imschrolled

bir cemil kavukçu romanı. kaçış üzerine kurulu. aslında tam da kaçamıyor insan. en çoğu da kendinden... pedal çevirip, bir şeylerden uzaklaşırken aslında ne kadar bağlı olduğunu anlıyor. keyiflidir.

rüzgarıyla, güneşiyle, martısıyla, sessizliğiyle dünyadan bir yer değilmiş izlenimi uyandıran. iyi gelir iyi.

tamir ettirilemeyen bir eşya ise ya da tamir masrafı yenisini almaktan daha sıkıntılıysa geçerli olandır.

keşke olmasa.
sadece sussa insan,
dinlese yarını, bir çocuğu,
bir çocuğun kalbini
keşkeler hiç olmasa keşke
her keşkede bir gün daha ağlasak
bir gün daha gülmesek
değer miydi yalnızlığa...

t: keşke olmasa. (u:karalamaca)

çift kadraj. karşılaştırma. sıradan deterjan vs. dünya üstü bir kimyasal olan diğeri.

bir yere kadar iyidir. o bir yerden sonrası sizi sıkıştırabilir. kimse kolay kolay gecenin bir karanlığında buruşuk yüzündeki çizgileri elleyip, penceresinden, yanan sokak ışığı ile yalnızlığını gidermek istemez. aklar düşmüş bile olsa, sabun kokulu bile olsa, o saçı ister yanında.

gözlük ihtiyacının şart olduğunu vurgulayan gececi alamet. yapma bunu.

ılımlı örnekler ile anlatmak istediğim bir soyutlama. mevsim değişimi. zamandan mıdır, yağmurdan ya da gün gün sinmesidir. biraz daha derine inersek, 20'li yaşlardan uzaklaşmak. 30 geldikçe daha bir anlarsınız nefesin sayılı olduğunu, çocukluğun çok uzaklarda kaldığı. yakınlaşan günlerin bir başka olduğu... tam bir ayrılık değil ama kıyısından da olsa ayrılıktır.

futbola tepki olarak doğmuş takımlardır. bunlar 4 tanedir. işin acı kısmı da, bizim 4 büyüklerdir. 2. lig hatta 3. lig takımları bile kendi çapında sistemi oturmuş bir şekilde seri paslaşabiliyorlar, ligdeki küçük takımlar da öyle. ama hakem kollaması, taraftar desteği vs. derken büyük takımların gelişmesini engelliyoruz, futbol kalitesi bakımından. daha dengeli, rekabetçi ve fırsat tanıyan bir lig milli takımı da daha başka etkiler. ekolsüz, disiplinsiz ve sistemsiz bir yere kadar. sadece günlük başarılar gelir. bu da böyle bir genç potansiyele sahip ülke için hakaret gibi.

yarına hapsolmaktır. küçük hatalar ile pek mümkündür. bir filmde çok hoş bir sinematik geçiş olsa da, hayat için pek öyle değildir. en azından bir doğrulmayı, kalkmayı ister. gerisi size kalmış.

acıtandır. bildiğiniz acıtır. özellikle belli bir süre emek verilmiş bir sözlük ya da bir private server için bu geçerlidir. zamanında kıymetini bilmek lazım. tadını çıkar olayı.

isteyen yazarlarımızın dahil olup, görüşlerini aktarabileceği masumane, aile çay bahçesi tadında kategorik başlıktır. her türden spor, f1 vs. hepsi olur.

ispanya maçı ile oturumu açalım.

kendimizi kandırmamamız gereken ve eğer değer veriyorsak, ilerlemesini ciddi biçimde istiyorsak, önce ligimizin kalitesini yükseltmemiz gereken takım.

gol atmak için ne lazım. ortalama 5-10 pas ve adam akıllı bir şut olmadı, kaleciden sekerse tamamlamak. bu kadar basit. bu takım, neredeyse 2. maçını tamamlıyor ve şut ile ilgili hiçbir özelliği yok, yetersiz. bu kadar kötü olabilir.

şu maçı kazansak bile bu futbol anlayışı ile daha çok sıkıntı çekeriz. lig çok ama çok geride. hakem hatası, büyük takım kaygısı, yok o şampi, yok bu gol kralı derken kaliteyi unutuyoruz. anadolu takımlarının güçlenmesi şart.

oyuncu seçimleri ve oyun tercihi de sıkıntı. senin her türde, özellikte oyuncun var, tecrübe vs. hepsi var. lig şampiyonu takımdan bir sürü oyuncun, iskeletin var. bu takıma direkt oyun oynayan bir 4-3-3 kurmayıp, pasif ötesi bir futbol oynarsan, (sete set bile değil) oyuncular yardımlaşmazsa, yakın oynamazsa, hızlı hücuma çıkamazsan nasıl gol atacaksın?

lig düzelmeden, ligin futbol kalitesi artmadan uzun süreli başarıların gelmesi, oldukça sıkıntılı olan takımımız.

kulüp takımlarımız dahil genel bir futbol hastalığımızdır. gs'da da bu vardı bir zaman. rakibin yerleşmesine olanak tanıdığı gibi kendi hücum imkânlarımızı da kısıtlı hale getiriyor. rakibin savunması yerleştikten sonra bariz bir hata, duran top vs. olmadıktan sonra açmak çok zor.

üstüne de sık top kaybına neden olduğu gibi, takımın geriye koşmakta zorlanması ile gol yeme riskini de artırıyor.

yorucu bir gün ile ağır bir akşam yemeğinin ardından bir daha kalkamamak. olduğun yere sabitlenmek.

söz verip tutmamaktır. bu nedenle tutamayacağın sözleri verme. olmuyor sonra.

kendisi de sözleri de ne de güzel bir şarkı.
https://www.youtube.com/watch?v=l9i-0AX5sdo

hep hata'ydım
hep yanlıştım
ne zaman sorun olmadım ki,
neden hep sevdim...
kusura bakma dünya
yalan değil sevdam.

t: karalamaca. (u: yalan değil sevdam)

en duygusal, en insana yakın anlardan biridir. siz ağlarsınız o da ağlar, kıyamaz ağlar. o dolar taşar, siz de öyle.

transfer olayına tepki olarak doğmuş futbolcudur. (u: yoktur heralde)

insanın sinir olduğu cümleler için kullandığıdır. gelip gelip sizi bulur.