Bir şey hissediyorsun, adını koyamamıyorsun. Canını yakıyor, kırgınlık falan duyuyorsun gibi, Kırılmaktan öte, parçalanmak gibi. Toplamaya çalıştıkça iyice dağılıyorsun. Bir şey var, halledemiyorsun bi türlü içinde. Müzminleşmiş bir hastalığa cebren alışmak zorunda kalmışsın gibi. Varlığını hissedemediğin, yokluğuna da alışamadığın bir şey gibi. Düzelecek mi diye soruyor, soruna cevap alamıyorsun, içindeki belirsizlik seni her gün biraz daha tüketiyor, sen ise buna izin veriyorsun. pervanenin, şem'in kendisini tüketmesine her geçen gün biraz daha alışıyor olması gibi.
smmm sözlük yazarlarının itirafları
kapriss kaprisss kapristesin sevgilim... şarkısını bu aralar çok dinlemiş insanlara sesleniyorum. çekmek zorunda mıyım ben sizi??? ergenliklerinizi sergilemekten bıkmadınız ben görmekten bıktım. çevrenize verdiğiniz rahatsızlıktan dolayı özür dileyin.
Aksam akşam Tarkan'ın seni gidi fındık kıran şarkısı çalıyor zihnimde hem de durduk yere hem de melodisi bile detone olmadan. Hayırdır inşallah.
Neden hayat karşısında hep haksızlığa uğrayan taraf ben oluyorum sözlük? Neden bu dünyada iyi niyetli oluşumunuzun karşılığında iyi niyetiniz hep suistimal ediliyor? Haksızlık karşısında sabır göstermeye çalışıyorsun, bu da gittikçe tüketiyor insanı işte. Böyle olunca içinde ki tüm hümanist taraf ölüyor. Dünyanın adaletsizliğinden, daha doğrusu dünyada ki insanların ergenlik benmerkezciliğinden kurtulamamış adaletsiz ve kendinden başkasını düşünmeyen hallerinden nefret ediyorsun.
Bazı şeylerin kefarettir.
Ya da imtihan...
Ne oldu hocam, hayrola? Üzmeyin kendinizi. :)
ramazan ayı içerisinde evde yaptığım veya dışarda yaptığım iftarlarda harcadığım tutar ile misafirliğe gittiklerim arasında epeyce fark var.
Evde yapsam iftarı maliyet olarak toplasan 10 tl yi geçmiyor. dışarda yapsam 30 tl yi geçmiyor.
Ancak misafirliğe gidersem iş değişiyor. Misafriliğe gidiyorum eli boş gidemem. bi tatlı yada muadil bir şey almam lazım. Minimum 30 tl. Bunun dışında yer yakınsa araç benzin ücreti araç yoksa taksi ücreti git gel derken 70 tl yi falan buluyor.
davetlere şu sıkışık dönemlerde çok iyi bakamıyorum.
Evde yapsam iftarı maliyet olarak toplasan 10 tl yi geçmiyor. dışarda yapsam 30 tl yi geçmiyor.
Ancak misafirliğe gidersem iş değişiyor. Misafriliğe gidiyorum eli boş gidemem. bi tatlı yada muadil bir şey almam lazım. Minimum 30 tl. Bunun dışında yer yakınsa araç benzin ücreti araç yoksa taksi ücreti git gel derken 70 tl yi falan buluyor.
davetlere şu sıkışık dönemlerde çok iyi bakamıyorum.
Şu pintiliğin ne olacak merak ediyorum:)
leyyynnnn. :)
Bugün 4 yıldır çalıştığım ilk Yuvam olan okulumdan ilişik kesip diğer okulda göreve başlama yazımı onayladım. Ilk başta bişi hissetmedim de özellikle şu saatlerde bir hüzün geldi oturdu şu sol yanıma.
hayırlı olsun.
Teşekkür ederim
aynı gün içinde hem seviniyorum hem üzülüyorum. hem ağlıyorum hem gülüyorum. bir yanım hazan, bir yanım kış. ama yaz gelmiyor bi türlü.
nefes alamıyorum, ama hala yaşıyorum. boğuluyorum bazen. ama ölmüyorum.ruhum, aklım çok yoruluyor, fiziksel yorgunluk değil ki dinlenince geçsin. geçmiyor bi türlü be sözlük. hani insanlar unutmak için sarhoş olmak isterler ya, ben de uyku hapı içip uyumak istiyorum günlerce. bu sefer de rüyalarımda üzülüp ağlıyorum sözlük. hatta bi uyanıyorum, gözlerimden süzülen yaşlar yanaklarımdan yastığıma akmış. sonra uykularım kaçıyor.
hani zaman her şeyin ilacıydı sözlük?
nefes alamıyorum, ama hala yaşıyorum. boğuluyorum bazen. ama ölmüyorum.ruhum, aklım çok yoruluyor, fiziksel yorgunluk değil ki dinlenince geçsin. geçmiyor bi türlü be sözlük. hani insanlar unutmak için sarhoş olmak isterler ya, ben de uyku hapı içip uyumak istiyorum günlerce. bu sefer de rüyalarımda üzülüp ağlıyorum sözlük. hatta bi uyanıyorum, gözlerimden süzülen yaşlar yanaklarımdan yastığıma akmış. sonra uykularım kaçıyor.
hani zaman her şeyin ilacıydı sözlük?
insanların samimiyetine inanmakla hata mı ediyorum acaba bilemedim.
öylee
siliniriz bir gün
kalpler bizi hatırlasın
...
kendiliğinden bir benzin yürek
durur mu yerinde, yanacak
su döksen nafile,
bir nota bile susmadan
martılar da bize küsmeden
al kemanı eline
otur sokağa, bak yıldızlara...
bir gün birini hatırlar
birine öfkelenir,
çalar söylersin kendine
kendi kendine...
siliniriz bir gün
kalpler bizi hatırlasın
...
kendiliğinden bir benzin yürek
durur mu yerinde, yanacak
su döksen nafile,
bir nota bile susmadan
martılar da bize küsmeden
al kemanı eline
otur sokağa, bak yıldızlara...
bir gün birini hatırlar
birine öfkelenir,
çalar söylersin kendine
kendi kendine...
Sevgili saksı çiçeklerim.
Bir karar verin artık güneşi seviyor musunuz? Sevmiyor musunuz?
Komşular diyor ki "belki yerlerini begenmiyorlardir"
Napiim yani deniz manzarali rezidans mi bulayım?
Sabahları parka mi götüreyim?
Salıncakta mi sallayayim?
Bir karar verin artık güneşi seviyor musunuz? Sevmiyor musunuz?
Komşular diyor ki "belki yerlerini begenmiyorlardir"
Napiim yani deniz manzarali rezidans mi bulayım?
Sabahları parka mi götüreyim?
Salıncakta mi sallayayim?
Ne hissediyorum kontrolüm altında değil artık. Hayatımda hiç görmediğim birinin kolu kırılmış ve içim acıdı. Sanal alemi çok mu ciddiye alıyoruz. Hayat bundan böyle bu şekilde mi sürecek?
Sözlüğü çok mu ciddiye alıyorum.
Sözlüğü çok mu ciddiye alıyorum.
kafasını da ben kırıcam gelince. ayrıca insan olduğunun göstergesidir bu. ne demiş tolstoy “Acı duyabiliyorsan, canlısın. Başkalarının acısını duyabiliyorsan, insansın.” Tolstoy
bir kaç gündür iyiden iyiye rahatsız olmaya başladım. Bi anlık düşünmüyor değilim hatalı ben miyim diye? Yok arkadaş hatal ben falan değilim. faşist hiç değilim. Bu allahın belası zihniyet her yerimde artık.
sorun mu ne sonun karşısındakine söz hakkı tanımayan, iletişim kurmayı bilmeyen, dinlemeyi hiç mi hiç bilmeyen (önceliği kadınlardır) insanların çoğalması. Nasıl canımı sıkıyor bu durum anlatamam.
şöyle bir diyalog olabilir mi ya?
-be...
-ya şimdi o öyle değil.
-lan daha konuya girmedim. neden biliyorsun ne diyeceğimi.
-anladım ben. ne diyeceğini biliyorum.
evlerden ırak bu insanlar. evlerden ırak.
sorun mu ne sonun karşısındakine söz hakkı tanımayan, iletişim kurmayı bilmeyen, dinlemeyi hiç mi hiç bilmeyen (önceliği kadınlardır) insanların çoğalması. Nasıl canımı sıkıyor bu durum anlatamam.
şöyle bir diyalog olabilir mi ya?
-be...
-ya şimdi o öyle değil.
-lan daha konuya girmedim. neden biliyorsun ne diyeceğimi.
-anladım ben. ne diyeceğini biliyorum.
evlerden ırak bu insanlar. evlerden ırak.
Hayatımdaki birçok şeyin değerini daha iyi anladığım yakın zaman diliminde, destek olan yazarlarımıza/dostlarıma teşekkür ederim. yani o kadar moral oldu ki bana, tarifsiz bir his. iyi ki varsınız... Memur sözlük kalbimde özel bir yerde olacak...
Dıygularımı koruyamıyorum artık. Kızdığım zaman kızgınlığımı göstermiyorum, sevindiğim zaman da öyle.
Bu bi çeşit depresyon hali sanırım.
Bu bi çeşit depresyon hali sanırım.
Icimden bi ses sittin sene mutlu olamayacağımı söylüyor.
Bir gun gelip de içimdeki sesin yanılmasını çok istiyorum.
Bir gun gelip de içimdeki sesin yanılmasını çok istiyorum.
Biraz evvel bir kızdan felaket hayat hikayesini dinledim. Ve gerçekten bu memleketin insanından tiksindim. Lanet olası toplumsal kriter ve algıların kölesi olduğumu birkez daha farkettim. Eğer bu toplumsal baskının kölesi olmamış olsaydım, o kıza istediği hayatı verebilirdim, her şeye rağmen. Bu sebeple kendimden de tiksindim. Bazı insanlar gerçekten yaşamamalı.
Bazen kızamazsınız ama öyle bir üzülürsünüz ki sanki kalbinizi yerinden sökerler gibi acı çekersiniz. Bu birine güvenmenin en ağır bedelidir
İnsanın en sevdiği elbisesinin en ufak bi hasarı yokken annesi sevmediği için toz bezi yapılan çocuk gibi mutsuzum.
Hayatımın 5 yıl sonrasına ışınlanmak istiyorum. Içinde bulunduğum süreci sevmedim rica edicigim birisi beni kapatıp 5 yıl sonra tekrar açsın.
Olur mu öyle bisey; lütfen olsun çünkü.
Olur mu öyle bisey; lütfen olsun çünkü.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?