Tebrik ediyoruz bjk yi. .
Bizim takım ölmüş.
Fb ile durumu şimdilik eşitlediler gibi. Cas hamle yapmazsa tabii.
Pazartesi sendromu,
Sosyete şımarıklığıdır.
Ekmeğinin peşinde
Olanlar için pazartesi,
'Besmele'dir.
/Cahit Zarifoğlu/
Sosyete şımarıklığıdır.
Ekmeğinin peşinde
Olanlar için pazartesi,
'Besmele'dir.
/Cahit Zarifoğlu/
Bir yerde buluşacaksınız diyelim bununla, saati 3 olarak belirlediniz bu adam en erken 3:30 da gelir. Üniversite yıllarında hemen geliyorum deyip 2 saat bekletmişliği vardır.
Anlam
Dizlerdeki çoğu karakter. Adını bilmiyorum ama tanıyorum. Yeşilçam karakterleri mesela.
Toplu iğne dahi yapamayan ülkeye Başbakan olup, ağır sanayi hamleleri başlatan, daha o yıllarda milli sanayileşmeden bahseden, 70 cent'e muhtaç olunan günlerde "inanç; tekeden süt çıkarır" diyen, "hayat iman ve cihattır" düsturundan bir an olsun sapmayan, her şey bitti denilen dönemlerde her şey daha yeni başlıyor diyen, gelecek seçim için değil,gelecek nesil için çalışan, herkes Amerikanın kapısında yatarken, "banane Amerikadan" diye meclis kürsüsünden haykıran,ölüm döşeğinde bile abdest almaya hali olmadığı için yanı başında teyemmüm için kiremit bulunduran, önce
ahlâk ve maneviyat diyen bir Başbakan, Kaşık kadar yüreği olmayıp kürek kadar dili olanların prim yaptığı dönemlerin, yüreği bedeninden büyük adamı, fikirleri bulunduğu yüzyıldan bir yüzyıl daha ilerde olan bilge adam,mekânın cennet olsun savunan adam ! Prof. Dr. Necmettin Erbakan
ahlâk ve maneviyat diyen bir Başbakan, Kaşık kadar yüreği olmayıp kürek kadar dili olanların prim yaptığı dönemlerin, yüreği bedeninden büyük adamı, fikirleri bulunduğu yüzyıldan bir yüzyıl daha ilerde olan bilge adam,mekânın cennet olsun savunan adam ! Prof. Dr. Necmettin Erbakan
Memleket, ana, baba, huzur.
Hükümete yandaş gazeteler içerisinde en objektif gazete denebilir.
Türk şarkıcı. Bursalı biri. Şarkılarını beğenmem ve dinlemem.
İKİ DERVİŞ
İki derviş, yolculukları sırasında bir dere kenarına varmışlar. Genç bir kadın dere kenarında karşıya nasıl geçeceğini bilemez halde ağlamaktaymış. Dervişlerden biri, genç kadını kucaklayıp suyun öteki tarafına bırakmış. Öteki derviş, arkadaşının bu davranışını hiç hoş karşılamamış ancak sesini de çıkarmamış. Dervişler dere kenarından bir kilometre kadar uzaklaştıklarında; diğer derviş daha fazla dayanamamış ve arkadaşına hışımla dönmüş:
- Sen, böyle bir şeyi nasıl yaparsın? Biz dervişiz! Bırak bir kadını kucaklayıp karşıya geçirmeyi, onlara bakmamız bile yasaktır! Hatta seni baştan çıkarabilirdi.
Öteki derviş oldukça sakin karşılık vermiş:
- Dostum ben o kadını bir kilometre geride bıraktım. Sen? Sen ise hala onu taşıyorsun.
İki derviş, yolculukları sırasında bir dere kenarına varmışlar. Genç bir kadın dere kenarında karşıya nasıl geçeceğini bilemez halde ağlamaktaymış. Dervişlerden biri, genç kadını kucaklayıp suyun öteki tarafına bırakmış. Öteki derviş, arkadaşının bu davranışını hiç hoş karşılamamış ancak sesini de çıkarmamış. Dervişler dere kenarından bir kilometre kadar uzaklaştıklarında; diğer derviş daha fazla dayanamamış ve arkadaşına hışımla dönmüş:
- Sen, böyle bir şeyi nasıl yaparsın? Biz dervişiz! Bırak bir kadını kucaklayıp karşıya geçirmeyi, onlara bakmamız bile yasaktır! Hatta seni baştan çıkarabilirdi.
Öteki derviş oldukça sakin karşılık vermiş:
- Dostum ben o kadını bir kilometre geride bıraktım. Sen? Sen ise hala onu taşıyorsun.
Halep Suriye'nin özeti. Dini mezhebi olan iran'ın ve ona bağlı hizb ve öteki milislerin hayvandan daha aşağı yaratıklar olduğunu apaçık görmüş olduk. Görülmüştür ki, bir şeyin adının önünde İslam ibaresinin olması onu İslamileştirmiyor. Halep'te şiilerin içlerinde taşıdıkları öfke ve kinlerine şahid olduk. Ne bitmez tükenmez bir kinmiş. Amerika Irak' a girdiğinde ne yaptıysa aynısını yapıyorlar. Yaşarken bunuda gördük. Allah'ın laneti mezhebini din edinen aşağılık katil sürüsünün üzerine olsun. Öfkem aklımı baskılıyor. Yarabbi çocuklar ve mazlumlar adına Suriye direnişine yardım et. Türkiye dışında hamisi yok onların. Onlar yapayalnız. Lanet olsun bu zillete. Lanet olsun.
Kıl tevbe seyyiatına gözler kapanmadan
Vaktiyle gör hesabını defter kapanmadan
Vaktiyle gör hesabını defter kapanmadan
20 Yanvar 1990 Bir Milletin Rüştünü İspat ve Tescil Ettiği En Şanlı Tarihtir!
Üzülmeyip gurur duymak gerek. Özgürlük Mücadelen Mübarek Olsun Azerbaycan!
Üzülmeyip gurur duymak gerek. Özgürlük Mücadelen Mübarek Olsun Azerbaycan!
Yaşamak şakaya geImez, büyük bir ciddiyetIe yaşayacaksın bir sincap gibi meseIâ, yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey bekIemeden, yani, bütün işin gücün yaşamak oIacak.
Şöyle anlatayım;
Bir gün yaralı bir kuş Hz. Süleyman’a gelerek, kanadını bir dervişin kırdığını söyler.
Hz. Süleyman, dervişi hemen huzuruna çağırtır.
Ve ona sorar;
“Bu kuş senden şikâyetçi, neden kanadını kırdın?”
Derviş kendini savunur;
“Sultanım, ben bu kuşu avlamak istedim. Önce kaçmadı, yanına kadar gittim, yine kaçmadı. Ben de bana teslim olacağını düşünerek üzerine atladım. Tam yakalayacağım sırada kaçmaya çalıştı, o esnada kanadı kırıldı.”
Bunun üzerine Hz. Süleyman kuşa döner ve der ki;
“Bak, bu adam da haklı. Sen niye kaçmadın? O sana sinsice yaklaşmamış. Sen hakkını savunabilirdin. Şimdi kolum kanadım kırıldı diye şikâyet ediyorsun?”
Kuş kendini savunur.
“Efendim ben onu derviş kıyafetinde gördüğüm için kaçmadım. Avcı olsaydı hemen kaçardım. Derviş olmuş birinden bana zarar gelmez, bunlar Allah’tan korkarlar diye düşündüm ve kaçmadım.”
Hz. Süleyman bu savunmayı doğru bulur ve kısasın yerine getirilmesini ister.
“Kuş haklı, hemen dervişin kolunu kırın” diye emreder.
Kuş o anda;
“Efendim, sakın öyle bir şey yaptırmayın” diyerek öne atılır.
“Neden” diye sorar Hz. Süleyman.
Kuş sebebini şöyle açıklar;
“Efendim, dervişin kolunu kırarsanız, kolu iyileşince yine aynı şeyi yapar... Siz en iyisi mi, bunun üzerindeki derviş hırkasını çıkartın... Çıkartın ki, benim gibi kuşlar bundan sonra aldanmasın.\"
Bir gün yaralı bir kuş Hz. Süleyman’a gelerek, kanadını bir dervişin kırdığını söyler.
Hz. Süleyman, dervişi hemen huzuruna çağırtır.
Ve ona sorar;
“Bu kuş senden şikâyetçi, neden kanadını kırdın?”
Derviş kendini savunur;
“Sultanım, ben bu kuşu avlamak istedim. Önce kaçmadı, yanına kadar gittim, yine kaçmadı. Ben de bana teslim olacağını düşünerek üzerine atladım. Tam yakalayacağım sırada kaçmaya çalıştı, o esnada kanadı kırıldı.”
Bunun üzerine Hz. Süleyman kuşa döner ve der ki;
“Bak, bu adam da haklı. Sen niye kaçmadın? O sana sinsice yaklaşmamış. Sen hakkını savunabilirdin. Şimdi kolum kanadım kırıldı diye şikâyet ediyorsun?”
Kuş kendini savunur.
“Efendim ben onu derviş kıyafetinde gördüğüm için kaçmadım. Avcı olsaydı hemen kaçardım. Derviş olmuş birinden bana zarar gelmez, bunlar Allah’tan korkarlar diye düşündüm ve kaçmadım.”
Hz. Süleyman bu savunmayı doğru bulur ve kısasın yerine getirilmesini ister.
“Kuş haklı, hemen dervişin kolunu kırın” diye emreder.
Kuş o anda;
“Efendim, sakın öyle bir şey yaptırmayın” diyerek öne atılır.
“Neden” diye sorar Hz. Süleyman.
Kuş sebebini şöyle açıklar;
“Efendim, dervişin kolunu kırarsanız, kolu iyileşince yine aynı şeyi yapar... Siz en iyisi mi, bunun üzerindeki derviş hırkasını çıkartın... Çıkartın ki, benim gibi kuşlar bundan sonra aldanmasın.\"
Kosova’da oluşturulmaya çalışılan Türkofobi
Medya tarafından yapılmış olan saldırılardan bir tanesi, geçen yılın son aylarında meydana gelmiştir. Kosova’daki elektrik dağıtım şirketinin Türk yatırımcılara satılmasının tartışıldığı “Türk Haracı” isimli bir programın yayınlanmasının hemen ertesi günü, Prizren’de bulunan Türkiye Konsolosluğu’na bir saldırı düzenlenmişti hatırlarsınız . Burada ilginç olan ayrıntılardan biri ise saldırganların yakınlarının FETÖ okullarında çalıştığı iddialarıdır. Bir başka örnek de Kosova’nın tanınmış gazetecilerinden birisinin, Türkiye’de yaşanan 15 Temmuz darbe girişiminden sonra, darbeyi destekleyici söylemlerde bulunmasıdır. Söz konusu kişi aynı zamanda İslam karşıtlığıyla da tanınmaktadır.
Dünya üzerinde olan en güzel mabetlerden biri. İster kilise olsun ister müze ister cami öncelikle kültürel mirastır koruyup kollamamız gerek.
Cami olarakta göreceğiz inşallah. Bi iznillah
Cami olarakta göreceğiz inşallah. Bi iznillah
İletişim önemli, hem de çok önemli. Bedeli mi? 1 milyon 200 bin Türk Lirası. Bir kişinin telefon faturası bu. Bir şehrin falan değil. Bir kaç gündür bekliyorum demokrat arkadaşlarım tepki gösterecek mi diye. Tık yok. Diyanet işleri başkanının aracı 322 bin Türk Lirasıydı. Hala konuşulur oysa.
Yanlış anlaşılmasın, asıl mesajım bedellerin yüksek olması değil. Bizim konulara yaklaşımımız. Biz tepkilerimizi bile kişilere ve kurumlara göre yapıyoruz. Hayata dair duruşumuz, ilkelerimiz, fikirlerimiz yok gibi.
Bir şey yanlışsa hep yanlıştır, kimin yaptığına göre değişmez. Eğer kişiler üzerinden gidersek konuşmaya hakkımızın kalmadığını düşünüyorum.
Yanlış anlaşılmasın, asıl mesajım bedellerin yüksek olması değil. Bizim konulara yaklaşımımız. Biz tepkilerimizi bile kişilere ve kurumlara göre yapıyoruz. Hayata dair duruşumuz, ilkelerimiz, fikirlerimiz yok gibi.
Bir şey yanlışsa hep yanlıştır, kimin yaptığına göre değişmez. Eğer kişiler üzerinden gidersek konuşmaya hakkımızın kalmadığını düşünüyorum.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?