Koyun ve keçi sürülerinin gecelediği, çit veya duvarla çevrili yer.
Bazı yıldızların, özellikle ayın çevresinde görülen geniş ve aydınlık teker, ayla, hale.
Bazı görüntülerdeki çok ışıklı cisimleri çevreleyen ışıklı teker.
Baldıran.
acı veren, çok etkileyen.
çok sert, keskin.
çok sert, keskin.
Zakkum.
Zakkum.
Organizmaya girince kimyasal etkisiyle fizyolojik görevleri bozan ve miktarına göre canlıyı öldürebilen
madde, zehir.
madde, zehir.
Ağmasına sebep olmak.
Aşağı inmek, yük veya terazide denge bozularak bir yanı ağır gelmek.
Aşağı inmek, yük veya terazide denge bozularak bir yanı ağır gelmek.
Ağdırmak işi.
Pekmez yapmaktan başka işe yaramayan üzüm.
Ağdalanmış.
(deyiş için) Bilinmeyen kelimelerle, anlaşılması güç, dolambaçlı cümlelerden oluşan.
Karmaşık.
(deyiş için) Bilinmeyen kelimelerle, anlaşılması güç, dolambaçlı cümlelerden oluşan.
Karmaşık.
Ağda durumuna getirmek.
Ağdalaştırmak işi.
Ağda durumuna gelmek, ağdalanmak.
(sohbet) Tam tadına varılır durum almak, koyulaşmak.
(sohbet) Tam tadına varılır durum almak, koyulaşmak.
Ağdalaşmak durumu.
Ağda durumuna gelmek, ağdalaşmaya başlamak.
Ağda bulaşmak.
Ağda bulaşmak.
Ağdalanmak işi.
Şeker, tatlı ve helva yapımında ağda hazırlayan işçi.
Ağda ile vücuttaki fazla tüyleri veya kılları temizlemeyi meslek edinmiş kimse.
Ağda ile vücuttaki fazla tüyleri veya kılları temizlemeyi meslek edinmiş kimse.
vücuttaki fazla tüyleri ağda ile almak, temizlemek.
Kaynatılarak çok koyu ve yapışkan bir macun durumuna getirilen pekmez veya limonlu şeker eriyiği.
Ağ ile balık tutma.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?