bütüncül bakış açısıdır. bir nevi mühendislik ile insana dokunan bir görsel sanatın karışımı olmasıyla. bir sinema mezunu olarak, iyi anlaştığım insanlardır. muhabbet tutuyor, hatta şans eseri tanıştığımız bir mimarlık hocası dersine davet etmişti, photoshop anlatırken...
aşırı şekilde zaman kaybı ve yetersiz sonuçlarla noktalanan laubali süreçlerdir. kurumsallığı, doğru insan kalitesini, iş yeri standardını sağlayamadığımız için... 1-2 saatlik bir bakım için, 8-5 mesai bekleyebiliyorsunuz, günler öncesinden telefonla konuşup gün ve saat belirlendiği halde...
fark edildiği üzere sağlam bir sembolik eleştiri malzemesi kavram. iyi yapıştırma imkanı verir. aslında, böyle bir temsil yaratılabilir. ana karakter kaldırım mühendisi, herhangi bir öykü için. toplumda işsizliğin simgesi, boş işlerin üzerine yıkıldığı eleman, tam bir vasıfsız. hem sıradan vatandaşı ya da en baştan yanlış olan yönetim anlayışını da içeriğinde barındırabilir. nasıl panda, ırkçılık konusunda kullanılıyorsa görsel figür olarak, kaldırım mühendisi de bizim yıllardır süregelen düzenimiz için iyi bir ikon... uçtuk affola...
günlük hayatta ait olmadığınızı net bir biçimde hissettiğiniz yerlerde işkenceye dönüşendir. "bitse de gitsek" güncel tabirinin bir türevi. nadir denk gelir ama bekleme ve tezcanlılık ile birleşiyorsa daha bir yorucudur.
odaklanamamak. özellikle boş zaman değerlendirirken bir şeyi yapmaya başladığımda başka bir şey yaparken buluyorum kendimi.
bir sürü bilgi, detay ve yeni özcükler arasında dolaşmak. manipüle tarafları olsa da benim de sevdiğim bir şey. atlas karıştırmak ta buna dahil...
yönetmen jaco van dormael'in filmlerinde göstermeyi sevdiği bir sahne. illaki bir yere iliştiriyor. peygamberlerin mucizelerine atıfta bulunur.
başlık: yeşil rengi elde etmek
entry: çeşitli ağaç yaprakları ve yağmurda yeni ıslanmış çimlerden pek mümkün olandır.
yazar: gotik ressam çırağı.
entry: çeşitli ağaç yaprakları ve yağmurda yeni ıslanmış çimlerden pek mümkün olandır.
yazar: gotik ressam çırağı.
sosyal bilimler. sosyal bilimleri hayata entegre etme farkı. bu benim yıllardır inandığım bir fark. sosyoloji ve antropoloji ayrımına bile bakarsanız, sosyolojinin nerede çıktığını hangi ülkelerde ortaya çıktığına bir bakarsanız şaşırmayacaksınız. ülke gerçeğinin algılanması, yerelden evrensele ulaşan yolda en önemli güçtür.
toplum potansiyelini en iyi şekilde değerlendirmekten tutun, gözle görülmeyen sorunların, gelecek sıkıntıların önceden çözülmesi, eğitimin, insana özgürlük tanıyan politikanın ve ortak çıkara yönelik algı yönetiminin en önemli parçası. sanat ve iletişim bu kısma dahil. sanat, bilim denen kurumun insan seviyesinde ufkunu belirliyor. ufuk ne kadar ileride olursa, tekniğin geri bir noktada tutunma şansı yok. buna, tiyatro, sinema, fotoğraf, resim, modern sanatlar, hepsi dahil...
halkla ilişkiler öyle bir araçtır ki, 1 birim olan gücü 5 bilim olarak gösterebilirsiniz. doğru bir politikanın içerisinde doğru şekilde kullanılması mümkün. sosyoloji, sosyal psikoloji ile toplum eğilimlerini takip ederek hukuk güncellemesi, daha yaşanılabilir toplum düzeni, daha ferah şehirler, her türlü yeniliğin başlangıcı buradadır, nettir.
önümüzdeki 5 yıl bize ne lazım? atıyorum mühendis, mühendis bir toplum. o zaman diğer bölümlerin tamamını ihtiyacına göre alırsın, o jenerasyonu üretirsin ya da teşvik edersin... böylece, ekonomik sorunlara, işsizliğe ve potansiyel işsizliğe çözüm bulman daha kolay olur, sektöre göre mezun ürettiğin için...
toplum potansiyelini en iyi şekilde değerlendirmekten tutun, gözle görülmeyen sorunların, gelecek sıkıntıların önceden çözülmesi, eğitimin, insana özgürlük tanıyan politikanın ve ortak çıkara yönelik algı yönetiminin en önemli parçası. sanat ve iletişim bu kısma dahil. sanat, bilim denen kurumun insan seviyesinde ufkunu belirliyor. ufuk ne kadar ileride olursa, tekniğin geri bir noktada tutunma şansı yok. buna, tiyatro, sinema, fotoğraf, resim, modern sanatlar, hepsi dahil...
halkla ilişkiler öyle bir araçtır ki, 1 birim olan gücü 5 bilim olarak gösterebilirsiniz. doğru bir politikanın içerisinde doğru şekilde kullanılması mümkün. sosyoloji, sosyal psikoloji ile toplum eğilimlerini takip ederek hukuk güncellemesi, daha yaşanılabilir toplum düzeni, daha ferah şehirler, her türlü yeniliğin başlangıcı buradadır, nettir.
önümüzdeki 5 yıl bize ne lazım? atıyorum mühendis, mühendis bir toplum. o zaman diğer bölümlerin tamamını ihtiyacına göre alırsın, o jenerasyonu üretirsin ya da teşvik edersin... böylece, ekonomik sorunlara, işsizliğe ve potansiyel işsizliğe çözüm bulman daha kolay olur, sektöre göre mezun ürettiğin için...
hınzırlıktır. askerden dönerken, kesin tarih vermedim; 2 gün sonra geleceğimi söyledim. akşamına vardım eve. dikkatlice kimseye görünmeden odama sızdım. annem ve babam habersiz, eve döndüğümden. yatağıma uzandım direkt. kardeşim yakaladı ama sessiz dedim ona da. babam da geldi, gülüyor ama annemin hala haberi yok. gittim arkadan sarıldım. köpek diye diye seviyordu en son...
fiziksel manada baskı ve cilt yayınlamaktır. edebi ve kültürel değerlerini zaman kendisi gösterecektir. kitap genel bir isim olduğu için her şeye kitap diyoruz, yerli yerinde bir eleştiridir, doğrudur. ama hepimiz farkındayız, kitap var kitap var, roman var roman var, film var film var. düğünlerde de uzun metraj çekiliyor ama la haine ya da le huitième jour filmleri de video kayıtla üretiliyor.
dünyanın, yaşamıın ilk kurallarından biri. teoride, düşüncede her zaman bir ideal olarak olması gereken anlatılır. erdem ile ahmaklık arasında tam orta bir yerde. ama "olmaması" kısmında anlatmak istediğim, öyle kolayca gerçekleşmediği, olması gereken lafta kalır, bir şekilde yalnız bırakılır ister istemez. o yüzden yetimdir, olması gereken.
güzel bir hikaye eklemek istediğim en güncel konu.
çok eski yıllarda ingiltere'de bir gelenek varmış.
sıradan bir vatandaş öldüğünde kilisenin çanı bir kez çalınıp herkese duyurulurmuș.
bir asil öldüğünde iki kez, kralın bir yakını öldüğünde üç kez, kral öldüğü takdirde ise dört kez çalınırmış.
günün birinde, herkesin hak aramak için sığındığı mahkeme, bir vatandaşı haksız yere mahkûm etmiş. ve kilisenin çanı tam beş kez çalmış.
ahâli merak içinde kalıp, papaza koşmuş:
"ey papaz efendi, kraldan daha önemli biri var mı ki, o ölünce çan beş kez çalınsın..."
papaz yanıt vermiş:
"kraldan daha önemli bir şey var.!!
"adalet öldü"
çok eski yıllarda ingiltere'de bir gelenek varmış.
sıradan bir vatandaş öldüğünde kilisenin çanı bir kez çalınıp herkese duyurulurmuș.
bir asil öldüğünde iki kez, kralın bir yakını öldüğünde üç kez, kral öldüğü takdirde ise dört kez çalınırmış.
günün birinde, herkesin hak aramak için sığındığı mahkeme, bir vatandaşı haksız yere mahkûm etmiş. ve kilisenin çanı tam beş kez çalmış.
ahâli merak içinde kalıp, papaza koşmuş:
"ey papaz efendi, kraldan daha önemli biri var mı ki, o ölünce çan beş kez çalınsın..."
papaz yanıt vermiş:
"kraldan daha önemli bir şey var.!!
"adalet öldü"
içte yayılan samimi bir temennidir. bulmak kısmını pek düşünmeden yapıldığında kıymeti artar.
montaigne özelinde bir ayrıntı iliştirilmesi gereken düşünce.
"her insanda insanlığın bütün halleri vardır."
"her insanda insanlığın bütün halleri vardır."
aynı zamanda çeşitli harf kombinasyonları ile ses üretilen roman dili. yine genellikle kelimelerin son harfi okunmaz. (paris / pari.)
bir süre sonra derdi içinde tutamamayı getirir.
öte yandan, mor ve ötesi'nin oldukça güzel tercüman olduğu hadise. tabi bir klasik haline gelmiştir.
öte yandan, mor ve ötesi'nin oldukça güzel tercüman olduğu hadise. tabi bir klasik haline gelmiştir.
samimiyet ve anlayış ile insana ait en güzel özelliklerden biridir. lafı uzatmamak, tavrın hakkını vermek konularında kendini gösterir.
coentrão'nun adı geçiyor aslında ama bir yerden çıkıp gelse, mükemmel bir kadro olacak. as sol bek, sol açık, orta saha alternatifi olarak müthiş olur.
gs taraftarının gönlünde ukde kalmış sol bek.
gs taraftarının gönlünde ukde kalmış sol bek.
gomis'in burada yaptıklarını düşününce psg'nin olduğu ligde monaco'da şampiyon olurken verdiği katkı ile iyi izler bırakacak gibi görünen forvet. fransa - türkiye yönlü' futbolcular burada seviliyorlar. chedjou, kjaer, niang, baros, sow, gomis, valbuena... umarım bir gün kenny lala da gelir.
galatasaray'ın son yıllarda, 7 ve 9 numaralı futbolcuları çok çektirdi, başarılı sezonlarda bile. keyifli bir sezon bizi bekliyordur, umarım.
galatasaray'ın son yıllarda, 7 ve 9 numaralı futbolcuları çok çektirdi, başarılı sezonlarda bile. keyifli bir sezon bizi bekliyordur, umarım.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?