16 nisan 2017 başkanlık sistemi referandumu

2 /
seyrani
öncelikle şunu belirtelim; kağıt üzerinde başkanlık, yarı başkanlık ve parlamenter sistemin birbirlerine karşı hiçbir üstünlüğü yoktur; hiçbiri diğerinden daha demokratik değildir. ülkelerin tarihi, siyasal kültürel süreçlerine göre hükümet biçimleri çoğunlukla kendilerine özgün olarak gelişir. bugün fransa'daki güçlü yürütme mantığı, yani yarı başkanlık sistemi fransa tarihindeki siyasal karışıklıkları azaltmak siyasete istikrar sağlamak için getirilmiştir. misal abd'deki sistem de hem federasyonun birliğini devam ettirebilmesi hem de eyaletlerin birbirlerine karşı adil şekilde temsilini sağlamak için geliştirilmiştir. sistemdeki denge mekanizmaları da amerika'nın siyasal gelenği ile uyumlu olduğı için yüz elli senedir oldukça iyi çalışmaktadır.

gelelim türkiye'ye. malum devletlü sultanımız abdulhamid han'ın kısa süreli ilk meşrutiyet döneminden sonra 1908-1913 arası osmanlı ilk defa parlamento ile yönetilen bir çok partili rejim denemesi yaptı. sonra ittihad terakki diktatörlüğü, tek parti devri ve çok partili hayata geçiş var. 1950'den itibaren siyasal tarihi incelediğimizde yakın zamana kadar görebileceğimiz şeyler kaos, kargaşa, kavga, patırtı gürültüden başka bir şey değil. bunun çok fazla nedeni var; tabi ilki kazım karabekir'in de zamanında veryansın ettiği "sözün ayağa düşmesi."

ben şahsi olarak bu kadar uzun süreli bir imparatorluk geleneğini tecrübe eden bir ülke olarak; demokrasi; çok partili rejim; ifade özgürlüğü gibi batılı kavramların bize fazla geldiğine inanıyorum. nitekim 1980 yılına kadar süleyman demirel ve nihat erim başta olmak üzere birçok lider 61 anayasası ile ülkenin yönetilemeyeceğini, anayasanın özgürlükçü ortamının ülkeyi kaosa sürüklediğini defaatle belirtmişlerdir. 71 muhtırası, 80 darbesi, milliyetçi cephe hükümetleri; zoraki ve ironik msp-chp ortaklığı hep sistem krizlerinin ürünleridir. Yine özal sonrası koalisyon yılları da aynı şekilde ideolojik olarak birbirine taban tabana zıt; ekonomi programları birbiriyle örtüşmeyen partileri bir araya getirmiştir. Türk siyasi tarihinde hiçbir koalisyon hükümetinin normal süresini dolduraması bu tablonun en net halidir.

Burada siyasal kültürden kaynaklanan bazı sorunlar var. partiler ideolojik örgütlenme vasıtaları ve aidiyet elde etme araçları olarak görüldüğü için bizim ülkemizde farklı partilerin bir araya gelmesi mümkün olamıyor. Şerif mardin ve halil inalcık'ın sık sık bahsettiği türkiye'de birbirinden sosyal, kültürel, ekonomik olarak tamamen ayrışmış farklı iki grupun varlığı türk toplumunun bariz bir gerçeği. Bu grupların sayısı etnik aidiyet temeli de hesaba katılırsa üçe veya dörde çıkarılabilir. Bu farklı kutuplar imparatorluğun son döneminden beri yaklaşık yüz senedir çözülemeyen problemlerle bir arada yaşıyor. Bir çırpıda bu sorunları çözmek mümkün olmuyor. Bunun en cesur örneği msp-chp kolaisyonu idi. Kağıt üzerinde demokratik sistemin olağan bir gereği gibi görülse de rejimin muhafızı chp'nin, kanlı devrimlerden alenen bahseden bir parti ile ittifak yapmak zorunda kalması tam anlamıyla bir sistem krizidir. Yani avrupa'daki gibi sağ ve soldan gelen üç dört farklı partinin koalisyon hükümeti kurması türkiye siyaseti için yakın dönemde pek de mümkün görünmüyor.

Bunlar beraber düşünüldüğünde türk toplumunun batı avrupa modeli bir katılımcı demokrasi mekanizması ile yönetilmesinin gerçekçi olmadığı rahatlıkla söylenebilir. Siyasi partilerimizin de güçlü liderlerin yönetimi altında blok olarak hareket etmesi bunun en bariz örneği. akp, chp ve mhp'nin aşırı derecede anti demokratik karar alma mekanizmalarına sahip olduğunu söylemek yanlış olmaz. Ne parlamentoda ne de parti tabanında liderlerin görüşlerinin aksine tek bir söze izin verilmiyor. Milletvekilleri partilerinin kararlarından bağımsız hareket edemiyor. Bu da sistemi tıkayan başka bir gerçeklik; ve tamamen yukarıda bahsettiğimiz türk toplumunun siyasal kültürünün ve kendine özgü tarihinin siyaset alanında birebir yansıması.

Bu referandum da kabaca bu tarz bir kaygının ürünü.

abuzeroklava
Erbabı siyaset kampanya yorgunluğundan olsa gerek saçmalamaya başladı. Kafamız şişti. Pazar bi gelse de millet diyeceğini dese..
cayisallama
sosyal medya da bir çocuk var benden öte benden ileri. Şimdilerde belki yaşıtız bilmiyorum ama çok başarılı bir çocuk. Değme siyasetçilere taş çıkarır cinsten bir çocuk.
cayisallama
ben adamlar seçim için gerçekten çok iyi çalışıyorlar diyorum ve arttırıyorum.
animasyon film bile hazırlamışlar.

abuzeroklava
Türkiye'nin güvenli, huzurlu bir halk oylaması günü geçirmesini diliyorum. Evet ya da hayır diyen herkes özgür kanaatine göre oyunu kullansın. Bence bu, alınacak sonuçtan daha önemli.
piri fani
Siyasi paylaşım yapmayı sevmem. Ama artık dayanamadım yapacam. Günah benden gitti. Anayasa Değişikliği referandumu sürecinde şu iki insan tipini gerçekten anlayamadım:
1) Herkesin hayrı, sevabı kendine ama hayatında bir gram hayır(iyilik) yapmayı bırakın hayır kelimesini ağzına almaktan mütemadiyen kaçınmış, imtina etmiş, sabahları "hayırlı sabahlar" diyen birini gördüklerinde yüzyıllar öncesinden ışınlanmış mı lan bu diye bakan insanların bu süreçte hayır kelimesini ağzında haftalarca çiğnenmiş sakıza çevirmeleri günün her anı hayırlı sabahlar, hayırlı akşamlar, hayırlı traşlar, hayırlı sıçışlar,.... hiç yakışmıyor yapmayın.
2) Evet'i milli egemenlik meselesi, dini İslami itikadi bir şeymiş hatta daha üstü kendi kafalarında uydurdukları Tayyibizm dininin kelime-i tevhidi gibi lanse eden, değişiklik maddelerini baştan sona hiç okumamış bazı insanlar. Yahu bu referandum sonucunda değişiklikler yürürlüğe girdiğinde Cumhurbaşkanlığı sistemine geçmiş bir Türkiye daha İslami bir ülke, daha mübarek bir ülke olmayacak. Referandumdan önce ne kadar "İslami" ne kadar "hukuk" devletiyse, ne kadar laik bir ülkeyse aynı şekilde devam edecek. Ne bir gram fazla İslami, ne bir gram az laik olacak. O kadar. Bitti.
abuzeroklava
Geçen gün vefat eden memleketin en büyük hukukçusu rektörlere böyle konuşuyordu... Niçin yeni CB sistemine oy verdiniz diyenler var ya... İşte millet bunlar yüzünden verdi.

bobiler
Tek adamlık için evet çıksın diye çalışan belediye başkanları tek adamın tek sözü ile ağlaya ağlaya gidiyorlar
Kendin ettin kendin buldun !
2 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol

tag heuer carrera womens price montblanc timewalker 2017 replica watches rolex oyster perpetual datejust made in hong kong vintage heuer chronograph replica watches hublot 992703 price panerai limited edition 2015 replica ladies watches ulysse nardin watches platinum brand watches for ladies uk replica watches belfort watch kickstarter breitling yellow face chrono uk replica watches