Başbakanı tehdit eden şu teröriste de bakın... Hayatlarını bu itin ve Fuat Avni gibi ne idiğü belirsiz teröristlerin attığı twetler ile ipotek altına alan bir sürü eski meslektaşım var... Gözleriyle gördüklerine inanmayıp, rahat huzur içindeki hayatlarına bakmayıp kulaklarına fısıldanan yalanlara, bu ruh hastalarının güdümlü palavralarına, tehditlerine inanan öğretmenler, memurlar, esnaflar... Kafasını hücre evine kiraya vermiş ahmaklar.. Ne diyelim onlara? Bu Emre Uslu gibi hain köpekler güçlerini onların mallığından alıyor... Lafa gelince ağlıyorlar. Zulme uğramışlar. İşten atılmışlar. Hapis yatmışlar. Bu itlerin twetine inanmayın diye sizi 2 yıl boyunca uyaran benim gibi insanlara demediğinizi bırakmadınız. Darbe gecesi bir göbek atmadığınız kaldı. Şimdi zulümden bahsediyorsunuz. Tövbe edin. Tövbe edin. Zor da olsa gerçeklerle yüzleşin. Dininizi öğrenin. Ülkenizi sevin. Sizlerin bu Emre Uslu iti gibi gidecek yeriniz yok. Anne millete sığının. Bildiklerinizin hepsini yargıya samimiyetle anlatın. Allah'tan korkun, Fetoş namındaki müptezelden değil... Bu ülke sizi yine kucaklayacaktır. Türkiye'nin sizi de, başınızdaki CIA ajanlarından kurtarmanın derdinde olduğunu görmüyor musunuz? Hala görmeyene yazıklar olsun. Yuh olsun. Hala gencecik yaşta, ünveriste çağında şu ülkede yaşadığı halde, bunları peşinden gitmeye meraklı beyinsizleri görünce insan ne diyeceğini bilemiyor.
II. Fuad, son Mısır kralı. I. Faruk'un oğludur. Temmuz 1952'de Cemal Abdülnasır liderliğinde gerçekleşen Hür Subaylar Hareketi sonunda babası I. Faruk'un görevinden uzaklaştırılması üzerine daha 6 aylıkken kral ilan edildi.
Yunanistan'nın Doğu Makedonya ve Trakya bölgesinde aynı adı taşıyan ilin merkezi olan sahil kentinin adıdır. Osmanlı Devleti döneminde Balkanlar 'ın en önemli merkezlerinden biriydi. Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın doğum yeridir.
1320 (1903) yılında Seyitgazi'de dünyaya gelen AKIN, 28 Teşrinisani (Kasım) 1928 tarihinde İstanbul Darülfünun Hukuk Fakültesi'nden mezun olmuştur. Çalışma hayatına memur olarak başlayan AKIN, 1929 – 1933 yılları arasında Beşiktaş Sulh Mahkemesi zabıt katipliği, 1933 – 1936 yılları arasında İstanbul İcra Memurluğu, 1936 – 1937 yılları arasında ise Kayseri İcra Memurluğu görevlerinde bulunmuştur. AKIN, 17.06.1937 yılında baromuza 100 sicil numarası ile kaydolan üçüncü kadın avukattır. Ancak, AKIN'ın baromuz sicil defterinde kaydı bulunmamaktadır. Bu hususun neden kaynaklandığı ise tarafımızca tespit edilememiştir. Sicil dosyasındaki bilgilere göre İstanbul Barosu mıntı- kası dâhilinde müstemirren faaliyette bulunan AKIN'ın talebi ile sicil kaydı 1939 yılında İstanbul Barosu'na nakil edilmiştir.
19 Nisan 1329 (1911) tarihinde İstanbul 'da doğan YÜCEL, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunudur. Mezuniyet sonrası devlet memurluğu yapan YÜCEL, Çarşamba Hakim Muavinliği ve Rize Mahkemesi Azalığı görevlerinde bulunmuştur. 08.03.1944 tarihinde baromuz siciline 289 numara ile kaydolan YÜCEL, hazine avukatı olarak görev yapmıştır. Nimet Selma YÜCEL, 1960 yılında İstanbul Barosu'na nakil olmuştur.
17.06.1329 (1911) günü İstanbul'da dünyaya gelen GÜRAN, 17.10.1936 tarihli ve 936 numaralı diploma ile Ankara Hukuk Fakültesi'nden mezun olmuştur. GÜRAN, mezun olduktan sonra bir dönem hâkimlik yapmıştır. 25.12.1936 – 27.11.1937 tarihleri arasında Çankırı Hâkim Muavinliği, 24.12.1937 – 04.09.1939 tarihleri arasında Bergama Hâkim Muavinliği, 1939 – 1942 yılları arasında Afyon Kaza Muavinliği, 10.07.1942'den Ankara Barosu'na kaydolduğu 30.12.1942 tarihine kadar da Afyon Sulh Hâkimliği görevlerinde bulunmuştur. 29.01.1943 günlü ruhsatname ile 32 yaşında avukatlık mesleğine başlayan GÜRAN, Maliye Bakanlığı müşavir avukatı olarak görev yapmıştır. GÜRAN, 13.06.2003 tarihinde 92 yaşında vefat etmiştir
09.03.1330 (1912) İstanbul doğumlu olan DİNÇAY, İstanbul Hukuk Fakültesi'nden 1935 yılında mezun olmuştur. Mezuniyetinden sonra bir dönem devlet memurluğu yapan DİNÇAY, • 25.10.1935 – 03.06.1936: İstanbul Mahkemesi Hakim Namzetliği • 19.12.1936 – 26.04.1937: Kütahya İcra Memurluğu, • 24.05.1937 – 30.01.1939: Kocaeli Hakim Muavinliği, • 08.02.1939 – 22.09.1939: İstanbul Aza Muavinliği, • 28.09.1939 – 10.06.1940: Gelibolu Hakim Muavinliği, • 10.06.1940 – 11.09.1942 Ankara Asliye Mahkemesi Başkatipliği görevlerinde bulunmuştur. 30 yaşında baromuza kaydolan DİNÇAY (02.10.1942), Bayındır Sokak No: 25 Yenişehir adresindeki bürosunda uzunca bir süre serbest avukatlık yapmıştır. Av. Nadire DİNÇAR'a ait Ruhsatname Sureti 1959 yılında geçirmiş olduğu müessif bir kaza neticesinde çalışamayınca, kaydının silinmesini talep etmiş, bunun üzerine Yönetim Kurulu kararı ile 09.03.1961 tarihinde baromuz sicilindeki kaydı silinmiştir.
Ankara Hukuk Fakültesi mezunu olan KİRİŞÇİOĞLU, 1327 (1910)'de Üsküdar'da dünyaya gelmiştir. KİRİŞÇİOĞLU, iş hayatına memur olarak başlamıştır. 1933 – 1936 yılları arasında PTT memurluğu, 1936 – 1938 yılları arasında Ankara Defterdarlığı Muhakemat Müdürlüğü memurluğu, 1938 – 1941 yıllarında ise Maliye Vekâleti Hukuk Müşavirliği 2. Müeyyiz namzetliği görevlerinde bulunmuştur. 15.05.1941 tarihinde baromuz siciline kaydolan KİRİŞÇİOĞLU, 1957 yılında Devlet Şurası azalığına seçilmesi nedeniyle barodan kaydını sildirmiştir. 20.10.1960 tarihinde baroya yeniden kaydı yapılan KİRİŞÇİOĞLU, Tahkikat Komisyonu Raportörü ve DP Çanakkale milletvekili olan kardeşi Nusret KİRİŞÇİOĞLU'nun, “Yassıada Yargılaması'nda” müdafiliğini üstlenmiştir. Nezahat MARTI ile Türkiye'nin ilk kadın Danıştay üyelerinden biri olan KİRİŞÇİOĞLU'nun, baromuzdaki kaydı 08.06.1967 tarihli Yönetim Kurulu kararı ile silinmiştir.
1317 (1900) yılında Selanik'te doğan ALPAR, 31 Teşrinievvel (Ekim) 1926 tarihinde İstanbul Hukuk Fakültesi'nden mezun olmuş ve meslek hayatına İstanbul'da başlamıştır. Daha sonra İstanbul Barosu'ndan baromuza nakil olmuştur. 29.12.1938 tarihinde baromuz siciline kaydolan ALPAR, Ankara Maliye Vekâleti'nde müşavir avukat olarak görev yapmıştır. 15.07.1949 tarihinden vefat ettiği 10.01.1958 tarihine kadar Yeni- şehir Atatürk Bulvarı No: 221 Safiye Soysal İş Hanı 2. Kat 19 numarada bulunan bürosunda serbest avukatlık yapmıştır.
1325 (1908) yılında İstanbul'da doğan AĞMAL, İstanbul Hukuk Fakültesi Mezunudur. 1933 yılında avukatlık ruhsatnamesini almıştır. Bir dönem İstanbul Sultanahmet Sulh Hukuk Mahkemesi Zabıt Kâtipliği yapmıştır. Bu görevinden istifa eden AĞMAL, baromuza kaydolan ilk kadın avukattır (30.11.1933). Necatibey Caddesi No:40/5 Yeni- şehir adresindeki bürosunda serbest avukatlık yapan AĞMAL, Türk Ticaret Bankası'nın, Sümerbank İstanbul Şubesi'nin ve Etibank'ın müşavir avukatlığını yapmıştır. İçişleri Bakanlığı memuriyet görevine tayin olması nedeniyle 07.04.1937 tarihinde baromuzdaki kaydı silinmiş, 04.10.1938 tarihinde silinen kaydı yenilenmiştir. Sicil defteri kayıtlarına göre, İdare Meclisi 06.11.1941 tarihli kararı ile (mülga) 3499 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 80. maddesi “Baro senelik aidatını makbul bir sebep olmaksızın vermemekte ısrar edenlerin isimleri, idare meclisi kararı ile borçlarını ödeyinceye kadar baro levhasından silinir.” mucibince 11.11.1941 tarihinde kaydının terkinine karar verilmiş, ardından bu kararın refine, İdare Meclisi'nin 20.11.1941 tarihli toplantısında karar verilmiştir. 1963 yılında Ankara Barosu'nun, mesleklerin en güç, en yorucu ama en şereflilerinden biri olan avukatlıkta 30 yıl inanç, azim ve başarı ile çalışmış meslektaşlar için hazırlamış olduğu albümde yer almıştır. Baromuza yalnız kayden değil kalben de bağlı olan AĞMAL'ın kaydı, 38 yıldan beri mensubu bulunmakla kıvanç duyduğu Ankara Barosu'ndan ailevi ve sıhhi sebeplerle İstanbul'da ikamet mecburiyetinde bulunuyor olması nedeniyle levhadan silinmesini talep etmesi üzerine, 19.10.1972 tarihinde baromuz sicilinden silinmiştir.
“Meslek hayatımla alakalı hatıralardan bence, bu gün için en değerlisi, Baromuzun, 50 yıl hizmet etmiş arkadaşlar için bir tören tertip etmiş bulunması ve bu yıl bu mes'ut güne benim de erişmiş olmamdır.” –Av. Behice AĞMAL
Bizim futbolcuların adam olamamak gibi bir sorunu var. Arda da boyle. Şımardıkları kadar oyunculukları yok. Bunları bu hale getiren Terim gibi şımarık arsız teknik adamlarla yine aynı seviyedeki kulüp yöneticileri. Spor medyasını da besleyen yine bu yönetici ekip... Sonuç kötü futbol, ahlaksız sporcu...
Bu vatandaşlıktan çıkarma meselesi de bana başka bir tezgah gibi geliyor. Vatandaşlıktan çıkardığın suçluyu, gıyabında bile olsa nasıl yargılayacaksın? Bahçeli bugün konuya değinmiş, acele etmeyin diyor. Teröristler için Türkiye'de vatandaşlıktan çıkarma ilk akla gelen yöntem oluyor. Oluyor da ne oluyor? Hiçbir sorun çözülmüyor. Bugün binlerce suçlu, yargılamadan kurtulmak için vatandaşlıktan çıkarılmak isteyecektir. Vatandaşlıktan çıkarmak değil, mahkemeye çıkana kadar vatandaşlık haklarından mahrum etmek gibi bir yöntem uygulamalı ki, zaten vardır. Pasaport iptali vs. gibi. devamını okumak için tıklayınız...
fetö nün kadrolu elemanı. 'Darbe' soruşturmasında, tutuklu sanıklardan Türk Solu Gazetesi yazarı Gökçe Fırat Çulhaoğlu'nun, örgüte ait bir şirkette sigortalı olarak çalıştığı ortaya çıktı. Pensilvanya Mehdisinin kadrolu Komünisti... Herifte her tipte eleman var. Komünist, Milliyetçi, Kürtçü, İslamcı, Gezici, liberal, Atatürkçü... Envai çeşit. devamını okumak için tıklayınız...
Prof. Dr. Yusuf Şevki Yavuz'un dedesi Nakşibendi Şeyhi Şeyh Yusuf Şevkî Et-Trabzonî El-Ofî'nin Nakşibendi-Hâlidî âdâb ve erkânı üzerine 1303/1885 tarihinde Mısır'da basılmış "Hediyetu'z_Zâkirîn Ve Huccetu's-Sâlikîn" adlı Arapça eseri.
"Katar'a çöktünüz bize de çökün. Bizimkiler de Müslüman Kardeşleri destekliyor." diyor. I.Cihan Harbinden sonra bütün Osmanlı coğrafyası sömürgeleştirildi. İstisnası yok. Bunun bizdeki ihalesini alanlar efendilerinin kim olduğunu elbette çok iyi biliyor...
basit tahassüslerden öte bir dünya görüşü etrafında düşünme faaliyetidir. Bizde ve dünyadaki bütün büyük adamlar için durum budur. Böyle olmadığı zaman nesir veya şiir oyundan başka nedir ki? Ha tavla oynamışsın ha şiir yazmışsın... Renksiz kokusuz bulaşmaz üretimler selüloz israfindan başka bir anlam ifade etmez... Bu meyanda edebiyat dünyasının 15 temmuz faciası gibi hadiseler karşısındaki sükûtunu ibretle gözlemliyorum. Okunmuyoruz diye şikayet etmeye kimsenin hakkı yok.
Katar'a çullanan fino köpekleri efendileri namına havlıyor... Katar, kendi parasını Yahudi efendilerin onayını almadan kullanmaktan vazgeçsin... diyorlar. Türkiye işin merkezinde. Zira Katar Türkiye'de sürekli yatırım yapıyor. Suudlar, ABD'ye 300 milyar dolarlık silah antlaşmasından başka sözler de vermiş anlaşılan.