İlk Türk sinema eseri.
Fuat uzkinay tarafından 14 Kasım 1914'te çekilen ve Türk sinema tarihinin başlangıcı kabul edilen Osmanlı kısa belgesel filmi.
#sinema
filmde çok defa gösterilmesiyle anlam kazanmış, işlevi olan nesne ya da araç/gereçtir. prop'un bir üst versiyonudur. prop bir kere görüp geçersin ve film dünyasında bir nesnedir sadece. ama motif, anlatı unsuru haline gelen nesnedir. mizansen öğesidir.
la haine filminde vinz'in elindeki silah mesela. esaretin bedelinde incilin içine gizlenmiş çekiç. thor'un çekici, maske'nin maskesi gibi üzerine film inşa edilmiş güçlü motif örnekleri de var tabi ki. örümcek adamın ağı... energon'da kicker'ın efsane motoru ya da ninja kaplumbağalar'ın silahları gibi...
the color purple (1985) filminde posta kutusu. zamanı değiştiren filmi, öyküyü ilerleten şey.
la haine filminde vinz'in elindeki silah mesela. esaretin bedelinde incilin içine gizlenmiş çekiç. thor'un çekici, maske'nin maskesi gibi üzerine film inşa edilmiş güçlü motif örnekleri de var tabi ki. örümcek adamın ağı... energon'da kicker'ın efsane motoru ya da ninja kaplumbağalar'ın silahları gibi...
the color purple (1985) filminde posta kutusu. zamanı değiştiren filmi, öyküyü ilerleten şey.
serdar öztürk'ün sinema ve felsefe ilişkisini kurosawa filmleri bağlamında ele aldığı kitabı.
meral özçınar eşli tarafından yazılan sinema ve felsefe ilişkisini türk sineması bağlamında ele alan kitap.
dram türünde duygularını en yoğun şekilde yansıtabilen kadın oyunculardan biri. bir bakış, ifade bu kadar mı etkili olabilir. 1940'taki bir filmden (gazap üzümleri/ma joad) siyah beyazdan nasıl sıyrılıyor. benim için iz bırakmış, unutulmaz oyunculardan biri.
[(.ing) canted angle/shot] sinematografide ufuk çizgisinin eğik, yamuk ya da çarpık olduğu planı ifade eder. anlama yönelik işlevi ise; "burada yolunda olmayan, tuhaf giden bir şeyler var" mesajı/algısı/hissiyatı ile ilgilidir.
sistem eleştirisi olduğunu bildiğimiz bir filmde, düzenle ilgili bozulmaları sembolize edebilir. örneğin geniş planda yatık bir apartman görünümü var diyelim, "bu dünya kendiliğinden yamuk" anlamını taşır ve içerisinde olan bitenle de doğrudan bağlantılıdır. farklı ögeler ile birleştirilerek daha derin anlatılar ya da mesajlar sonsuz bir şekilde verilebilir.
sistem eleştirisi olduğunu bildiğimiz bir filmde, düzenle ilgili bozulmaları sembolize edebilir. örneğin geniş planda yatık bir apartman görünümü var diyelim, "bu dünya kendiliğinden yamuk" anlamını taşır ve içerisinde olan bitenle de doğrudan bağlantılıdır. farklı ögeler ile birleştirilerek daha derin anlatılar ya da mesajlar sonsuz bir şekilde verilebilir.
reklam, sinema filmi, kısa film, özel yapım süreçlerinde hem bir sorun hem de başarı getiren kriter. içerik tutarlılığından tutun da; 4k görüntülerde görünen boom ucu, kablo parçası ya da kamera yansımasına kadar... hem hata istemeyen hem de ciddi bir organize ekip çalışması isteyen süreç. ışıkçının ışık üstündeki filtre mandalını takmayı unutması. (kameradaki tüm rengi değiştirir, filtrenin ışığın önünden kaymasıyla.)
ve günümüzde öyle bir boyuta ulaştı ki, reklamda en ufak bir detayın boşa çıkması, çok büyük zarar getirir hale geldi. ya da oyuncunun ürünün&markanın imajına ters davranışlarda bulunması. marka olarak yatırım yapmışsın, reklam tutmuş ama oyuncunun özel hayatından sızan bir haber emeği ziyan ediyor.
edebi bir eser, sanat eseri, tiyatro ya da alt metin içeren her tür için de gerekli olan. tabi bunu kıranlar da var. hatanın varlığı kullanılarak, tıpkı 3. dünya sineması gibi, mükemmel olmayan sinema anlayışıyla imge dolu bir anlayışı, sanat anlayışını sunuyor. efekt mikrofonu yok mesela ya da ortam sesi oyuncunun konuşmasını bastırmış ya da hiç olmayacak bir yerde aks atlanmış ama işte bütün bunlar da anlam üretiyor. yerinde kullanıldığında da bozulma/çatışma unsurları ile gerilim ve tempo sağlanıyor.
ve günümüzde öyle bir boyuta ulaştı ki, reklamda en ufak bir detayın boşa çıkması, çok büyük zarar getirir hale geldi. ya da oyuncunun ürünün&markanın imajına ters davranışlarda bulunması. marka olarak yatırım yapmışsın, reklam tutmuş ama oyuncunun özel hayatından sızan bir haber emeği ziyan ediyor.
edebi bir eser, sanat eseri, tiyatro ya da alt metin içeren her tür için de gerekli olan. tabi bunu kıranlar da var. hatanın varlığı kullanılarak, tıpkı 3. dünya sineması gibi, mükemmel olmayan sinema anlayışıyla imge dolu bir anlayışı, sanat anlayışını sunuyor. efekt mikrofonu yok mesela ya da ortam sesi oyuncunun konuşmasını bastırmış ya da hiç olmayacak bir yerde aks atlanmış ama işte bütün bunlar da anlam üretiyor. yerinde kullanıldığında da bozulma/çatışma unsurları ile gerilim ve tempo sağlanıyor.
chaplin'le aynı dönemde yaşamış ve nispeten onun gölgesinde kalmış sinema sanatçısı. kimine göre daha komiktir ama entellektüel bir perdeden bunu yansıttığı için chaplin kadar yıldızlaşamamıştır. bu bağlamda çağının ötesinde işler yaptığı da söylenebilir.
şöyle de keyifli bir video var:
şöyle de keyifli bir video var:
konusunda savaş, istila gibi konuların ele alındığı filmlerdir.
the admiral: (2014) harika bir deniz savaşı örneği olan film. amrial yi'nin efsanesi anlatılır. kısıtlı bir deniz gücü ile korelilerin japonların üstün gücünü nasıl alt ettiği anlatılıyor. liderlikle ilgili büyük ipuçları var semptomatik gönderim açısından.
battle of the warriors: (2006) orjinali 'mo gong' olarak geçen filmde (bkz: andy lau) gibi bir savaş filmi efsanesi var. belki de en duygusal tempoda kurgulanmış savaş filmi olabilir. tarihi oyunlardan, okçuluğu, kale savunmasına, stratejiye her şeye yer var.
coriolanus: (2011) gerard butler ve ralph fiennes'in yer aldığı sıra dışı film. shakespeare senaryosu modern savaş sistemleri ve donanımları ile işlenmiş. tabi savaş, toplum, temsilciler, aile, propaganda arasında geçen çok boyutlu bir film.
the admiral: (2014) harika bir deniz savaşı örneği olan film. amrial yi'nin efsanesi anlatılır. kısıtlı bir deniz gücü ile korelilerin japonların üstün gücünü nasıl alt ettiği anlatılıyor. liderlikle ilgili büyük ipuçları var semptomatik gönderim açısından.
battle of the warriors: (2006) orjinali 'mo gong' olarak geçen filmde (bkz: andy lau) gibi bir savaş filmi efsanesi var. belki de en duygusal tempoda kurgulanmış savaş filmi olabilir. tarihi oyunlardan, okçuluğu, kale savunmasına, stratejiye her şeye yer var.
coriolanus: (2011) gerard butler ve ralph fiennes'in yer aldığı sıra dışı film. shakespeare senaryosu modern savaş sistemleri ve donanımları ile işlenmiş. tabi savaş, toplum, temsilciler, aile, propaganda arasında geçen çok boyutlu bir film.
uyumsuz anlamındaki fransızca kökenli sözcük. aynı zamanda kurguda önemli işlevi olan ve büyük kolaylık sağlayan bir terim/teknik. çekim esnasında derler ya kurguda hallederiz, tam da bu kurgu sihirbazlarının işidir.
görüntü ve ses belli mantıkları bozmadığınız sürece yanılsama ile bir tür geometri sağlar. çok kameralı bir çekim var diyelim ve bir adet insert görüntüye ihtiyaç var. dialog esnasında konu sadece ses ile devam ediyor ve genel plan dahil sorunlu. konuşan kişiye de veremiyoruz. o zaman dinleyen kişinin önceki sahnelerinden (mekan aynı ise) ihtiyaç olan bölgeye kopyalanır. işte bu asenkrondur ve temiz bir şekilde devamlılık çözülmüş olur.
görüntü ve ses belli mantıkları bozmadığınız sürece yanılsama ile bir tür geometri sağlar. çok kameralı bir çekim var diyelim ve bir adet insert görüntüye ihtiyaç var. dialog esnasında konu sadece ses ile devam ediyor ve genel plan dahil sorunlu. konuşan kişiye de veremiyoruz. o zaman dinleyen kişinin önceki sahnelerinden (mekan aynı ise) ihtiyaç olan bölgeye kopyalanır. işte bu asenkrondur ve temiz bir şekilde devamlılık çözülmüş olur.
- çapraz silinme (cross dissolve/cross-fade): kurguda en sık kullanılan geçişlerden biridir. hem işlevi hem de kullanım alanı açısından. işlev bakımından gözü yormayan hatta algılanmayan geçişe izin verir, genelde 1sn ile standart kullanımı vardır. teknik işlevi de devamlılık, renk, çerçeve vs. sorunu olan 2 çekimi birbirine bağlar. özellikle, tv programları, haber montajları, fragmanlarda sık kullanılır. az öncede bahsettiğimiz gibi algılanmaması kıymetli yapıyor. ama bazı sanatsal kullanımlarda, zaman geçişi etkisi, boyut/mekan bozulması gibi yerlerde yumuşak bir geçiş olması ile görsellik olarak kullanılıyor.
mesela, yatakta uyuyan çocuğun rüyasına geçiş yaparken hiçbir efekt bilmiyorsanız en basit olarak cross atabilirsiniz. hata değildir. uygun bir zamanlama ve keyifli bir ses efekti ya da müzik değişimi ile sahneyi basit+etkili bir şekilde devam ettirirsiniz. cross'un siyaha kapanmadan farkı, görüntüler aralıksız devam eder. yani tempo sürdürülmüş olur.
ayrıca (bkz: graphic match) geçişinin de tamamlayıcı efektidir.
mesela, yatakta uyuyan çocuğun rüyasına geçiş yaparken hiçbir efekt bilmiyorsanız en basit olarak cross atabilirsiniz. hata değildir. uygun bir zamanlama ve keyifli bir ses efekti ya da müzik değişimi ile sahneyi basit+etkili bir şekilde devam ettirirsiniz. cross'un siyaha kapanmadan farkı, görüntüler aralıksız devam eder. yani tempo sürdürülmüş olur.
ayrıca (bkz: graphic match) geçişinin de tamamlayıcı efektidir.
(1939) victor fleming yönetmenliğindeki müzikal film. çok samimi ve akıcıdır. dorothy'nin kansas'tan oz büyücüsünün ülkesine olan yolculuğu üzerine kurulu. bu fantastik yolculuk esnasında karşılaştığı kişiler ile öykü zenginleşir. çağının çok ötesinde bir iş olduğunu söylemek lazım.
(bkz: beni böyle sev)
ben koşarken de seni seviyorum hüsniye.
kişiye göre değişir tabi ama kısa filmi çekme aşamasından daha zor olandır. çünkü eldeki ince meseleyi, en etkili ve en öz biçimde aktarmak gerekir. film bir süreçtir. fikirden, kurgudan son çıkışı alana kadar. bu da sağlam bir metin ister. bunun yanında akış, tempo, süre kullanımı ile dengelenerek metnin havada kalmaması adına duygu aktarımı incelenir. oldukça zahmetli bir süreç.
(bkz: kısa film çekmek)
(bkz: kısa film çekmek)
- flash: 1 karelik beyaz efekti. fotoğraf çekme, patlama ve zaman atlaması sağlamak için kullanılır.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?