Yabancı bir gazete olan newsweek'in haberi.
Erdoğan, Avrupalı liderleri öldürmek üzere Avrupa'ya suikast timleri gönderecek mi?"
Dünya çapında bir gazetenin algı imaj saldırısına bakın! Bu dil gazete dili değil... Bu Fetö gibi IŞİD gibi terör örgütlerini yöneten gizli servis dili...
https://twitter.com/Newsweek/status/854753736438296577
CHP meclisten çekiliyoruz, sine-i millete dönüyoruz diye yaygarayı bastı. Kimsenin umurunda olmayınca, yarım saat geçmeden bu karardan vazgeçti.
Sakin olun Efendiler..! Henüz fark edemediniz ama, 16 Nisan akşamı itibarıyla alayınız sine-i millettesiniz zaten
Sakin olun Efendiler..! Henüz fark edemediniz ama, 16 Nisan akşamı itibarıyla alayınız sine-i millettesiniz zaten
olacak o kadar'da bir zamanlar ortaya cikan kameraman tiplemesi..tam techizatli insanlar tiplemesine mukemmel bir örnek.
türk televizyoncu,gazeteci, program yönetmeni.
linkteki yazısına istinaden;
Ahmet Hakan Hürriyette bugün bu fotoğraftaki lafları yazmış. Demek ki, Doğan Medya KK'yı getirdiği gibi götürmek istiyor. CHP'yi toplayacak, MHP seçmenine de HDP seçmenine de cazip gelecek, Erdoğan'dan oy da kapacak biri lazım şimdi bunlara... Nasıl bir şey olacak merak etmiyor değilim doğrusu. Tam teşekküllü Cevat Kelle olabilir mi mesela?
Tevekkeli değil, verilen mesajı anlamış olmalı ki, KK bugün "Bu referandumu tanımıyoruz." diye boşuna açıklama yapmadı. Ben şahsen kendisini çok başarılı buluyorum. Genel başkanlıkta kalması yararlı olur.
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/ahmet-hakan/referandumdan-cikan-yedi-sonuc-40429972
linkteki yazısına istinaden;
Ahmet Hakan Hürriyette bugün bu fotoğraftaki lafları yazmış. Demek ki, Doğan Medya KK'yı getirdiği gibi götürmek istiyor. CHP'yi toplayacak, MHP seçmenine de HDP seçmenine de cazip gelecek, Erdoğan'dan oy da kapacak biri lazım şimdi bunlara... Nasıl bir şey olacak merak etmiyor değilim doğrusu. Tam teşekküllü Cevat Kelle olabilir mi mesela?
Tevekkeli değil, verilen mesajı anlamış olmalı ki, KK bugün "Bu referandumu tanımıyoruz." diye boşuna açıklama yapmadı. Ben şahsen kendisini çok başarılı buluyorum. Genel başkanlıkta kalması yararlı olur.
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/ahmet-hakan/referandumdan-cikan-yedi-sonuc-40429972
meral akşener'in kurmayı planladığı parti.
%2 lik bir parti daha. Olan mhp ye olacak.
%2 lik bir parti daha. Olan mhp ye olacak.
başbakan binali yıldırım açıklama yapmış,
Seçimlerin resmen YSK tarafından ilan edilmesiyle birlikte Cumhurbaşkanımızın partisi ile ilişiği tekrar yasal olarak kurulabilecek AK Parti'ye girebilecek. Biz de kurucusu olduğu partiye katılması için gerekeni yapcağız. AK Parti zaten bir kongre sürecine girmiş durumda.
Seçimlerin resmen YSK tarafından ilan edilmesiyle birlikte Cumhurbaşkanımızın partisi ile ilişiği tekrar yasal olarak kurulabilecek AK Parti'ye girebilecek. Biz de kurucusu olduğu partiye katılması için gerekeni yapcağız. AK Parti zaten bir kongre sürecine girmiş durumda.
ilk sırayı tayland çekiyormuş.
TAYLAND
Dindar bir insanım: 98%
Dindar değilim: 1%
Ateistim: 1%
Yanıt yok: 0%
http://www.haber7.com/foto-galeri/45644-hangi-ulke-ne-kadar-dindar/p67
TAYLAND
Dindar bir insanım: 98%
Dindar değilim: 1%
Ateistim: 1%
Yanıt yok: 0%
http://www.haber7.com/foto-galeri/45644-hangi-ulke-ne-kadar-dindar/p67
CHP'li Özgür Özel referandum öncesi CNN Türk televizyonunda katıldığı programda “SEÇSİS denen sistemde herhangi bir hırsızlığa imkan yok" demişti.
Bu gün başka şeyler söylüyor.
Bu gün başka şeyler söylüyor.
ütü nasıl temizlenir.


haine merhamet eden
mazluma ihanet eder.
mazluma ihanet eder.
amerika'nın hürriyet gazetesi. Hürriyet derken bizdeki hürriyet gibi bir şey.
Yiyeceğini bilseler dakika tereddüt etmezler. Bizdeki ortakları ve şakşakcıları dahil..
http://www.haber7.com/guncel/haber/2310626-nyt-natoyu-turkiyeye-mudahale-etmeye-cagirdi
Yiyeceğini bilseler dakika tereddüt etmezler. Bizdeki ortakları ve şakşakcıları dahil..
http://www.haber7.com/guncel/haber/2310626-nyt-natoyu-turkiyeye-mudahale-etmeye-cagirdi
Mühür hataları her seçimde olabilir. Oluyordu da... Geçenki genel seçimde sandık kurulu başkanıydım. İlçe seçim kurundan 2 gün önce sandık evrakını aldım. Eve gidince şunlara bir bakayım dedim. Zarfların hiç birinde ilçe seçim kurulu mührü yoktu. Derhâl gidip değiştirdim. Tanıdığım arkadaşları uyardım. Bazılarında aynı sorun çıktı. Uzak bir köyde görevliydim. Evrakı önceden incelemeseydim o köyün zarfları mühürsüz olacaktı. Ve oylar bal gibi de geçerli olacaktı.
Bu referandumda YSK sandık evrakını başkanlara önceden vermedi, seçim sabahı dağıttı. Güvenlik düşüncesiyle bunu yaptılar kanaatindeyim. Ancak büyük şehirlerde kalabalık var. Bir binada onlarca sandık var. Evrakı sabah vakti dağıtmak bile çok zaman almıştır. Bu yüzden aceleye geldiğinden olsa gerek mühür vururken atlanan zarflar, pusulalar olmuş. 500 civarında zarf ve pusulayı mühürlerken arada atlanan olabilir. Bazı kurullarda hepten de unutulmuş olabilir. Hele tecrübesiz, dikkatsiz bir kurul başkanı varsa, mühürsüz kalanlar pekala olabilir. Ne yapacaksın, vatandaşın helal oyunu kurulun hatası yüzünden geçersiz mi sayacaksın? Bu yüzden, YSK saat 17'de bir SMS atarak bu tür oyların geçerli sayılmasını istemiş. Son derece doğru ve yerinde bir karar. O saate kadar, 16'da sandığı kapatan doğu illerinde çoktan sayım bitmiş, sandık kurulları ilçe kurulunun yolunu tutmuştu. Bu yüzden mühürsüz kullanılan birkaç bin oy iptal edilse bile batıdaki hayır oylarında azalma olacaktır. Fakat dert oy değil. Dert şaibe karıştırmak. Klasik malum parti taktiği... Sandık kurullarının hepsinde CHP üyesi var. Diğer parti üyeleri de var. İstedikleri oylara itiraz edebilirler, tutanak tutturabilirlerdi. Fakat dediğimiz gibi dertler başka. Üstelik imza listesindeki sayı ile sandıktan çıkan oyların sayısı eşit olmak zorunda. Boş pusula ve zarfların sayısı ile kullanılanların toplamı en başta verilenlerle eşit olmak zorunda... Yani on çeşit sağlaması yapılan bir iştir bu sandık kurulu işlemleri... Şehirlerde birbirini ilk defa o sabah tanıyan en az dört beş kişi tarafından yürütülür. İkisi hariç diğerleri partilerin temsilcisidir, biri kesin CHP'lidir.
Mühür lafazanlığı ile güya birşey söyleyenler, ortalığı ayağa kaldıranlar bunları bilmiyor mu? Domuz gibi biliyorlar ama maksat başka... Bence YSK, 1970'lerden kalma şu zarf ve pusula mühürletme uygulamasına artık bir son versin. Her sandığa ayrı barkotu olan zarf serisi göndersin mesela...
Bu referandumda YSK sandık evrakını başkanlara önceden vermedi, seçim sabahı dağıttı. Güvenlik düşüncesiyle bunu yaptılar kanaatindeyim. Ancak büyük şehirlerde kalabalık var. Bir binada onlarca sandık var. Evrakı sabah vakti dağıtmak bile çok zaman almıştır. Bu yüzden aceleye geldiğinden olsa gerek mühür vururken atlanan zarflar, pusulalar olmuş. 500 civarında zarf ve pusulayı mühürlerken arada atlanan olabilir. Bazı kurullarda hepten de unutulmuş olabilir. Hele tecrübesiz, dikkatsiz bir kurul başkanı varsa, mühürsüz kalanlar pekala olabilir. Ne yapacaksın, vatandaşın helal oyunu kurulun hatası yüzünden geçersiz mi sayacaksın? Bu yüzden, YSK saat 17'de bir SMS atarak bu tür oyların geçerli sayılmasını istemiş. Son derece doğru ve yerinde bir karar. O saate kadar, 16'da sandığı kapatan doğu illerinde çoktan sayım bitmiş, sandık kurulları ilçe kurulunun yolunu tutmuştu. Bu yüzden mühürsüz kullanılan birkaç bin oy iptal edilse bile batıdaki hayır oylarında azalma olacaktır. Fakat dert oy değil. Dert şaibe karıştırmak. Klasik malum parti taktiği... Sandık kurullarının hepsinde CHP üyesi var. Diğer parti üyeleri de var. İstedikleri oylara itiraz edebilirler, tutanak tutturabilirlerdi. Fakat dediğimiz gibi dertler başka. Üstelik imza listesindeki sayı ile sandıktan çıkan oyların sayısı eşit olmak zorunda. Boş pusula ve zarfların sayısı ile kullanılanların toplamı en başta verilenlerle eşit olmak zorunda... Yani on çeşit sağlaması yapılan bir iştir bu sandık kurulu işlemleri... Şehirlerde birbirini ilk defa o sabah tanıyan en az dört beş kişi tarafından yürütülür. İkisi hariç diğerleri partilerin temsilcisidir, biri kesin CHP'lidir.
Mühür lafazanlığı ile güya birşey söyleyenler, ortalığı ayağa kaldıranlar bunları bilmiyor mu? Domuz gibi biliyorlar ama maksat başka... Bence YSK, 1970'lerden kalma şu zarf ve pusula mühürletme uygulamasına artık bir son versin. Her sandığa ayrı barkotu olan zarf serisi göndersin mesela...
bildiğin evlenme teklifi yaptı.
II. Dünya Savaşı sonrasında 1947 yılında önerilen ve 1948-1951 yılları arasında yürürlüğe konmuş ABD kaynaklı, antikomünist hedefleri olan[1] bir ekonomik yardım paketidir. 16 ülke, bu plan uyarınca ABD'den ekonomik kalkınma yardımı almıştır.
Türkiye'nin Marshall Planı çerçevesinde 1948-51 arasında ABD'den aldığı yardımı gösterir tablo. Sadece 137 Milyon dolar. Çoğu malzeme bir kısmı nakit yardım şeklinde. Malzemeler ABD'nin istediği şekilde kullanılmak üzere verilmiş. İşte 1947'de Milli Şef (!) İsmet İnönü'nün 600 milyon dolar için yalvardığı halde 1948'den itibaren Türkiye'ye 3 yılda yapılan yardımın miktarı. Sadece 137 milyon dolar. 27 yıllık iktidarın Türkiye'yi getirdiği nokta..! Zavallı Türkiyem... Yani bugünkü parayla 500 milyon TL. Bugün, orta ölçekli bir Anadolu şehrinde 500 milyon lira çıkarabilecek onlarca zengin bulursunuz. Öyle mi? Öyle... Ama onurumuz varmış..! Benim 11 yıllık savaş gazisi büyük dedemin evine bir çuval mısır bulmak için tüccar tüccar gezdiği devir... Sizin onurunuz batsın..! (Tablo, lise 12.sınıf Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi ders kitabından)
![]()
Türkiye'nin Marshall Planı çerçevesinde 1948-51 arasında ABD'den aldığı yardımı gösterir tablo. Sadece 137 Milyon dolar. Çoğu malzeme bir kısmı nakit yardım şeklinde. Malzemeler ABD'nin istediği şekilde kullanılmak üzere verilmiş. İşte 1947'de Milli Şef (!) İsmet İnönü'nün 600 milyon dolar için yalvardığı halde 1948'den itibaren Türkiye'ye 3 yılda yapılan yardımın miktarı. Sadece 137 milyon dolar. 27 yıllık iktidarın Türkiye'yi getirdiği nokta..! Zavallı Türkiyem... Yani bugünkü parayla 500 milyon TL. Bugün, orta ölçekli bir Anadolu şehrinde 500 milyon lira çıkarabilecek onlarca zengin bulursunuz. Öyle mi? Öyle... Ama onurumuz varmış..! Benim 11 yıllık savaş gazisi büyük dedemin evine bir çuval mısır bulmak için tüccar tüccar gezdiği devir... Sizin onurunuz batsın..! (Tablo, lise 12.sınıf Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi ders kitabından)
ertuğrul bey yaptı yapacağını,
beylik yapıyor adam beylik.
beylik yapıyor adam beylik.
Niçin bu ülkede her helikopter kazasında aklımıza Muhsin Başkan gelir? Ve gazeteci İsmail Güneş'in 112'den yardım isteyen sesi... Allah cümlesine cennet ülkeleri vere....
1-Pazar günü seçmen "başkanlığa evet fakat kimsenin başkan olma garantisi yok!" mesajını verdi. Daha şimdiden başkanlık seçimlerinin heyecanlı geçeceği belli oldu. Bu Türkiye'de değişimlerin meşru ve doğru yolunun siyaset olduğunu göstermesi bakımından çok anlamlı... Fetö vb. yapılara, asker-sivil bürokratik vesayete geçit yok. Ayrıca, siyasette aşırı uçların, hiziplerin, bölücü söylemlerle oy toplamanın devri bitti. Ayrıca, dindar ya da laik, farklı yaşam biçimlerine saygı göstermeyen bir kimsenin Türkiye'yi yönetmesi de mümkün değil. Dolayısıyla, iyi oldu. Daha önce bunları yazmışım. Hala aynı görüşteyim.
2-Erdoğan Türkiye'ye bir şeyi öğretti. Sandık ortaya geldiği sürece, bir vatandaş yek diğerinden fazla birşey değildir. %85 katılım, Türkiye'de artık herkesin bunu çok iyi anladığını gösteriyor.
3-Evet oylarının 60 yerine 51,5'ta kalmasının önemli nedenlerinden bazıları;
- Belediyelerdeki kokuşmuşluk, halktan kopuk yönetim anlayışı, kibirli havalı tavırlar, keyfi uygulamalar, yolsuzluk olduğu düşüncesi...
- Parti teşkilatlarındaki lakaytlık, teşkilatçılığın gönüllülük yerine profesyonel bir işe dönüşmesi...
- Bazı yerlerde Belediye ve teşkilatlar arasındaki güç kavgaları...
- Büyük şehir belediyelerinde Fetö güdümündeki büyük başların üzerine gidilmemesi... vs.vs.
4-Türkiye'de 15 senedir iktidar olmasına, belediyeleri, hükümeti ve cumhurbaşkanlığını da elinde bulundurmasına rağmen Tayyip Erdoğan halktan başkanlık sistemine geçmeyi istedi. Ve halk bunu kabul etti. Bu sonuç, Recep Tayyip Erdoğan'ın milletle kurduğu sahici ilişkinin, siyaset tarihimizde örneği olmayan bir gönüldaşlık ilişkisi olduğunu gösteriyor. Erdoğan'ın bu denli güçlenmesinin nedeni kendi başarısı kadar, düşmanlarının bel altı vuruşlarıdır. En sonuncusu da 15 Temmuz darbe ihaneti... Erdoğan fenomeni durup dururken ortaya çıkmadı. Türkiye'nin son 20 yılı onu durdurmaktan başka hiçbir fikir üretmeyen asker-sivil bürokratların, medya ve dış güçlerin kahpe girişimleriyle geçti. Ve bu milleti kemikleştirdi.
5-Devlet Bahçeli'nin Ekmeleddin İhsanoğlunun adaylığında ve geçenki belediye seçimlerinde CHP ile kurduğu ittifaklar seçmenler düzeyinde kalıcı bir işbirliğine dönüşmüş görünüyor. Özellikle de sahillerde, büyük şehirlerde... MHP adına üzücü, CHP adına sevindirici bir durum. MHP nin sorunu genel başkanlık sorununun çok ötesine geçmiş bulunuyor. Zira Bahçeli muhaliflerinin itirazı CHP ile işbirliğine değil, Erdoğan ile işbirliğine... Bu yüzden CHP'ye giden oyların MHP'ye geri dönmesi zor görünüyor. Devlet Bey, 15 Temmuza kadar, kendi partisinin genetiğiyle oynamanın sonuçlarını acı şekilde görecek gibi... Sadece Devlet Bahçeli için değil, hem MHP hem de bütün Türkiye için sıkıntılı bir durum oluşmuş durumda.
6-Hayır oyları, kampanyayı CHP yürüttüğü için CHP'ye yazdı. İyi bir sonuç da aldılar. Böylece Kemal Kılıçdaroğlu'nun genel başkanlık koltuğu sağlamlaştı. CHP'nin trajedisi de bu işte...
7-HDP doğu ve güneydoğuda erimeye başladı... Daha da eriyecek. Bölge seçmeni Türkiye'nin genel siyasetinin bir parçası olacak. 7 Haziran'da gördüğümüz gibi Türkiye'yi kilitleme imkanları artık yok. Yeni CB hükümet sisteminin, Türkiye'ye en büyük faydası da bu olacak...
8-Sabahtan akşama kadar bağırarak içeriksiz yayın yapan hükümet taraftarı bir kısım gazetecilerin fayda değil zarar getirdiği görülmüş oldu. Siyasette korku ve alay dili değil, ikna dili ve ciddi yayıncılık her zaman daha iyi sonuç alıyor. Yeter artık bağırmayı bırakın! Gidin adam gibi dersinizi çalışarak haber dosyaları hazırlayın. Seçmenler adına yorum yapmayın. Yorum değil bilgi istiyoruz. Bunlara verilen paraya yazık.
9-Büyükşehirlerde hayat zor. İşe gitmek, eve dönmek bile zor. Bir ailenin İstanbul'da pikniğe gittiğinde verdiği otopark parası ile Anadolu'da insanlar haftalık pazar masrafını görüyor. Bir ev almak en az 500, 600 bin lira istiyor. Kiralar en az 2, 3 bin lira olmuş. Yapılan büyük projeler insanların günlük hayatına etki etmiyor. Sürekli bir stres var. Bu durumlar İstanbul'da sandığa açıkça yansıdı. Anadolu'da hayat çok daha ucuz ve kolay. Anadolu'dan gelen oyların en büyük nedeni de bu!
Büyük şehirleri daha da büyütmek hatasına bir an önce son verilmeli. Yaşanabilir orta ölçekli şehirler planlanmalı... Bina çılgınlığı bitmeli. Büyük paralar büyük binalara değil, büyük yeşil alanlara, devasa parklara harcanmalı...
10-Referandumun en büyük mağlubu, Türkiye'de köpürtülmek istenen Irkçılık ve yabancı düşmanlığıdır. Sürekli mülteci aleyhtarı kampanya yürütülürken, Türkiye'nin en zengin, en diplomalı kesimleri adeta ırkçılık lağımında boğulmaktayken... 3 milyon mülteciye kucağını açmış Türk Milletinin feraseti, insaniyeti her takdirin üstündedir. Irkçılık batağına saplanan Avrupa'nın mümin mütevekkil Anadolu insanından öğreneceği çok şey var!
(Türkiye'nin büyük holdingleri, Tüsiad'ı, Boğazdaki namlı aileleri arasında mülteciler için tek bir yardım kuruluşu kuran oldu mu? Yoksa ben mi duymadım?)
2-Erdoğan Türkiye'ye bir şeyi öğretti. Sandık ortaya geldiği sürece, bir vatandaş yek diğerinden fazla birşey değildir. %85 katılım, Türkiye'de artık herkesin bunu çok iyi anladığını gösteriyor.
3-Evet oylarının 60 yerine 51,5'ta kalmasının önemli nedenlerinden bazıları;
- Belediyelerdeki kokuşmuşluk, halktan kopuk yönetim anlayışı, kibirli havalı tavırlar, keyfi uygulamalar, yolsuzluk olduğu düşüncesi...
- Parti teşkilatlarındaki lakaytlık, teşkilatçılığın gönüllülük yerine profesyonel bir işe dönüşmesi...
- Bazı yerlerde Belediye ve teşkilatlar arasındaki güç kavgaları...
- Büyük şehir belediyelerinde Fetö güdümündeki büyük başların üzerine gidilmemesi... vs.vs.
4-Türkiye'de 15 senedir iktidar olmasına, belediyeleri, hükümeti ve cumhurbaşkanlığını da elinde bulundurmasına rağmen Tayyip Erdoğan halktan başkanlık sistemine geçmeyi istedi. Ve halk bunu kabul etti. Bu sonuç, Recep Tayyip Erdoğan'ın milletle kurduğu sahici ilişkinin, siyaset tarihimizde örneği olmayan bir gönüldaşlık ilişkisi olduğunu gösteriyor. Erdoğan'ın bu denli güçlenmesinin nedeni kendi başarısı kadar, düşmanlarının bel altı vuruşlarıdır. En sonuncusu da 15 Temmuz darbe ihaneti... Erdoğan fenomeni durup dururken ortaya çıkmadı. Türkiye'nin son 20 yılı onu durdurmaktan başka hiçbir fikir üretmeyen asker-sivil bürokratların, medya ve dış güçlerin kahpe girişimleriyle geçti. Ve bu milleti kemikleştirdi.
5-Devlet Bahçeli'nin Ekmeleddin İhsanoğlunun adaylığında ve geçenki belediye seçimlerinde CHP ile kurduğu ittifaklar seçmenler düzeyinde kalıcı bir işbirliğine dönüşmüş görünüyor. Özellikle de sahillerde, büyük şehirlerde... MHP adına üzücü, CHP adına sevindirici bir durum. MHP nin sorunu genel başkanlık sorununun çok ötesine geçmiş bulunuyor. Zira Bahçeli muhaliflerinin itirazı CHP ile işbirliğine değil, Erdoğan ile işbirliğine... Bu yüzden CHP'ye giden oyların MHP'ye geri dönmesi zor görünüyor. Devlet Bey, 15 Temmuza kadar, kendi partisinin genetiğiyle oynamanın sonuçlarını acı şekilde görecek gibi... Sadece Devlet Bahçeli için değil, hem MHP hem de bütün Türkiye için sıkıntılı bir durum oluşmuş durumda.
6-Hayır oyları, kampanyayı CHP yürüttüğü için CHP'ye yazdı. İyi bir sonuç da aldılar. Böylece Kemal Kılıçdaroğlu'nun genel başkanlık koltuğu sağlamlaştı. CHP'nin trajedisi de bu işte...
7-HDP doğu ve güneydoğuda erimeye başladı... Daha da eriyecek. Bölge seçmeni Türkiye'nin genel siyasetinin bir parçası olacak. 7 Haziran'da gördüğümüz gibi Türkiye'yi kilitleme imkanları artık yok. Yeni CB hükümet sisteminin, Türkiye'ye en büyük faydası da bu olacak...
8-Sabahtan akşama kadar bağırarak içeriksiz yayın yapan hükümet taraftarı bir kısım gazetecilerin fayda değil zarar getirdiği görülmüş oldu. Siyasette korku ve alay dili değil, ikna dili ve ciddi yayıncılık her zaman daha iyi sonuç alıyor. Yeter artık bağırmayı bırakın! Gidin adam gibi dersinizi çalışarak haber dosyaları hazırlayın. Seçmenler adına yorum yapmayın. Yorum değil bilgi istiyoruz. Bunlara verilen paraya yazık.
9-Büyükşehirlerde hayat zor. İşe gitmek, eve dönmek bile zor. Bir ailenin İstanbul'da pikniğe gittiğinde verdiği otopark parası ile Anadolu'da insanlar haftalık pazar masrafını görüyor. Bir ev almak en az 500, 600 bin lira istiyor. Kiralar en az 2, 3 bin lira olmuş. Yapılan büyük projeler insanların günlük hayatına etki etmiyor. Sürekli bir stres var. Bu durumlar İstanbul'da sandığa açıkça yansıdı. Anadolu'da hayat çok daha ucuz ve kolay. Anadolu'dan gelen oyların en büyük nedeni de bu!
Büyük şehirleri daha da büyütmek hatasına bir an önce son verilmeli. Yaşanabilir orta ölçekli şehirler planlanmalı... Bina çılgınlığı bitmeli. Büyük paralar büyük binalara değil, büyük yeşil alanlara, devasa parklara harcanmalı...
10-Referandumun en büyük mağlubu, Türkiye'de köpürtülmek istenen Irkçılık ve yabancı düşmanlığıdır. Sürekli mülteci aleyhtarı kampanya yürütülürken, Türkiye'nin en zengin, en diplomalı kesimleri adeta ırkçılık lağımında boğulmaktayken... 3 milyon mülteciye kucağını açmış Türk Milletinin feraseti, insaniyeti her takdirin üstündedir. Irkçılık batağına saplanan Avrupa'nın mümin mütevekkil Anadolu insanından öğreneceği çok şey var!
(Türkiye'nin büyük holdingleri, Tüsiad'ı, Boğazdaki namlı aileleri arasında mülteciler için tek bir yardım kuruluşu kuran oldu mu? Yoksa ben mi duymadım?)
Tunceli'de şehit düşen 12 vatan evladına Allah'tan rahmet ve mağfiret diliyorum.
kendisinin koyu kemalist olduğunu söylemiştim. Kanıtı için fox tv yi açıp bakabilirsiniz.
heycanlanacak bir durum yokmuş.
zaten bekliyorduk ama %60 üstü beklemiyorduk.
zaten bekliyorduk ama %60 üstü beklemiyorduk.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?