REFERANDUM Irak'ta olunca "HALKIN ÖZGÜR İRADESİ"oluyor
İspanya'da olunca "ÜLKEYİ PARÇALAMAYA KALKAN TERÖRİSTLER"oluyor...
Nerde demokrasi diye ayağa kalkan çağdaş Avrupa?
Nerde sabahtan akşama kadar insan hakları nutukları atan Batılı ülkeler?
Bu görüntüler Türkiye'de çekilse, polis orantısız şiddet kullanıyor, çok endişeliyiz diye Avrupali liderler ayağa kalkardı. Ama bir Avrupa ülkesinde olunca üç maymunu oynuyorlar...
İSPANYA...
Avrupa'nın göbeğinde bağımsızlık referandumu...
Irakta bağımsızlık referandumu olunca halkın özgür iradesi diye destekleyen Avrupa, İspanya söz konusu olunca irade mirada tanımıyor...
İspanya polisi Referandum yapıp bağımsızlık ilan etmeye kalkan Katalonların kafasını gözünü dağıttı sandıklara el koydu...
Neden Batılilar endişelenmiyor
Allah bin beter etsin Avrupa'yi
eğer ibret alınsaydı tarih tekerrürden ibaret olur muydu hiç?
Mesele Göktürkçe armalarını yasaklamanız değil, mesele: bir teröristin şikayeti üzerine Göktürkçe armaları yasaklamanız!
ÂŞÛRÂ GÜNÜ NELER YAPILIR?
• O gün, eve ufak-tefek erzak alınırsa, bir sene boyunca evde bereket olur.
• En az on Müslümana birer selâm veya bir Müslümana on defa selâm verilir.
• Fakir fukarâ sevindirilir.
• O gün gusledenler, bir sene ufak-tefek hastalık görmezler.
• 10 defa şu duâ okunur: “Sübhânallâhi mil'el-mîzân ve müntehe'l-ılmi ve mebleğa'r-rızâ ve zinete'l-arş.”
• Âşûrâ gününe mahsus olmak üzere kuşluk vaktinde 2 rek'at namaz kılınır. Her rek'atte 1 Fâtiha, 50 İhlâs-ı Şerîf okunur.
Namazdan sonra da şu salevât-ı şerîfe 100 defa okunur: “Allâhümme salli alâ Seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli Seyyidinâ Muhammedin ve Âdeme ve Nûhın ve İbrâhîme ve Mûsâ ve Îsâ vemâ beynehüm mine'n-nebiyyîne ve'l-mürselîn. Salevâtüllâhi ve selâmühû aleyhim ecmaîn.”
• Öğle ile ikindi arasında 4 rek'at namaz kılınır. Her rek'atte 1 Fâtiha, 50 İhlâs-ı Şerîf okunur. Namazdan sonra: 70 istiğfâr-ı şerîf, 70 salevât-ı şerîfe, 70 defa da “Lâ havle velâ kuvvete illâ billâhi'l-aliyyil-azîm” denilir. Sonra da ümmet-i Muhammed'in hidâyeti ve kurtuluşu için duâ edilir.
• O gün, eve ufak-tefek erzak alınırsa, bir sene boyunca evde bereket olur.
• En az on Müslümana birer selâm veya bir Müslümana on defa selâm verilir.
• Fakir fukarâ sevindirilir.
• O gün gusledenler, bir sene ufak-tefek hastalık görmezler.
• 10 defa şu duâ okunur: “Sübhânallâhi mil'el-mîzân ve müntehe'l-ılmi ve mebleğa'r-rızâ ve zinete'l-arş.”
• Âşûrâ gününe mahsus olmak üzere kuşluk vaktinde 2 rek'at namaz kılınır. Her rek'atte 1 Fâtiha, 50 İhlâs-ı Şerîf okunur.
Namazdan sonra da şu salevât-ı şerîfe 100 defa okunur: “Allâhümme salli alâ Seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli Seyyidinâ Muhammedin ve Âdeme ve Nûhın ve İbrâhîme ve Mûsâ ve Îsâ vemâ beynehüm mine'n-nebiyyîne ve'l-mürselîn. Salevâtüllâhi ve selâmühû aleyhim ecmaîn.”
• Öğle ile ikindi arasında 4 rek'at namaz kılınır. Her rek'atte 1 Fâtiha, 50 İhlâs-ı Şerîf okunur. Namazdan sonra: 70 istiğfâr-ı şerîf, 70 salevât-ı şerîfe, 70 defa da “Lâ havle velâ kuvvete illâ billâhi'l-aliyyil-azîm” denilir. Sonra da ümmet-i Muhammed'in hidâyeti ve kurtuluşu için duâ edilir.
Sultan Orhan devrinde üç kişinin sözü çok geçerdi: Kazasker Çandarlı Kara Halil, padişahın imâmı Tursun Fakîh ve Molla Mahmûd. Üçü de hem Osman Gazi, hem de Orhan Gazi'nin padişahlığında ziyade itibar görmüşlerdi.
Bir gün padişah, âlimlerden bir zâta Bursa kadılığını verdi. O zât önceki makamına göre bunu bir tenzîl gibi gördüğünden yanına mübârek olsun demeye gelenlere “Musîbetim zamanında beni tebrîke mi geliyorsunuz?” derdi.
Ârif bir zât olan Tursun Fakîh ona şu beyti gönderdi:
Kazâ gelmez başa, Hak yazmayınca
Belâ vermez Mevlâ, kul azmayınca
(Hadîkatü's-Selâtîn, Celalzâde Sâlih Çelebi)
Bir gün padişah, âlimlerden bir zâta Bursa kadılığını verdi. O zât önceki makamına göre bunu bir tenzîl gibi gördüğünden yanına mübârek olsun demeye gelenlere “Musîbetim zamanında beni tebrîke mi geliyorsunuz?” derdi.
Ârif bir zât olan Tursun Fakîh ona şu beyti gönderdi:
Kazâ gelmez başa, Hak yazmayınca
Belâ vermez Mevlâ, kul azmayınca
(Hadîkatü's-Selâtîn, Celalzâde Sâlih Çelebi)
Rûy-î zemîni tâbi-i fermânı kılmağa
Sultan Selîm Han gibi bir şîr-i ner gelür
Hâkan ki at sürünce bir iklîm-i düşmene
Pîş ü pesinde mahşer-i tîg ü teber gelür
Ey ga-sıb-ı diyâr-ı Arab bekle vaktini
Evvel cezâ-yı saltanat-ı sürh-ser gelür
Kaç fâtih-î zaman gören İran-zemin bugün
Görsün kiminle hangi cüyûş-î zafer gelür
Tekbîrlerle halka ıyân oldu tûğlar
Sahrâ-yı Üsküdâr'e revân oldu tûğlar
Yahya Kemal
Sultan Selîm Han gibi bir şîr-i ner gelür
Hâkan ki at sürünce bir iklîm-i düşmene
Pîş ü pesinde mahşer-i tîg ü teber gelür
Ey ga-sıb-ı diyâr-ı Arab bekle vaktini
Evvel cezâ-yı saltanat-ı sürh-ser gelür
Kaç fâtih-î zaman gören İran-zemin bugün
Görsün kiminle hangi cüyûş-î zafer gelür
Tekbîrlerle halka ıyân oldu tûğlar
Sahrâ-yı Üsküdâr'e revân oldu tûğlar
Yahya Kemal
Happy new year mübarekler...
Bir Üniversite Talebesine Nasihatler
1. Allah yolunda ol, dosdoğru ol, verdiğin sözün eri ol.
Evladım, ağzın laf ediyorsa dilinle doğru ol, sözünle doğru ol. Sana inanan kişilere karşı sözünden cayma. Eğer sözünü tutarsan “söz” olur ve seni cennete götürür, tutmazsan “köz” olur.
Elinle doğru ol. Kolunu, muzırda değil yardım işinde kullan. Tartıyla iş yapıyorsan terazinde, ölçüyle iş yapıyorsan metrende ve litrende doğru ol. Doğrunun doğruluğu bütün sülalesine akseder, hepsini hayra götürür.
2. İnsanları sev ve kimseyi kendinden alçak görme. Tevazu sahibi ol, zira en halis ziynet alçakgönüllülüktür. Mütevazi olan kimse, en güzel ziyneti takınmıştır.
Kimseyi kendinden aşağı görme. Hayatta haset etmeden say, kıskanmadan sev. Bazı insanlar, başkasındakini istemez. Öyle olma. Gıpta et, fakat haset etme. Zira Allah'ın huzuruna fesatla çıkılmaz.
Memur olduğun zaman, sana gelen vatandaşlara sakın yüksekten bakma, yanına geleni ayakta bekletme. Yanında, daima bir sandalye bulundur ve oturtuver. Biraz dinlendirdikten sonra halini sor, işini hallet. Sakın ha “bugün git yarın gel” deme! İşini, o gün bitir. Eğer öyle yapmazsan on parmağım yakanda olacaktır.
Eğer memursan ve başında müdürün varsa, haset etmeden say, kıskanmadan sev.
İnsanlar muhteliftir. Bazısı daha kabiliyetli, bazısı daha yakışıklıdır. “Ben niye onun yerinde olmayayım” deme, elindekinden de olursun. “Allah bana bir verirse, arkadaşıma, komşuma iki versin” diye düşünürsen, seninki üç olur. Eğer arkadaşın veya komşun böyle düşünmüyorsa, onunki ikide kalır.
Senden daha iyi hizmet edecek olan varsa, makamını ona ver. İşte vatanperverlik budur.
3. Çalışkan ol, üretici ol. Zira Peygamber Efendimiz “Çalışmak ibadettir” buyuruyor. Evladım, alınteri olmadan hiçbirşeyin kıymeti bilinmez. Tarlanı ek, mahsülünü al, komşuna ver, ağaç dik… Sadaka-i cariye, iyi evlat yetiştirmek, ilmi eser bırakmak ve ağaç dikmektir ki, ağaç dikmek en efdalidir. Bunun için biz, heykel dikmeyeceğiz, yeşil ağaç, yeşil âbide dikeceğiz.
Bir dut ağacı 400 sene, ceviz ağacı 700 sene, kestane ağacı 900 sene, çınar ağacı 1500 sene yaşar. Ihlamur ağacı dik, çiçeği şifalıdır.
Bursa'da Osman Gazi'nin ve Orhan Gazi'nin diktiği bin senelik çınarlar var. Ben bekarken, her sene bir ağaç dikerdim. Şimdi evliyim ve yengen için de her sene bir ağaç dikiyorum.
Ben reklam sevmiyorum, kendini methetmek gibi oluyor. Bu yüzden herkese söylemedim, fakat sen bil. Benim Fatih ve Bazayıt Camii yanında birer tane çınar ağacım var.
4. Bildiğini öğret, temiz ol ve temizliğinle örnek ol. Münevver kişi, münevvir kişi demektir. Öyleleri var ki, üç fakülte bitirir de, hasedinden, kıskançlığından (dolayı) hiçbirşey öğretmez. Gerçek münevver, bildiğini yapan ve öğreten kişidir.
Temizlik, ibadettir ve imanın yarısıdır. Eğer sokakta birisi hata yapmışsa (yola pislik yapmışsa) sen, onu ayağının ucu ile örtüver…
5. Günde en az iki kişiye iyilik et, gönlünü al. Çünkü cennetin yolu, gönül almaktan geçer. Gönül almak, Cennetin Firdevs kapısını açmaktır. Bu beş maddenin en kolayı, fakat en “içten geleni” de budur. Bir gönül kazanmak, 40 vakit namaza bedeldir. Bir gönül kırmak ise, 40 vakit namazın sevabını kaybettirir. Ben sabahları kalkarken, “Ey Allah'ım, bana, bugün bir kişiye iyilik yapmak nasip eyle” diye dua ederim. Evden çıktığında veya eve dönerken karşından gelen ilk kişiye selam ver. Onun vermesini beklersen olmaz, evvela sen ver. İşte o zaman, o da sana karşılığını verecektir. Veren el, alan elden, sunan gönül, alan gönülden azizdir....
1. Allah yolunda ol, dosdoğru ol, verdiğin sözün eri ol.
Evladım, ağzın laf ediyorsa dilinle doğru ol, sözünle doğru ol. Sana inanan kişilere karşı sözünden cayma. Eğer sözünü tutarsan “söz” olur ve seni cennete götürür, tutmazsan “köz” olur.
Elinle doğru ol. Kolunu, muzırda değil yardım işinde kullan. Tartıyla iş yapıyorsan terazinde, ölçüyle iş yapıyorsan metrende ve litrende doğru ol. Doğrunun doğruluğu bütün sülalesine akseder, hepsini hayra götürür.
2. İnsanları sev ve kimseyi kendinden alçak görme. Tevazu sahibi ol, zira en halis ziynet alçakgönüllülüktür. Mütevazi olan kimse, en güzel ziyneti takınmıştır.
Kimseyi kendinden aşağı görme. Hayatta haset etmeden say, kıskanmadan sev. Bazı insanlar, başkasındakini istemez. Öyle olma. Gıpta et, fakat haset etme. Zira Allah'ın huzuruna fesatla çıkılmaz.
Memur olduğun zaman, sana gelen vatandaşlara sakın yüksekten bakma, yanına geleni ayakta bekletme. Yanında, daima bir sandalye bulundur ve oturtuver. Biraz dinlendirdikten sonra halini sor, işini hallet. Sakın ha “bugün git yarın gel” deme! İşini, o gün bitir. Eğer öyle yapmazsan on parmağım yakanda olacaktır.
Eğer memursan ve başında müdürün varsa, haset etmeden say, kıskanmadan sev.
İnsanlar muhteliftir. Bazısı daha kabiliyetli, bazısı daha yakışıklıdır. “Ben niye onun yerinde olmayayım” deme, elindekinden de olursun. “Allah bana bir verirse, arkadaşıma, komşuma iki versin” diye düşünürsen, seninki üç olur. Eğer arkadaşın veya komşun böyle düşünmüyorsa, onunki ikide kalır.
Senden daha iyi hizmet edecek olan varsa, makamını ona ver. İşte vatanperverlik budur.
3. Çalışkan ol, üretici ol. Zira Peygamber Efendimiz “Çalışmak ibadettir” buyuruyor. Evladım, alınteri olmadan hiçbirşeyin kıymeti bilinmez. Tarlanı ek, mahsülünü al, komşuna ver, ağaç dik… Sadaka-i cariye, iyi evlat yetiştirmek, ilmi eser bırakmak ve ağaç dikmektir ki, ağaç dikmek en efdalidir. Bunun için biz, heykel dikmeyeceğiz, yeşil ağaç, yeşil âbide dikeceğiz.
Bir dut ağacı 400 sene, ceviz ağacı 700 sene, kestane ağacı 900 sene, çınar ağacı 1500 sene yaşar. Ihlamur ağacı dik, çiçeği şifalıdır.
Bursa'da Osman Gazi'nin ve Orhan Gazi'nin diktiği bin senelik çınarlar var. Ben bekarken, her sene bir ağaç dikerdim. Şimdi evliyim ve yengen için de her sene bir ağaç dikiyorum.
Ben reklam sevmiyorum, kendini methetmek gibi oluyor. Bu yüzden herkese söylemedim, fakat sen bil. Benim Fatih ve Bazayıt Camii yanında birer tane çınar ağacım var.
4. Bildiğini öğret, temiz ol ve temizliğinle örnek ol. Münevver kişi, münevvir kişi demektir. Öyleleri var ki, üç fakülte bitirir de, hasedinden, kıskançlığından (dolayı) hiçbirşey öğretmez. Gerçek münevver, bildiğini yapan ve öğreten kişidir.
Temizlik, ibadettir ve imanın yarısıdır. Eğer sokakta birisi hata yapmışsa (yola pislik yapmışsa) sen, onu ayağının ucu ile örtüver…
5. Günde en az iki kişiye iyilik et, gönlünü al. Çünkü cennetin yolu, gönül almaktan geçer. Gönül almak, Cennetin Firdevs kapısını açmaktır. Bu beş maddenin en kolayı, fakat en “içten geleni” de budur. Bir gönül kazanmak, 40 vakit namaza bedeldir. Bir gönül kırmak ise, 40 vakit namazın sevabını kaybettirir. Ben sabahları kalkarken, “Ey Allah'ım, bana, bugün bir kişiye iyilik yapmak nasip eyle” diye dua ederim. Evden çıktığında veya eve dönerken karşından gelen ilk kişiye selam ver. Onun vermesini beklersen olmaz, evvela sen ver. İşte o zaman, o da sana karşılığını verecektir. Veren el, alan elden, sunan gönül, alan gönülden azizdir....
Unutmayalım ki bize insani değerkeri öğreten Hz. Muhammed (s.a.v) yahudi cenaze geçişini görünce saygı olarak ayağa kalkmıştır...
Konuşmadan nefes alamayan insanlar var. Bu insanlardan bıktım.
Geçen sene gece saat 3:00 civarlarında çok sevdiğim biri beyin kanaması geçirdi ve alemleri değişti. Bi sene nede çabuk geçti. Acısı bu kadar tayzeyken.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?