filmde çok defa gösterilmesiyle anlam kazanmış, işlevi olan nesne ya da araç/gereçtir. prop'un bir üst versiyonudur. prop bir kere görüp geçersin ve film dünyasında bir nesnedir sadece. ama motif, anlatı unsuru haline gelen nesnedir. mizansen öğesidir.
la haine filminde vinz'in elindeki silah mesela. esaretin bedelinde incilin içine gizlenmiş çekiç. thor'un çekici, maske'nin maskesi gibi üzerine film inşa edilmiş güçlü motif örnekleri de var tabi ki. örümcek adamın ağı... energon'da kicker'ın efsane motoru ya da ninja kaplumbağalar'ın silahları gibi...
the color purple (1985) filminde posta kutusu. zamanı değiştiren filmi, öyküyü ilerleten şey.
(fr.) mise-en-scène.
sinema ya da film çalışmalarında çerçeve ve çerçevenin içini doldurma kısmını inceleyen, anlaşılır hale getiren alan. buna, sahne, ışık, dekor, kostüm, makyaj gibi birçok unsur dahildir. prop, motif gibi kavramlar da bu başlıkta incelenir.
sinema ya da film çalışmalarında çerçeve ve çerçevenin içini doldurma kısmını inceleyen, anlaşılır hale getiren alan. buna, sahne, ışık, dekor, kostüm, makyaj gibi birçok unsur dahildir. prop, motif gibi kavramlar da bu başlıkta incelenir.
mise-en-scène: mizansen
defalarca sıkıntılar çekilmesine ve maddi kayıplara rağmen vazgeçemediğimiz transfer hatalarıdır. taraftar, yönetim ya da teknik adam temelli olabilir. aslında en başında gelen, transferi kurtarıcı olarak görmek. son yıllarda az biraz düzelmiş olsa da yine bile kurtulamadığımız bir sürü yanlış var.
- 30 yaş üstü futbolculara yüklü yatırım yapmak. yıllar boyu var bu hastalık. maddi döngüye rağmen genç ve nitelikli futbolcuların çok azını lige çekebiliyoruz. gelenler de sorunlu oluyor bir şekilde.
- aşırı beklentiye girmek ve zaman tanımamak. tatminsiz bir başarı anlayışı var, bu da hem ortamı geriyor, sponsorlar/daha büyük gelirler kaçıyor hem de toleransı azaltıyor. bu da diğer yanlışların önünü açıyor.
- 30 yaş üstü futbolculara yüklü yatırım yapmak. yıllar boyu var bu hastalık. maddi döngüye rağmen genç ve nitelikli futbolcuların çok azını lige çekebiliyoruz. gelenler de sorunlu oluyor bir şekilde.
- aşırı beklentiye girmek ve zaman tanımamak. tatminsiz bir başarı anlayışı var, bu da hem ortamı geriyor, sponsorlar/daha büyük gelirler kaçıyor hem de toleransı azaltıyor. bu da diğer yanlışların önünü açıyor.
iyi bir liderin en önemli niteliğidir. herkesten önce en isabetli çözümü fark eder ve gerekli riskleri alır, uygular. öte yandan, öyle her şeye atlamak anlamına da gelmez. Bir şirketin, takımın, topluluğun sevk ve idaresinde ya da otorite geliştirilirken tecrübe buralarda kazanılır.
film zamanının düzgün doğrusal biçimde değil de, atlamalı ve geçişli ilerlemesidir. film olayın sonu ya da ortası, ortasından bir bölümü ile başlayabilir. örneğin, swimming with sharks (1994) filmi.
galatasaray'ın forvet adayları arasında olduğu söylenen eski beşiktaşlı futbolcu. çok iyi olur bence. bu tip forvetler kalmadı neredeyse. tek sıkıntısı yaşına göre alacağı ücret.
![]()
Kurban bayramınız mübarek olsun.
İfadenin ve anlamın tam yerli yerine oturtulması amacı taşıyan metinlerdir. Organizasyon, içerik, kronolojik sıralama, şifreleme kullanımı gibi alt kriterleri de vardır.
Galatasaray'ın yeni transferi. Geçen sezon en çok dikkat çeken yerli oyuncuların başında geliyor.
Deplasmanda iyiyim ama iç sahada kötüyüm. Ruhen kötü bir haldeyim... Bir şeyler eksik, yarım kalıyorum maalesef...
Eğer yazarlarımız bir öğretmen olsaydı hangi branşın öğretmeni olmak isterdi düşüncesini temel alan bir anket başlığıdır.
Coğrafya öğretmeni olmak isterdim.
Coğrafya öğretmeni olmak isterdim.
Bir dönem aralarında olduğum ve yaramaz çocuk rolünü kimseye bırakmadığım minik davetlilerdir. Bir düğünde terlik ve forma kombinasyonu ile kamera kaydından hiç çıkmamışlığım vardır.
Muzip bir doktor tarafından narkoz yiyecek hastanın görüş alanına bırakılmasıyla birazdan olacakların ilk sinyallerini verir. “Rüyanda beyonce gör...” (Pense)
Uykulu insan sözüdür. Gece boyu uyumamıştır. Yok gibidir.
9 yıllık bir inşaat işçisinden duyduğum harika cümle.
Çıkar gözetmeksizin doğru olanı, doğru bildiğini yapmak ve kendine inanmaktan geçer.
İyi anılmak ve kötü anılmak arasındaki farkı belirler. Kalıcı işler, yenilikler, farkınızı ortaya koymak ya da iyi yüreklilik.
Elinden gelenin hep bir fazlasını yapma alışkanlığı ile doğru orantılıdır. Detayları geliştirmek buna dahil...
İyi anılmak ve kötü anılmak arasındaki farkı belirler. Kalıcı işler, yenilikler, farkınızı ortaya koymak ya da iyi yüreklilik.
Elinden gelenin hep bir fazlasını yapma alışkanlığı ile doğru orantılıdır. Detayları geliştirmek buna dahil...
Bir miniğin “lüle lüle” diye telaffuz ettiği veda ifadesi.
Cillop gibi kullanılmış, evlat gibi bakılmış ve görüntüsünden hiçbir şey kaybetmeyen bir telefon sağlar.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?