seviyorum üstelik buna alıştım da. ama bazen oluyor kendi başıma yapamayacağım şeyler yaşıyorum ya tüm moral motivasyonum sıfır oluyor. sergilediğim güçlü duruş yerle bir sanki. yoruluyorum bazen gerçekten.
kendimi hiçbir yere ait hissedemiyorum. evimi ne zaman bulacağım ve huzura ereceğim merak ediyorum.
bu aralar çok sıkkın hissediyorum. Kar kış kıyametten midir nedir.
o düşüş döneminden hala çıkamadığımı biliyorum. ama az kaldı sanırım...
Tatil bitmesin istiyorum.
Her insan gibi normal bir hayat istiyorum.
"Biz hayatın içinde kaybolmuş,kendine bir çıkış arayan ama bir türlü o çıkışı bulamayan zavallı insanlarız."
yakın zamanda işten ayrılıp yeni bir işe başladım. Çok farklı tabi bir işten ayrılmak, arkadaşlardan ayrılmak, yeni bi yere başlamak, yeni insanlar ile tanışmak.
Kendime verdiğim sözleri tutuyorum şu ara. Tuttuğum bu sözlere kendim bile inanamıyorum. Çok yemek yemiyorum artık. sinir stres yapmıyorum mesela.
Kendimi bir yerlere ait hissetmiyorum artık. Bir evim varmış gibi gelmiyor. Bir dünyam varmış gibi gelmiyor. Bu düzen değişikliği hep böyle hissettiriyor bana.
O duyguyu bilmesem de belki tarifi o şekilde olacak;
evlenip baba evinden çıkan ve ertesi gün baba evine el öpmeye gelen geldiğinde oraya artık ait olmadığını ve olmayacağını bilen kadın hissiyatı var.
Kendime verdiğim sözleri tutuyorum şu ara. Tuttuğum bu sözlere kendim bile inanamıyorum. Çok yemek yemiyorum artık. sinir stres yapmıyorum mesela.
Kendimi bir yerlere ait hissetmiyorum artık. Bir evim varmış gibi gelmiyor. Bir dünyam varmış gibi gelmiyor. Bu düzen değişikliği hep böyle hissettiriyor bana.
O duyguyu bilmesem de belki tarifi o şekilde olacak;
evlenip baba evinden çıkan ve ertesi gün baba evine el öpmeye gelen geldiğinde oraya artık ait olmadığını ve olmayacağını bilen kadın hissiyatı var.
Bu sene herşey o kadar ters gidiyor ki, her şey o kadar üst üste geliyor ki artık yoruldum kelamı ile benim durum özetlenemez. Hala ayaktaysam güçlü sayılırım.
İki sene önce mali müşavirlik sınavını vermiş ve umutlanmıştım mali müşavir olabilirim diye ama olmadı, hep bi pürüz çıktı hep bi ertelendi taa ki bu senenin başına kadar. Nasıl oldu niye oldu bilmiyorum ama birileri isteyince oluyormuş demek ki! Geç gelen adalet adalet değil onu biliyorum sadece. Zerre kadar sevindirmedi mesela.
Mali müşavirlik derdine kamudan istifa ettim. Evet herkes memur olurken ben, hacı ben kaçtım dedim. Çevremde ne kadar insan varsa mal gözüyle baktı bu doğru ama karar vermek lazım bazen yoksa korkak sıfatından nasıl kurtulurum.
İstifa ettiğim için 20 bine yakın zararım oldu. Kıdem di ihbar dı carttı curttu. Paraya hiç değer vermedim hayatta, ihtiyacımdan fazla olan paraya. Benim ihtiyacım da çay ve sigaradan öte değil şu hayatta.
Değer vermediğim para beni bu aralar oldukça zor durumlara sokuyor. Hep planlı programlı biriyimdir harcama konusunda ama bu sene ve geçen sene neler oldu anlam veremedim fakirleşitim.
Fakirleştim evet fakirleştim. Benim dışımda gerçekleşen o planlar beni fakirleştirdi. İşten ayrılacağım diye kaybettiğim para bi yana yeni işe başlayan biri olarak alamadığım zam da ayrıca koydu. gelecek ay 300 lira bir yerden bekliyorsanız ve gelmiyorsa zararınız 300 lira değil en az 600 lira. Çünkü o parayı bide planladığınız yerin gideri var.
Geç gelen adalet adalet değil dedim evet gerçekten de değil. Adam akıllı bir sözlük sitemiz olsun, biz burada vakit geçiriyoruz az biraz kıymet verelim dedim ama onuda yüzüme gözüme bulaştırdım ki bu sözlüğü yapan kişiyle tanışana kadar.
Geçen senenin ortasından itibaren planlı bir şekilde taşınmamız gerekiyordu. Bunun için siteyi düzgün bir şekilde yapsın diye internet üzerinden araştırmalar yapmaya başlamıştım. Kime yaptırabiliriz diye. Sonra bir ajans buldum. Başarılı bir ajanstı. Nasıl güvendiysem kesin bunlar bize istediğimiz çapta düzgün bir şey yaparlar da şu kış günü karda kıyamette kalmayız diye adamlarla anlaştım.
memursozluk.org sitesi için çalıştılar güya ancak kendi yaptıkları derme çatma bir forum sitesini boyayıp bitti dediler. İteleyelim gitsin dediler. O kadar güvenmiştim ki adamların parasını peşin vermiştim. Emek beklemez, alın teri beklemez adamlar çalışıyorlar yazıktır diye.
sonra bildiğin, benim araştırdığım kadarıyla en düzgün yazılımcılardan olan bu insanlar yapamadılar. Yaptık dediler ama mesajlar kısmını eklemediler mesela. Artı oy vereceksiniz birine binlerce verebilecektiniz mesela. Komik mi komik o kadar eksik şeyler vardı ki anlatamam. Sırf bu işi ben tarif edemiyorum belki diye ankaradan kalkıp istanbula gittim bizzat anlatayım diye, ki bütün maddeleri teker teker yazıp vermiştim ellerine. Neyse yapamadılar.
Sonra bizim paramızı vermedin dediler. Sözleşmeyi neden yerine getirmiyorsunuz dedim mesajlar yapılı değil mesela mesajlar yerine alt tarafta bulunan facebook sayfasını ekledik dediler.
Sonra bana satacakları şeyi google adwords te reklam verip satmaya kalktılar.
İcra dosyası açtım haklarında ihtarname çekerek ona da itiraz ettiler. Açtığım icra dosyasında da adamlar tamam beceriksizdi ama en azından uğraştılar diye 1000 lira eksik açtım. İtiraz ettiler bizim onda alacağımız var diye.
Mahkeme kararı kesinleşince borca itirazla beraber iyice bir para ödemek zorunda kalacaklar. Yazık ki eğitimli insanların anlaşamamasına.
Bu işten o kadar kaybım oldu ki iki defa tezsiz yüksek lisans yapardım ben o parayla. Ayrıca yeniden yaptırmak zorunda kaldım siteyi. Bide ordan kayıp. Aslında orası çokta kayıp sayılmaz çünkü tanıdığım işini en iyi yapan yazılımcı bu siteyi yapan. Kime iyi dediysek ya bacağı kırıldı ya kafası. Allah muhafaza. Minnettarım kendisine.
Yüksek lisansa başlamıştım. Fakirlikten diye duygu sömürüsü yapmayayım ama çoğunluğu kemer sıkmaktan tabi derslerin bi kaçından kaldığımdan bıraktım. Belki başka bahara. Bi gün soyguncu ösym nin ales sınavına girip bi puan alırsam belki tekrar baştan okurum bilemiyorum.
Beni tanıyan çoğu kişi kimseden bir şey istemeyeceğimi bilir. İStemem değil aslında isteyemiyorum. mesela böyle derdim var bunu bile kimseyle paylaşamıyorum. Çıkmıyor bazen bişeler ne kadar zorlasam da.
Güzel şeyler de oluyor sözlük bakma sen benim acitasyonuma. Temroal nöbet diye bir hastalık belirmişti artık yok gibi. Darlanmıyorum mesela artık. Gece rahat rahat uyuyabiliyorum artık.
eski püskü evden kurtuldum bi kaç ay önce mesela. Yeni evi çok sevdim çok iyi hissediyorum mesela.
Yeni çalıştığım yerdeki insanları da çok sevdim. İyi hissettiriyorlar bana.
en güzel yanı da ne biliyor musun sözlük,
ben buraya yazdığım bu şeyleri burası olmasaydı başka hiçbir yere yazamazdım. Sesli olarak zaten dile getirmiyorum iyice içimde patlardı herhalde.
İki sene önce mali müşavirlik sınavını vermiş ve umutlanmıştım mali müşavir olabilirim diye ama olmadı, hep bi pürüz çıktı hep bi ertelendi taa ki bu senenin başına kadar. Nasıl oldu niye oldu bilmiyorum ama birileri isteyince oluyormuş demek ki! Geç gelen adalet adalet değil onu biliyorum sadece. Zerre kadar sevindirmedi mesela.
Mali müşavirlik derdine kamudan istifa ettim. Evet herkes memur olurken ben, hacı ben kaçtım dedim. Çevremde ne kadar insan varsa mal gözüyle baktı bu doğru ama karar vermek lazım bazen yoksa korkak sıfatından nasıl kurtulurum.
İstifa ettiğim için 20 bine yakın zararım oldu. Kıdem di ihbar dı carttı curttu. Paraya hiç değer vermedim hayatta, ihtiyacımdan fazla olan paraya. Benim ihtiyacım da çay ve sigaradan öte değil şu hayatta.
Değer vermediğim para beni bu aralar oldukça zor durumlara sokuyor. Hep planlı programlı biriyimdir harcama konusunda ama bu sene ve geçen sene neler oldu anlam veremedim fakirleşitim.
Fakirleştim evet fakirleştim. Benim dışımda gerçekleşen o planlar beni fakirleştirdi. İşten ayrılacağım diye kaybettiğim para bi yana yeni işe başlayan biri olarak alamadığım zam da ayrıca koydu. gelecek ay 300 lira bir yerden bekliyorsanız ve gelmiyorsa zararınız 300 lira değil en az 600 lira. Çünkü o parayı bide planladığınız yerin gideri var.
Geç gelen adalet adalet değil dedim evet gerçekten de değil. Adam akıllı bir sözlük sitemiz olsun, biz burada vakit geçiriyoruz az biraz kıymet verelim dedim ama onuda yüzüme gözüme bulaştırdım ki bu sözlüğü yapan kişiyle tanışana kadar.
Geçen senenin ortasından itibaren planlı bir şekilde taşınmamız gerekiyordu. Bunun için siteyi düzgün bir şekilde yapsın diye internet üzerinden araştırmalar yapmaya başlamıştım. Kime yaptırabiliriz diye. Sonra bir ajans buldum. Başarılı bir ajanstı. Nasıl güvendiysem kesin bunlar bize istediğimiz çapta düzgün bir şey yaparlar da şu kış günü karda kıyamette kalmayız diye adamlarla anlaştım.
memursozluk.org sitesi için çalıştılar güya ancak kendi yaptıkları derme çatma bir forum sitesini boyayıp bitti dediler. İteleyelim gitsin dediler. O kadar güvenmiştim ki adamların parasını peşin vermiştim. Emek beklemez, alın teri beklemez adamlar çalışıyorlar yazıktır diye.
sonra bildiğin, benim araştırdığım kadarıyla en düzgün yazılımcılardan olan bu insanlar yapamadılar. Yaptık dediler ama mesajlar kısmını eklemediler mesela. Artı oy vereceksiniz birine binlerce verebilecektiniz mesela. Komik mi komik o kadar eksik şeyler vardı ki anlatamam. Sırf bu işi ben tarif edemiyorum belki diye ankaradan kalkıp istanbula gittim bizzat anlatayım diye, ki bütün maddeleri teker teker yazıp vermiştim ellerine. Neyse yapamadılar.
Sonra bizim paramızı vermedin dediler. Sözleşmeyi neden yerine getirmiyorsunuz dedim mesajlar yapılı değil mesela mesajlar yerine alt tarafta bulunan facebook sayfasını ekledik dediler.
Sonra bana satacakları şeyi google adwords te reklam verip satmaya kalktılar.
İcra dosyası açtım haklarında ihtarname çekerek ona da itiraz ettiler. Açtığım icra dosyasında da adamlar tamam beceriksizdi ama en azından uğraştılar diye 1000 lira eksik açtım. İtiraz ettiler bizim onda alacağımız var diye.
Mahkeme kararı kesinleşince borca itirazla beraber iyice bir para ödemek zorunda kalacaklar. Yazık ki eğitimli insanların anlaşamamasına.
Bu işten o kadar kaybım oldu ki iki defa tezsiz yüksek lisans yapardım ben o parayla. Ayrıca yeniden yaptırmak zorunda kaldım siteyi. Bide ordan kayıp. Aslında orası çokta kayıp sayılmaz çünkü tanıdığım işini en iyi yapan yazılımcı bu siteyi yapan. Kime iyi dediysek ya bacağı kırıldı ya kafası. Allah muhafaza. Minnettarım kendisine.
Yüksek lisansa başlamıştım. Fakirlikten diye duygu sömürüsü yapmayayım ama çoğunluğu kemer sıkmaktan tabi derslerin bi kaçından kaldığımdan bıraktım. Belki başka bahara. Bi gün soyguncu ösym nin ales sınavına girip bi puan alırsam belki tekrar baştan okurum bilemiyorum.
Beni tanıyan çoğu kişi kimseden bir şey istemeyeceğimi bilir. İStemem değil aslında isteyemiyorum. mesela böyle derdim var bunu bile kimseyle paylaşamıyorum. Çıkmıyor bazen bişeler ne kadar zorlasam da.
Güzel şeyler de oluyor sözlük bakma sen benim acitasyonuma. Temroal nöbet diye bir hastalık belirmişti artık yok gibi. Darlanmıyorum mesela artık. Gece rahat rahat uyuyabiliyorum artık.
eski püskü evden kurtuldum bi kaç ay önce mesela. Yeni evi çok sevdim çok iyi hissediyorum mesela.
Yeni çalıştığım yerdeki insanları da çok sevdim. İyi hissettiriyorlar bana.
en güzel yanı da ne biliyor musun sözlük,
ben buraya yazdığım bu şeyleri burası olmasaydı başka hiçbir yere yazamazdım. Sesli olarak zaten dile getirmiyorum iyice içimde patlardı herhalde.
bu başlık ne boka yarıyor diye düşünüyordum hep. Yarıyormuş demek ki bir işe.
canım çok sıkkın sözlük. Bazen kendi kafanızda bir şey kurarsınız sonra ona bağlanırsınız.
Kaybetmeye alışık değilseniz kaybetmeye muhtaçsınız.
canım çok sıkkın sözlük. Bazen kendi kafanızda bir şey kurarsınız sonra ona bağlanırsınız.
Kaybetmeye alışık değilseniz kaybetmeye muhtaçsınız.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?