küçükken yiyemezdim. Dolmanın içinde alt kısımda hani kola altı gibi oluyor ya orada bi çıkıntı olur orasını kurt a benzetirdim yiyemezdim.
aidiyet. İnsanların en büyük açlıklarınan biridir. Belki bu yüzden galatasaraylıyız.
aynı isimden yok ama sivas diye bir il var ve sivaslı diye bir ilçe.
istanbul koyulmamalı diye düşünüyorum ben ama koyacak birini tanıyorum @cayisallama
iş yerinde yaşanmış en dumur olaylar başlığına bir entry girmiş ben anladım ama kimse anlamamış sanırım. Milletin anlamama sebebi abi o ne biçim bir türkçedir. Nerede o noktalama o virgül geçtim karakterler nerede.
ab r+
Endonezya nasıl Müslüman oldu?
Kendi halinde bir tüccardı. Bir gün kumaşları gemiye yükledi.
Endonezya'ya gitti, oraya yerleşti. İşini orada devam ettirdi. Kumaşları kaliteliydi. Tam da halkın aradığı cinstendi. Kendisi de kanaat sahibi bir insandı. Kazancı az olsun, temiz olsun düşüncesindeydi. Bir gün geç geldi iş yerine. Eleman iyi bir kâr elde etmişti sattığı mallardan.
Merak etti, sordu: - Hangi kumaştan sattın?
-Şu kumaştan efendim.
-Metresini kaça verdin?
-On akçeye.
-Nasıl olur?\" diye hayret etti,
-Beş akçelik kumaşı on akçeye nasıl satarsın?
Bize hakkı geçmiş adamcağızın.
Görsen tanır mısın onu?
Eleman gitti, müşteriyi buldu, getirdi. Dükkan sahibi müşteriyi karşısında görür görmez, helâllik istedi ve fazla parayı müşteriye uzattı. Müşteri şaşırmıştı. Böyle bir durumla ilk defa karşılaşıyordu. -Ne demekti hakkını helâl et?
Olay kısa sürede dilden dile dolaştı. Çok geçmeden kralın kulağına kadar vardı. Sonunda kral kumaş tüccarını saraya çağırdı. Kral sordu:
-Sizin yaptığınız bu davranışı daha önce biz ne duyduk, ne de gördük.
Bunun aslı nedir?
-Ben, dedi tüccar, bir Müslüman'ım. İslâm dini böyle emreder.
Müşterinin bana hakkı geçmişti. Dolayısıyla kazancıma haram girmişti. Ben sadece bir yanlışı düzelttim.
Kral, -İslâm nedir, Müslümanlık nedir? gibi peş peşe sorular sordu.
Birer birer sorularını cevapladı. Kral ilk defa duyuyordu böyle bir dinin varlığını. Fazla zaman geçirmeden İslâm'ı kabul etti.
Daha sonra kısa süre içinde de halk Müslüman oldu.250 milyonluk nüfusa sahip olan bugünkü Endonezya'nın Müslümanlığı kabul etmesindeki sır sadece beş akçelik kumaştı.
Yapılan tek şey vardı sadece: İnandığı gibi yaşamak, sahip olduğu güzellikleri çevresiyle paylaşmaktı.
Efendimizin müjdesi herkese açık: \"Doğru ve güvenilir tüccar, kıyamet gününde peygamberler, sıddıklar (doğrular) ve şehitlerle beraberdir.
\" Yani, asıl etkili olan söz dili değil, hal diliydi.
Konuşmaktan çok yaşamaktı. Anlatmaktan ziyade davranış diliydi
Numûne-i imtisal (yani günümüz turkçesiyle rol model) olmak her muslumanin vazifesidir.
Kendi halinde bir tüccardı. Bir gün kumaşları gemiye yükledi.
Endonezya'ya gitti, oraya yerleşti. İşini orada devam ettirdi. Kumaşları kaliteliydi. Tam da halkın aradığı cinstendi. Kendisi de kanaat sahibi bir insandı. Kazancı az olsun, temiz olsun düşüncesindeydi. Bir gün geç geldi iş yerine. Eleman iyi bir kâr elde etmişti sattığı mallardan.
Merak etti, sordu: - Hangi kumaştan sattın?
-Şu kumaştan efendim.
-Metresini kaça verdin?
-On akçeye.
-Nasıl olur?\" diye hayret etti,
-Beş akçelik kumaşı on akçeye nasıl satarsın?
Bize hakkı geçmiş adamcağızın.
Görsen tanır mısın onu?
Eleman gitti, müşteriyi buldu, getirdi. Dükkan sahibi müşteriyi karşısında görür görmez, helâllik istedi ve fazla parayı müşteriye uzattı. Müşteri şaşırmıştı. Böyle bir durumla ilk defa karşılaşıyordu. -Ne demekti hakkını helâl et?
Olay kısa sürede dilden dile dolaştı. Çok geçmeden kralın kulağına kadar vardı. Sonunda kral kumaş tüccarını saraya çağırdı. Kral sordu:
-Sizin yaptığınız bu davranışı daha önce biz ne duyduk, ne de gördük.
Bunun aslı nedir?
-Ben, dedi tüccar, bir Müslüman'ım. İslâm dini böyle emreder.
Müşterinin bana hakkı geçmişti. Dolayısıyla kazancıma haram girmişti. Ben sadece bir yanlışı düzelttim.
Kral, -İslâm nedir, Müslümanlık nedir? gibi peş peşe sorular sordu.
Birer birer sorularını cevapladı. Kral ilk defa duyuyordu böyle bir dinin varlığını. Fazla zaman geçirmeden İslâm'ı kabul etti.
Daha sonra kısa süre içinde de halk Müslüman oldu.250 milyonluk nüfusa sahip olan bugünkü Endonezya'nın Müslümanlığı kabul etmesindeki sır sadece beş akçelik kumaştı.
Yapılan tek şey vardı sadece: İnandığı gibi yaşamak, sahip olduğu güzellikleri çevresiyle paylaşmaktı.
Efendimizin müjdesi herkese açık: \"Doğru ve güvenilir tüccar, kıyamet gününde peygamberler, sıddıklar (doğrular) ve şehitlerle beraberdir.
\" Yani, asıl etkili olan söz dili değil, hal diliydi.
Konuşmaktan çok yaşamaktı. Anlatmaktan ziyade davranış diliydi
Numûne-i imtisal (yani günümüz turkçesiyle rol model) olmak her muslumanin vazifesidir.
Bu bölüme sungur tekinin dahil olmasını beklediğim dizi. Mahkeme sahnesi var şu anda ve oldukça etkiliyici. Umarım bütün osmanlı tarihini çekerler.
özcan denizin baş rolde oynadığı dizi.
yeni bir çay markası mı diye düşündüm. Benim kafa basmıyor muhtemelen ya da başka yerlere çalışıyor.
En güzel çay bayat çay sloganı kes.
En güzel çay bayat çay sloganı kes.
canlı bombanın 1988 doğumlu suriye uyruklu birisi olduğu tespit edilmiş.
belki de şeriatın geri gelmesi lazım. Ya da roma ve isviçre kanunlarını geri verip yeni kanun yazmamız lazım.
İstanbul Valiliği tarafından 11:30 ivarında yapılan açıklamada, \"İlimiz Fatih İlçesi'nde saat 10:15 sularında bir patlama meydana gelmiş olup patlama neticesinde, ilk belirlemelere göre 10 ölü 15 yaralı olduğu tespit edilmiştir. Patlamanın nedeni, patlayıcının cinsi, olayın fail veya failleri hakkında incelemeler sürdürülmektedir.\" demiş.
Patlamanın nedenine ilişkin ise henüz resmi bir açıklama yok.
Patlamanın nedenine ilişkin ise henüz resmi bir açıklama yok.
a,b,c,d, bütün vitaminleri taşır içinde.
http://www.dailymotion.com/video/xc4pnn_sener-sen-hababam_fun
http://www.dailymotion.com/video/xc4pnn_sener-sen-hababam_fun
ülke değildir o zihniyettir. ülke olsaydı duramazdın.
Diyanetten gelen açıklama soruları cevaplayacak şekilde.
--- (gbkz: alıntı) ---
\"Bugün bazı internet sitelerinde Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı Dini Bilgilendirme Platformu’na dayandırılarak verilen ifadeler ve bu çerçevede metinde yer alan akıl ve ahlaktan yoksun görüşler Din İşleri Yüksek Kurulumuza ve Başkanlığımıza isnat edilemez.
Elektronik ortamda türlü hile ve desiselerle, çeşitli kelime oyunlarıyla, kendisini vatandaş yerine koyarak platforma soru sorup aldığı cevapları da tahrif ederek, bunu Başkanlığımızı itibarsızlaştırmanın bir yöntemi olarak kullanmak hiçbir akıl ve vicdan tarafından kabul edilemez.
Bazı medya kuruluşları tarafından bu tür sapkın, çarpık yorum ve değerlendirmelerin bütün bir topluma Başkanlığımızın görüşü olarak takdim edilmesi hiçbir ahlaki temelle ve duyarlılıkla ilişkilendirilemez.
Söz konusu haberle ilgili olarak tüm yasal haklarımızı kullanacağımızı kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.\"
--- (gbkz: alıntı) ---
--- (gbkz: alıntı) ---
\"Bugün bazı internet sitelerinde Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı Dini Bilgilendirme Platformu’na dayandırılarak verilen ifadeler ve bu çerçevede metinde yer alan akıl ve ahlaktan yoksun görüşler Din İşleri Yüksek Kurulumuza ve Başkanlığımıza isnat edilemez.
Elektronik ortamda türlü hile ve desiselerle, çeşitli kelime oyunlarıyla, kendisini vatandaş yerine koyarak platforma soru sorup aldığı cevapları da tahrif ederek, bunu Başkanlığımızı itibarsızlaştırmanın bir yöntemi olarak kullanmak hiçbir akıl ve vicdan tarafından kabul edilemez.
Bazı medya kuruluşları tarafından bu tür sapkın, çarpık yorum ve değerlendirmelerin bütün bir topluma Başkanlığımızın görüşü olarak takdim edilmesi hiçbir ahlaki temelle ve duyarlılıkla ilişkilendirilemez.
Söz konusu haberle ilgili olarak tüm yasal haklarımızı kullanacağımızı kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.\"
--- (gbkz: alıntı) ---
kahverengi ayakkabı boyası. Benim kahverengi ayakkabım yok ki!
size de oluyor mu bilmiyorum sevgili gözlük ben çok yoruldum gerçekten. İşten güçten hayattan çok yoruldum. Sözlüğe yazasım bile gelmiyor. Oyalıyorum kendimi resmen. Oysa insanların düşüncelerini okur, açtıkları başlıklara zevle yazar, sabah erkenden işe gitmeye çalışır ne bileyim bi şekilde mutlu ederdim kendimi.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?