Eğer yazarlarımız bir öğretmen olsaydı hangi branşın öğretmeni olmak isterdi düşüncesini temel alan bir anket başlığıdır.
Coğrafya öğretmeni olmak isterdim.
Kişisel menfaat uğruna doğayı katledenler, ilerde bunun acısını yine insanlığın çekeceğini hiç bir zaman unutmamalıdır.
PTT'nin hafta başında duyurduğu personel alım ilanına başvurular 24 Temmuz itibariyle alınmaya başlandı.
Alınacak personel sayıları şu şekildedir:
Dağıtıcı- 626
Gişe ve Büro Görevlisi- 210
Tekniker- 54
Avukat-13
Mimar-6
Mühendis- 81
- PTT'de İdari Hizmet Sözleşmesiyla çalışmaya başlayacak olanlar memur değil sigortalı olacak. Eski deyişle Emekli Sandığına tabi olmayacaklar.
Görevi devamlı yapmaya bedeni engelli olanlar başvuramayacak. Hali hazırdaki memur alımlarında sadece görevi, devamlı surette yapmaya engel akıl hastaları başvuramıyor.
35 yaşından gün almamış olma şartı, başvuru tarihi itibariyle aranıyor. KPSS ile yapılan alımlarda, yaş şartı aranmamakta, arana özel durumlarda ise başvuruların son günü itibariyle bu şart aranmaktadır.
Her bölüm mezunu değil, sadece ekli listelerde yer alan önlisans ve lisans mezunları başvurabilecek.
Başvurular 24 ila 30 Temmuz arasında www.ptt.gov.tr vehttp://ik.ptt.gov.tr internet adreslerinden alınacak.
Alınacak personel sayıları şu şekildedir:
Dağıtıcı- 626
Gişe ve Büro Görevlisi- 210
Tekniker- 54
Avukat-13
Mimar-6
Mühendis- 81
- PTT'de İdari Hizmet Sözleşmesiyla çalışmaya başlayacak olanlar memur değil sigortalı olacak. Eski deyişle Emekli Sandığına tabi olmayacaklar.
Görevi devamlı yapmaya bedeni engelli olanlar başvuramayacak. Hali hazırdaki memur alımlarında sadece görevi, devamlı surette yapmaya engel akıl hastaları başvuramıyor.
35 yaşından gün almamış olma şartı, başvuru tarihi itibariyle aranıyor. KPSS ile yapılan alımlarda, yaş şartı aranmamakta, arana özel durumlarda ise başvuruların son günü itibariyle bu şart aranmaktadır.
Her bölüm mezunu değil, sadece ekli listelerde yer alan önlisans ve lisans mezunları başvurabilecek.
Başvurular 24 ila 30 Temmuz arasında www.ptt.gov.tr vehttp://ik.ptt.gov.tr internet adreslerinden alınacak.
http://euygulama.dpb.gov.tr/dpb_web/menu/Ilan_Menu.aspx?ID=1fc0b019-8722-42b0-9e06-7e437b2bb540
ÇEŞİTLİ İLÂNLAR
Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Rektörlüğünden:
Üniversitemiz birimlerine 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ve 657 S.D.M.K. 48.maddesi hükümleri dâhilinde Öğretim Üyesi alınacaktır.
Başvurular ilanın Resmi Gazete’de yayın tarihinden itibaren 15 (on beş) gündür.
Öğretim Üyesi kadrosuna başvuracak adayların 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 5772 sayılı Kanunla değiştirilen 23, 25 ve 26 maddeleri ile “Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve Atanma Ölçütleri Yönergesi”nde öngörülen puanları sağlamış olmaları şartıyla;
PROFESÖR kadrosuna başvuracak adayların başvurdukları birim ve anabilim dalını belirten dilekçelerine (Profesör adayları dilekçelerinde yayınlarından birini başlıca araştırma eseri olarak gösterecektir.) özgeçmiş, 2 (iki) adet fotoğraf, nüfus cüzdanı sureti, doçentlik belgesi, başlıca araştırma eserinin açıkça belirtildiği yayın listesi, bilimsel çalışma ve yayınlarını kapsayan 6 (altı) adet dosyayı (Personel Dairesi Başkanlığından temin edecekleri gönderim kutusu içerisinde) ekleyerek,
Üniversitemiz Personel Dairesi Başkanlığına şahsen müracaat etmeleri gerekmektedir.
(Profesör kadrosuna müracaat edecek adaylar daimi statüde çalıştırılacaktır.)
DOÇENT kadrolarına başvuracak adayların; başvurdukları birim ve anabilim dalını belirten dilekçelerine özgeçmiş, 2 (iki) adet fotoğraf, nüfus cüzdanı örneği, doçentlik belgesi, yayın listesi, bilimsel çalışma ve yayınlarını kapsayan 4 (dört) adet dosyayı (Personel Dairesi Başkanlığından temin edecekleri gönderim kutusu içerisinde) ekleyerek,
Üniversitemiz Personel Dairesi Başkanlığına şahsen müracaat etmeleri gerekmektedir.
(Doçent kadrosuna müracaat edecek adaylar daimi statüde çalıştırılacaktır.)
YARDIMCI DOÇENT kadrosuna başvuracak adayların; başvurdukları anabilim dalını ve yabancı dilini belirten dilekçelerine, özgeçmiş, 2 (iki) adet fotoğraf, nüfus cüzdanı örneği, yayın listesi, başvurdukları anabilim dalında yapmış oldukları doktora belgesi (yurtdışından alınan diplomaların Üniversitelerarası Kurulca denkliğinin onaylanmış olması) ve yabancı dil başarı belgesini, bilimsel çalışma ve yayınlarını kapsayan 4 (dört) adet dosyayı ekleyerek ilgili Fakülte Dekanlığına, şahsen müracaat etmeleri gerekmektedir.
Herhangi bir kamu kurumunda çalışanlar (daha önce çalışıp ayrılsalar dahi) çalıştığı kurumdan alacakları onaylı ayrıntılı hizmet belgesini müracaat belgesine ekleyerek ibraz edeceklerdir.
Yardımcı Doçent kadrosuna; Profesör ve Doçentler, Doçent Kadrosuna; Profesörler müracaat edemezler.
Duyurulur.
BİRİMİ BÖLÜMÜ ANABİLİM DALI UNVAN DERECESİ ADET AÇIKLAMA
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Muhasebe ve Finansman Profesör 1 1 Muhasebe alanında çalışmalar yapmış olmak
Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Metalürji ve Malzeme Mühendisliği Metalürji ve Malzeme Mühendisliği Profesör 1 1 Difüzyon kaynağı üzerinde doktora yapmış olmak
Turizm Fakültesi Turizm İşletmeciliği Turizm İşletmeciliği Profesör 1 1 Turizm İşletmeciliği alanında çalışma yapmış olmak, Yönetim ve Strateji alanında Doçentliğini almış olmak
Turizm Fakültesi Turizm İşletmeciliği Turizm İşletmeciliği Profesör 1 1 Turizm İşletmeciliği alanı ile Turizm Ekonomisi ve Turizm Kalkınma ilişkisi üzerine çalışmalar yapmış olmak, Pazarlama alanında Doçentliğini almış olmak
Eğitim Fakültesi İlköğretim Sosyal Bilgiler Eğitimi Profesör 1 1 Ermeni Meselesi üzerine çalışmış olmak
Fen Edebiyat Fakültesi Matematik Analiz ve Fonksiyonlar Teorisi Profesör 1 1 Özel Fonksiyonlarda Eşitsizlikler üzerine çalışıyor olmak
Fen Edebiyat Fakültesi Matematik Uygulamalı Matematik Doçent 1 1 Operatörlerin Spektral Teorisi üzerinde çalışmış olmak
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Yönetim ve Organizasyon Doçent 1 1 Stratejik Yönetim ve Rekabet Üstünlüğü alanlarında çalışmalar yapmış olmak
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Üretim Yönetimi ve Pazarlama Doçent 1 1 Güncel Pazarlama Yaklaşımları alanında çalışmalar yapmış olmak
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Örgütsel Davranış Doçent 1 1 Güncel Örgütsel Davranış konularında çalışmalar yapmış olmak
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Devletler Hukuku Yrd. Doç. 4 1 Avrupa Birliği ve uluslararası hukuk alanlarında çalışmalar yapmış olmak
Eğitim Fakültesi Türkçe Eğitimi Türkçe Eğitimi Yrd. Doç. 3 1 Yurt Dışında Yabancılara
Türkçe öğretimi deneyimine sahip olmak
Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik ve Sahne Sanatları Müzik Yrd. Doç. 3 1 Piyano eğitimi alanında çalışma yapmış olmak
Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Genel Türk Tarihi Yrd. Doç. 2 1 Doğu Türkistan Tarihi üzerinde çalışmış olmak
Semra ve Vefa Küçük Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği Yrd. Doç. 3 1 Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği Anabilim Dalında doktora yapmış olmak
ÇEŞİTLİ İLÂNLAR
Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Rektörlüğünden:
Üniversitemiz birimlerine 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ve 657 S.D.M.K. 48.maddesi hükümleri dâhilinde Öğretim Üyesi alınacaktır.
Başvurular ilanın Resmi Gazete’de yayın tarihinden itibaren 15 (on beş) gündür.
Öğretim Üyesi kadrosuna başvuracak adayların 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 5772 sayılı Kanunla değiştirilen 23, 25 ve 26 maddeleri ile “Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve Atanma Ölçütleri Yönergesi”nde öngörülen puanları sağlamış olmaları şartıyla;
PROFESÖR kadrosuna başvuracak adayların başvurdukları birim ve anabilim dalını belirten dilekçelerine (Profesör adayları dilekçelerinde yayınlarından birini başlıca araştırma eseri olarak gösterecektir.) özgeçmiş, 2 (iki) adet fotoğraf, nüfus cüzdanı sureti, doçentlik belgesi, başlıca araştırma eserinin açıkça belirtildiği yayın listesi, bilimsel çalışma ve yayınlarını kapsayan 6 (altı) adet dosyayı (Personel Dairesi Başkanlığından temin edecekleri gönderim kutusu içerisinde) ekleyerek,
Üniversitemiz Personel Dairesi Başkanlığına şahsen müracaat etmeleri gerekmektedir.
(Profesör kadrosuna müracaat edecek adaylar daimi statüde çalıştırılacaktır.)
DOÇENT kadrolarına başvuracak adayların; başvurdukları birim ve anabilim dalını belirten dilekçelerine özgeçmiş, 2 (iki) adet fotoğraf, nüfus cüzdanı örneği, doçentlik belgesi, yayın listesi, bilimsel çalışma ve yayınlarını kapsayan 4 (dört) adet dosyayı (Personel Dairesi Başkanlığından temin edecekleri gönderim kutusu içerisinde) ekleyerek,
Üniversitemiz Personel Dairesi Başkanlığına şahsen müracaat etmeleri gerekmektedir.
(Doçent kadrosuna müracaat edecek adaylar daimi statüde çalıştırılacaktır.)
YARDIMCI DOÇENT kadrosuna başvuracak adayların; başvurdukları anabilim dalını ve yabancı dilini belirten dilekçelerine, özgeçmiş, 2 (iki) adet fotoğraf, nüfus cüzdanı örneği, yayın listesi, başvurdukları anabilim dalında yapmış oldukları doktora belgesi (yurtdışından alınan diplomaların Üniversitelerarası Kurulca denkliğinin onaylanmış olması) ve yabancı dil başarı belgesini, bilimsel çalışma ve yayınlarını kapsayan 4 (dört) adet dosyayı ekleyerek ilgili Fakülte Dekanlığına, şahsen müracaat etmeleri gerekmektedir.
Herhangi bir kamu kurumunda çalışanlar (daha önce çalışıp ayrılsalar dahi) çalıştığı kurumdan alacakları onaylı ayrıntılı hizmet belgesini müracaat belgesine ekleyerek ibraz edeceklerdir.
Yardımcı Doçent kadrosuna; Profesör ve Doçentler, Doçent Kadrosuna; Profesörler müracaat edemezler.
Duyurulur.
BİRİMİ BÖLÜMÜ ANABİLİM DALI UNVAN DERECESİ ADET AÇIKLAMA
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Muhasebe ve Finansman Profesör 1 1 Muhasebe alanında çalışmalar yapmış olmak
Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Metalürji ve Malzeme Mühendisliği Metalürji ve Malzeme Mühendisliği Profesör 1 1 Difüzyon kaynağı üzerinde doktora yapmış olmak
Turizm Fakültesi Turizm İşletmeciliği Turizm İşletmeciliği Profesör 1 1 Turizm İşletmeciliği alanında çalışma yapmış olmak, Yönetim ve Strateji alanında Doçentliğini almış olmak
Turizm Fakültesi Turizm İşletmeciliği Turizm İşletmeciliği Profesör 1 1 Turizm İşletmeciliği alanı ile Turizm Ekonomisi ve Turizm Kalkınma ilişkisi üzerine çalışmalar yapmış olmak, Pazarlama alanında Doçentliğini almış olmak
Eğitim Fakültesi İlköğretim Sosyal Bilgiler Eğitimi Profesör 1 1 Ermeni Meselesi üzerine çalışmış olmak
Fen Edebiyat Fakültesi Matematik Analiz ve Fonksiyonlar Teorisi Profesör 1 1 Özel Fonksiyonlarda Eşitsizlikler üzerine çalışıyor olmak
Fen Edebiyat Fakültesi Matematik Uygulamalı Matematik Doçent 1 1 Operatörlerin Spektral Teorisi üzerinde çalışmış olmak
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Yönetim ve Organizasyon Doçent 1 1 Stratejik Yönetim ve Rekabet Üstünlüğü alanlarında çalışmalar yapmış olmak
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Üretim Yönetimi ve Pazarlama Doçent 1 1 Güncel Pazarlama Yaklaşımları alanında çalışmalar yapmış olmak
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Örgütsel Davranış Doçent 1 1 Güncel Örgütsel Davranış konularında çalışmalar yapmış olmak
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Devletler Hukuku Yrd. Doç. 4 1 Avrupa Birliği ve uluslararası hukuk alanlarında çalışmalar yapmış olmak
Eğitim Fakültesi Türkçe Eğitimi Türkçe Eğitimi Yrd. Doç. 3 1 Yurt Dışında Yabancılara
Türkçe öğretimi deneyimine sahip olmak
Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik ve Sahne Sanatları Müzik Yrd. Doç. 3 1 Piyano eğitimi alanında çalışma yapmış olmak
Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Genel Türk Tarihi Yrd. Doç. 2 1 Doğu Türkistan Tarihi üzerinde çalışmış olmak
Semra ve Vefa Küçük Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği Yrd. Doç. 3 1 Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği Anabilim Dalında doktora yapmış olmak
ben de okumadım bu kitabı. tabi o kadın gibi haybeden şunu anlatıyor, bunu anlatıyor diye sallamıyorum. ayrıca böyle bir gaf yapılmayıp mevzu bu kadar popüler olmasa kitabın madonnadan bahsettiğini ikinci bir cildinin de marilyn monroe ile ilgili olduğunu söyleseniz inanacak adamlar bile dalgaya sarmış durumda.
ama merak ettiğim bir şey var; bu kitabın geçtiğimiz birkaç yıl içinde neden bu denli popüler olduğu. popüler olduktan sonra sosyal medyada vs. kahve ile kombine edilmiş resimleri ile daha çok gözümüzün içine sokuldu. tamam da yani başlangıcı nedir? bu kadar popüler olmasını neye borçluyuz.
https://sevdigimkarikaturler.files.wordpress.com/2015/04/kc3bcrk_mantolu_madonna.jpg
ama merak ettiğim bir şey var; bu kitabın geçtiğimiz birkaç yıl içinde neden bu denli popüler olduğu. popüler olduktan sonra sosyal medyada vs. kahve ile kombine edilmiş resimleri ile daha çok gözümüzün içine sokuldu. tamam da yani başlangıcı nedir? bu kadar popüler olmasını neye borçluyuz.
https://sevdigimkarikaturler.files.wordpress.com/2015/04/kc3bcrk_mantolu_madonna.jpg
çorumlu'nun suçu ne ?
(yazar: aberi) puan yani emek olarak 10.000 puanı aştığı için rütbe verildi. kendisi yazarlıktan gammaz'lığa terfi etti.
Oynanmaya başlandığı zaman saplantıya dönüşen oyun.
Bu işi en fazla göze batıran Trabzonsporlu futbolculardır. Adamlarda plakaya karşı bir ilgi var, ilgi ötesi.
öğrenci klişesi değildir. öğrencisine öğrettiği şeyi nerede kullanacağını öğretmeyen öğretmene doğal olarak sorulan soru.
Mümtaz Yıldırımlar'ın yönettiği; ikiz kız kardeşinin vefatı sonrası birçok farklı sıkıntıyla yüzleşmek zorunda kalan küçük bir kızın hikayesini korku öğeleriyle beyaz perdeye taşıyacak.
mümkün olan şey hemen hemen. tüyoları veriyorum. herhangi bir programa da ihtiyacınız yok ayrıca.
Not:
hangi videoyu indirecekseniz ona gididip başlat,play,oynat neyse işte ona tıklıyorsunuz. tıkladıktan sonra sağ tık yapıp sayfayı denetle ya da öğeyi inceleye tıklıyorsunuz. linki bulup sağ tıkla yeni sekmede açıyorsunuz. açtıktan sonra sağ tık kaydet deyip kaydediyorsunuz. Bu kadar basit ama bilmeyince konu uzayıp gidiyor işte.
Not:
hangi videoyu indirecekseniz ona gididip başlat,play,oynat neyse işte ona tıklıyorsunuz. tıkladıktan sonra sağ tık yapıp sayfayı denetle ya da öğeyi inceleye tıklıyorsunuz. linki bulup sağ tıkla yeni sekmede açıyorsunuz. açtıktan sonra sağ tık kaydet deyip kaydediyorsunuz. Bu kadar basit ama bilmeyince konu uzayıp gidiyor işte.
Peygamber Efendimizin kabrini İngilizler ve işbirlikçi Araplara karşı koruyan, sancak yere inmesin diye canını ortaya koyan Çöl Kaplanı.
Aşklar var unutulmamak için
Boğulmak için ilk sevgili..
Cemal Süreya
Boğulmak için ilk sevgili..
Cemal Süreya
normal olanı diş ipi, kürdan olmakla beraber insanoğlu eline ne geçerse modunda davranabiliyor. misal örgü ören teyzenin tığıyla karıştırması.
bu olayda birincil sorumlu olarak hükümeti ve mit'i görenleri gerizekalı olarak nitelendiren über zekalı arkadaşlarımıza söz söylemek haddimize değil ancak, fazla zeka gerektirmeyen ve sadece basit analitik değerlendirmeler içeren bir iki hususu hatırlatmak gerekiyor.
bu arkadaşlarımız ikiz kulelerin yıkılışı esnasında neredelerdi bilmiyorum. ben tesadüf eseri televizyon başındaydım. ilk uçak kuleye çarpmıştı ve tvler canlı yayındaydı. bir uçak kazası olduğu değerlendiriyordu ki ikinci uçak canlı kanlı, gözlerimizin önünde ikinci kuleye çarptı. o an gözlerime inanamadım. bunun bir terör saldırısı olduğu işte o an anlaşıldı. zira, böylesi bir terör eylemi, daha önce dünya tarihinde görülmüş şey değildi. zaten o olaydan sonra, dünya üzerinde her şey değişti. nihayetinde abd, bu olaydan sorumlu olduğunu iddia ettiği usame bin ladin'i ele geçirme adına dünyanın düzenini değiştirdi. ülkeleri işgal etti. 10 yıl uğraştı. 100 milyar dolar para harcadı (size enteresan bir bilgi vereyim. abd'nin uzaya astronot gönderme programının maliyeti de, usame bin ladin'i bulma maliyetiyle aynıymış. yani abd, bu iki iş için 100'er milyar dolar harcamış.) ve nihayetinde ladin'in cesedini okyanusun dibine gönderdi.
fransa ise büyük bir kamuoyu oluşturdu. eylemlerin ardından desteğini açıklamayan dünya lideri kalmadı neredeyse. hatırlayın, bizim sevimli başbakanımız bile fotoğrafta görünebilmek için, 'ben de buradayım, beni de çekin.' edalarıyla, kalabalığın arasından kafasını uzatmaya çalışıyordu paris'te.
evet, doğrudur. terör eylemleri dünyanın her yerinde olabilir ki oluyor da zaten. japonya'dan ingiltere'ye, fransa'dan ispanya'ya kadar, terörün acımasız yüzüyle tanışmayan ülke yok gibi.
ne yazık ki ülkemizde de, onlarca yıldır bu ahlaksız eylem tarzı çok sıklıkla sergileniyor.
sergileniyor sergilenmesine de, bizim yöneticilerimiz buna önlem olarak ne yapıyorlar? biraz da bunu irdeleyelim.
çok uzağa gitmeye gerek yok. son bir yıl içinde, bu topraklarda ışid terör eylemi yaptı mı? yaptı. başkentin göbeğinde bomba patlattı. pkk yaptı mı? yaptı. başkentin göbeğinde iki kere olmak üzere, birkaç intihar eylemi yaptı. dhkp-c yaptı mı? yaptı. cumhuriyet savcısını odasında katletti.
bakın bunlar bir anda aklıma gelenler. farklı farklı terör örgütlerinin gövde gösterisi yaptığı bir arena gibiyiz adeta.
dikkatinizi çekti mi bilmem. verdiğim bu örneklerin ortak bir noktası var: hepsi de, bir devlet için hem stratejik hem prestij anlamında çok önemli mevkiler. biri adliye sarayında, diğerleri başkentte. yani bir bakıma devleti kalbinden vuruyorlar. peki yöntemleri ne? çok basit: birkaçı intihar eylemi. yani son derece beklenebilir eylemler. diğerinde ise, adamlar elini kolunu sallayarak giriyorlar adliye sarayından içeriye. yine onda da, öyle ultra karmaşık bir plan yok.
kabul etmek lazım. patlayıcı yüklü bir aracı şehir trafiğinde farketmek ve engellemek imkansıza yakın zordur. peki bunun önlemi nasıl alınır öyleyse? cevap basit: haber alma teşkilatları (bu bizde mit oluyor), terör örgütlerinin içindeki adamları aracılığıyla eylemleri önceden haber alırlar. eldeki bilgiler yeterli değilse, ihtimalleri irdelerler. misal, şüphelileri kontrol ederler (hatırlatalım, yukardaki örneklerin tamamında terör suçlarından şüpheli ya da hükümlü kişiler olayın öznesiydi. yani kayıtları devletin elinde vardı. bir terör eylemi olasılığı hesaplanırken, ilk bakılacaklar listesinde yer alanlardı.)
peki bakalım bizim hükümetimiz ve haber alma teşkilatımız, son yıllarda terör eylemlerine karşı ne gibi tedbirler aldı. hatırlayabildiğim kadarıyla birkaçını sayayım:
- hükümet, terör örgütünün güneydoğuda serbestçe geçişini, 'çözüm süreci' adı altında legalleştirdi. operasyon yetkisini valilere verdi. valiler de hükümetin isteği doğrultusunda, askerden gelen operasyon taleplerini reddetti. birkaç yıllık süreçte, şehirler cephaneliğe çevrildi.
- hükümet, bu duruma isyan edenleri kandan beslenmekle suçladı. 'biz analar ağlamasın diyoruz. bunlar anları ağlatmaya çalışıyor.' dedi.
- hükümet, ordudaki yüzlerce komutanın, uyduruk gerekçelerle hapse atılmasına, 'devlet bağırsaklarını temizliyor.' , 'ben bu davanın savcısıyım.' , 'bırakın da yargı işini yapsın.' diyerek tam destek verdi.
- hükümet yanıbaşımızda patlayan savaşa taraf oldu. ne idüğü belirsiz gruplara destek verdi. beşar esad, 'terör cebinizde taşıdığınız akrep gibidir. gün gelir, o akrep cebinde taşıyanı da sokar.' dediğinde, 'iki aya emevi camiinde cuma namazı kılarız.' dendi.
- ışid militanlarına silah yardımı hususu tartışmalı olsa da, tartışmasız şekilde kendilerine stratejik destek verildi. yaralanan militanlar türkiye'deki hastanelerde tedavi olup geri döndü. büyük şehirlerden ışid'e militan devşirilmesi görmezden gelindi.
- kayıtsız, kontrolsüz biçimde, milyonlarca insanın ülkeye girişine ses çıkarılmadı.
- terör örgütü olarak kabul ettiği ypg'ye destek için ayn el arab'a gönderilen peşmergelerin geçişine izin verildi. izin verilmekle kalınmadı bunun şov yapılarak, kutlamalarla gerçekleştirilmesine boyun eğdi.
- hükümet yaptığı yasa değişikliğiyle, terör örgütleriyle görüşen kamu görevlilerinin yargılanmasını engelledi. tamamını başbakanın iznine bağladı.
- hükümet terör örgütüyle oslo'da görüştü. 'hepsinden haberimiz var. büyük şehirleri cephaneliğe çevirdiniz.' dediği terör örgütü ele başını siyasi muhatap olarak kabul etti.
- üç beş mehmet'in ölmesi haber olmamalı, diyerek terörü adeta legalleştirirken, hükümetin uygulamalarını protesto eden halk kitlelerine demir yumruğunu göstermekten geri durmadı. gezi olaylarında, artvindeki maden protestolarında, insanları öldürdü, kör etti, sakat bıraktı, gaz sıktı, yerlerde süründürdü...
bunlar şu anda aklıma gelenler. eminim bunları okurken, benim yazmayı unuttuğum onlarca örnek olayı da sizler hatırlamışsınızdır.
özetle, terörle nasıl mücadele edilmezse, öyle mücadele etmeye çalıştı ülkenin başındakiler. daha doğrusu çalışmadılar. çalışıyormuş gibi yaptılar.
en iyi yaptıkları iş, kahredici her terör eyleminden sonra, sahtekarca 'acımız büyük. ne mutlu şehit ailelerine. terörle mücadele azmimiz artıyor...' gibi, adeta dalga geçen açıklamalar yapmak oldu. ülke adeta bir kamera şakasının kurbanı durumunda. medyadaki borazanlarından biri, dünkü terör eyleminin ardından, hiç utanmadan, yüzü kızarmadan tv'ye çıkıp 'artık terörle yaşamaya alışmamız lazım.' diyebiliyor. ve über zeki analistlerimiz, 'lan gerizekalılar. susun da, böyyük yöneticilerimizin peşinden gidin. siz ne anlarsınız bu işlerden.' diye bize diskur çekiyor...
vallahi billahi helal olsun. arsızlığın yüzsüzlüğün bu kadarına pes artık...
ha ama haklarını da yemeyelim. her söylediklerine de karşı değilim.
'bizim ülkemizde şerefsiz hain çok.' buyurmuşlar. elhak doğrudur. altına imzamı atarım.
bu arkadaşlarımız ikiz kulelerin yıkılışı esnasında neredelerdi bilmiyorum. ben tesadüf eseri televizyon başındaydım. ilk uçak kuleye çarpmıştı ve tvler canlı yayındaydı. bir uçak kazası olduğu değerlendiriyordu ki ikinci uçak canlı kanlı, gözlerimizin önünde ikinci kuleye çarptı. o an gözlerime inanamadım. bunun bir terör saldırısı olduğu işte o an anlaşıldı. zira, böylesi bir terör eylemi, daha önce dünya tarihinde görülmüş şey değildi. zaten o olaydan sonra, dünya üzerinde her şey değişti. nihayetinde abd, bu olaydan sorumlu olduğunu iddia ettiği usame bin ladin'i ele geçirme adına dünyanın düzenini değiştirdi. ülkeleri işgal etti. 10 yıl uğraştı. 100 milyar dolar para harcadı (size enteresan bir bilgi vereyim. abd'nin uzaya astronot gönderme programının maliyeti de, usame bin ladin'i bulma maliyetiyle aynıymış. yani abd, bu iki iş için 100'er milyar dolar harcamış.) ve nihayetinde ladin'in cesedini okyanusun dibine gönderdi.
fransa ise büyük bir kamuoyu oluşturdu. eylemlerin ardından desteğini açıklamayan dünya lideri kalmadı neredeyse. hatırlayın, bizim sevimli başbakanımız bile fotoğrafta görünebilmek için, 'ben de buradayım, beni de çekin.' edalarıyla, kalabalığın arasından kafasını uzatmaya çalışıyordu paris'te.
evet, doğrudur. terör eylemleri dünyanın her yerinde olabilir ki oluyor da zaten. japonya'dan ingiltere'ye, fransa'dan ispanya'ya kadar, terörün acımasız yüzüyle tanışmayan ülke yok gibi.
ne yazık ki ülkemizde de, onlarca yıldır bu ahlaksız eylem tarzı çok sıklıkla sergileniyor.
sergileniyor sergilenmesine de, bizim yöneticilerimiz buna önlem olarak ne yapıyorlar? biraz da bunu irdeleyelim.
çok uzağa gitmeye gerek yok. son bir yıl içinde, bu topraklarda ışid terör eylemi yaptı mı? yaptı. başkentin göbeğinde bomba patlattı. pkk yaptı mı? yaptı. başkentin göbeğinde iki kere olmak üzere, birkaç intihar eylemi yaptı. dhkp-c yaptı mı? yaptı. cumhuriyet savcısını odasında katletti.
bakın bunlar bir anda aklıma gelenler. farklı farklı terör örgütlerinin gövde gösterisi yaptığı bir arena gibiyiz adeta.
dikkatinizi çekti mi bilmem. verdiğim bu örneklerin ortak bir noktası var: hepsi de, bir devlet için hem stratejik hem prestij anlamında çok önemli mevkiler. biri adliye sarayında, diğerleri başkentte. yani bir bakıma devleti kalbinden vuruyorlar. peki yöntemleri ne? çok basit: birkaçı intihar eylemi. yani son derece beklenebilir eylemler. diğerinde ise, adamlar elini kolunu sallayarak giriyorlar adliye sarayından içeriye. yine onda da, öyle ultra karmaşık bir plan yok.
kabul etmek lazım. patlayıcı yüklü bir aracı şehir trafiğinde farketmek ve engellemek imkansıza yakın zordur. peki bunun önlemi nasıl alınır öyleyse? cevap basit: haber alma teşkilatları (bu bizde mit oluyor), terör örgütlerinin içindeki adamları aracılığıyla eylemleri önceden haber alırlar. eldeki bilgiler yeterli değilse, ihtimalleri irdelerler. misal, şüphelileri kontrol ederler (hatırlatalım, yukardaki örneklerin tamamında terör suçlarından şüpheli ya da hükümlü kişiler olayın öznesiydi. yani kayıtları devletin elinde vardı. bir terör eylemi olasılığı hesaplanırken, ilk bakılacaklar listesinde yer alanlardı.)
peki bakalım bizim hükümetimiz ve haber alma teşkilatımız, son yıllarda terör eylemlerine karşı ne gibi tedbirler aldı. hatırlayabildiğim kadarıyla birkaçını sayayım:
- hükümet, terör örgütünün güneydoğuda serbestçe geçişini, 'çözüm süreci' adı altında legalleştirdi. operasyon yetkisini valilere verdi. valiler de hükümetin isteği doğrultusunda, askerden gelen operasyon taleplerini reddetti. birkaç yıllık süreçte, şehirler cephaneliğe çevrildi.
- hükümet, bu duruma isyan edenleri kandan beslenmekle suçladı. 'biz analar ağlamasın diyoruz. bunlar anları ağlatmaya çalışıyor.' dedi.
- hükümet, ordudaki yüzlerce komutanın, uyduruk gerekçelerle hapse atılmasına, 'devlet bağırsaklarını temizliyor.' , 'ben bu davanın savcısıyım.' , 'bırakın da yargı işini yapsın.' diyerek tam destek verdi.
- hükümet yanıbaşımızda patlayan savaşa taraf oldu. ne idüğü belirsiz gruplara destek verdi. beşar esad, 'terör cebinizde taşıdığınız akrep gibidir. gün gelir, o akrep cebinde taşıyanı da sokar.' dediğinde, 'iki aya emevi camiinde cuma namazı kılarız.' dendi.
- ışid militanlarına silah yardımı hususu tartışmalı olsa da, tartışmasız şekilde kendilerine stratejik destek verildi. yaralanan militanlar türkiye'deki hastanelerde tedavi olup geri döndü. büyük şehirlerden ışid'e militan devşirilmesi görmezden gelindi.
- kayıtsız, kontrolsüz biçimde, milyonlarca insanın ülkeye girişine ses çıkarılmadı.
- terör örgütü olarak kabul ettiği ypg'ye destek için ayn el arab'a gönderilen peşmergelerin geçişine izin verildi. izin verilmekle kalınmadı bunun şov yapılarak, kutlamalarla gerçekleştirilmesine boyun eğdi.
- hükümet yaptığı yasa değişikliğiyle, terör örgütleriyle görüşen kamu görevlilerinin yargılanmasını engelledi. tamamını başbakanın iznine bağladı.
- hükümet terör örgütüyle oslo'da görüştü. 'hepsinden haberimiz var. büyük şehirleri cephaneliğe çevirdiniz.' dediği terör örgütü ele başını siyasi muhatap olarak kabul etti.
- üç beş mehmet'in ölmesi haber olmamalı, diyerek terörü adeta legalleştirirken, hükümetin uygulamalarını protesto eden halk kitlelerine demir yumruğunu göstermekten geri durmadı. gezi olaylarında, artvindeki maden protestolarında, insanları öldürdü, kör etti, sakat bıraktı, gaz sıktı, yerlerde süründürdü...
bunlar şu anda aklıma gelenler. eminim bunları okurken, benim yazmayı unuttuğum onlarca örnek olayı da sizler hatırlamışsınızdır.
özetle, terörle nasıl mücadele edilmezse, öyle mücadele etmeye çalıştı ülkenin başındakiler. daha doğrusu çalışmadılar. çalışıyormuş gibi yaptılar.
en iyi yaptıkları iş, kahredici her terör eyleminden sonra, sahtekarca 'acımız büyük. ne mutlu şehit ailelerine. terörle mücadele azmimiz artıyor...' gibi, adeta dalga geçen açıklamalar yapmak oldu. ülke adeta bir kamera şakasının kurbanı durumunda. medyadaki borazanlarından biri, dünkü terör eyleminin ardından, hiç utanmadan, yüzü kızarmadan tv'ye çıkıp 'artık terörle yaşamaya alışmamız lazım.' diyebiliyor. ve über zeki analistlerimiz, 'lan gerizekalılar. susun da, böyyük yöneticilerimizin peşinden gidin. siz ne anlarsınız bu işlerden.' diye bize diskur çekiyor...
vallahi billahi helal olsun. arsızlığın yüzsüzlüğün bu kadarına pes artık...
ha ama haklarını da yemeyelim. her söylediklerine de karşı değilim.
'bizim ülkemizde şerefsiz hain çok.' buyurmuşlar. elhak doğrudur. altına imzamı atarım.
herkesin yapması gerekendir. değerli biri olduğunu hissettirip çalışma tarzını ve sistemini değiştirmesi tavsiye edilmelidir. ailesine yalan söylememesi ve yaptığı her şeyin sonucuna katlanması gerektiği de aktarılmalıdır. istisna durumlar olabilir tabi, okuldan alma tehdidi vs.
kapsamlı ve zor bir konu tabi. alanıyla ilgili gerçekten sevip sevmediği, bu konuda kendini sorgulaması da akla gelen bir soru. ve kötü not almasının esas sebebini kendisinin kendi yöntemiyle bulması gerek. sadece kendine soramadığı soruları ona sormalıyız ve kararlı olması için de destek vermeliyiz.
(bkz: ders çalışma methodları)
kapsamlı ve zor bir konu tabi. alanıyla ilgili gerçekten sevip sevmediği, bu konuda kendini sorgulaması da akla gelen bir soru. ve kötü not almasının esas sebebini kendisinin kendi yöntemiyle bulması gerek. sadece kendine soramadığı soruları ona sormalıyız ve kararlı olması için de destek vermeliyiz.
(bkz: ders çalışma methodları)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?