Normal şartlarda elinde silah olup ve bunu sallayan kişinin vurulup etkisiz hale getirilmesi lazım. Bizimkiler beceriksiz olunca bu şekilde bitiyor.
Belediye başkanı da söz vermiş. Yaşadı seyyar satıcılar.
zabıta ile tatlıcı ali'nin kavgası
olumm bak git gibi bir olay olmuş. göstermede adamı dövmüşler, kafasını kırmışlar falan. ama gel gör ki yasak olan bir şey yapıyorsun hem şuçlu hem de güçlü. elinde bıçak sopa saldırmış görevini yapmaya çalışana. ama diğer yandan da şunu gördüm: zabıta olmayan insanlar da tatlıcıyı yatırıp dövüyorlar. onlara ne. başı yanan kim yine suçu olmayan ya da tüm suç onlarda olmayan insanlar.
\"Vatanına, ekmeğine göz dikeni vur oğlum.\" şiarı ile sağa sola bıçak ve baston sallayan adamın dramıdır. Haksızdır ama vicdanımız haklı göstermeye çalışıyor.
Tatlıcıyı kesin olarak haksız bulduğum kavga. Bir zabıta dibine kadar gitmiş gel etme diye bizimki almış eline bıçağı diğer elinde bastonu savurup duruyor. Burası dağ başı değil arkadaş, iş yapacaksan gidip açacaksın dükkanını vereceksin vergini o şekilde çalışacaksın.
Elindeki o araba rahat 2000 tl civarına mal olmuştur. hadi 1000 olsun. beş arabamı aldılar diyor bide üstüne üstlük. Beş arabadan bakarsanız bu adam çok iyi para kazanıyor demektir. E vergisi nerede, zekat mı veriyorsun hacı. Sonra bu çarşaflı nasıl biniyor bu jeep e.
Beş çocuk bana bakıyor evde diye. Ulan kedi gibi yavrularsanız sonra bakarlar tabi.
Bu kavgada en uyuz olduğum şey ise hacının sinirlilik halinde yaptıklarıydı. Bilinç altı bi nevi. Küfürler falan. Ayrıca beş çocuk deyip durdu bu adamlar sonra o çocuklara da demediğini bırakmıyor. İstanbulun varoşlarında eğitimin olmaması korkutuyor beni ürkütüyor beni.
Seyyar satıcıyı da dolmuşu da ve buna benzer antik çağlardan kalan ne varsa engellenmeli. Gerekirse kafası kırılarak.
Elindeki o araba rahat 2000 tl civarına mal olmuştur. hadi 1000 olsun. beş arabamı aldılar diyor bide üstüne üstlük. Beş arabadan bakarsanız bu adam çok iyi para kazanıyor demektir. E vergisi nerede, zekat mı veriyorsun hacı. Sonra bu çarşaflı nasıl biniyor bu jeep e.
Beş çocuk bana bakıyor evde diye. Ulan kedi gibi yavrularsanız sonra bakarlar tabi.
Bu kavgada en uyuz olduğum şey ise hacının sinirlilik halinde yaptıklarıydı. Bilinç altı bi nevi. Küfürler falan. Ayrıca beş çocuk deyip durdu bu adamlar sonra o çocuklara da demediğini bırakmıyor. İstanbulun varoşlarında eğitimin olmaması korkutuyor beni ürkütüyor beni.
Seyyar satıcıyı da dolmuşu da ve buna benzer antik çağlardan kalan ne varsa engellenmeli. Gerekirse kafası kırılarak.
Yüz kızartıcı video;
https://www.youtube.com/watch?v=IQ9pGBBgoY4&feature=youtu.be
Zabıtanın mantığı yada zabıtaya öğretilen şu;
Seyyar satıcı görürseniz yakalayın ve çalışmasını engelleyin. Sebep ise vergi kaçakçılığı, haksız rekabet falan filan. Belki bu konuyu uzun uzun yazarım ama bu başlığa değil. Seyyar satıcı başlığına.
Bu seyyar satıcıları kesinlikle doğru bulmuyorum. Devletin bunları bi şekilde engellemesi lazım yada denetim altına alması lazım.
Gelelim ali abiye, yaptığı tepki aşırı olmakla beraber nahoş şeyler yaşamış ve çevresine yaşatımış. Bu kendini kaybetmekle ve 5 arabasının gitmesiyle açıklanabilir. Ancak bu onu haksız yapmaz.
Malı mülkü elinden giden, gidecek olan herkes akşam eve götüreceği ekmeği düşünür. Eğer eline bakan kişiler varsa düşünmek zorundadır. İnsanın içi acıyor 50 lirası kaybolunca bide bu adamı düşünün. Eğer bundan önce 5 arabasını aldılarsa oda ayrı acı katar olaya.
Diğer taraftan zabıta denen devlet memurlarına gelecek olursak;
biz emir kuluyuz kısmı haklı. Ancak emirleri maaş aldıkları devlet değil bunların, emir aldıkları olmayan vicdanda muhasebeleştirilmemiş bir başka vicdansızın emiri.
Amaçları devlette kaçakçılığı engellemekte değil amaçları amirin emri. Küfür edilecek zaman aslına bakarsanız. Sen şuan olan reel piyasa kadar yer altı piyasasına engel olma, sen türkiyenin tüm sınır yerlerinde (trakya kısmen istisna) kaçakçılığa son verme, sen kullanılan o kadar naylon fatura ile mücadele etme sonra bir garibanın 6 arabasını al ve yetmezmiş gibi bide kafasını kır.
Madem adamın daha önce arabasını aldınız sevgili belediyenin evlatları, bu hengame oluştu neden çekilmediniz. Sonra adamı çağırıp keserdiniz cezayı. Bu adamı bu duruma düşürmeye ne hakkınız var. İğreniyorum sizden.
Devlet millet için vardır. Bu millet denen şey türküyle kürdüyle falan değil bu millet dediğiniz şey suçlusuyla, suçsuzuyla, garibanıyla, zenginiyle, orospusuyla, hacısıyla ve sayabileceğim bir sürü sıfatıyla millettir.
Bir garibanın hakkı ve kaçakçılığı bir zenginle eşit olmalı. Bir hacının hakkı ne kadar varsa bir escortun hakkı o kadar olmalı. Sen bu haksızlığı giderme gel adamın kafasını yar.
ZAbıta olarak kendi ailenizin yüzüne nasıl bakacaksınız, eşinize dostunuza belki çocuğunuza bu durumu nasıl anlatacaksınız? Yazıklar olsun, yazıklar olsun.
Not: Bu videoyu çeken ve tepkisini koyan herkese minnettarım. Vicdanı olan insanlar kaldı diye ümitleniyorum.
Zabıtanın mantığı yada zabıtaya öğretilen şu;
Seyyar satıcı görürseniz yakalayın ve çalışmasını engelleyin. Sebep ise vergi kaçakçılığı, haksız rekabet falan filan. Belki bu konuyu uzun uzun yazarım ama bu başlığa değil. Seyyar satıcı başlığına.
Bu seyyar satıcıları kesinlikle doğru bulmuyorum. Devletin bunları bi şekilde engellemesi lazım yada denetim altına alması lazım.
Gelelim ali abiye, yaptığı tepki aşırı olmakla beraber nahoş şeyler yaşamış ve çevresine yaşatımış. Bu kendini kaybetmekle ve 5 arabasının gitmesiyle açıklanabilir. Ancak bu onu haksız yapmaz.
Malı mülkü elinden giden, gidecek olan herkes akşam eve götüreceği ekmeği düşünür. Eğer eline bakan kişiler varsa düşünmek zorundadır. İnsanın içi acıyor 50 lirası kaybolunca bide bu adamı düşünün. Eğer bundan önce 5 arabasını aldılarsa oda ayrı acı katar olaya.
Diğer taraftan zabıta denen devlet memurlarına gelecek olursak;
biz emir kuluyuz kısmı haklı. Ancak emirleri maaş aldıkları devlet değil bunların, emir aldıkları olmayan vicdanda muhasebeleştirilmemiş bir başka vicdansızın emiri.
Amaçları devlette kaçakçılığı engellemekte değil amaçları amirin emri. Küfür edilecek zaman aslına bakarsanız. Sen şuan olan reel piyasa kadar yer altı piyasasına engel olma, sen türkiyenin tüm sınır yerlerinde (trakya kısmen istisna) kaçakçılığa son verme, sen kullanılan o kadar naylon fatura ile mücadele etme sonra bir garibanın 6 arabasını al ve yetmezmiş gibi bide kafasını kır.
Madem adamın daha önce arabasını aldınız sevgili belediyenin evlatları, bu hengame oluştu neden çekilmediniz. Sonra adamı çağırıp keserdiniz cezayı. Bu adamı bu duruma düşürmeye ne hakkınız var. İğreniyorum sizden.
Devlet millet için vardır. Bu millet denen şey türküyle kürdüyle falan değil bu millet dediğiniz şey suçlusuyla, suçsuzuyla, garibanıyla, zenginiyle, orospusuyla, hacısıyla ve sayabileceğim bir sürü sıfatıyla millettir.
Bir garibanın hakkı ve kaçakçılığı bir zenginle eşit olmalı. Bir hacının hakkı ne kadar varsa bir escortun hakkı o kadar olmalı. Sen bu haksızlığı giderme gel adamın kafasını yar.
ZAbıta olarak kendi ailenizin yüzüne nasıl bakacaksınız, eşinize dostunuza belki çocuğunuza bu durumu nasıl anlatacaksınız? Yazıklar olsun, yazıklar olsun.
Not: Bu videoyu çeken ve tepkisini koyan herkese minnettarım. Vicdanı olan insanlar kaldı diye ümitleniyorum.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?