bu ülkeye karşı terör örgütleri birleşti mi, birleşti ..
cemil bayık çıkıp pkk'nın hedefinin recep tayyip erdoğan'ı düşürmek olduğunu söyledi mi, söyledi ..
bana eleştirdin mi diye soruyorsun ak parti'yi .. çok uzağa gitmene gerek yok .. ak parti eleştirileri başlığına bakarsan zaten görürsün ak parti'yi nasıl eleştirdiğimi ve eleştirmek gerektiğini her zaman söylüyorum ..
diyorsun ki hangi yazım ile beni pkk yandaşı yapıyorsun ve akabinde de asıl beni dökülen kanların sorumlusu olmakla suçluyorsun ak parti ye oy verdiğim için ..
ben de sana soruyorum bugüne kadar pkk yı bitirmek için recep tayyip erdoğan ın yaptığını yapabilen çıktı mı .. hatta onu geçtim .. kürt kardeşlerimizin sorunlarını kendi meselesi yapıp siyasi kariyerime mal olsa da bu sorunu çözmek için çabalayacağım diyen çıktı mı .. çıkmadı .. rte hata yaptı mı, yaptı .. ancak bu sorunu çözmeye çalışmadığını ya da terörü azdırmak için bunları yaptığını söylersen sana sadece gülerim ..
ayrıca sen hala bana dün fetullah ı desteklediğimden bahsediyorsun .. ben ondan önceki gün de mhp ye oy verin demiştim bir sorana .. oysa aynı mhp gitti, ecevit in iki dudağı arasına sıkışıp kaldı .. yani bende hatadan çok bir şey zaten yok ve hatasız olduğumu da iddia ediyor değilim.. ancak ben dün nasıl fetullah ı islama hizmet ettiğini düşündüğüm için, savunduysam bugün de islama değil kendine ve cia ya hizmet ettiğini düşündüğüm için karşısına geçiyorum ve yerden yere vuruyorum .. ben bildiklerimden sorumluyum .. bildiklerim ile kararlar alıyorum .. yeni bilgiler ile kararlarımı sorguluyor ve kendimi yeniliyorum .. sen ise bir ak parti düşmanlığına tüm iyilikleri yok sayıyorsun .. ak parti'nin ülkemde ne hizmetler yaptığını merak ediyorsan yine ilgili başlığa bakabilirsin ..
aynı çerçeveye nasıl giriyorsun şöyle .. ak parti düşmanlarına bakıyorum ve senin durduğun yere bakıyorum .. aranızda çok da anlamlı bir fark göremiyorum .. cemil bayık da, hasan cemal de, fetullah da, senin dediklerini diyorlar .. sen bana aranızdaki farkı söyleyebilir misin ?
ha bir de yeri gelince demokrasi, insan hakları dersiniz .. sonra ak parti yi desteklediğim için dökülen kandan beni sorumlu tutarsınız .. hadi ordan cevabını yeterli görüyorum ..
selamla kal güzel arkadaşım ..
fadime özkan
batının iyi taraflarını almaktan kastının, almanya ya da abd'ye giden akrabalarına iphone, play station vs. aldırmak olduğunu tahmin ettiğim kişilerin, beni 'iyi göz bağcı' olmakla suçlamasına birkaç şey söylemek isterim.
akplilerin geçmişte de batıyı suçladığı konuşmaları olduğu ileri sürülerek, can dündar davasındaki tutumlarına haklılık kazandırılmaya çalışılmış.
aslında anlatmaya çalıştığım şeylerin o kadar da karmaşık olmadığını, hatta hiç karmaşık olmadığını ve okuyanların tamamına yakınının ne demek istediğimi anladıklarını tahmin ediyorum ama madem anlaşılmamış, daha basitleştirerek adeta bilal'e anlatır gibi anlatmaya çalışayım.
benim gibi düşünen insanların rahatsızlık duydukları şey, malum siyasetçilerin abd'ye ya da ab'ye posta koyar gibi yapıp, ikide bir 'eyyyy abd, eyyy ab' şeklinde başladıkları cümlelerle batılılara sitem etmeleri değil tabii ki. benim gibilerin rahatsızlık duydukları şey, hiçbir prensibe dayanmayan, tamamen o günün getirdiği gelişmelerle, dün doğru denilene bugün yanlış denilmesi, dün dost denilene bugün düşman denilmesi. daha bir iki sene öncesine kadar, batılı siyasetçi ve temsilcilerin açıklamalarını, kendi politikaları için bir referans olarak gösteren (bkz: ergenekon davası) kişilerin, şimdi aynı kişilerin ya da aynı görevdekilerin açıklamalarını, ''haddini bil! o konuda açıklama yapmak sana mı kalmış.'' diyerek kabul edilemez olarak göstermesi. yani özetle tutarlılık... tek beklediğimiz şey tutarlılık. daha fazlası değil...
....
gelelim, kişisel olarak direkt bana yöneltilen, ''iyi göz bağcısın .. sayfayı dolduruyorsun da, içinde ak parti hükümetine karşı bunca kin ve düşmanlığın varken ilkem şu dersin; sonra yaptığınla da gider; putin ile öcalan ile bayık ile emperyalist dediğin o avrupa ile aynı resimde poz verirsin ..'' suçlamalara.
bana bu suçlamayı yönelten adamın (!) ahlaki gelişmişliğinden, dürüstlüğünden, dik duruşundan emin olsaydım, sadece tek bir soru sorardım kendisine: ''üç sene önce sana 'fethullah gülen bir abd projesidir' desem, çözüm süreci çözülme sürecidir' desem, 'hırsızlık görmezden gelinebilir' desem bana ne cevap verirdin?
ama sormuyorum. çünkü biliyorum ki, ahlaki gelişmişliğini tamamlamış, dürüst, duruş sahibi bir insan bu soruma, başını önüne eğip 'evet haklısın. o zaman sorsan, fethullah gülen hocaefendi hazretleri için söylediğin sözlerden dolayı sana kızar, çözüm süreci için düşüncelerin nedeniyle seni vatana ihanetle suçlar, hırsızlar için düşüncelerin nedeniyle sana demediğimi bırakmazdım.'' derdi. ama bu hasletlerden bihaber birisi, 'ama o zaman bilmiyorduk. kandırmışlarmış meğerse bizi. e ne yapalım yani montaj olduğunu sabah gazetesi ispatladı ya.' diye cevap verir. ben eğer sorsaydım, hangi tür cevabın verileceğini biliyorum. muhtemelen okuyanlar da tahmin etmişlerdir.
ama benim esas derdim bu da değil. bu sözlükte çok fazla entrym yok. tahminen 200 civarıdır. yani tamamı yarım saat içinde kontrol edilebilir. siyasi içerikli entrylerimi elden geldiğince bilgi ve belgeye dayandırarak yazmaya özen gösteriyorum. yani tabii ki içinde büyük oranda kişisel yorumlarım da bulunuyor ancak yorumlarımı temelsiz yapmamak için, yorumlarımın altını bilgi ve belgelerle desteklemeye özen gösteriyorum. ve iddia ediyorum. yazdığım entrylerin içinde, putin, teröristbaşı, bayık ya da emperyalist avrupa devletleriyle ilgili övücü, olumlayıcı bir entry -hatta entryyi de geçtim, bir yorum- bulabilirseniz, yine bu başlıkta özür dileyip, kendi suratıma tüküreceğim.
peki iddia sahibi kişi böyle bir entry bulamazsa şaşıracak mıyız? ne münasebet!
onlar tam da kendilerinden bekleneni gerçekleştiriyorlar. süreç belli:
önce mağduriyet kartını oyna. işe yaramazsa inkar et. işe yaramazsa iftira at. işe yaramazsa tehdit et. o da işe yaramazsa, ne işe yarıyorsa o yöntemi uygula. uyguladığın yöntemin ahlaki, bilimsel ya da doğru olmasının önemi yok...
beni gerçek hayatta tanır mı? hayır.. beni tanıyan birini tanır mı? hayır? peki entrylerimde bu şekilde ifadeler mi kullanmışım? hayır (halep oradaysa arşın burada. bul ve getirip utandır beni).
şimdi bu iftiracıya birkaç şey daha hatırlatayım. benim terör örgütüyle, teröristlerle, batılılarla ilgili görüşlerim rüzgar gülü gibi yön değiştirmiyor. bugün, diyarbakır'da 7 şehit daha verdik (şimdilik). o şehitlerin kanları, sen ve senin gibilerin ellerine bulaştı, bulaşacak. daha düne kadar, kucak kucağa oturduğunuz terör örgütünün yaptığı tüm eylemlerin birinci faili terör örgütüyse, ikinci faili de sen ve senin gibilerdir.
utanma duygunun olduğunu sanmıyorum. utanman olsaydı, kendi kepazeliklerinizi başkalarının üzerine bulaştırıp, 'senin gibiler teröristlerle ayrı resimde poz verirsin.' diyemezdin.
aslında her birini tek tek hatırladığından da eminim ancak bir ibret vesikası olarak bu linkleri buraya koyuyorum: https://pbs.twimg.com/media/Bpy4jqtCIAAPAfY.jpg
sen ve senin gibilerin ifadeleri bunlar. https://i.ytimg.com/vi/zOpuFGX1aHo/maxresdefault.jpg
hatırlıyorsun değil mi? https://lh3.googleusercontent.com/-tY_s-t3IviU/Vin0uIf_1LI/AAAAAAACoNE/faNIH2OH_UA/s288/ihanet2369.jpg
bunları ilk kez mi görüyorsun? https://galeri8.uludagsozluk.com/487/pkk-konusunda-akplilerin-masum-gibi-davranmas%C4%B1_969080.jpg
ne güzel günlerdi öyle değil mi? http://yildiraycicek.com/images/fotolar/20131207163337_6.jpg bir şey demiş miydin o zaman? efendim, duyamadım.. https://i.ytimg.com/vi/81GB_fT4WLw/maxresdefault.jpg
hadi yapıştırıver bunun için de bir hadis. çıkında vardır muhakkak. http://d.aktifhaber.com/news/1106266.jpg yahudi cesaret madalyasını hatırladın mı? https://www.google.com.tr/search?q=akplilerin+apo+sevgisi&espv=2&biw=1280&bih=654&tbm=isch&imgil=YYt092LKtiPAlM%253A%253BR35pjx1M9rzEAM%253Bhttp%25253A%25252F%25252Fwww.aktifhaber.com%25252Fiste-ocalanin-ove-ove-bitiremeyen-akpliler-1074117h.htm&source=iu&pf=m&fir=YYt092LKtiPAlM%253A%252CR35pjx1M9rzEAM%252C_&usg=__LBXoqUeJG1j5hLdnl-ptxK5wbh0%3D&ved=0ahUKEwiXuf3qlevLAhWjE5oKHQ6KBkYQyjcIIw&ei=5Dj9Vpe3KaOn6ASOlJqwBA#imgrc=J65WfmC6nCiMQM%3A
bu beyanının ardından ödüllendirildi, bakan yardımcısı yapıldı.
bak daha, nevruz'da teröristbaşının mesajı diyarbakır meydanında okunurken canlı yayınlayan yandaş kanalların linklerini bile vermedim...
...
ha can dündar davası hakkında henüz bir şey de söylemedim. adamı savunacak değilim. daha doğrusu savunuyor durumuna düşmek istemiyorum. sevdiğim biri değildir. link vermeden sadece bir iki bilgiyi paylaşayım. 'anlamadım abicim' diyen olursa, onunla ilgili linkleri de koyarım.
- mit tırları ne zaman durduruldu? 2014 yılında.
- can dündar bunun haberini ne zaman yaptı? 2015 yılının ortalarında.
- mit tırları haberi, can dündar'dan önce başkaları tarafından haberleştirildi mi? hem de onlarca, yüzlerce kez.
- mit tırlarını haberleştiren diğer gazeteciler hakkında dava açıldı mı? hayır
- peki can dündar'a ne zaman dava açıldı? haberi yaptıktan aylar sonra.
- haberin yapılmasıyla, davanın açılması arasında geçen süre için mantıklı bir açıklama var mı? yok
- geçen bu sürede değişen bir şey oldu mu? oldu, seçimler yapıldı ve akp ezici çoğunlukla iktidara geldi.
- mit tırları haberinin ilk patlayışında, yani 2014 yılında sayın cumhurbaşkanı ne demişti? 'hepsi yalan. o tırlarda insani yardım var.'
- cumhurbaşkanı hep aynı şeyi mi söyledi? hayır. bir süre sonra, 'bayırbucak türkmenlerine giden malzemeler vardı.' demeye başladı.
- bu söyleminde devam etti mi? hayır. bir süre sonra da 'tırlarda insani yardım vardı ama diyelim ki silah var. ne olacak yani?' demeye başladı.
- can dündar görüntüleri yayınlayınca ve tırlarda silah olduğu anlaşılınca (aslında herkes biliyordu da, ispatlanınca diyelim) ne dedi? 'bunun hesabını sana soracağım.' dedi.
...
aslında bu olayı özetleyecek çok basit bir mantık var:
bu olay devlet sırrı mıdır yoksa devleti yönetenlerin sırrı mıdır? bu soruya doğru cevabı verdiğinizde, doğru sonuca da ulaşmış olacaksınız.
akplilerin geçmişte de batıyı suçladığı konuşmaları olduğu ileri sürülerek, can dündar davasındaki tutumlarına haklılık kazandırılmaya çalışılmış.
aslında anlatmaya çalıştığım şeylerin o kadar da karmaşık olmadığını, hatta hiç karmaşık olmadığını ve okuyanların tamamına yakınının ne demek istediğimi anladıklarını tahmin ediyorum ama madem anlaşılmamış, daha basitleştirerek adeta bilal'e anlatır gibi anlatmaya çalışayım.
benim gibi düşünen insanların rahatsızlık duydukları şey, malum siyasetçilerin abd'ye ya da ab'ye posta koyar gibi yapıp, ikide bir 'eyyyy abd, eyyy ab' şeklinde başladıkları cümlelerle batılılara sitem etmeleri değil tabii ki. benim gibilerin rahatsızlık duydukları şey, hiçbir prensibe dayanmayan, tamamen o günün getirdiği gelişmelerle, dün doğru denilene bugün yanlış denilmesi, dün dost denilene bugün düşman denilmesi. daha bir iki sene öncesine kadar, batılı siyasetçi ve temsilcilerin açıklamalarını, kendi politikaları için bir referans olarak gösteren (bkz: ergenekon davası) kişilerin, şimdi aynı kişilerin ya da aynı görevdekilerin açıklamalarını, ''haddini bil! o konuda açıklama yapmak sana mı kalmış.'' diyerek kabul edilemez olarak göstermesi. yani özetle tutarlılık... tek beklediğimiz şey tutarlılık. daha fazlası değil...
....
gelelim, kişisel olarak direkt bana yöneltilen, ''iyi göz bağcısın .. sayfayı dolduruyorsun da, içinde ak parti hükümetine karşı bunca kin ve düşmanlığın varken ilkem şu dersin; sonra yaptığınla da gider; putin ile öcalan ile bayık ile emperyalist dediğin o avrupa ile aynı resimde poz verirsin ..'' suçlamalara.
bana bu suçlamayı yönelten adamın (!) ahlaki gelişmişliğinden, dürüstlüğünden, dik duruşundan emin olsaydım, sadece tek bir soru sorardım kendisine: ''üç sene önce sana 'fethullah gülen bir abd projesidir' desem, çözüm süreci çözülme sürecidir' desem, 'hırsızlık görmezden gelinebilir' desem bana ne cevap verirdin?
ama sormuyorum. çünkü biliyorum ki, ahlaki gelişmişliğini tamamlamış, dürüst, duruş sahibi bir insan bu soruma, başını önüne eğip 'evet haklısın. o zaman sorsan, fethullah gülen hocaefendi hazretleri için söylediğin sözlerden dolayı sana kızar, çözüm süreci için düşüncelerin nedeniyle seni vatana ihanetle suçlar, hırsızlar için düşüncelerin nedeniyle sana demediğimi bırakmazdım.'' derdi. ama bu hasletlerden bihaber birisi, 'ama o zaman bilmiyorduk. kandırmışlarmış meğerse bizi. e ne yapalım yani montaj olduğunu sabah gazetesi ispatladı ya.' diye cevap verir. ben eğer sorsaydım, hangi tür cevabın verileceğini biliyorum. muhtemelen okuyanlar da tahmin etmişlerdir.
ama benim esas derdim bu da değil. bu sözlükte çok fazla entrym yok. tahminen 200 civarıdır. yani tamamı yarım saat içinde kontrol edilebilir. siyasi içerikli entrylerimi elden geldiğince bilgi ve belgeye dayandırarak yazmaya özen gösteriyorum. yani tabii ki içinde büyük oranda kişisel yorumlarım da bulunuyor ancak yorumlarımı temelsiz yapmamak için, yorumlarımın altını bilgi ve belgelerle desteklemeye özen gösteriyorum. ve iddia ediyorum. yazdığım entrylerin içinde, putin, teröristbaşı, bayık ya da emperyalist avrupa devletleriyle ilgili övücü, olumlayıcı bir entry -hatta entryyi de geçtim, bir yorum- bulabilirseniz, yine bu başlıkta özür dileyip, kendi suratıma tüküreceğim.
peki iddia sahibi kişi böyle bir entry bulamazsa şaşıracak mıyız? ne münasebet!
onlar tam da kendilerinden bekleneni gerçekleştiriyorlar. süreç belli:
önce mağduriyet kartını oyna. işe yaramazsa inkar et. işe yaramazsa iftira at. işe yaramazsa tehdit et. o da işe yaramazsa, ne işe yarıyorsa o yöntemi uygula. uyguladığın yöntemin ahlaki, bilimsel ya da doğru olmasının önemi yok...
beni gerçek hayatta tanır mı? hayır.. beni tanıyan birini tanır mı? hayır? peki entrylerimde bu şekilde ifadeler mi kullanmışım? hayır (halep oradaysa arşın burada. bul ve getirip utandır beni).
şimdi bu iftiracıya birkaç şey daha hatırlatayım. benim terör örgütüyle, teröristlerle, batılılarla ilgili görüşlerim rüzgar gülü gibi yön değiştirmiyor. bugün, diyarbakır'da 7 şehit daha verdik (şimdilik). o şehitlerin kanları, sen ve senin gibilerin ellerine bulaştı, bulaşacak. daha düne kadar, kucak kucağa oturduğunuz terör örgütünün yaptığı tüm eylemlerin birinci faili terör örgütüyse, ikinci faili de sen ve senin gibilerdir.
utanma duygunun olduğunu sanmıyorum. utanman olsaydı, kendi kepazeliklerinizi başkalarının üzerine bulaştırıp, 'senin gibiler teröristlerle ayrı resimde poz verirsin.' diyemezdin.
aslında her birini tek tek hatırladığından da eminim ancak bir ibret vesikası olarak bu linkleri buraya koyuyorum: https://pbs.twimg.com/media/Bpy4jqtCIAAPAfY.jpg
sen ve senin gibilerin ifadeleri bunlar. https://i.ytimg.com/vi/zOpuFGX1aHo/maxresdefault.jpg
hatırlıyorsun değil mi? https://lh3.googleusercontent.com/-tY_s-t3IviU/Vin0uIf_1LI/AAAAAAACoNE/faNIH2OH_UA/s288/ihanet2369.jpg
bunları ilk kez mi görüyorsun? https://galeri8.uludagsozluk.com/487/pkk-konusunda-akplilerin-masum-gibi-davranmas%C4%B1_969080.jpg
ne güzel günlerdi öyle değil mi? http://yildiraycicek.com/images/fotolar/20131207163337_6.jpg bir şey demiş miydin o zaman? efendim, duyamadım.. https://i.ytimg.com/vi/81GB_fT4WLw/maxresdefault.jpg
hadi yapıştırıver bunun için de bir hadis. çıkında vardır muhakkak. http://d.aktifhaber.com/news/1106266.jpg yahudi cesaret madalyasını hatırladın mı? https://www.google.com.tr/search?q=akplilerin+apo+sevgisi&espv=2&biw=1280&bih=654&tbm=isch&imgil=YYt092LKtiPAlM%253A%253BR35pjx1M9rzEAM%253Bhttp%25253A%25252F%25252Fwww.aktifhaber.com%25252Fiste-ocalanin-ove-ove-bitiremeyen-akpliler-1074117h.htm&source=iu&pf=m&fir=YYt092LKtiPAlM%253A%252CR35pjx1M9rzEAM%252C_&usg=__LBXoqUeJG1j5hLdnl-ptxK5wbh0%3D&ved=0ahUKEwiXuf3qlevLAhWjE5oKHQ6KBkYQyjcIIw&ei=5Dj9Vpe3KaOn6ASOlJqwBA#imgrc=J65WfmC6nCiMQM%3A
bu beyanının ardından ödüllendirildi, bakan yardımcısı yapıldı.
bak daha, nevruz'da teröristbaşının mesajı diyarbakır meydanında okunurken canlı yayınlayan yandaş kanalların linklerini bile vermedim...
...
ha can dündar davası hakkında henüz bir şey de söylemedim. adamı savunacak değilim. daha doğrusu savunuyor durumuna düşmek istemiyorum. sevdiğim biri değildir. link vermeden sadece bir iki bilgiyi paylaşayım. 'anlamadım abicim' diyen olursa, onunla ilgili linkleri de koyarım.
- mit tırları ne zaman durduruldu? 2014 yılında.
- can dündar bunun haberini ne zaman yaptı? 2015 yılının ortalarında.
- mit tırları haberi, can dündar'dan önce başkaları tarafından haberleştirildi mi? hem de onlarca, yüzlerce kez.
- mit tırlarını haberleştiren diğer gazeteciler hakkında dava açıldı mı? hayır
- peki can dündar'a ne zaman dava açıldı? haberi yaptıktan aylar sonra.
- haberin yapılmasıyla, davanın açılması arasında geçen süre için mantıklı bir açıklama var mı? yok
- geçen bu sürede değişen bir şey oldu mu? oldu, seçimler yapıldı ve akp ezici çoğunlukla iktidara geldi.
- mit tırları haberinin ilk patlayışında, yani 2014 yılında sayın cumhurbaşkanı ne demişti? 'hepsi yalan. o tırlarda insani yardım var.'
- cumhurbaşkanı hep aynı şeyi mi söyledi? hayır. bir süre sonra, 'bayırbucak türkmenlerine giden malzemeler vardı.' demeye başladı.
- bu söyleminde devam etti mi? hayır. bir süre sonra da 'tırlarda insani yardım vardı ama diyelim ki silah var. ne olacak yani?' demeye başladı.
- can dündar görüntüleri yayınlayınca ve tırlarda silah olduğu anlaşılınca (aslında herkes biliyordu da, ispatlanınca diyelim) ne dedi? 'bunun hesabını sana soracağım.' dedi.
...
aslında bu olayı özetleyecek çok basit bir mantık var:
bu olay devlet sırrı mıdır yoksa devleti yönetenlerin sırrı mıdır? bu soruya doğru cevabı verdiğinizde, doğru sonuca da ulaşmış olacaksınız.
batının iyi taraflarını alacağız elbette .. ancak bu demek değil ki batı ya da avrupa birliği sütten çıkmış ak kaşık ..
yani hiç görmüyor musun ak partililerin ya da ak parti sözcülerinin batının aleyhine konuştuklarını .. pkk çadırı açılmasını eleştirmiyorlar mı, ya da ışid e terörist derken pyd ye denmemesini eleştirmiyorlar mı, ya da fehriye erdal'ın verilmemesini eleştirmiyorlar mı ya da ab'nin türkiye'yi kapıda bekletmelerini eleştirmiyorlar mı .. ilk kez can dündar konusunda mı eleştiri yapmış bu zevat ..
iyi göz bağcısın .. sayfayı dolduruyorsun da, içinde ak parti hükümetine karşı bunca kin ve düşmanlığın varken ilkem şu dersin; sonra yaptığınla da gider; putin ile öcalan ile bayık ile emperyalist dediğin o avrupa ile aynı resimde poz verirsin ..
yani hiç görmüyor musun ak partililerin ya da ak parti sözcülerinin batının aleyhine konuştuklarını .. pkk çadırı açılmasını eleştirmiyorlar mı, ya da ışid e terörist derken pyd ye denmemesini eleştirmiyorlar mı, ya da fehriye erdal'ın verilmemesini eleştirmiyorlar mı ya da ab'nin türkiye'yi kapıda bekletmelerini eleştirmiyorlar mı .. ilk kez can dündar konusunda mı eleştiri yapmış bu zevat ..
iyi göz bağcısın .. sayfayı dolduruyorsun da, içinde ak parti hükümetine karşı bunca kin ve düşmanlığın varken ilkem şu dersin; sonra yaptığınla da gider; putin ile öcalan ile bayık ile emperyalist dediğin o avrupa ile aynı resimde poz verirsin ..
18 nisan 1961 tarihli viyana sözleşmesi:
madde 3.
d) Bütün yasal imkânlarla kabul eden Devletin durumunu ve gelişmelerini tespit etmek ve bunlar hakkında
gönderen Devlet Hükümetine bilgi vermek;
MADDE 26.
Millî güvenlik nedenleriyle girişi yasaklanan veya düzenlemeye bağlanan bölgeler hakkındaki mevzuat
hükümleri saklı kalmak şartiyle, kabul eden Devlet, ülkesinde misyonun bütün üyelerine hareket ve seyahat
serbestliği sağlayacaktır.
bu da türkiye cumhuriyeti anayasasının 141. maddesi:“Mahkemelerde duruşmalar herkese açıktır. Duruşmaların bir kısmının veya tamamının kapalı yapılmasına ancak genel ahlâkın veya kamu güvenliğinin kesin olarak gerekli kıldığı hallerde karar verilebilir. Küçüklerin yargılanması hakkında kanunla özel hükümler konulur. Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.”
bunların da ötesinde, türkiye avrupa birliğine girmek için adaylık başvurusunu 1987 yılında yaptı. o zamandan bu güne kadar, zaman zaman hızlanıp zaman zaman yavaşlayan, bazen de durma noktasına gelen görüşmeler oldu. teoride, türkiye'nin avrupa birliğine girebilmesi için toplamda görüşülmesi ve tamamlanması gereken 35 fasıl var. bunlar:
1) Malların Serbest Dolaşımı
2) İşçilerin Serbest Dolaşımı
3) İş Kurma Hakkı ve Hizmet Sunumu Serbestisi
4) Sermayenin Serbest Dolaşımı
5) Kamu Alımları
6) Şirketler Hukuku
7) Fikri Mülkiyet Hukuku
8) Rekabet Politikası
9) Mali Hizmetler
10) Bilgi Toplumu ve Medya
11) Tarım ve Kırsal Kalkınma
12) Gıda Güvenliği, Veterinerlik ve Bitki Sağlığı
13) Balıkçılık
14) Taşımacılık Politikası
15) Enerji
16) Vergilendirme
17) Ekonomik ve Parasal Politika
18) İstatistik
19) Sosyal Politika ve İstihdam
20) İşletme ve Sanayi Politikası
21) Trans-Avrupa Ağları
22) Bölgesel Politika ve Yapısal Araçların Koordinasyonu
23) Yargı ve Temel Haklar
24) Adalet, Özgürlük ve Güvenlik
25) Bilim ve Araştırma
26) Eğitim ve Kültür
27) Çevre
28) Tüketicinin ve Sağlığın Korunması
29) Gümrük Birliği
30) Dış İlişkiler
31) Dış, Güvenlik ve Savunma Politikası
32) Mali Kontrol
33) Mali ve Bütçesel Hükümler
34) Kurumlar
35) Diğer
dikkatle bakalım. bu fasıllardan 23 ve 24 numaralar neyle ilgili?
23) Yargı ve Temel Haklar
24) Adalet, Özgürlük ve Güvenlik
yani, avrupa birliği ülkeleri senin ülkendeki yargısal konuları denetleyebilir, 'şu bize uyar, bu uygulamanız bize uymaz, şunu düzeltin, bunu kaldırın, şöyle yapın, böyle yapmayın.' derler.
ha bunlar işine gelmiyorsa, ab'ye girmezsin olur biter. peki akp'nin avrupa birliğini reddettiğini, 'yok kardeşim, bunların değerleri uygulamaları bize uymaz. girmeyelim.' dediğini duydunuz mu? ne münasebet. aksine bu hükümet döneminde avruğa birliği bakanlığı bile kuruldu di mi. bu bakanlığın temel amacı ne? üyelik müzakerelerini hızlandırmak.
...
neyse işte. sözü çok uzatmaya gerek yok. hatta gereğinden bile fazla uzadı. zaten ak gençlik için bu kadar yasa, kanun, tüzük, yönetmelik, mevzuat vs. göstermek uygun değil. onlar için tek kanun, yüzyılın liderinin ağzından çıkan direktiflerdir.
madde 3.
d) Bütün yasal imkânlarla kabul eden Devletin durumunu ve gelişmelerini tespit etmek ve bunlar hakkında
gönderen Devlet Hükümetine bilgi vermek;
MADDE 26.
Millî güvenlik nedenleriyle girişi yasaklanan veya düzenlemeye bağlanan bölgeler hakkındaki mevzuat
hükümleri saklı kalmak şartiyle, kabul eden Devlet, ülkesinde misyonun bütün üyelerine hareket ve seyahat
serbestliği sağlayacaktır.
bu da türkiye cumhuriyeti anayasasının 141. maddesi:“Mahkemelerde duruşmalar herkese açıktır. Duruşmaların bir kısmının veya tamamının kapalı yapılmasına ancak genel ahlâkın veya kamu güvenliğinin kesin olarak gerekli kıldığı hallerde karar verilebilir. Küçüklerin yargılanması hakkında kanunla özel hükümler konulur. Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.”
bunların da ötesinde, türkiye avrupa birliğine girmek için adaylık başvurusunu 1987 yılında yaptı. o zamandan bu güne kadar, zaman zaman hızlanıp zaman zaman yavaşlayan, bazen de durma noktasına gelen görüşmeler oldu. teoride, türkiye'nin avrupa birliğine girebilmesi için toplamda görüşülmesi ve tamamlanması gereken 35 fasıl var. bunlar:
1) Malların Serbest Dolaşımı
2) İşçilerin Serbest Dolaşımı
3) İş Kurma Hakkı ve Hizmet Sunumu Serbestisi
4) Sermayenin Serbest Dolaşımı
5) Kamu Alımları
6) Şirketler Hukuku
7) Fikri Mülkiyet Hukuku
8) Rekabet Politikası
9) Mali Hizmetler
10) Bilgi Toplumu ve Medya
11) Tarım ve Kırsal Kalkınma
12) Gıda Güvenliği, Veterinerlik ve Bitki Sağlığı
13) Balıkçılık
14) Taşımacılık Politikası
15) Enerji
16) Vergilendirme
17) Ekonomik ve Parasal Politika
18) İstatistik
19) Sosyal Politika ve İstihdam
20) İşletme ve Sanayi Politikası
21) Trans-Avrupa Ağları
22) Bölgesel Politika ve Yapısal Araçların Koordinasyonu
23) Yargı ve Temel Haklar
24) Adalet, Özgürlük ve Güvenlik
25) Bilim ve Araştırma
26) Eğitim ve Kültür
27) Çevre
28) Tüketicinin ve Sağlığın Korunması
29) Gümrük Birliği
30) Dış İlişkiler
31) Dış, Güvenlik ve Savunma Politikası
32) Mali Kontrol
33) Mali ve Bütçesel Hükümler
34) Kurumlar
35) Diğer
dikkatle bakalım. bu fasıllardan 23 ve 24 numaralar neyle ilgili?
23) Yargı ve Temel Haklar
24) Adalet, Özgürlük ve Güvenlik
yani, avrupa birliği ülkeleri senin ülkendeki yargısal konuları denetleyebilir, 'şu bize uyar, bu uygulamanız bize uymaz, şunu düzeltin, bunu kaldırın, şöyle yapın, böyle yapmayın.' derler.
ha bunlar işine gelmiyorsa, ab'ye girmezsin olur biter. peki akp'nin avrupa birliğini reddettiğini, 'yok kardeşim, bunların değerleri uygulamaları bize uymaz. girmeyelim.' dediğini duydunuz mu? ne münasebet. aksine bu hükümet döneminde avruğa birliği bakanlığı bile kuruldu di mi. bu bakanlığın temel amacı ne? üyelik müzakerelerini hızlandırmak.
...
neyse işte. sözü çok uzatmaya gerek yok. hatta gereğinden bile fazla uzadı. zaten ak gençlik için bu kadar yasa, kanun, tüzük, yönetmelik, mevzuat vs. göstermek uygun değil. onlar için tek kanun, yüzyılın liderinin ağzından çıkan direktiflerdir.
gelip son vukuatlarındaki gibi, mahkeme salonunu da basıyorlar mıydı abisi ..
ya da ülkeye ihanetle yargılanan can dündar kişisinin peşinde ne iş işliyor bunlar abisi ..
başka sorum yok ?
ya da ülkeye ihanetle yargılanan can dündar kişisinin peşinde ne iş işliyor bunlar abisi ..
başka sorum yok ?
sıradan bir vatandaş olarak, yabancı ülke temsilcilerinin, ülkemizdeki gelişmelere doğrudan ya da dolaylı müdahil olmalarından rahatsız olurum. adeta müstemleke valisi gibi davranan bu temsilcilerin hiçbir hareketinin, hiçbir açıklamasının gerçek anlamda tarafsız olduğunu düşünmem. ancaaaakk, benim bu düşüncem eskiden beri böyle. yani olaya ya da kişiye bağlı olarak değişmez.
çok değil daha birkaç sene öncesine kadar batılı ülkelerin temsilcileri bizim ülkemizde yine basın açıklamaları yapıyor, yine çeşitli temaslarda bulunuyor, yine mahkemelere katılıyordu. ama bırakın tepki görmeyi, bilakis destekleniyor, hatta bu durum hükümetin uygulamalarının doğruluğunun bir nişanesi olarak medyada pompalanıyordu.
bakın aşağıdaki linki ben de hatırlamıyorum ama buna benzer çok sayıda olay biliyorum. yeni bir şey değil yani. ülkedeki siyasi gelişmelerin neredeyse tamamında, dış ülkeler, buradaki temsilcileri aracılığıyla gizli ya da açık mesaj verirler. ak gençler bu konudaki hassasiyetlerini keşke şimdi değil de geçmişte de gösterselerdi. https://pbs.twimg.com/media/CeiqpA4W8AAX4pm.jpg
buyrun aynı konu, başka link: http://www.karsigazete.com.tr/upload/assets/93a39e461d4a545e0ede450a56aaf8a5.jpg işte buyrun başka bir haber: https://pbs.twimg.com/media/CeiqYUHWEAAA--4.jpg
ne güzel değil mi. lahanayı yerken kıtır kıtır, sapına gelince mee.
çok değil daha birkaç sene öncesine kadar batılı ülkelerin temsilcileri bizim ülkemizde yine basın açıklamaları yapıyor, yine çeşitli temaslarda bulunuyor, yine mahkemelere katılıyordu. ama bırakın tepki görmeyi, bilakis destekleniyor, hatta bu durum hükümetin uygulamalarının doğruluğunun bir nişanesi olarak medyada pompalanıyordu.
bakın aşağıdaki linki ben de hatırlamıyorum ama buna benzer çok sayıda olay biliyorum. yeni bir şey değil yani. ülkedeki siyasi gelişmelerin neredeyse tamamında, dış ülkeler, buradaki temsilcileri aracılığıyla gizli ya da açık mesaj verirler. ak gençler bu konudaki hassasiyetlerini keşke şimdi değil de geçmişte de gösterselerdi. https://pbs.twimg.com/media/CeiqpA4W8AAX4pm.jpg
buyrun aynı konu, başka link: http://www.karsigazete.com.tr/upload/assets/93a39e461d4a545e0ede450a56aaf8a5.jpg işte buyrun başka bir haber: https://pbs.twimg.com/media/CeiqYUHWEAAA--4.jpg
ne güzel değil mi. lahanayı yerken kıtır kıtır, sapına gelince mee.
star gazetesi köşe yazarı .. ülkemizdeki bazı baş konsolosların, can dündar'ı ziyareti hakkında aşağıdaki yazıyı yazmıştır ..
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak ben çok kararlıyım mesela, ülkemin nasıl bir yer olmasını istediğim hakkında: Hiçbir ülke temsilcisinin gelip burada ülkem hakkında ahkam kesmesine, değerlerimi, duygularımı, gerçeklerimi, mücadelemi aşağılamasına izin vermiyorum. Bunu yapmaya cüret edene misafirperverlik falan göstermiyorum. Göz hizası dışındaki her tür eşitsiz ilişkiyi reddediyorum. Ve hak eden hak ettiği muameleyi görsün, kapı dışarı edilsin istiyorum.
Persona non grata!
İlgili ülkelere uyarı notası vermek gibi cılız bir tepki, Türkiye’ye yapılmaya çalışılan hakaretin boyutlarıyla örtüşmüyor. Yapılması gereken konsolosların derhal “persona non grata” ilan edilmesidir. Türkiye’de ancak Türkiye devletinin “olur”uyla bulunabilen ama Türkiye yargısını, siyasetini, siyasetçisini ve toplumunu hakir gören, müstemleke valisi gibi davranmaya kalkan misyon şeflerini gönderildikleri yere iade etmek dışında seçenek olmadığı artık görülmelidir. 1964’te kabul edilen Konsoslosluk İlişkileri Hakkında Viyana Sözleşmesi’nin 23. Maddesi hükmünce “persona non grata-istenmez ilan olunan kişiyi kabul eden Devlet, gönderen Devlet’e kararının nedenlerini bildirmekle yükümlü değildir”. Biz konsolosları iade edelim, gerekçelerini onlar düşünsün!
[http://haber.star.com.tr/yazar/konsoloslari-iade-edelim-sebebini-onlar-dusunsun/yazi-1099613 yazının tamamı ]
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak ben çok kararlıyım mesela, ülkemin nasıl bir yer olmasını istediğim hakkında: Hiçbir ülke temsilcisinin gelip burada ülkem hakkında ahkam kesmesine, değerlerimi, duygularımı, gerçeklerimi, mücadelemi aşağılamasına izin vermiyorum. Bunu yapmaya cüret edene misafirperverlik falan göstermiyorum. Göz hizası dışındaki her tür eşitsiz ilişkiyi reddediyorum. Ve hak eden hak ettiği muameleyi görsün, kapı dışarı edilsin istiyorum.
Persona non grata!
İlgili ülkelere uyarı notası vermek gibi cılız bir tepki, Türkiye’ye yapılmaya çalışılan hakaretin boyutlarıyla örtüşmüyor. Yapılması gereken konsolosların derhal “persona non grata” ilan edilmesidir. Türkiye’de ancak Türkiye devletinin “olur”uyla bulunabilen ama Türkiye yargısını, siyasetini, siyasetçisini ve toplumunu hakir gören, müstemleke valisi gibi davranmaya kalkan misyon şeflerini gönderildikleri yere iade etmek dışında seçenek olmadığı artık görülmelidir. 1964’te kabul edilen Konsoslosluk İlişkileri Hakkında Viyana Sözleşmesi’nin 23. Maddesi hükmünce “persona non grata-istenmez ilan olunan kişiyi kabul eden Devlet, gönderen Devlet’e kararının nedenlerini bildirmekle yükümlü değildir”. Biz konsolosları iade edelim, gerekçelerini onlar düşünsün!
[http://haber.star.com.tr/yazar/konsoloslari-iade-edelim-sebebini-onlar-dusunsun/yazi-1099613 yazının tamamı ]
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?