üzüntülü, acı duyulan bir konuda, sunucunun aynı ciddiyeti taşımaması sonucu ya da bir boş bulunmuşlukla eğlenerek, sırıtarak ya da gülerek sunmasıdır. habercilik ilkelerinden "acıya acı katmamak" anlayışına da terstir. göz önünde ve dikkate alanın biri olmasıyla da kamu vicdanına zarar verir. bu tarz vakaları şikayet etmekten çekinmeyin!
platin sarısıyla tanınsa da, günlük hayatta bu gerçeği yansıtmayan kampüs.
sarı gelin.
(d:1997) bursaspor altyapısından yetişmiş, genç ve oldukça başarılı forvet oyuncusu. manchester city'nin genk, nac breda ve twente gibi takımlara kiralayarak gelişiminde büyük katkısı olduğu oyuncu.
özellikle twente'de gösterdiği performansla büyük beğeni topladı ve 14 milyon euro gibi bir bonservis bedeli ile villareal'e transfer oldu. (hollanda ligi'nde 32 maç, 18 gol ve 4 asist.)
özellikle twente'de gösterdiği performansla büyük beğeni topladı ve 14 milyon euro gibi bir bonservis bedeli ile villareal'e transfer oldu. (hollanda ligi'nde 32 maç, 18 gol ve 4 asist.)
(d: 1997) başakşehir futbol takımının yıldızı parlayan genç oyuncusu. bu sezon ki performansı ve önemli maçlarda attığı goller ile büyük beğeni topladı. Orta sahanın solunda oynuyor. Toplam 43 maçta, 9 gol ve 7 asist istatistiklerine imza attı.
Birçok Avrupa takımı da onunla ilgileniyor. tottenham, lille ve inter haberine denk geldiğim takımlar.
Birçok Avrupa takımı da onunla ilgileniyor. tottenham, lille ve inter haberine denk geldiğim takımlar.
hiçbir başarı cezasız kalmaz.
Tarihte binlercesi olan ve büyük ölçüde değerini bilmediğimiz büyük insanlardır. Alparslan, Nene Hatun, Seyit onbaşı, Tiryaki Hasan Paşa, Cezzar Ahmet Paşa...
popstar.
o anın, o dönemin gerekliliklerini yerine getirememek. eskimek. işlevsiz hale gelmek.
türk futbolunun mevcut şartlarda en büyük yıldızı. kişisel olarak gerçekten sevmediğim bir isim, galatasaraylı olmama rağmen. ama ıslıklanma olayından bugüne kadar bir yanlış sarmalından kurtaramadı kendini. son olayda da haksız görünüyor. ekmeğinin peşinde bir gazeteciye yapılan böyle bir insana hiç yakışmadı tabi ki. az önce gördüğüm haberde de milli takımı bıraktığını açıklıyor.
bu olayı da çözemedik. milli takımı bile "ego savaşlarının" ve yetersiz yöneticilerin elinden kurtaramadık. hem arda'ya hem de milli takıma yazık oldu. bu olaydan dersler çıkarmalıyız. en azından milli takımı doğru yönetemediğimizi, dolayısıyla türk futbolunu doğru yönetemediğimizi görmeliyiz. bu olay bir şeylerin değişmesi için bir başlangıç olsun. bir günah keçisi seçip, ona yüklenip, sabah akşam stres yükleyip nasıl bir sonuç alabilirdik ki? tamam profesyonel adam kendini hakim olmalı vs ama senin zaten sistemin profesyonel değil ki, hiçbir şeyin böyle değil. uzmanlık değil ego ve kişisel güçler yarışıyor. dediğim gibi bir şeyler değişsin artık. makedonya ile berabere kalmayı saymıyorum daha...
bu olayı da çözemedik. milli takımı bile "ego savaşlarının" ve yetersiz yöneticilerin elinden kurtaramadık. hem arda'ya hem de milli takıma yazık oldu. bu olaydan dersler çıkarmalıyız. en azından milli takımı doğru yönetemediğimizi, dolayısıyla türk futbolunu doğru yönetemediğimizi görmeliyiz. bu olay bir şeylerin değişmesi için bir başlangıç olsun. bir günah keçisi seçip, ona yüklenip, sabah akşam stres yükleyip nasıl bir sonuç alabilirdik ki? tamam profesyonel adam kendini hakim olmalı vs ama senin zaten sistemin profesyonel değil ki, hiçbir şeyin böyle değil. uzmanlık değil ego ve kişisel güçler yarışıyor. dediğim gibi bir şeyler değişsin artık. makedonya ile berabere kalmayı saymıyorum daha...
güldere.
"Beklemeye en çok değen meyve, en yavaş olgunlaşır." Samuel Smiles
algısal açıdan gerçek ve gerçeklik arasındaki farkın simgesidir. güzel olan ve korku duyulan gibi. temiz olan, hak olan ile terör yaftası gibi. propaganda araçlarını çok etkili kullanmanın da bir sonucudur. baskın ideolojinin, "kutsal" olan dahil hiçbir şeye saygı duymamasıdır. maalesef batı dünyasının diğer dünyayı ezme çabasının bir ürünüdür.
(bkz: amerika'nın güvenliği afganistan'dan başlar)
(bkz: amerika'nın güvenliği afganistan'dan başlar)
ahmet hamdi tanpınar.
sabaha kadar durup dinlenilesidir. harika bir şey. bana çok iyi geliyor, yeni bir nefes gibi... damlaların çarptığı yakın çevre bir bir canlanıyor insanın zihninde, hayalinde. farklı bir ışığı var, farklı bir silüeti. bizim buralardaki kiraz ağacımız mesela. daha yeni kızardı. ağaç, yeşil, yağmur... umut doluyor insan. nelerin içinde kaldığını görünce şöyle bir bakıyor ama dünya bu diyor sonra. dünya bu alış dertli dertsiz...
birkaç damla sonra durup bakıyorsun, sahi nerede onlar? biz neredeyiz? çok mu sevdik? düşüş böyle bir şey işte. sonu yok mu bunun?
en son yağmurdan ne zaman kaçmıştım o da aklıma gelir ara ara. sesini sevip kendisinden kaçmak. tam bir ikiyüzlülük. savaştan kaçmak gibi. çok aşırı değilse mont giymem ama. yağmuru değil ıslanmayı pek sevmiyorum sadece... yağmur yavaşladıkça, sesi kesildikçe biz de silinip gidiyoruz, yitip gidiyoruz öylece...
birkaç damla sonra durup bakıyorsun, sahi nerede onlar? biz neredeyiz? çok mu sevdik? düşüş böyle bir şey işte. sonu yok mu bunun?
en son yağmurdan ne zaman kaçmıştım o da aklıma gelir ara ara. sesini sevip kendisinden kaçmak. tam bir ikiyüzlülük. savaştan kaçmak gibi. çok aşırı değilse mont giymem ama. yağmuru değil ıslanmayı pek sevmiyorum sadece... yağmur yavaşladıkça, sesi kesildikçe biz de silinip gidiyoruz, yitip gidiyoruz öylece...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?