"Mete(hedefe giderken)ıslık çıkaran bir ok imal etti.Atlıokçu birliğinin eğitimi esnasında kendisi bu oku nereye atarsa,erlerinin de hep birlikte o maddeyi vurmaları gerektiğini emretti.Bunu yapmayanın başı kesilecekti.Bizzat Mete,ıslık çıkaran okunu değerli atlarından birinin vücuduna attı ve bu anda askerlerinden okunu atmaya cesaret edemeyenleri idam ettirdi.O kısa bir süre sonra oku ile kendı sevgili eşini vurdu.Bu defa da askerlerinden bazıları donup kaldı ve oklarını atmaya cesaret edemediler.Bunlar da Mete tarafından idam edildi." * "Bir süre sonra Mete,av sırasında ıslık çıkaran oku ile babasının değerli atını vurduğu zaman askerleri istisnasız hep birlikte aynı hedefe ok attı.Bu durum üzerine Mete,askerlerine tamamen güveneceğini anladı.Sonra,babası ile ava gitti ve Hun hükümdarı olan babasına ıslık çıkaran okunu attı.Bütün askerleri de aynı istikamete nişan aldı ve böylece Hun hükümdarı öldürüldü.Mete kendisini Hun hükümdarı olarak ilan etti."** Mete'nin,tahta geçme planının kuşkusuz en önemli parçası 'Islık çalan ok'dur.Mete hiç kuşkusuz Türk Tarihinin önemli savaşçılarındandır.
Ölmeseler aşık olurlar, şiir yazarlar, Ölümüne severlerdi. Öldüler, Şiirleri böldüler. Bir güzel kıza değil Bin cefaya güldüler… Kırmızı bir gül vermek vardı Allah'ın emriyle Ve gülmek Peygamber'in kavliyle. Vazgeçtiler! Allah'ın Peygamber'ine komşuluğu seçtiler..
Türkiye Cumhuriyeti'ne "işgalci" diyen herhangi bir öğrenci devletin üniversitesinde öğrenciliğe devam edemez. Hiç kimse milletin vergisiyle devlet üniversitesinde teröristlik yapamaz. Millet bıktı artık böyle toplum zararlılarının eğitim masraflarını finanse etmekten.
Olay şöyle
Boğaziçi Üniversitesi'nde terör örgütü PKK yandaşları, Afrin Zaferi sonrası lokum dağıtmak isteyen öğrencilere saldırdı
Yabancı forumlara filan bakıyorum da... Pkklılar sevinç bayram içinde. En az 40-60 terörist öldü, EN AZ. "Yoldaş"larına üzülüp ağlamak yerine şehitlerimize seviniyorlar. Bizim haberlerimizde ölü terörist sayısı bile doğru düzgün geçmiyor, neden? Çünkü 1 şehidimizi onların 1000 leşine değişmeyiz de ondan. Terörizm böyledir işte. Geride bıraktığı leşlere aldırmadan alabildiği 8 canın coşkusuyla zafer sarhoşu olur çünkü onun dünyaya verebileceği yegane şey ölüm ve yıkımdır, bunu başardığında da mutlu olur. İşte kahraman askerlerimizin mücadele ettiği, politikacılarımızın tüm basiretsizliklerine rağmen sınırlarımızdan kendi kanıyla temizlemeye çalıştığı pislik bu. Allah rahmet eylesin. Sevdiklerine sabırlar diliyorum. Keşke geride kalan annelerine, evlatlarına da gözümüz gibi bakabilsek. 2 gün sonra yine bir dallama çıkıp ya dayak atacak ya da 1 liranın lafını yapacak. Selam olsun düğüne gider gibi gidenlere.
şükrü erbaş'a ait muhteşem bir şiir. mutlaka kendi sesinden dinleyiniz.
Ayrılık ne biliyor musun? Ne araya yolların girmesi, Ne kapanan kapılar, Ne yıldız kayması gecede, Ne ceplerde tren tarifesi, Ne de turna katarı gökte. -------------------------- İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık! -------------------------- İpi kopmuş boncuklar gibi yollara döktüğü gözlerini, Birer damla düş kırıklığı olarak toplaması içine. Ardında dünyalar ışıyan camlar dururken, Duvarlara dalıp dalıp gitmesi. Türküsünü söyleyecek kimsesi kalmamak ayrılık. --------------------------- Ödünç sesle konuşan bir kalabalık içinde Kendi sesiyle silinmek. Birdenbire büyümesi Gülüşü artık yaprak kıpırdatmayan bir çocuğun. İnsanın yaşlandıkça kendi kuyusuna düşmesi Bir kadının yatağına uzanan kül bağlamış bir gövde. ----------------------------- Saçına rüzgar, sesine ışık düşürememek kimsenin. Parmaklarını sözüne pınar edememek Uzaklarda bir adamın üşümesi bir kadın dağlara daldıkça. Işıklı vitrinlere bakmadan geçmek çarşılardan Çiçekçilerden uzağa düşmesi insanın yolunun. Evlerle sokaklar arasında bir ayrım kalmaması Ayrılık yağmurdan vazgeçiş, sudan üşüme Yalnızca gölge vermesi ağaçların İyiliğin küfre dönmesi ayrılık. Güneşin bir ceza gibi doğması dünyaya Başını alıp gitmek gibi bir geri dönüş İki adımından birisi insanın, sevincin kundakçısı, Hüznün arması, süren korkusu inceliğin. ----------------------------- Ayrılık, o küçük ölüm! ------------------------------ Usta dokunuşlarla bizi büyük ölüme hazırlayan. ----------------------------- Şimdi anlıyor musun gidişinin neden ayrılık olmadığını, Bir yaprak düşmesi kadar ancak, acısı ve ağırlığı olduğunu. Bir toplama işleminin sonucunu yazmak gibi bir değer taşıdığını. Boşluğa bir boşluk katmadığını, kar yağdırmadığını yaz ortasında.... --------------------------- Ayrılık, o köpüklü öpüşlerin ardından kalkıp ağzını yıkadığında başlamıştı. Ben bulutları gösterirken, “Bulmacanın beş harfli bir yemek sorusuna” yanıt aramanla halkalanmış, “Aşkın şarabının ağzını açtım, yar yüzünden içti murt bende kaldı” Türküsü tenimde düğümlenirken, odadan çıkışınla yolunu tutmuş, Dağlarda öldürülen çocukların fotoğraflarını kenara itip, “Bu eteğin üstüne bu bluz yakıştı mı?” Dediğinde varacağı yere varmıştı çoktan. ----------------------------------- Ne mi yapacağım bundan sonra? ------------------------------- Ayak izlerimi silmek için sana gelen yolları tersinden yürüyeceğim önce. Şiir okumayacağım bir süre, Hediyelik eşya satan dükkanların önünden geçmeyeceğim. Senin için biriktirdiğim yağmur suyunu, bir gül ağacının dibine dökeceğim. Yeni bir yanlışlık yapmamak için telefonlara çıkmayacağım Ardı kuş resimli aynalar arayacağım mahalle pazarlarında Gençliğimi anımsamak için. Emekli kahvehanelerinde yaşlılarla konuşarak, Sonumu görmeye çalışacağım. Fotoğraflarını güneşe koyacağım, bir an önce solsun diye. İçinde ay ışığı, iğde kokusu ve begonvil bulunan Tüm resimleri duvarlardan indireceğim Mican türküsünü asacağım yerlerine. Falcı kadınlara inanmayacağım artık Trafik polislerine adres sormayacağım. Geleceğe ışık düşüren bir gülüşle gülmeyeceğim kimseye. Fesleğenden başka bir çiçek Koymayacağım penceremin önüne. Büyük kentlerin varoşlarında çırpınan Üç milyon yurtsuza evimi açacağım. Nerde bir kayıp, bir faili meçhul varsa Bıraktığı acının yanına resmini asacağım. Şaşırma! Yetimi korumak için Yeni aşklar bulacağım kendime. ------------------------------------ Ne yapacağımı sanıyorsun ki? ----------------------------------- Tenin tenime bu kadar sinmişken, Ömrüm azala azala akarken önümde, Gittiğin gerçek bu kadar herkese benzerken.. Senin korkularını, benim inceliğimi doldurup yüreğime, Bıraktığın boşluğu yonta yonta binlerce heykelini yapacağım.
"ODTÜ mezunu bir arkadaşım İngiltere'de bir üniversitede araştırma yaptığı sırada İngiliz bir akademisyene Türkiye'de İngilizce eğitim yapan bir üniversitede okuduğunu söylediği zaman İngiliz akademisyen şaşırıyor ve soruyor: “Neden, Türkiye hiç sömürge olmadı ki?”
Herkes dovsun filan yazmis. Ne kadar cahil cahil konusuyorsunuz. Bu cocuk dayakla duzelir mi? Cocugun duzelmesi icin elini atese sokup yuzune basacaksin ancak faydasi olur.
Karabük Üniversitesi Teknoloji Fakültesi Endüstriyel Tasarım Mühendisliği 3'üncü sınıf öğrencisi S.Z. Instagram hesabında yayınlandığı kinci paylaşımıdır.
Milliyetçilik ayaklar altına alınmadan önce,üniversitelerde milliyetçi gençler vardı Başbuğun kurduğu hareketten bahsediyorum ve bu topluluğun olduğu yerde ne dine ne de Atatürke böyle bişey yapamazdın yemezdi ama şimdi,dini bütün insanımız ya kendisi orta parmağını gösterecek kadarda terbiyeli.
borunuza girsin o armalar. Aşırı milliyetçilikmiş, siz değil aşırısına normaline bile tahammül etmiyorsunuz. Hdp li bir itcik önerge vermiş.
HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu'nun "aşırı milliyetçi semboller kullanan güvenlik güçlerine ilişkin sorular" başlığıyla gündeme getirdiği eski Türkçe yazılı armalara TSK'dan yasak geldi.
Birliklere gönderilen yazıda şu ifadeler yer aldı:
Yapılan kontrollerde bazı personelin eğitim kıyafeti üzerine ilgi yönetmeliğe uygun olmayan sivil piyasadan temin edilmiş aksesuar, teçhizat, yazılı armalar (eski Türkçe yazısı) taktığı tespit edilmiştir. Kıyafet üzerinde ilgi yönetmelikle belirtilen isimlik, birlik arması,şerit rozet, brove haricinde başka bir aksesuar bulundurulmayacaktır. Birlik komutanlarınca anılan hususa ilişkin gerekli kontroller yapılacak, sürekli takibi sağlanacaktır. Emrin tüm personele tebliğ edilerek gerekli tedbirlerin alınmasını.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır. katkıda bulunmak istemez misin?