Adını (bkz: nevzat tandoğan)'dan alır. İsmi 2015'te zıt bir kelimeyle değiştirilip anadolu meydanı oldu.
Neden zıt dedim (bkz: ulan öküz anadolulu)
Tek parti döneminde valiler, il başkanlarından seçilirlerdi. Ankara'ya dönemin tek partisinin il başkanı nevzat tandoğan seçildi. Osman Yüksel Serdengeçti ve arkadaşlarını çomar görerek onlara şu sözü söyler 'ulan öküz anadolulu!.. sizin milliyetçilikle, komünizm ile ne işiniz var? milliyetçilik lâzımsa bunu biz yaparız. komünizm gerekirse onu da biz getiririz. sizin iki vazifeniz var: birincisi, çiftçilik yapıp ürün yetiştirmek. ikincisi, askere çağırdığımızda askerlik yapmaktır''
Bu sözü bugün devran donsunculer yaşam felsefesi yapmış durumdalar.(bkz: #63082)
Bu sözü bugün devran donsunculer yaşam felsefesi yapmış durumdalar.(bkz: #63082)
"Ulan öküz Anadolulu!.. Sizin milliyetçilikle, komünizm ile ne işiniz var? Milliyetçilik lâzımsa bunu biz yaparız. Komünizm gerekirse onu da biz getiririz. Sizin iki vazifeniz var: Birincisi, çiftçilik yapıp ürün yetiştirmek. İkincisi, askere çağırdığımızda askerlik yapmaktır'' sözünün sahibi.
Bu adam chp'li tek parti döneminde 17 yıl belediye başkanlığı ve valilik yapmış. Dolayısıyla dönemin zihniyetini yansıtan bir söz. Ne kadar demokratik ülkeymişiz! Ne kadar halkçıymışız!
Sonra intihar etmiş. Ben mahşerde hesabımı bizzat soracam. Bu adama tüm haklarimi haram ediyorum.
Bu adam chp'li tek parti döneminde 17 yıl belediye başkanlığı ve valilik yapmış. Dolayısıyla dönemin zihniyetini yansıtan bir söz. Ne kadar demokratik ülkeymişiz! Ne kadar halkçıymışız!
Sonra intihar etmiş. Ben mahşerde hesabımı bizzat soracam. Bu adama tüm haklarimi haram ediyorum.
Şanlıurfa mv. Faruk çelik yerine bakan olan ve zamanında ceket ile rekabeti kazanan çiçeği burnunda bakan.
İngiltere kralı Yurtsuz John (1166 – 1216) Fransızlara kaybedilen toprakları geri alabilmek için ordusunu ve onun için de mali sistemi güçlendirmesi gerektiğini düşünerek vergileri büyük çapta artırdı. Bu yeni düzenlemeyle güçlendirdiği ordusuyla Fransa kralı II. Philip'le yeniden savaşa girdi. 1214 yılında Bouvines savaşını kaybederek yenilmiş ordusuyla İngiltere'ye döndü. Dönüşünde baronların ve diğer soyluların başkaldırısıyla karşılaştı. Başkaldırının nedeni kralın getirdiği ağır vergiler ve diğer yükümlülüklerdi.
1215 yılında İngiliz soyluları, kral Yurtsuz John'a Magna Carta Libertatum'u (Büyük Özgürlük Belgesi) imzalattılar. Bu belgeyle kralın sonsuz görünen yetkileri sınırlanıyor, monarşiden meşruti monarşiye geçilmiş oluyordu. Her ne kadar daha çok soyluların krala karşı haklarını korumayı amaçlasa da birçok siyaset bilimi uzmanı Magna Carta'yı demokrasinin ilk adımı olarak kabul eder.
Magna Carta'nın belki de en önemli maddesi 39. maddesidir: “Özgür kişiler ülke kanunlarına göre yasagirişiiçimde yargılanıp hüküm giymeden tutuklanmayacak, hapsedilmeyecek, mal ve mülkünden mahrum bırakılmayacak, kanun dışı ilan edilmeyecek, sürgün edilmeyecek veya hangi biçimde olursa olsun zarara uğratılmayacaktır.”
Bundan yaklaşık 3500 yıl önce bu topraklarda yaşayan Hititler, hukuk alanında büyük bir devrime imza attılar. O zamana kadar ortadoğuda geçerli olan Babil kralı Hammurabi'ye ait kısas hukukunu tazminat hukukuyla değiştirdiler. Aynı zamanda başkent Hattuşa'da Panku adı verilen bir soylular meclisi kurdular. Bu meclis krala danışmanlık yapıyordu. Panku, Magna Carta'dan yaklaşık 2700 yıl önceki bir tarihte kurulmuştur. Hititlerin getirdiği tazminat hukuku anlayışı 3500 yıldır hukuk yaklaşımının temelini oluşturuyor.
Magna Carta'daki ifadeleri kanunlarımıza, Anayasa'mıza yazmış olsak bile uygulayamıyoruz. Hitit hukuk devriminin temelini oluşturan tazminat hukuku sistemini kabul etmiş olsak da kısas hukukunu kafamızdan çıkarıp atamıyoruz. Bunun nedenlerini ve çözümlerini tartışacağımız yerde belki de hiç uygulamadığımız Anayasa'yı değiştirmeyi tartışıyoruz. İngiltere 800 yıl önce yazılmış ve bugüne gelene kadar yüzlerce, binlerce içtihatla geliştirilmiş gelenek hukukuna dayalı anayasasını değiştirmeyi düşünmüyor ve uyguluyor, ama biz neredeyse yönetmelik gibi düzenleyip aklımıza gelen her şeyi yazdığımız ama hiçbir maddesini doğru dürüst uygulamaya çalışmadığımız anayasayı değiştirmeye uğraşıyoruz.
Ben bütün dünyada Türkler kadar çok sayıda kanunu olan ve kanunlarını Türkler kadar sık değiştiren başka bir toplum görmedim, duymadım. Ona karşın kanunların en az geçerli olduğu ülke Türkiye. Bizde kanunlar sanki uyulmasın ve uygulanmasın yalnızca gözdağı versin diye çıkarılmış gibidir. “Osmanlı'nın yasağı üç gün sürermiş” sözü aşağı yukarı bizim kanunları uygulama tarzımızın özeti gibidir.
Asıl olan anayasayı değiştirmek değil onda yazılanları uygulayabilmektir. Yoksa her iktidara gelen eski Anayasa'yı kötüler ve değiştirmeye girişir.
Günümüze gelmiş 4 kopyası bulunan Magna Carta Libertatum British Library'de sergilenmektedir.
Kaynakhttp://www.mahfiegilmez.com/2012/04/magna-carta-libertatum.html?m=1
1215 yılında İngiliz soyluları, kral Yurtsuz John'a Magna Carta Libertatum'u (Büyük Özgürlük Belgesi) imzalattılar. Bu belgeyle kralın sonsuz görünen yetkileri sınırlanıyor, monarşiden meşruti monarşiye geçilmiş oluyordu. Her ne kadar daha çok soyluların krala karşı haklarını korumayı amaçlasa da birçok siyaset bilimi uzmanı Magna Carta'yı demokrasinin ilk adımı olarak kabul eder.
Magna Carta'nın belki de en önemli maddesi 39. maddesidir: “Özgür kişiler ülke kanunlarına göre yasagirişiiçimde yargılanıp hüküm giymeden tutuklanmayacak, hapsedilmeyecek, mal ve mülkünden mahrum bırakılmayacak, kanun dışı ilan edilmeyecek, sürgün edilmeyecek veya hangi biçimde olursa olsun zarara uğratılmayacaktır.”
Bundan yaklaşık 3500 yıl önce bu topraklarda yaşayan Hititler, hukuk alanında büyük bir devrime imza attılar. O zamana kadar ortadoğuda geçerli olan Babil kralı Hammurabi'ye ait kısas hukukunu tazminat hukukuyla değiştirdiler. Aynı zamanda başkent Hattuşa'da Panku adı verilen bir soylular meclisi kurdular. Bu meclis krala danışmanlık yapıyordu. Panku, Magna Carta'dan yaklaşık 2700 yıl önceki bir tarihte kurulmuştur. Hititlerin getirdiği tazminat hukuku anlayışı 3500 yıldır hukuk yaklaşımının temelini oluşturuyor.
Magna Carta'daki ifadeleri kanunlarımıza, Anayasa'mıza yazmış olsak bile uygulayamıyoruz. Hitit hukuk devriminin temelini oluşturan tazminat hukuku sistemini kabul etmiş olsak da kısas hukukunu kafamızdan çıkarıp atamıyoruz. Bunun nedenlerini ve çözümlerini tartışacağımız yerde belki de hiç uygulamadığımız Anayasa'yı değiştirmeyi tartışıyoruz. İngiltere 800 yıl önce yazılmış ve bugüne gelene kadar yüzlerce, binlerce içtihatla geliştirilmiş gelenek hukukuna dayalı anayasasını değiştirmeyi düşünmüyor ve uyguluyor, ama biz neredeyse yönetmelik gibi düzenleyip aklımıza gelen her şeyi yazdığımız ama hiçbir maddesini doğru dürüst uygulamaya çalışmadığımız anayasayı değiştirmeye uğraşıyoruz.
Ben bütün dünyada Türkler kadar çok sayıda kanunu olan ve kanunlarını Türkler kadar sık değiştiren başka bir toplum görmedim, duymadım. Ona karşın kanunların en az geçerli olduğu ülke Türkiye. Bizde kanunlar sanki uyulmasın ve uygulanmasın yalnızca gözdağı versin diye çıkarılmış gibidir. “Osmanlı'nın yasağı üç gün sürermiş” sözü aşağı yukarı bizim kanunları uygulama tarzımızın özeti gibidir.
Asıl olan anayasayı değiştirmek değil onda yazılanları uygulayabilmektir. Yoksa her iktidara gelen eski Anayasa'yı kötüler ve değiştirmeye girişir.
Günümüze gelmiş 4 kopyası bulunan Magna Carta Libertatum British Library'de sergilenmektedir.
Kaynakhttp://www.mahfiegilmez.com/2012/04/magna-carta-libertatum.html?m=1
gizli istihbarat ve savunma hizmetlerine, devletin yüksek güvenliği ve yüksek çıkarları için, siyasi ve sosyal konularla, kültür ve devletin itibarını arttırıcı hizmetlerde ve olağanüstü hizmetlerin sağlanmasında, yürütme organının görevleri içine giren amaçlarla harcanabilir. Örtülü ödenek. Başbakanlık bütçesinde gizli hizmet giderleri maddesinde yer almaktadır. Ödeneğin harcama yeri ve hesaplarının nasıl tutulacağı, hangi belgelerin, görev değişmesi halinde yeni başbakana bırakılacağını, görevdeki başbakan belirler. Bu ödenekten, başbakan ve ailesinin şahsi giderlerine ve siyasi partilerin propaganda ve seçim ihtiyaçlarına harcama yapmak mümkün değildir.
Kaynak: nedir.com
Kaynak: nedir.com
(bkz: örtülü ödenek) kelimesinin osmanlı turkcesindeki kullanımı.
Cerrahpaşa Tıp Fakültesini bitirdi. Bilkent Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümünden şeref derecesi ile mezun oldu. New York Üniversitesinde meme kanserinin termal görüntülenmesi konusunda master çalışması yaptı.
Hem doktor hem mühendis hem de yurt dışı masterlı mesture bakanımız.
Hem doktor hem mühendis hem de yurt dışı masterlı mesture bakanımız.
(bkz: emmanuel macron)
Aksaray Malaklısı olarak bilinir. Şehrin merkezinde heykeli var. Türkiye'de Aksaray ve çevresinde görülen iri bir köpek cinsi. Bacak ve ayakları kalın, kafası büyük, dudağı sarkıktır. Aksaray yöresinde dudağa "malak" dendiğinden bu adı almıştır.
Ali babacan vitrin ismi olarak gelmeyip, yetkilerle ve mehmet simsekle birlikte kabine de yer alırsa ekonomi için olumlu bir revizyon olacak.ekonomiyle ilgili bakanlık çok fazla. Ekonomi, kalkinma, gümrük ve ticaret, maliye bakanlıkları doğrudan ilgili. Kültür turizm, bilim sanayi teknoloji ve çalışma sosyal guvenlik bakanlıkları da dirsek temas. Sayıları azaltılıp reformist isimlerin bakan yapılması lazım. yoksa Ekonomi için Bu Gidiş Gidiş değil
(bkz: #55483) şahsen nükhet hotar ismi de süpriz olmaz.
(bkz: #55483) şahsen nükhet hotar ismi de süpriz olmaz.
Eğlenceli uyarı.
Yagışlar malum,
sel riski var. Ben kurtardım.
cayisallama gelme bu aralar istanbul'a
https://www.google.com.tr/amp/www.webtekno.com/haber/amp/31346
Yagışlar malum,
sel riski var. Ben kurtardım.
cayisallama gelme bu aralar istanbul'a
https://www.google.com.tr/amp/www.webtekno.com/haber/amp/31346
niye ben 1,60 mıyım ki? su benim belime bile gelmez. Ayrıca yüzme biliyorum ben. :)
Şu vidyosunu kesin izlemelisiniz. Siyasi görüşünü sevmiyorum ama doğruya doğru.
60 yaşında bir genç kız. Nami diğer
Gezgin teyze. Hikayesi garip. İlham verici. Çocukluk hayali dünyayı gezmekmiş ve yetim maaşıyla dul bir kadın olarak 60 yaşında 25 ülke gezmiş.
Gezgin teyze. Hikayesi garip. İlham verici. Çocukluk hayali dünyayı gezmekmiş ve yetim maaşıyla dul bir kadın olarak 60 yaşında 25 ülke gezmiş.
Korku ve nasıl üstesinden gelineceğine ilişkin tedx te konuşmuş.
Toplu kullanılan tuvaletlerde atamadım uzerimdeki gerilimi. Temiz bıraktığımı biliyorum ama yine de bir hicap duygusu oluşuyor. Netice de oraya çiçek dikmeye gitmiyoruz ama ortalığı da pisletmiyoruz. Neden oluşur bu duygu var mi psikolojik/ sosyolojik bir sebebi.
Bu kadar kültür ve estetikten uzak eser yapacağına yapmasan daha iyi. en azından milli değerleri mizaha konu etmezsin. Serserilik bunun adı.
Gelsin burada yazsın. Adı gizli olacak yazması kolay
Asansöre ulaşabilirseniz hızlıdır. Ama gelene kadar bazen çok vakit geçer. Mesai giriş ve çıkış saatlerinde yoğunluktan metrobüs hissi verir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?