yerli dizi yersiz uzun sloganıyla 97 tane aktif senaristin 60 dakikadan daha uzun süreli dizi yazmayacağız kararı alması durumu.
ilan ediyoruz: #yerlidiziyersizuzun
türkiye dizi sektöründe, senaryo yazarları olarak mutsuzuz.
dünyanın hiçbir yerinde örneği olmayan, sadece hakkıyla üretme sürecini değil, izleme sürecini de imkansız kılan 120-150 dakikalık diziler yazmaktan dolayı şiddetli mutsuzluk içindeyiz...
140 dakika, çarpı 30 küsür hafta boyunca, hikâye anlatmaya çalışırken, dramanın gereği olan tüm temel ögelerden verdiğimiz tavizlerden ötürü,
temposuz, akmayan, uzun bakışmalar, müzik-altılar ve flashbackerle şişirilmiş bölümler yazmaktan ötürü mutsuzuz.
her hafta 140 dakikalık metin üretmek için, hayatımızda başka hiçbir şey yapmaya fırsat vermeyecek şekilde çalışmaya mecbur olmaktan ötürü mutsuzuz.
mesleğimize olan aşkımız, tutkumuz mevcut durumu devam ettirme gücünü bize verirken, bu tempoya ayak uyduramadığı ya da uydurmak istemediği için mesleği bırakmış pek çok ustamız, meslektaşımız adına mutsuzuz.
yazdığımız dizilerin her bir bölümünün, yurt dışına satılırken üçe bölünmesi ve çarpı 3 bölüm para kazandırması uğruna, sinema dilinden uzak, günlük hayat ritminde akan senaryolar yazdığımız için mutsuzuz.
bir hafta içinde 140 dakika, tempolu ve sürükleyici bir bölüm yazmanın imkansızlığına rağmen, arada hasbel kader iyi yazdığımız bölümlerin de zamansızlıktan ötürü deforme edilmesi ya da etkisiz çekilmesi yüzünden mutsuzuz...
dünyanın hiçbir yerinde bu sürelerde dizi yazılmaz ve üretilmezken; yıllar önce 90 dakikaya hayır dediğimiz 'yerli dizi, yersiz uzun!' eyleminden bu yana yayın süreleri 150 dakikalara çıkmış olduğu için; mesleğimiz, işimize olan saygımız, hikaye ve senaryo üretirken sahip olduğumuz profesyonel görüşler ve insani şartlarda çalışma arzumuz yok sayıldığı için mutsuzuz.
bu tempo yüzünden çok hızlı yıprandığımız, yıprandığımız için de, yapımcıların kolayca senarist değiştirebilme halinden ötürü mutsuzuz.
süreler yüzünden hikayelerimizi hızlı tükettiğimiz, sonrasında top çevirerek kendi hikaye ve karakterlerimize ihanet eder duruma düştüğümüz için mutsuzuz...
uzun süreler yüzünden hikayesini sezon finalinden önce tüketen, tükettiği için de sezon ortasında final yapan diziler ve işsiz kalan bütün dizi çalışanları adına mutsuzuz.
yapım şirketlerinin, aynı saatte diğer kanalda yayınlanan diziden daha uzun süre yayında kalma hırsı uğruna, daha uzun bölüm talep etmesinden; hikâye süresini, hikayenin kendisinin belirlemesi gerekirken, bu rekabetin mevcut süreyi belirler duruma gelmesi saçmalığından ötürü külliyen mutsuzuz!
dizi sürelerinin kısalmasının, türkiye dizi sektöründe çalışan her birim ve her birey için, daha insani şartlarda yazmak, üretmek, çekmek, oynamak ve daha evrensel, daha kaliteli işler yapabilmek için hayati olduğunun altını çizerek,
biz aşağıda ismi bulunan senaryo yazarları olarak 60 dakikadan uzun süren diziler yazmamak için bir araya geldiğimizi, güç birliği oluşturduğumuzu ve görmezden gelinemeyecek, gözden çıkarılamayacak bir çoğunluğa ulaşmak için çalıştığımızı sektöre ve kamuoyuna ilan etmek isteriz.
dizilerin ve kanalların gelir kaynağı olan reklam bütçelerinin, bu sürelere göre revize edilmesini, tüm birimlerin bu konuda iş birliği içinde olmasını ve el birliğiyle, hızla bir batağa doğru giden türkiye dizi sektörünün intiharına mani olmak için bu karar ve eylemimizin desteklenmesini bütün oyuncu, set çalışanı, yönetmen arkadaşlarımız ile yapımcılarımıza rica ile beyan ederiz.
senaryo yazarları
1. selcan özgür
2. ezgi özcan (seviyor sevmiyor)
3. zeynep küçükerciyes (adını sen koy)
4. nuran evren şit (vatanım sensin)
5. ali aydın (vatanım sensin)
6. funda alp
7. meriç demiray
8. cem görgeç
9. cenk boğatur
10. derem çıray (paramparça)
11. berfu ergenekon (anne)
12. ercan mehmet erdem (46 yok olan)
13. ceylan güleç (kiralık aşk)
14. sinan biçici (hayat bazen tatlıdır)
15. d. gülden çakır
16. melih çam (hayat şarkısı)
17. özlem elginöz (kırgın çiçekler, aşk ve mavi)
18. mahinur ergun (hayat şarkısı)
19. ozan yurdakul (arka sokaklar)
20. erkan birgören (kırlangıç fırtınası)
21. kerem deren
22. ilker arslan (tatlı intikam)
23. deniz akçay (bana sevmeyi anlat)
24. birol elginöz (kırgın çiçekler, aşk ve mavi)
25. ayça üzüm (paramparça)
26. özlem yılmaz (kara sevda)
27. burcu görgün (kara sevda)
28. pınar bulut
29. ethem özışık (poyraz karayel)
30. cüneyt bolak
31. barış erdoğan
32. ayşenur sıkı (vatanım sensin)
33. melek seven (poyraz karayel)
34. deniz gürlek (poyraz karayel)
35. melih özyılmaz (poyraz karayel)
36. gökhan horzum
37. cansu çoban (yüksek sosyete)
38. serap gazel (dayan yüreğim)
39. sinan yurdakul (arka sokaklar)
40. murat özdemir (adını sen koy)
41. deniz dargı (güneşin kızları, güneşi beklerken)
42. murat aras (seksenler)
43. güliz kucur
44. didem ayberkin
45. ilker barış(kiralık aşk)
46. gül abus (kırgın çiçekler, aşk ve mavi)
47. berrin tekdemir
48. nilgün öneş
49. neşe cehiz
50. elif usman ergüden (cesur ve güzel)
51. nergis otluoğlu akoğlu (vatanım sensin)
52. nuriye bilici (vatanım sensin)
53. sema ali erol
54. mahir erol
55. ercan durmuş
56. hakan bonomo
57. aksel bonfil
58. serdar soydan (cesur ve güzel)
59. alphan dikmen (hangimiz sevmedik)
60. başak angigün
61. hazan toma (adını sen koy)
62. teoman gök (adını sen koy)
63. münevver yıldız (adını sen koy)
64. inan güngören (adını sen koy)
65. eren azak (adını sen koy)
66. elif yılmaz (adını sen koy)
67. pınar ordu (tatlı intikam)
68. feza doğru
69. burcu över (kırgın çiçekler, aşk ve mavi)
70. deniz madanoğlu (bu şehir arkandan gelecek)
71. korcan derinsu (deli sevda)
72. cihan çalışkantürk (deli sevda)
73. yılmaz şahin
74. yeşim çıtak (kırgın çiçekler)
75. ozan aksungur
76. yelda açıkgöz
77. onur ünlü
78. orçun okşar
79. gözde baykara
80. sevgi saygı
81. sinan tuzcu
82. bilal babaoğlu
83. pınar uysal (seni kimler aldı)
84. betül yağsağan (karagül)
85. fikret bekler
86. şahika erkıran çakırca
87. ayşe günsu teker
88. sevgi yılmaz
89. aylin alıveren (istanbullu gelin)
90. ayşin akbulut (evlat kokusu)
91. gülsüm öz
92. gözde baykara
93. burak acar (elif)
94. atasay koç (evlat kokusu)
95. yekta torun (umuda kelepçe vurulmaz )
96. onay durgun (kardeş payı)
97. tufan bora (seni kimler aldı)
basın iletişim:
sen-der (senaryo yazarları derneği)
senaryoyazarlari@gmail.com
https://www.facebook.com/Senaryo.Yazarlari/posts/1352047641556799
uzunca bir süredir tedavi gördüğü ataşehirdeki hastanede 79 yaşında hayata gözlerini yumdu.
çok severdik.
çok severdik.
soy isminde tam olarak ortak bir nokta bulunamamış şarkıcı.
Muazzez türünk
muazzez türing
muazzez turink
muazzez türüng gibi.
Muazzez türünk
muazzez türing
muazzez turink
muazzez türüng gibi.
bu ülkede doğru yaşamanın bir bedeli vardır.
şirin bir tatil beldesinde ailem kendi çaplarında pansiyon işletiyordu.
pansiyonumuza da 6 masalık salaş bir balık lokantası eşlik ediyor.
işletmemiz 30 yıllık. beldenin en köklü işletmelerinden.
öyle ki kurulduğumuzda kara yolu yok denilebilecek düzeydeydi vemüşterilerimizin %90'ı bize deniz yolu ile ulaşan avrupalı'lardı.
hiç bir zaman çok para kazanmadık. ama ailem benim eğitimime önemli bir para harcayacak kadar para kazanabiliyordu. üstelik müşterilerimiz ile ilişkilerimiz öyle sıcaktı ki neredeyse hepsiyle arkadaş gibiydik. hala avrupa'nın her köşesinde bize evini açacak dostluklar kurduk.
önce teker teker yat turizmi yapan charter şirketleri elini ayağını türkiye'den çekti.
sonra yollar açıldı, bakir koylara mass turizm anlayışı ile koca koca oteller yapıldı.
dış politika-terör avrupalı turistleri korkuttu
gelmez oldular.
türizm anlayışı tatil kültüründen bir haber olan orta ve alt sınıf yabancıları turlar ile toplayıp, otellere yığmak oldu.
bu yöntem ile belli insanlar büyük paralar kazandı. esnaf çakallığı öğrendi. hizmet kalitesi düştü. bu da tatil yapmayı bilen insanları türkiye'den iyice soğuttu.
turizm bu halde iken geçen senelerde daha 23 yaşımda büyük bir işe kalkışıp küçük pansiyonumuzu restore edip 5 oda daha eklemek istedim.
bankadan krediler çektim.
temel ekomomi bilgimle analizlerimi yaptım. 2018 yılında borçlarımı ödeyip kara geçebilecektim.
bu projemde sürdürülebilir bir tatil tesisi anlayışını benimsedim.
amacım tesisimin beldedeki tatil anlayışını da değiştirmesi idi.
insanlar şehirlerinde özlediği doğal yaşamı, şehrin lükslerinden vazgeçmeden bu beldede yaşayabilmeli.
bunun için öncelikle kendi tesis binamın metre kare başına harcadığı enerji miktarını büyük oranda düşürmesi gerekiyordu.
ayrıca yığın halde değil az ve öz olması gerekiyordu.
güneş enerjisi kullanan, yağmur suyunu biriktiren, ışık kontrolü sağlayan, doğal havalandırma kullanan, kahvaltıda vereceği yiyeceği kendi bahçesinde yetiştiren, yumurtayı - balı - reçeli direkt organik olarak köylüden temin eden. az sayıda oda ile yüksek kalitede hizmet veren bir tesis tasarladık.
bu tesiste de yapı malzemeleri olarak her şeyi doğa dostu seçtik. açık tavan ahşap çatı, el işlemeli ahşap mobilyalar. yüksek kalite ıslak mekan çözümleri, döşemeler, yer kaplamaları, duvar sıvasındaki kum, veranda, yöresel dokuma kilimler her şeyi ince ince düşündük.
totalde 20 oda yapabilecek iken sadece 10 oda ile yetindim.
haliyle bana da büyük masraflar çıktı. buna rağmen oda fiyatlarımı belde piyasasının üzerinde tutmadım.
şimdi tüm kazandığımı kredi borçlarına gidiyor. her sene kendime 2 yıl daha sık dişini diyorum. ardından yeni bir olay patlak veriyor.
mass turizmden beslenen çakallar yerli tatilciyi yunanistan'a yönlerdirdi.
bi'şey diyemiyorum ben de olsam yunanistana giderdim.
avrupalı zaten bitti.
kalan yerli turist 2+1 daire kiralıyor 4 kişilik odaya 7 kişi geliyor. zaten gelirken de doblosundan tüm yiyeceğini depolamış oluyor. bu yüzden maksimum 3 kişi konaklanabilen oda+kahvaltı düzenindeki tesisimi tercih etmiyor.(neyse ki)
bu 2+1 dairelerin neredeyse tamamının ruhsatı yok zaten. yine çakal esnaf kazanıyor.
geçen sene yıllardan beri tanıdığımız misafirlerimiz ve onların önerdiği yeni arkadaşlar, üzerine de booking.com katkısı ile işlerimiz iyi gidiyordu.
çat!! sezon ortası 15 temmuz. bütün rezervasyonlar iptal. e adamın izni iptal olmuş.
doğal olarak kaporasını geri istiyor. ben o kaporaları kredi borçlarının aylık ödemesine yatırdım. olmayan paramla ipral edilen rezervasyonların kaporalarını verdim.
bu sene kosgeb kredilerine başvurdum. 20.000 lira kredi başvurusu yapabileceğim söylendi. bağkur borcunu yatırcaktım onunla. kredi kartlarım da tesis giderleri ile patlak vaziyette. onları öderim dedim. krediyi çekmeye gittim. banka diyor ki hiç borcun olmayacak. lan borcum olmasa niye 20.000 lira peşinde bu kadar koşayım.
o iş de yattı.
bu sene şimdiden booking rezervasyonları almaya başlamıştım.
çat!! booking.com u kapatıyorlar.
genç yaşımda bir girişimcilik yapmaya çalıştım.
sistamatik olarak beni bitirdiler.
ben oraya ruhsatsız bina çıksam. 20 oda koysam. tur ile anlaşsam. sabah akşam dayasam önüne hazır yemeği. tur harici müşteriye de kafama göre fiyat çeksem;
şu an derdim tasam yoktu.
ben şimdi ne yapayım? mimarlık okudum. iyi de cv'im var. devredeyim dükkanı inşaat işine girip güzelim beldeye dökeyim mi betonu? yoksa sevdiğim hayatı terk edip istanbul'da maaşla mı çalışayım?
ben mecbur muyum düzene uymaya?
doğru olanı yapmanın cezası bu kadar ağır mı?
ekşi sözlük
şirin bir tatil beldesinde ailem kendi çaplarında pansiyon işletiyordu.
pansiyonumuza da 6 masalık salaş bir balık lokantası eşlik ediyor.
işletmemiz 30 yıllık. beldenin en köklü işletmelerinden.
öyle ki kurulduğumuzda kara yolu yok denilebilecek düzeydeydi vemüşterilerimizin %90'ı bize deniz yolu ile ulaşan avrupalı'lardı.
hiç bir zaman çok para kazanmadık. ama ailem benim eğitimime önemli bir para harcayacak kadar para kazanabiliyordu. üstelik müşterilerimiz ile ilişkilerimiz öyle sıcaktı ki neredeyse hepsiyle arkadaş gibiydik. hala avrupa'nın her köşesinde bize evini açacak dostluklar kurduk.
önce teker teker yat turizmi yapan charter şirketleri elini ayağını türkiye'den çekti.
sonra yollar açıldı, bakir koylara mass turizm anlayışı ile koca koca oteller yapıldı.
dış politika-terör avrupalı turistleri korkuttu
gelmez oldular.
türizm anlayışı tatil kültüründen bir haber olan orta ve alt sınıf yabancıları turlar ile toplayıp, otellere yığmak oldu.
bu yöntem ile belli insanlar büyük paralar kazandı. esnaf çakallığı öğrendi. hizmet kalitesi düştü. bu da tatil yapmayı bilen insanları türkiye'den iyice soğuttu.
turizm bu halde iken geçen senelerde daha 23 yaşımda büyük bir işe kalkışıp küçük pansiyonumuzu restore edip 5 oda daha eklemek istedim.
bankadan krediler çektim.
temel ekomomi bilgimle analizlerimi yaptım. 2018 yılında borçlarımı ödeyip kara geçebilecektim.
bu projemde sürdürülebilir bir tatil tesisi anlayışını benimsedim.
amacım tesisimin beldedeki tatil anlayışını da değiştirmesi idi.
insanlar şehirlerinde özlediği doğal yaşamı, şehrin lükslerinden vazgeçmeden bu beldede yaşayabilmeli.
bunun için öncelikle kendi tesis binamın metre kare başına harcadığı enerji miktarını büyük oranda düşürmesi gerekiyordu.
ayrıca yığın halde değil az ve öz olması gerekiyordu.
güneş enerjisi kullanan, yağmur suyunu biriktiren, ışık kontrolü sağlayan, doğal havalandırma kullanan, kahvaltıda vereceği yiyeceği kendi bahçesinde yetiştiren, yumurtayı - balı - reçeli direkt organik olarak köylüden temin eden. az sayıda oda ile yüksek kalitede hizmet veren bir tesis tasarladık.
bu tesiste de yapı malzemeleri olarak her şeyi doğa dostu seçtik. açık tavan ahşap çatı, el işlemeli ahşap mobilyalar. yüksek kalite ıslak mekan çözümleri, döşemeler, yer kaplamaları, duvar sıvasındaki kum, veranda, yöresel dokuma kilimler her şeyi ince ince düşündük.
totalde 20 oda yapabilecek iken sadece 10 oda ile yetindim.
haliyle bana da büyük masraflar çıktı. buna rağmen oda fiyatlarımı belde piyasasının üzerinde tutmadım.
şimdi tüm kazandığımı kredi borçlarına gidiyor. her sene kendime 2 yıl daha sık dişini diyorum. ardından yeni bir olay patlak veriyor.
mass turizmden beslenen çakallar yerli tatilciyi yunanistan'a yönlerdirdi.
bi'şey diyemiyorum ben de olsam yunanistana giderdim.
avrupalı zaten bitti.
kalan yerli turist 2+1 daire kiralıyor 4 kişilik odaya 7 kişi geliyor. zaten gelirken de doblosundan tüm yiyeceğini depolamış oluyor. bu yüzden maksimum 3 kişi konaklanabilen oda+kahvaltı düzenindeki tesisimi tercih etmiyor.(neyse ki)
bu 2+1 dairelerin neredeyse tamamının ruhsatı yok zaten. yine çakal esnaf kazanıyor.
geçen sene yıllardan beri tanıdığımız misafirlerimiz ve onların önerdiği yeni arkadaşlar, üzerine de booking.com katkısı ile işlerimiz iyi gidiyordu.
çat!! sezon ortası 15 temmuz. bütün rezervasyonlar iptal. e adamın izni iptal olmuş.
doğal olarak kaporasını geri istiyor. ben o kaporaları kredi borçlarının aylık ödemesine yatırdım. olmayan paramla ipral edilen rezervasyonların kaporalarını verdim.
bu sene kosgeb kredilerine başvurdum. 20.000 lira kredi başvurusu yapabileceğim söylendi. bağkur borcunu yatırcaktım onunla. kredi kartlarım da tesis giderleri ile patlak vaziyette. onları öderim dedim. krediyi çekmeye gittim. banka diyor ki hiç borcun olmayacak. lan borcum olmasa niye 20.000 lira peşinde bu kadar koşayım.
o iş de yattı.
bu sene şimdiden booking rezervasyonları almaya başlamıştım.
çat!! booking.com u kapatıyorlar.
genç yaşımda bir girişimcilik yapmaya çalıştım.
sistamatik olarak beni bitirdiler.
ben oraya ruhsatsız bina çıksam. 20 oda koysam. tur ile anlaşsam. sabah akşam dayasam önüne hazır yemeği. tur harici müşteriye de kafama göre fiyat çeksem;
şu an derdim tasam yoktu.
ben şimdi ne yapayım? mimarlık okudum. iyi de cv'im var. devredeyim dükkanı inşaat işine girip güzelim beldeye dökeyim mi betonu? yoksa sevdiğim hayatı terk edip istanbul'da maaşla mı çalışayım?
ben mecbur muyum düzene uymaya?
doğru olanı yapmanın cezası bu kadar ağır mı?
ekşi sözlük
Aldatılınca ördüğüm atkı yarım kaldı. onu ne yapmalıyım?
Sevgilime atkı örüyordum. Her ilmiği onu düşünerek aşkla yapıyordum. Atkı yarı oldu, beni aldattı ve yarım kaldı her şey.
şimdi o ördüğüm atkıyı ne yapmalıyım.
![]()
Sevgilime atkı örüyordum. Her ilmiği onu düşünerek aşkla yapıyordum. Atkı yarı oldu, beni aldattı ve yarım kaldı her şey.
şimdi o ördüğüm atkıyı ne yapmalıyım.
учитель: öğretmen [uçitel']
Bu gün hayır çadırına uğramış cumhurbaşkanı. Aslında uğramamış o gönül genişliği o kapsayıcılık olmadığından karşı taraf çağırmış, gel bir çayımızı iç bari suyumuzu iç diye.
Hepimizin cumhurbaşkanı olabilmeniz için hayır diyen kadın da ne kadar haklıymış.
http://www.mynet.com/haber/politika/cumhurbaskani-erdogan-hayir-cadirinda-2956813-1
Hepimizin cumhurbaşkanı olabilmeniz için hayır diyen kadın da ne kadar haklıymış.
http://www.mynet.com/haber/politika/cumhurbaskani-erdogan-hayir-cadirinda-2956813-1
alıntı.
sunay akının anlattigina gore, sultan ii. abdulhamit sarayindan bir kereligine artik yemeklerinin saray disina cikartilarak dili tutulan konusamayan bir cocuga gonderilmesine izin verir. cunku donemim hocalari her yolu deneyen ailesine bu yontemin ise yarayacagini soylemislerdir. din hocalarinin bu onerisi ise yaramaz ancak cocuk buyuyunce dili kendiliginden cozuluverir. bir gun annesi oglunu evdeki terlikleri toplarken yakalar. terlikleri tek sira olarak dizen cocuk onlarla konusur, birseyler anlatir. annesi cocugun kafayi yedigini dusunur once. ancak biraz dinledikten sonra oglanin terliklere bilgi dolu bir konusma yaptigini duyunca olayin ic yuzu ortaya cikar. cocuk dayisina ders veren ogretmenin anlattiklarini dikkatle dinlemekte ve duyduklarini daha sonra terliklere anlatmaktadir.
sunay akin der ki *"cocugun terlikleri oyuncak ogrenciler yapmasi egitimi ne de guzel tarif etmektedir. egitim bilime dayandirilmaz ve yeniliklerden uzak kalirsa, yikanmayan bir ayağa donusur ve icine sokuldugu terligi de kokutur"
iste bu cocuk buyuyunce egitim alaninda bugun hala konusulan reformlari yapacak olan hasan ali yucel'den baskasi degildir.
(bkz: adam olacak cocuk terliginden belli olur)
sunay akının anlattigina gore, sultan ii. abdulhamit sarayindan bir kereligine artik yemeklerinin saray disina cikartilarak dili tutulan konusamayan bir cocuga gonderilmesine izin verir. cunku donemim hocalari her yolu deneyen ailesine bu yontemin ise yarayacagini soylemislerdir. din hocalarinin bu onerisi ise yaramaz ancak cocuk buyuyunce dili kendiliginden cozuluverir. bir gun annesi oglunu evdeki terlikleri toplarken yakalar. terlikleri tek sira olarak dizen cocuk onlarla konusur, birseyler anlatir. annesi cocugun kafayi yedigini dusunur once. ancak biraz dinledikten sonra oglanin terliklere bilgi dolu bir konusma yaptigini duyunca olayin ic yuzu ortaya cikar. cocuk dayisina ders veren ogretmenin anlattiklarini dikkatle dinlemekte ve duyduklarini daha sonra terliklere anlatmaktadir.
sunay akin der ki *"cocugun terlikleri oyuncak ogrenciler yapmasi egitimi ne de guzel tarif etmektedir. egitim bilime dayandirilmaz ve yeniliklerden uzak kalirsa, yikanmayan bir ayağa donusur ve icine sokuldugu terligi de kokutur"
iste bu cocuk buyuyunce egitim alaninda bugun hala konusulan reformlari yapacak olan hasan ali yucel'den baskasi degildir.
(bkz: adam olacak cocuk terliginden belli olur)
önce mecliste içinizde olan kişileri ihraç edin sonra gidin bir şirket ile uğraşın.
bir aşk ilişkisidir.
Hayatta hiçbir şekilde bir daha elde edilemeyecek bir aşk ilişkisi.
Hayatta hiçbir şekilde bir daha elde edilemeyecek bir aşk ilişkisi.
korkunun ecele faydası yok.
Ülkenin kurucusu olan Atatürk'ün görüşleri, düşünce yapısı, ileri görüşlülüğü bu ülkede ebedi kalacaktır.
hatsiz kaymakam.
http://www.mynet.com/haber/guncel/ataturkun-eseri-nutuka-siyasi-propaganda-yasagi-2953302-1
Ülkenin kurucusu olan Atatürk'ün görüşleri, düşünce yapısı, ileri görüşlülüğü bu ülkede ebedi kalacaktır.
hatsiz kaymakam.
http://www.mynet.com/haber/guncel/ataturkun-eseri-nutuka-siyasi-propaganda-yasagi-2953302-1
tarihi bir belgedir.
yazıldığı dönemde Cumhuriyet Halk Fırkası Genel başkanı olan Mustafa Kemal Atatürk'ün 15 - 20 Ekim 1927 tarihlerinde, yerli ve yabancı basın mensuplarının da katıldığı partisinin 2. yılı olan 15-20 Ekim 1927 yılları arasında Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarının faaliyetlerini özetleyen konuşma.
yazıldığı dönemde Cumhuriyet Halk Fırkası Genel başkanı olan Mustafa Kemal Atatürk'ün 15 - 20 Ekim 1927 tarihlerinde, yerli ve yabancı basın mensuplarının da katıldığı partisinin 2. yılı olan 15-20 Ekim 1927 yılları arasında Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarının faaliyetlerini özetleyen konuşma.
böyle bir duyguya alışmamak istemem.
çekemiyorlar. Bu sokağa bu isim verildi diye yarın bu adamların hepsi terörist olacak. Niye soruşturursun ki?
Beşiktaş Belediyesi, 1 Eylül 2014 Dünya Barış Günü'nde Hakkari Belediyesi'yle 'Kardeş Belediye' olmuştu. Beşiktaş Belediye Başkanı Av. Murat Hazinedar, o dönemde öğrenci ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile sanatçıların da aralarında bulunduğu 200 kişilik bir grupla 1 Eylül Dünya Barış Günü'nde Hakkari'ye giderek, kenti ziyaret etmişti. Beşiktaş Belediyesi, kardeş belediye olunması sebebiyle ilçede bulunan Barış Sokağı'nın adına 2015 yılında Kürtçe 'Barış' anlamına gelen 'Aşiti' kelimesini de ekleyerek 'Barış-Aşiti Sokağı' olarak değiştirmişti. Buna karşılık kardeşlik ilişkilerinin geliştirilmesi kapsamında Hakkari'de bulunan bir caddeye de Beşiktaş ismi verilmişti
Beşiktaş'taki sokağa 'Barış-Aşiti' ismi verilirken, sokağın adı düzenlenen törenle vatandaşlara tanıtılmış ve güvercinler uçurulmuştu. Sokak tabelasının değiştirilmesinin üzerinden 1,5 yıl geçtikten sonra konuyla ilgili olarak İçişleri Bakanlığının inceleme başlattığı öğrenildi. İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişliği yetkilileri konuyu soruştururken, konunun mahkemeye taşınıp taşınmayacağı ise ilerleyen günlerde belli olacak.
Beşiktaş Belediyesi, 1 Eylül 2014 Dünya Barış Günü'nde Hakkari Belediyesi'yle 'Kardeş Belediye' olmuştu. Beşiktaş Belediye Başkanı Av. Murat Hazinedar, o dönemde öğrenci ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile sanatçıların da aralarında bulunduğu 200 kişilik bir grupla 1 Eylül Dünya Barış Günü'nde Hakkari'ye giderek, kenti ziyaret etmişti. Beşiktaş Belediyesi, kardeş belediye olunması sebebiyle ilçede bulunan Barış Sokağı'nın adına 2015 yılında Kürtçe 'Barış' anlamına gelen 'Aşiti' kelimesini de ekleyerek 'Barış-Aşiti Sokağı' olarak değiştirmişti. Buna karşılık kardeşlik ilişkilerinin geliştirilmesi kapsamında Hakkari'de bulunan bir caddeye de Beşiktaş ismi verilmişti
Beşiktaş'taki sokağa 'Barış-Aşiti' ismi verilirken, sokağın adı düzenlenen törenle vatandaşlara tanıtılmış ve güvercinler uçurulmuştu. Sokak tabelasının değiştirilmesinin üzerinden 1,5 yıl geçtikten sonra konuyla ilgili olarak İçişleri Bakanlığının inceleme başlattığı öğrenildi. İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişliği yetkilileri konuyu soruştururken, konunun mahkemeye taşınıp taşınmayacağı ise ilerleyen günlerde belli olacak.
mersinspor'un amerikada ki hali takım.
Türk iş adamı tarafından 2013 yılında kurulmuş.
Türk iş adamı tarafından 2013 yılında kurulmuş.
5 yıl önce Türk işadamı Ersal Özdemir tarafından kurulan ABD'nin Indianapolis kentindeki futbol takımı “Indy Eleven"'e THY göğüs reklamı verdi. Böylece THY, uçmadığı bir yerin takımına sponsor olmuş oldu.
bravo.
bravo.
(bkz: türk hava yolları)
Simon Reeve tarafından hazırlanan bbc Türkiye belgeselinde doğal yaşamla ilgili yer.
bak bak neler de demiş,
Ali Ağaoğlu İngiliz sunucuya evinin bölümlerini gezdirirken onu yatak odasına götürüyor. Sunucu içeriye girer girmez, koltuğun üzerindeki pembe çanta ve cüzdanları görüyor ve esprili bir şekilde 'Yoksa bu çanta ve cüzdanlar sizin malınız mı?' diye soruyor. Ali Ağaoğlu'nun verdiği cevapsa kadınların tepkisini çekecek cinsten. Ağaoğlu, sunucuya o çantalar benim değil ama onları kullananlar benim malım şeklinde bir ifade kullanıyor.” Ali Ağaoğlu'nun bu görüntülerinin ardından özellikle feministler sosyal medya üzerinden Ali Ağaoğlu hakkında sert açıklamalarda bulundu ve bu açıklamanın kabul edilemez olduğunu söyledi.
tık tık
bak bak neler de demiş,
Ali Ağaoğlu İngiliz sunucuya evinin bölümlerini gezdirirken onu yatak odasına götürüyor. Sunucu içeriye girer girmez, koltuğun üzerindeki pembe çanta ve cüzdanları görüyor ve esprili bir şekilde 'Yoksa bu çanta ve cüzdanlar sizin malınız mı?' diye soruyor. Ali Ağaoğlu'nun verdiği cevapsa kadınların tepkisini çekecek cinsten. Ağaoğlu, sunucuya o çantalar benim değil ama onları kullananlar benim malım şeklinde bir ifade kullanıyor.” Ali Ağaoğlu'nun bu görüntülerinin ardından özellikle feministler sosyal medya üzerinden Ali Ağaoğlu hakkında sert açıklamalarda bulundu ve bu açıklamanın kabul edilemez olduğunu söyledi.
tık tık
samsunda olmuş olay.
Miting var diye okul tatil edildi. Cumhurbaşkanı gelecek eğitim de neymiş.
Türkiye de eğitim at başı ilerlemez bu gidişle.
CHP Samsun Milletvekili Kemal Zeybek, sozcu.com.tr'ye yaptığı açıklamada, “Samsun genelinde bugün için okullar tatil edildi. Gerekçe olarak da TEOG sınavlarına hazırlık gösterildi. Bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın saat 15:00'da programı var. Buraya götürecek insan bulamıyorlar. Öğrencileri götürecekler. Ayrıca Samsun merkeze gidilmesi için öğretmenleri mecbur tutmuşlar. Öğretmenlerimizin, öğrencilerimizin zamanını, emeğini çalan bu zihniyeti kınıyorum” diye konuştu.
haber
Miting var diye okul tatil edildi. Cumhurbaşkanı gelecek eğitim de neymiş.
Türkiye de eğitim at başı ilerlemez bu gidişle.
CHP Samsun Milletvekili Kemal Zeybek, sozcu.com.tr'ye yaptığı açıklamada, “Samsun genelinde bugün için okullar tatil edildi. Gerekçe olarak da TEOG sınavlarına hazırlık gösterildi. Bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın saat 15:00'da programı var. Buraya götürecek insan bulamıyorlar. Öğrencileri götürecekler. Ayrıca Samsun merkeze gidilmesi için öğretmenleri mecbur tutmuşlar. Öğretmenlerimizin, öğrencilerimizin zamanını, emeğini çalan bu zihniyeti kınıyorum” diye konuştu.
haber
bu gün sonuçları açıklanacak diye tarih verilmişti ancak halen açıklanmadı.
https://sonuc.osym.gov.tr/
https://sonuc.osym.gov.tr/
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?