İsmet Özel'dir.
şiiri şiir yapan
Şairin siyasi görüşüdür.
Ona göre destek ve kıymet bulur.
Ona göre destek ve kıymet bulur.
Şiiri şiir yapan yazdığın kelimeler değil yaşadığın şeylerdir, asıl şiir zaten kafiyeli olan hayatların kağıtla anlatılmış şeklidir...
şans eseri hoş bir alıntı denk gelmiş konu.
Octavia Paz, Jean Louis Ezine ile yaptığı bir söyleşide "Şiir nedir?" sorusuna "Şiiri tanımlamak son derece tehlikelidir. Gerçekte şiir diye bir şey yoktur, ozanlar vardır." demiştir.
#41133'e saygılar...
Octavia Paz, Jean Louis Ezine ile yaptığı bir söyleşide "Şiir nedir?" sorusuna "Şiiri tanımlamak son derece tehlikelidir. Gerçekte şiir diye bir şey yoktur, ozanlar vardır." demiştir.
#41133'e saygılar...
şairdir.
şiiri diğerlerinden farklı kılan her şey.
nacizane, sözcük karışımları ile elde edilen \"duygu parıltısı\" ya da \"beklenmedik haz\"dır. bunun yanında, yaşam esnasında en fazla 8-10 duygu ile önümüze geleni tanımlarız ve buna göre hissederiz genel olarak ama şiir, bir sürü adı duyulmamış, o his anında yanıp sönen duygunun yaşam yeridir. belki gündelik yaşamda da bunlarla karşılaşırız ama çoğu zaman silinir gider. o nedenle diğer alışılagelmiş duygular kalır, yani çoğunun hissettiği.
şiir bu adı bile olmayan, yetim, ince ve sahipsiz duyguların durağıdır bir yerde. O iki sözcük, başka bir yerde karşınıza çıksa, öyle iz bırakmaz, başka bir şeydir, olandır, olduğu yerdedir ama şiirde ise, kim bilir hangi hayatın, hangi saniyesinden fırlayıp o dizede yer edinmiştir. bu bahsettiğim, şiiri duyguya boğmak değil tam tersi, bir duygu parıltısına sadece hissedebilmek/hissettirebilmek için özgürlük vermek gerekir.
(bkz: düşünceler ve duygular)
nacizane, sözcük karışımları ile elde edilen \"duygu parıltısı\" ya da \"beklenmedik haz\"dır. bunun yanında, yaşam esnasında en fazla 8-10 duygu ile önümüze geleni tanımlarız ve buna göre hissederiz genel olarak ama şiir, bir sürü adı duyulmamış, o his anında yanıp sönen duygunun yaşam yeridir. belki gündelik yaşamda da bunlarla karşılaşırız ama çoğu zaman silinir gider. o nedenle diğer alışılagelmiş duygular kalır, yani çoğunun hissettiği.
şiir bu adı bile olmayan, yetim, ince ve sahipsiz duyguların durağıdır bir yerde. O iki sözcük, başka bir yerde karşınıza çıksa, öyle iz bırakmaz, başka bir şeydir, olandır, olduğu yerdedir ama şiirde ise, kim bilir hangi hayatın, hangi saniyesinden fırlayıp o dizede yer edinmiştir. bu bahsettiğim, şiiri duyguya boğmak değil tam tersi, bir duygu parıltısına sadece hissedebilmek/hissettirebilmek için özgürlük vermek gerekir.
(bkz: düşünceler ve duygular)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?