zamanında cumhurbaşkanının baş yaverliğini yapmış trabzon sürmeneli komutan. Tarih bu adamı çok konuşacak.
yazarları ve yazarların etkilendiği en mutlu durumların fotoğrafıdır.
/gorseller/yukle/images/mutlulugun.jpg
umarım tez zamanda problemlerini çözer dediğim memur sözlüğün özleyeceği bir yazarın vedası.
merak etme sen yokken varolan başlıkların altını doldurmaya gayret edeceğiz. e artık geldiğinde yine solu şahlandırırsın.
merak etme sen yokken varolan başlıkların altını doldurmaya gayret edeceğiz. e artık geldiğinde yine solu şahlandırırsın.
Şarkı ayrı, klibi de ayrı bi dinlendirici 🙃
Daha iki hafta önce Karadeniz'de büyük bir yapılanma ve savaş hazırlığının olduğunu bildirilmişti. Gürcistan'daki Ermeni diyasporasında örgütlenip Karadeniz'de eylem yapılacağı biliniyordu. Bile bile göre göre.
Allah rahmet eylesin.
Eren iyi ki varsın :(
Allah rahmet eylesin.
Eren iyi ki varsın :(
kurum kazançları üzerinden alınan vergidir. Kurumlar vergisi, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanır. Kurumlar vergisi, kurum kazancı üzerinden %20 oranında alınacaktır.kaynak
Bu sene en çok kurumlar vergisi ödeyen şirketin adı belli değil. Listede birinci sırada ama şirketin ismi yok. Enteresan bir durum
Çok spesifik bir konu olmasa gün geçmiyor ki bir garipliğimiz daha yaşanmasın başlığına eklerdim.
kaynak http://www.businessht.com.tr/guncel/haber/1590576-vergi-rekortmenleri-belli-oldu
Bu sene en çok kurumlar vergisi ödeyen şirketin adı belli değil. Listede birinci sırada ama şirketin ismi yok. Enteresan bir durum
Çok spesifik bir konu olmasa gün geçmiyor ki bir garipliğimiz daha yaşanmasın başlığına eklerdim.
kaynak http://www.businessht.com.tr/guncel/haber/1590576-vergi-rekortmenleri-belli-oldu
içlerinde bir tane bile milli eğitim bakanlığına ait kimse yok. Ne kadar ilginç.
İsmail koncuk şöyle bir tweet atmış ve bence haklı da.
Göreve iade KHK'sında MEB'den 1 kişi dahi olmaması anlaşılmaz bir durum, halbuki yargı kararı ile aklanan bir çok kişi var.Bu haksızlıktır.
https://twitter.com/ikoncuk/status/847356348824133633
İsmail koncuk şöyle bir tweet atmış ve bence haklı da.
Göreve iade KHK'sında MEB'den 1 kişi dahi olmaması anlaşılmaz bir durum, halbuki yargı kararı ile aklanan bir çok kişi var.Bu haksızlıktır.
https://twitter.com/ikoncuk/status/847356348824133633
öğretmen sözlük'ten bir yazarımızı hatırlatmış efsane. croupier'e selam olsun.
t: naif duyguları, enfes sesiyle, tertemiz aktaran bir sanatçımız.
https://www.youtube.com/watch?v=Tw7loQMPyJs
t: naif duyguları, enfes sesiyle, tertemiz aktaran bir sanatçımız.
https://www.youtube.com/watch?v=Tw7loQMPyJs
(bkz: bir kadının en güzel yerleri)
Merkezi sinir sistemi bozukluklarıyla seyreden hastalıkların teşhisinde yararlanılan nörofizyolojik yöntemlerin kullanılmasında uzman hekim denetiminde çalışan kişidir.
İlkokula başlamak, her çocuğun yaşamında son derece önemli bir olaydır. Çocuk eğer daha önce bir okul öncesi kuruma gitmemişse ilkokul başlangıcında, ilk kez annesinden, evinden, alışkın olduğu arkadaş ortamından ayrılarak yepyeni bir çevreye girecek ve günün bir bölümünü öğretmeni ve arkadaşları ile geçirecektir. Üstelik bu kez kendisinden beklenen belirli davranışlar ve görevler de vardır. Artık evde yaptığı gibi istediği zaman oyun oynayamayacak, aksine her hareket ve faaliyetin bir zamanı ve yeri olacaktır. Bahçe, teneffüslerde oyun oynamak içindir ama, ders zili çaldığında sınıfa girip sırasına oturacak ve öğretmenin anlattıklarını dinleyip öğrenmeye çalışacaktır. İlk günlerde, özellikle evde düzenli bir disiplin uygulanmasına alışmamış çocukların, ilkokulda birden bire başlayan kurallara uygun davranmaya alışmakta güçlük çektikleri gözlenebilir. Hatta bu tür çocuklar, okulda ilk günler ve ilk haftalarda, annelerinden ayrılmak konusunda genellikle en fazla güçlük gösteren çocuklardır. Bu bakımdan ailelerin çocukların ilkokul yaşamındaki ilk izlenimlerinin "zorluk ve korku" olmaması için, evde ılımlı ve kararlı bir disiplin yöntemi uygulamaları zorunludur. Bu da yaşamın ilk günlerinden itibaren belirlenecek kuralların düzenli olarak uygulanmasına bağlıdır.
Ayrıca, çocuğa okulun nasıl bir yer olduğu, orada neler yapılabileceği, neler öğretilebileceği anlatılmalı, mümkünse çocuk daha önceden okulu ve sınıfı görebilmeli ve öğretmeni ile tanışabilirle lidir. Böylece ilk günlerde yabancı bir ortam ve yabancı bir yetişkinle gün boyu birlikte olmanın zorluğu kısmen de olsa giderilmiş olacaktır.
Okul, çocuk için isteyerek gidilen, sevilen bir kurum olmalıdır. Bu büyük ölçüde ailenin tutumuna bağlı olduğu kadar, öğretmenin çocuğa karşı davranışı ile de ilgilidir. Ailede okula ve okumaya büyük değer verildiğini gösterir davranış örnekleri varsa, (çocuğa zaman zaman anlatılan okul anıları, okula giden ağabey ve ablalar, anne veya babanın boş zaman uğraşları arasında kitap okumanın geniş yer alması, okulu ve öğretmeni sevdirici konuşmalar) çocuğun okula başlarken büyük istek duyması da olağandır. Tersine aile, özellikle anne, okulu çocuktan kurtulmak için bir araç olarak görüyorsa ve bunu zaman zaman "Okula başlasan da kurtulsam", "öğretmenin seninle ne yaparsa yapsın" gibi ifadelerle belirtiyor ve ailede okumanın sevilmesine yardımcı olacak herhangi bir davranış görülmüyorsa, çocuğun okula başlamak için büyük bir istek duyması da beklenemez. Böyle bir ortamda yetişen çocuk muhtemelen okula korku ve isteksizlikle başlayacak ve daha ilk günlerde olumsuz bir tavırla girdiği bu kurumda kendisinden istenilenleri yerine getirmekte güçlük çekecektir. Bu durumda okula başlayan çocuklardan ancak belirli bir bölümünün, ilk günlerin ve ailenin olumsuz etkisinden kurtularak başarılı birer öğrenci olduklarını da hatırlatmak isteriz. "Okuyup da ne olacak" veya "Gör bak, öğretmenin seni nasıl cezalandıracak" türünden sözlerin çocuğa okulu, öğretmeni ve okumayı sevdirdiği yolundaki kanıtlar da pek fazla değildir.
Öğretmenin Çocuğun Yaşamındaki Yeri ve İyi Bir Öğretmenin Nitelikleri
Öğretmene gelince; öğretmen, çocuğun yaşamındaki en önemli bireylerden biridir. Çocuk, annesinden sonra evin dışında en yakını olarak karşılaştığı öğretmenine giderek artan bir biçimde bağlanır ve sever. Hatta bazen bu bağlılık öylesine güçlü olur ki, çocuk öğretmenini annesinden veya babasından da daha önemli bulmaya, onun söylediklerinin daha doğru olduğu konusunda anne-baba ile tartışmaya bile başlar.
Çocuğun yaşamında kendisine bağlandığı ve model olarak aldığı öğretmenin de, bu görevin gerektirdiği nitelikleri taşıması son derece önemlidir. Çocuğu, sınıfa girdiği ilk gün, onu sevgi ile anlayış ve güleryüzle karşılayan bir öğretmen, o günün akşamına kadar çocukların sevgisini kazanmakta güçlük çekmeyecektir. Bunun aksine asık suratlı, çocuklara seslenirken devamlı azarlayan bir öğretmen, hele çocuğun birinci sınıfta karşılaştığı ilk öğretmeni ise, ona kendisini zor da olsa kabul ettirecek ama muhtemelen sevgiden yoksun bir ilişki içine girecektir. Oysa, insanın hele çocuğun- hayatında sevginin ne kadar önemli olduğunu sanırız tartışmaya bile gerek yok. Güleryüzlü, sevgi dolu bir öğretmen mesleğiyle ilgili bilgi ve becerilere de sahipse, kanımızca iyi bir öğretmen olmaması için pek az neden vardır.
Kuşkusuz öğretmen de insan olarak bir takım kişisel sorunlara sahiptir. Ama iyi bir öğretmenin en belirgin niteliği de, görev yaparken kendi sorunlarını ikinci sıraya alabilmesidir. Evinde eşiyle sorunları olan veya çocukları" olan bir öğretmen sınıfa girdiğinde, sınıftaki çocukların sorunları daha önce gelmelidir. Ailenin öğretmen seçerken göz önünde bulundurması gerekli noktalardan biri de budur.
Kısaca, öğretmenin yalnızca bilgili olması değil, insanlarla ve özellikle çocuklarla iyi bir iletişim kurmayı başarabilmesi gereklidir.
İlkokul öğretmenleri, çocuğun eğitimi konusunda, ailenin başlıca yardımcılarından biridir. Öğretmen gün boyu çocuğun çeşitli davranışlarını ders sırasında öğrenirken, arkadaşları veya yetişkinlerle sınıf içi ve dışındaki ilişkilerini gözleyebilir ve bu konuda anne-babaya bilgi verebilir.
İyi bir öğretmenin çocuğun davranışlarını değerlendirirken tarafsız olması gereklidir. Ancak burada da anne-babalara hatırlatmak istediğimiz bir nokta, öğretmenden kendi başaramadıkları konularda başarılı olmasını beklememeleridir. Çocuğun beş-altı yıl boyunca edindiği tüm yanlış alışkanlıklarından öğretmenin yardımıyla vazgeçmesi hemen hemen olanaksızdır. Öğretmen, kuşkusuz bazı yanlış davranışların düzeltilmesinde ve yeni alışkanlıkların kazanılmasında etkili olabilir ama bu konuda ailenin, özellikle anne-babanın kendisi ile işbirliği yapması zorunluluğu vardır. Anne-babanın katkısı olmadan öğretmenin, çocuğun eğitimi konusunda başarılı olabilmesi çok güçtür.
http://www.kesfetkendini.com/Blog/kisiselgelisim/ilkokuluncocugunhayatindakiyeriveonemi-3581/
Ayrıca, çocuğa okulun nasıl bir yer olduğu, orada neler yapılabileceği, neler öğretilebileceği anlatılmalı, mümkünse çocuk daha önceden okulu ve sınıfı görebilmeli ve öğretmeni ile tanışabilirle lidir. Böylece ilk günlerde yabancı bir ortam ve yabancı bir yetişkinle gün boyu birlikte olmanın zorluğu kısmen de olsa giderilmiş olacaktır.
Okul, çocuk için isteyerek gidilen, sevilen bir kurum olmalıdır. Bu büyük ölçüde ailenin tutumuna bağlı olduğu kadar, öğretmenin çocuğa karşı davranışı ile de ilgilidir. Ailede okula ve okumaya büyük değer verildiğini gösterir davranış örnekleri varsa, (çocuğa zaman zaman anlatılan okul anıları, okula giden ağabey ve ablalar, anne veya babanın boş zaman uğraşları arasında kitap okumanın geniş yer alması, okulu ve öğretmeni sevdirici konuşmalar) çocuğun okula başlarken büyük istek duyması da olağandır. Tersine aile, özellikle anne, okulu çocuktan kurtulmak için bir araç olarak görüyorsa ve bunu zaman zaman "Okula başlasan da kurtulsam", "öğretmenin seninle ne yaparsa yapsın" gibi ifadelerle belirtiyor ve ailede okumanın sevilmesine yardımcı olacak herhangi bir davranış görülmüyorsa, çocuğun okula başlamak için büyük bir istek duyması da beklenemez. Böyle bir ortamda yetişen çocuk muhtemelen okula korku ve isteksizlikle başlayacak ve daha ilk günlerde olumsuz bir tavırla girdiği bu kurumda kendisinden istenilenleri yerine getirmekte güçlük çekecektir. Bu durumda okula başlayan çocuklardan ancak belirli bir bölümünün, ilk günlerin ve ailenin olumsuz etkisinden kurtularak başarılı birer öğrenci olduklarını da hatırlatmak isteriz. "Okuyup da ne olacak" veya "Gör bak, öğretmenin seni nasıl cezalandıracak" türünden sözlerin çocuğa okulu, öğretmeni ve okumayı sevdirdiği yolundaki kanıtlar da pek fazla değildir.
Öğretmenin Çocuğun Yaşamındaki Yeri ve İyi Bir Öğretmenin Nitelikleri
Öğretmene gelince; öğretmen, çocuğun yaşamındaki en önemli bireylerden biridir. Çocuk, annesinden sonra evin dışında en yakını olarak karşılaştığı öğretmenine giderek artan bir biçimde bağlanır ve sever. Hatta bazen bu bağlılık öylesine güçlü olur ki, çocuk öğretmenini annesinden veya babasından da daha önemli bulmaya, onun söylediklerinin daha doğru olduğu konusunda anne-baba ile tartışmaya bile başlar.
Çocuğun yaşamında kendisine bağlandığı ve model olarak aldığı öğretmenin de, bu görevin gerektirdiği nitelikleri taşıması son derece önemlidir. Çocuğu, sınıfa girdiği ilk gün, onu sevgi ile anlayış ve güleryüzle karşılayan bir öğretmen, o günün akşamına kadar çocukların sevgisini kazanmakta güçlük çekmeyecektir. Bunun aksine asık suratlı, çocuklara seslenirken devamlı azarlayan bir öğretmen, hele çocuğun birinci sınıfta karşılaştığı ilk öğretmeni ise, ona kendisini zor da olsa kabul ettirecek ama muhtemelen sevgiden yoksun bir ilişki içine girecektir. Oysa, insanın hele çocuğun- hayatında sevginin ne kadar önemli olduğunu sanırız tartışmaya bile gerek yok. Güleryüzlü, sevgi dolu bir öğretmen mesleğiyle ilgili bilgi ve becerilere de sahipse, kanımızca iyi bir öğretmen olmaması için pek az neden vardır.
Kuşkusuz öğretmen de insan olarak bir takım kişisel sorunlara sahiptir. Ama iyi bir öğretmenin en belirgin niteliği de, görev yaparken kendi sorunlarını ikinci sıraya alabilmesidir. Evinde eşiyle sorunları olan veya çocukları" olan bir öğretmen sınıfa girdiğinde, sınıftaki çocukların sorunları daha önce gelmelidir. Ailenin öğretmen seçerken göz önünde bulundurması gerekli noktalardan biri de budur.
Kısaca, öğretmenin yalnızca bilgili olması değil, insanlarla ve özellikle çocuklarla iyi bir iletişim kurmayı başarabilmesi gereklidir.
İlkokul öğretmenleri, çocuğun eğitimi konusunda, ailenin başlıca yardımcılarından biridir. Öğretmen gün boyu çocuğun çeşitli davranışlarını ders sırasında öğrenirken, arkadaşları veya yetişkinlerle sınıf içi ve dışındaki ilişkilerini gözleyebilir ve bu konuda anne-babaya bilgi verebilir.
İyi bir öğretmenin çocuğun davranışlarını değerlendirirken tarafsız olması gereklidir. Ancak burada da anne-babalara hatırlatmak istediğimiz bir nokta, öğretmenden kendi başaramadıkları konularda başarılı olmasını beklememeleridir. Çocuğun beş-altı yıl boyunca edindiği tüm yanlış alışkanlıklarından öğretmenin yardımıyla vazgeçmesi hemen hemen olanaksızdır. Öğretmen, kuşkusuz bazı yanlış davranışların düzeltilmesinde ve yeni alışkanlıkların kazanılmasında etkili olabilir ama bu konuda ailenin, özellikle anne-babanın kendisi ile işbirliği yapması zorunluluğu vardır. Anne-babanın katkısı olmadan öğretmenin, çocuğun eğitimi konusunda başarılı olabilmesi çok güçtür.
http://www.kesfetkendini.com/Blog/kisiselgelisim/ilkokuluncocugunhayatindakiyeriveonemi-3581/
insan doğar, yaşar, ölür.
GSMH - Net dış âlem faktör gelirleri (bkz. Dts âlem faktör gelirleri).
geçen alacaklı gibi kapıyı çalan kapıyı açtıktan sonra da ben davulcuyum bana para veeeer diye bağıran abidir.Sonra boşluğa geldi yoksa ben kesinlikle bu topa girmem adama 1,50tl verdim sonra bir hafta sonra yine geldi kapıya yine hayvan gibi abandı.baktım dış kapıya kim o diye elindeki kağıttan aha da benim adam deyip az bakındık göz göze sonra açmadım içeri girdim.Neyse sonra yazık günahtır diye açtım adam açar açmaz benim kapıya yöneldi bu sefer kapıya abanmaya başladı gidip açıp dalasım vardı sonra gerek yok deyip açmadım vurdu vurdu gitti.
Not:Nezaket önemli hafız
Not:Nezaket önemli hafız
Dengesizdir, değişkendir. Hassastır. Her şeyden etkilenir. Ufacık şeyleri bile kafasına günlerce taktığı olmuştur. Kararsızdır. O kadar Kararsızdır ki kararsızlıktan ölecek bi gün, o derece yani.
Kibardır. Kaba insanlardan hoşlanmaz. Kızların erkeksi tavırlara bürünmesinden ve kabalığından hiç hiç hoşlanmaz.
Kibardır. Kaba insanlardan hoşlanmaz. Kızların erkeksi tavırlara bürünmesinden ve kabalığından hiç hiç hoşlanmaz.
bir sözün iki öğesi arasında yer değişimi.
Biz bununla muhasebede çok fazla karşılaşıyoruz. En uyuz olduğum şeydir. Hatta o kadar uyuz oldum ki bu konu üzerine ihtisas yapmış bile sayılırım.
Rakamla anlatmak gerekirse;
1967 yazacağınıza 1697 yazabilirsiniz.
Biz bununla muhasebede çok fazla karşılaşıyoruz. En uyuz olduğum şeydir. Hatta o kadar uyuz oldum ki bu konu üzerine ihtisas yapmış bile sayılırım.
Rakamla anlatmak gerekirse;
1967 yazacağınıza 1697 yazabilirsiniz.
yolda yürürken yanımda karşı cins varsa kesinlikle onun sağ tarafında yürümem lazım. Hem cins ise çok fark etmiyor. Neden böyle hissediyorum bilmiyorum ama kendimi daha da güvende hissediyorum.
Bizim ATATÜRK sevgimiz anayasanın ilk üç maddesi gibidir.
Değişmez
Değiştirilemez
Değiştirilmesi teklif dahi edilemez...
Değişmez
Değiştirilemez
Değiştirilmesi teklif dahi edilemez...
futbol terimi olmasının dışında, hayat akışı içerisindeki memnuniyetsizliklerimizi de ifade eden sözcük.
(bkz: ofsayt osman)
(bkz: ofsayt osman)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?