sözlükte resim ve eklentilerin açılamaması sorunu yaşamak!
yoksa meraklı değilim size mesaj yoluyla soru sormaya!
@2, sevgili arkadaşım, yönetim derkene seni kast etmemiştim zaten. cayısallama, 30 temmuz da yazdığım mesaja, 31 temmuz da ''eve dönünce hallederim'' diye yazmıştı. 2 ağustosta mesajı gördüğümde, hala düzeltilemediğine göre, iş yerinden dönmediniz galiba şeklinde bir şey yazmıştım. mesajlara cevap vermeyince isim başlığına yazdım, o da olmayınca böyle bir başlık açmak durumunda kaldım.
@3 @4 ha buraya yazdığı açıklamaları, ''daha önce açıkladığım gibi'' diyerek yazmışsınız. açıklasaydınız sormazdım. evet, açıkladığınız bir şey oldu, o da görsele yüklediğimiz resimleri buraya nasıl ekleyeceğimiz. onun için de teşekkür etmiştim. bir de büyük boyutlu resimleri yükleyemeyince, sorunu size sorduktan sonra cevap gelmeyince resmin boyutunu küçültüp yüklemiştim, siz cevap yazana kadar onu da öyle kendim halletmiştim. png uzantılı resimlerin, ikinci linklerin açılamadığını şu an buradan öğreniyorum. karşınızdaki insana aptalmış gibi muamele ediyorsunuz ve bu hiç hoş değil. mesaj yazdığım zaman ciddiye alıp cevap yazsaydınız, ben de tarafsız olmadığızı düşünmezdim.
hallederiz kadir kısmı, o mesajlaşma diyaloğuna hoş olmasa da tam oturmuş. hoş olmayan durumlar yaşayınca, her insan gibi ben de hoş laflar sarfedemiyorum malesef
(bkz: sabır kotası)
@3 @4 ha buraya yazdığı açıklamaları, ''daha önce açıkladığım gibi'' diyerek yazmışsınız. açıklasaydınız sormazdım. evet, açıkladığınız bir şey oldu, o da görsele yüklediğimiz resimleri buraya nasıl ekleyeceğimiz. onun için de teşekkür etmiştim. bir de büyük boyutlu resimleri yükleyemeyince, sorunu size sorduktan sonra cevap gelmeyince resmin boyutunu küçültüp yüklemiştim, siz cevap yazana kadar onu da öyle kendim halletmiştim. png uzantılı resimlerin, ikinci linklerin açılamadığını şu an buradan öğreniyorum. karşınızdaki insana aptalmış gibi muamele ediyorsunuz ve bu hiç hoş değil. mesaj yazdığım zaman ciddiye alıp cevap yazsaydınız, ben de tarafsız olmadığızı düşünmezdim.
hallederiz kadir kısmı, o mesajlaşma diyaloğuna hoş olmasa da tam oturmuş. hoş olmayan durumlar yaşayınca, her insan gibi ben de hoş laflar sarfedemiyorum malesef
(bkz: sabır kotası)
#21964 yazdığım gönderideki eklentide açılmadı, konusuna ekliyorum. -resim ve link sorunlarının düzeltileceği yok-
/gorseller/yukle/images/dadhjh.png
geçmiş mi darbe tehlikesi? insanların sürekli bunu konuşup tetikte olmasına gerek yok muymuş? hayat normale mi dönmüş? sokaklarda bekleyen vatandaşlar da normal hayat yaşıyor evet.
@2 istediğimiz sorudan başlayabilir miyiz öğretmenim (u:☺)
1-dini hassasiyetleri yüksek olanlara ise şunu düşünmelerini tavsiye ediyorum. düşüncelerinizi ve eylemlerinizi, olaylara ve oluş biçimlerine göre mi şekillendiriyorsunuz yoksa kimin yaptığına göre mi?
cevap1 : efenim, olaylara karşı duruşumuzu, düşünce ve eylemlerimizi olaylara, oluş şekline göre değil, kimin yaptığına, ne yaptığına göre değil, allahın rızasına uygun olup olmadığına göre değerlendiriyoruz. kaç yıllık medeniyet olmasını geçtim, cami orası. cami yıkılır mı? devlet sormazsa bile Allah sormaz mı bunun hesabını? soracak elbette. Yüce Allah, asırlar önce ibadet özgürlüğünün engellenemeyeceğini ve ibadethanelere dokunulmayacağını şu ayette gündeme getirmiştir:
\"Allah'ın mescitlerinde O'nun adının anılmasına engel olan ve mescitlerin harap olmasına çalışandan daha zalim kim vardır? Aslında bunların oralara korkarak girmeleri gerekir. Bunlar için dünyada rezillik, ahirette de büyük azap vardır.\" (Bakara, 114) benim fikirlerim, elimden geldiği kadarıyla allahın gönderdiği kuran ve efendimiz (sas.) in sünnetleri, sahabe efendilerimizin uygulamaları çerçevesindedir.
2-misal, 15 temmuz gecesi ve devamında, gerçekten de demokrasinin korunması adına mı sokaklara çıktınız, yoksa tayyip erdoğan dediği için mi? aynı darbe girişimi, farzedelim ki, chp ya da mhp iktidarında olsaydı, ve kılıçdaroğlu ya da bahçeli insanları sokağa davet etseydi, yine sokaklara çıkar mıydınız?
cevap 2: demokrasi demek pek benlik bir kullanım değil. demokrasi demek, seçilmiş iktidar, seçilmiş muhalefet, seçilmiş cumhurbaşkanı demektir. bunlar her an değişebilme ihtimali olan unsurlardır. ama vatan yegane kalacak olan tek şey. vatanın korunması adına sokaklara çıktık. demokrasiyi değil vatanı bekliyoruz. şehitlerimizi demokrasi için değil vatan için verdik. babam, tayyip erdoğan canlı yayına başğamazdan evvel ezan okudu, sela okudu. bunlardan önce halka sürekli birlik beraberliğin korunması adına cami hoparlöründen konuşmalar yaptı. tayyip erdoğan dediği için değil, diğer siyasi liderlerin iktidarında olsaydı, yine onlar demezden evvel yapardı. kim derse desin, kimsenin demesine gerek yok yine de vatanı beklerdik. bunun kıyasını yapmanıza güldüm ama, bu kadar basit düşünmeyin hocam. benim partimden olan her konuda benim gibi düşünmeyebilir. ben de her konuda diğer ak partililer gibi düşünmeyebilirim. insanlar arası farklılıklar, doğamızda var. birebir kimse kimseyle aynı fikirde olamaz. bu olayda tayyip erdoğan halka sokağa çıkma çağrısı yaptıktan sonra, ona oy veren yüz de elli kısım elbette sokağa dökülecekti. zaten vatan sevdasında olan fakat ak partiyi sevmediğinden ötürü dışarı çıkmaya tereddüt eden mhp'li vatandaşlar, elbette siyasi liderlerinin desteği ile sokaklara fırlayacaktı... her lider kendisine oy verenleri temsil ediyor. onların teşviki daha da etkili oldu sokağa çıkma hususunda. cevabımı netleştireyim, söz konusu vatanım olduğu için, kemal kılıçdaroğlu bile sokağa çık dese çıkardım ki demelerine gerek duymadan çıktık zaten
3-kılıçdaroğlu ya da bahçeli, bir terör örgütüne yıllarca her türlü desteği verseydi, ülkenin kılcal damarlarına kadar örgütlenmelerini sağlasaydı ve yıllar sonra çıkıp, 'ya kusura bakmayın. kandırmış bunlar bizi.' deselerdi, tepkiniz ne olurdu?
cevap 3-: bu soruyu cevaplamazdan evvel sizi öncelikle takiyye kavramının üzerinde azıcık düşünmeye davet ediyorum. günlerdir, bukelamun gibi her kılığa girdiklerini ve kendilerini ustalıkla gizlediklerini, anlayıp göz yumduklarının yanında hayatta inanmam dediğimiz tiplerin bile paralelci olduklarını ve darbenin omurgasını bunların oluşturduğunu gördük. söz gelimi sadece bir basketbolcu olduğunu düşündüğüm (gbkz:enes kanter)'in tam bi mankurt olacağını kim düşünebilirdi mesela. bu insanların ne olduklarını anladıktan sonra tüm iktidar ve muhalefet liderlerinin birlik olmak yerine 15 temmuz akşamına kadar paralelcilere karşı farklı bir duruş sergilediklerini biliyoruz hepimiz. kanalları kapatılırken her kesimden farklı tepkiler yağmıştı. /gorseller/yukle/images/sssss.jpg ama devlet yöneten bir liderin, bunların farkında olması, devlet içinde gruplaşmalara, cemaatleşmelere karşı uyanık olması gerekirdi. bundan ötürü, en az muhalif görüşler kadar ben de tepkiliyim hükümete. zaten hükümetimiz, cumhurbaşkanımız da bu durumun farkında. \"Her şeye rağmen bu hain örgütün gerçek yüzünü çok daha önceden ortaya koyamamış olmanın üzüntüsü içindeyim\" diyen Erdoğan, \"Bunun için hem rabbimize, hem milletimize verecek hesabımız olduğunu biliyorum. Rabbim de, milletim de bizi affetsin.''
(bkz: ben de malesef bu örgüte destek oldum)
4-rize'deki tarihi camiyi, chpli bir belediye, ya da mhpli bir belediye, daha büyüğünü yapmak maksadıyla yıksaydı, nasıl bir tepki verirdiniz? aslında cümlenin sonuna soru işareti koydum ama sorunun cevabından neredeyse eminim.
cevap 4:bu sorunun cevabı 1. soruda verilmiş zaten
hayata dair yaklaşımınız, kim olursa olsun doğruyu yapanın yanında olmak değilse. bunun yerine doğruyu kimin söylediğine ya da yaptığına bakarak karar veriyorsanız, siz millet değilsiniz. hatta toplum bile değilsiniz. olsanız olsanız ancak güruh olabilirsiniz.
...
hayata dair yaklaşımımın, kim olursa olsun doğrunun yanında olmak olduğunu, söylemlerimden de anlayamamışsanız, bunun için size söyleyecek bir şeyim yok. ha, sadece ben değil, daha geniş kapsamlı düşünecek olursak, o gece sokağa çıkıp canı pahasına ülkeyi mudafaa eden şehitlerimizi, tanklara, kurşunlara, savaş uçaklarına meydan okuyan kitleyi güruh sayıyorsanız o da sizin bakış açınız.
adalet bakanı geçenlerde şöyle dedi: 'dostlarımız yıllar boyunca fetö'yle ilgili bizi uyardılar. biz dinlemedik. 17-25 aralıktan sonra da biz söyledik onlar dinlemedi.'
5-şimdi darbenin ardından, akıl almaz kararlar alınıyor. askeri okullar kapatılıyor, karargahlar kapatılıyor, askeri birliklerin önünde çöp kamyonları bekletiliyor, ordudaki emir komuta zinciri yerle bir ediliyor. ve birçok insan, bunun yanlış olduğunu dile getiriyor. 'yapmayın, etmeyin. yanlış yapıyorsunuz. bunların acısı hem kısa vadede hem uzun vadede ülkenin başına büyük belalar getirir.' diyorlar. dinleyen yok.
cevap 5: darbenin ardından alınan kararların neresinin akıl almaz buldunuz? 2013 de mısıra askeri darbe yaptıklarında 1. darbede halk darbeyi bastırmış, ama onları pusuda bekleyen askerler buldukları ilk fırsatta yeniden darbe yaparak hükümeti devirmişti. ne yani,çöp kamyonları karargahların önünde beklemesin de, tanklar bi daha mı dışarı çıksın istiyorsunuz? askeri okullarda, karargahlar da organize olmadı mı bunlar? hala daha içeride paralelciler var. kendilerini gizliyorlar. orduya müdahale etmesinler de yeniden mi darbeye kalkışsınlar istiyorsunuz? biz her gece sokaktayken, o tankların sokağa çıkmasına fırsat verilmesini nasıl istersiniz? askeriyeye şu anda kanser hastalığı bulaşmış ve kemoterapi görüyor. gerçek askerlerle mankurtlar ayıklanmaya çalışılıyor, bunlar uzun sürerse sıkıntı büyük olur, süreç kısalsın diye ohal ilan edildi zaten kimse keyf almıyor bu durumdan.
----------------------------------------------------------------------
bu olayları gezi olaylarıyla mukayese edip birbirlerine karşılıklı olarak laf sokma çabasında olan güruhlar da var. sürekli siyasi parti ayrılıklarını gündemde tutup oluşturulmaya çalışılan birlik beraberlik algısına gölge düşürmek isteyenler de. mezhep savaşlarını körüklemeye çalışanlar da, hangi partiden taraf görünmeye çalışırlarsa çalışsınlar, paralelin ekmeğine yağ sürmek, onlara destek olmaktır bunlar.
anlamadığım bi düşünce sistemi daha var, her şey normale dönmüş durumda diyorlar. böyle diyenlere af buyurun ama gülüyorum sadece. madem her şey normale döndü neden sabahlara kadar kışla önü bekliyoruz biz? neden meydan nöbetlerine devam konusunda cumhurbaşkanımız bizi sürekli teşvik ediyor. neden evinize dönün, bitti artık demedi?
çünkü hiç bir şey bitmedi, bu insanlar, kaybedecekleri hiç bir şeyleri olmayan birer canavar. (gbkz:enes kanter,) bir can değil bin can feda olsun ona diyor. bu insanlar, kolay kolay bu işin peşini bırakır mı?
bak bakalım darbe tehlikesi geçmiş mi? /gorseller/yukle/images/dad.png ha, böyle düşünenler, darbenin sıcaklığı geçmemişken, evinde (gbkz:temizlik yapmak)ta olanlar, başlarını deve kuşu misali kuma gömmek isteyenler göremiyor, e haliyle de sürekli bu konuları duymaktan sıkılıyorlar. o gece insanlar sokağa çıkmasaydı, -allah korusun- hainler hedeflerine ulaşsaydı görürdünüz zulüm dönemi olup olmadığını. şimdi bu konuda böyle konuşuyorlar ''ya, kaç senedir iktidarda adamdan bıktık, sanıyorum ki tayyip gitsin de darbe ile mi gidiyor, suikastle mi orası beni bağlamaz demeye çalışıyor'' yani darbeyi basite indirgemeye çalışmanın başka açıklaması yok nazarımda.
tayyip erdoğan, devlet bahçeli'nin twitlerini retweetliyor, bizim burada konuştuklarımıza bak (u:☺)
1-dini hassasiyetleri yüksek olanlara ise şunu düşünmelerini tavsiye ediyorum. düşüncelerinizi ve eylemlerinizi, olaylara ve oluş biçimlerine göre mi şekillendiriyorsunuz yoksa kimin yaptığına göre mi?
cevap1 : efenim, olaylara karşı duruşumuzu, düşünce ve eylemlerimizi olaylara, oluş şekline göre değil, kimin yaptığına, ne yaptığına göre değil, allahın rızasına uygun olup olmadığına göre değerlendiriyoruz. kaç yıllık medeniyet olmasını geçtim, cami orası. cami yıkılır mı? devlet sormazsa bile Allah sormaz mı bunun hesabını? soracak elbette. Yüce Allah, asırlar önce ibadet özgürlüğünün engellenemeyeceğini ve ibadethanelere dokunulmayacağını şu ayette gündeme getirmiştir:
\"Allah'ın mescitlerinde O'nun adının anılmasına engel olan ve mescitlerin harap olmasına çalışandan daha zalim kim vardır? Aslında bunların oralara korkarak girmeleri gerekir. Bunlar için dünyada rezillik, ahirette de büyük azap vardır.\" (Bakara, 114) benim fikirlerim, elimden geldiği kadarıyla allahın gönderdiği kuran ve efendimiz (sas.) in sünnetleri, sahabe efendilerimizin uygulamaları çerçevesindedir.
2-misal, 15 temmuz gecesi ve devamında, gerçekten de demokrasinin korunması adına mı sokaklara çıktınız, yoksa tayyip erdoğan dediği için mi? aynı darbe girişimi, farzedelim ki, chp ya da mhp iktidarında olsaydı, ve kılıçdaroğlu ya da bahçeli insanları sokağa davet etseydi, yine sokaklara çıkar mıydınız?
cevap 2: demokrasi demek pek benlik bir kullanım değil. demokrasi demek, seçilmiş iktidar, seçilmiş muhalefet, seçilmiş cumhurbaşkanı demektir. bunlar her an değişebilme ihtimali olan unsurlardır. ama vatan yegane kalacak olan tek şey. vatanın korunması adına sokaklara çıktık. demokrasiyi değil vatanı bekliyoruz. şehitlerimizi demokrasi için değil vatan için verdik. babam, tayyip erdoğan canlı yayına başğamazdan evvel ezan okudu, sela okudu. bunlardan önce halka sürekli birlik beraberliğin korunması adına cami hoparlöründen konuşmalar yaptı. tayyip erdoğan dediği için değil, diğer siyasi liderlerin iktidarında olsaydı, yine onlar demezden evvel yapardı. kim derse desin, kimsenin demesine gerek yok yine de vatanı beklerdik. bunun kıyasını yapmanıza güldüm ama, bu kadar basit düşünmeyin hocam. benim partimden olan her konuda benim gibi düşünmeyebilir. ben de her konuda diğer ak partililer gibi düşünmeyebilirim. insanlar arası farklılıklar, doğamızda var. birebir kimse kimseyle aynı fikirde olamaz. bu olayda tayyip erdoğan halka sokağa çıkma çağrısı yaptıktan sonra, ona oy veren yüz de elli kısım elbette sokağa dökülecekti. zaten vatan sevdasında olan fakat ak partiyi sevmediğinden ötürü dışarı çıkmaya tereddüt eden mhp'li vatandaşlar, elbette siyasi liderlerinin desteği ile sokaklara fırlayacaktı... her lider kendisine oy verenleri temsil ediyor. onların teşviki daha da etkili oldu sokağa çıkma hususunda. cevabımı netleştireyim, söz konusu vatanım olduğu için, kemal kılıçdaroğlu bile sokağa çık dese çıkardım ki demelerine gerek duymadan çıktık zaten
3-kılıçdaroğlu ya da bahçeli, bir terör örgütüne yıllarca her türlü desteği verseydi, ülkenin kılcal damarlarına kadar örgütlenmelerini sağlasaydı ve yıllar sonra çıkıp, 'ya kusura bakmayın. kandırmış bunlar bizi.' deselerdi, tepkiniz ne olurdu?
cevap 3-: bu soruyu cevaplamazdan evvel sizi öncelikle takiyye kavramının üzerinde azıcık düşünmeye davet ediyorum. günlerdir, bukelamun gibi her kılığa girdiklerini ve kendilerini ustalıkla gizlediklerini, anlayıp göz yumduklarının yanında hayatta inanmam dediğimiz tiplerin bile paralelci olduklarını ve darbenin omurgasını bunların oluşturduğunu gördük. söz gelimi sadece bir basketbolcu olduğunu düşündüğüm (gbkz:enes kanter)'in tam bi mankurt olacağını kim düşünebilirdi mesela. bu insanların ne olduklarını anladıktan sonra tüm iktidar ve muhalefet liderlerinin birlik olmak yerine 15 temmuz akşamına kadar paralelcilere karşı farklı bir duruş sergilediklerini biliyoruz hepimiz. kanalları kapatılırken her kesimden farklı tepkiler yağmıştı. /gorseller/yukle/images/sssss.jpg ama devlet yöneten bir liderin, bunların farkında olması, devlet içinde gruplaşmalara, cemaatleşmelere karşı uyanık olması gerekirdi. bundan ötürü, en az muhalif görüşler kadar ben de tepkiliyim hükümete. zaten hükümetimiz, cumhurbaşkanımız da bu durumun farkında. \"Her şeye rağmen bu hain örgütün gerçek yüzünü çok daha önceden ortaya koyamamış olmanın üzüntüsü içindeyim\" diyen Erdoğan, \"Bunun için hem rabbimize, hem milletimize verecek hesabımız olduğunu biliyorum. Rabbim de, milletim de bizi affetsin.''
(bkz: ben de malesef bu örgüte destek oldum)
4-rize'deki tarihi camiyi, chpli bir belediye, ya da mhpli bir belediye, daha büyüğünü yapmak maksadıyla yıksaydı, nasıl bir tepki verirdiniz? aslında cümlenin sonuna soru işareti koydum ama sorunun cevabından neredeyse eminim.
cevap 4:bu sorunun cevabı 1. soruda verilmiş zaten
hayata dair yaklaşımınız, kim olursa olsun doğruyu yapanın yanında olmak değilse. bunun yerine doğruyu kimin söylediğine ya da yaptığına bakarak karar veriyorsanız, siz millet değilsiniz. hatta toplum bile değilsiniz. olsanız olsanız ancak güruh olabilirsiniz.
...
hayata dair yaklaşımımın, kim olursa olsun doğrunun yanında olmak olduğunu, söylemlerimden de anlayamamışsanız, bunun için size söyleyecek bir şeyim yok. ha, sadece ben değil, daha geniş kapsamlı düşünecek olursak, o gece sokağa çıkıp canı pahasına ülkeyi mudafaa eden şehitlerimizi, tanklara, kurşunlara, savaş uçaklarına meydan okuyan kitleyi güruh sayıyorsanız o da sizin bakış açınız.
adalet bakanı geçenlerde şöyle dedi: 'dostlarımız yıllar boyunca fetö'yle ilgili bizi uyardılar. biz dinlemedik. 17-25 aralıktan sonra da biz söyledik onlar dinlemedi.'
5-şimdi darbenin ardından, akıl almaz kararlar alınıyor. askeri okullar kapatılıyor, karargahlar kapatılıyor, askeri birliklerin önünde çöp kamyonları bekletiliyor, ordudaki emir komuta zinciri yerle bir ediliyor. ve birçok insan, bunun yanlış olduğunu dile getiriyor. 'yapmayın, etmeyin. yanlış yapıyorsunuz. bunların acısı hem kısa vadede hem uzun vadede ülkenin başına büyük belalar getirir.' diyorlar. dinleyen yok.
cevap 5: darbenin ardından alınan kararların neresinin akıl almaz buldunuz? 2013 de mısıra askeri darbe yaptıklarında 1. darbede halk darbeyi bastırmış, ama onları pusuda bekleyen askerler buldukları ilk fırsatta yeniden darbe yaparak hükümeti devirmişti. ne yani,çöp kamyonları karargahların önünde beklemesin de, tanklar bi daha mı dışarı çıksın istiyorsunuz? askeri okullarda, karargahlar da organize olmadı mı bunlar? hala daha içeride paralelciler var. kendilerini gizliyorlar. orduya müdahale etmesinler de yeniden mi darbeye kalkışsınlar istiyorsunuz? biz her gece sokaktayken, o tankların sokağa çıkmasına fırsat verilmesini nasıl istersiniz? askeriyeye şu anda kanser hastalığı bulaşmış ve kemoterapi görüyor. gerçek askerlerle mankurtlar ayıklanmaya çalışılıyor, bunlar uzun sürerse sıkıntı büyük olur, süreç kısalsın diye ohal ilan edildi zaten kimse keyf almıyor bu durumdan.
----------------------------------------------------------------------
bu olayları gezi olaylarıyla mukayese edip birbirlerine karşılıklı olarak laf sokma çabasında olan güruhlar da var. sürekli siyasi parti ayrılıklarını gündemde tutup oluşturulmaya çalışılan birlik beraberlik algısına gölge düşürmek isteyenler de. mezhep savaşlarını körüklemeye çalışanlar da, hangi partiden taraf görünmeye çalışırlarsa çalışsınlar, paralelin ekmeğine yağ sürmek, onlara destek olmaktır bunlar.
anlamadığım bi düşünce sistemi daha var, her şey normale dönmüş durumda diyorlar. böyle diyenlere af buyurun ama gülüyorum sadece. madem her şey normale döndü neden sabahlara kadar kışla önü bekliyoruz biz? neden meydan nöbetlerine devam konusunda cumhurbaşkanımız bizi sürekli teşvik ediyor. neden evinize dönün, bitti artık demedi?
çünkü hiç bir şey bitmedi, bu insanlar, kaybedecekleri hiç bir şeyleri olmayan birer canavar. (gbkz:enes kanter,) bir can değil bin can feda olsun ona diyor. bu insanlar, kolay kolay bu işin peşini bırakır mı?
bak bakalım darbe tehlikesi geçmiş mi? /gorseller/yukle/images/dad.png ha, böyle düşünenler, darbenin sıcaklığı geçmemişken, evinde (gbkz:temizlik yapmak)ta olanlar, başlarını deve kuşu misali kuma gömmek isteyenler göremiyor, e haliyle de sürekli bu konuları duymaktan sıkılıyorlar. o gece insanlar sokağa çıkmasaydı, -allah korusun- hainler hedeflerine ulaşsaydı görürdünüz zulüm dönemi olup olmadığını. şimdi bu konuda böyle konuşuyorlar ''ya, kaç senedir iktidarda adamdan bıktık, sanıyorum ki tayyip gitsin de darbe ile mi gidiyor, suikastle mi orası beni bağlamaz demeye çalışıyor'' yani darbeyi basite indirgemeye çalışmanın başka açıklaması yok nazarımda.
tayyip erdoğan, devlet bahçeli'nin twitlerini retweetliyor, bizim burada konuştuklarımıza bak (u:☺)
vatan söz konusu olunca siyaset fikirlerinin rafa kaldırıldığını bir kez daha gözlerimizin önüne seren, aldığı davet uyarınca (gbkz:7 ağustos ak parti istanbul yenikapı mitingi)'nde bizlerle birlikte olacak siyasi lider.
8 Ağustosta sözleşmeli öğretmenlik için ön başvurular başlayacakmış. e biz daha (gbkz:öabt) sınavına girecektik. şaka gibi!
/gorseller/yukle/images/sese.jpg
bir nesli böyle delirttiler...
Tükürün milleti alçakça vuran Darbelere!
Tükürün onlara alkış dağıtan kahpelere!
mehmet akif ersoy
Tükürün onlara alkış dağıtan kahpelere!
mehmet akif ersoy
(gbkz:misvak dergisi)nin, gördüğüm en anlamlı karikatürü belki de...
/gorseller/yukle/images/ala.jpg
https://www.facebook.com/1irsaD/videos/563424707182078/
izlediğimden beri aklımdan gitmiyor. olaylara karşı nemelazımcılık yapanların gözünün önüne gelsin bu şehidin yüzü. susmak isteyenler defalarca izlesinler bir insanın şehadetini....
FETÖ’cü askerlerin 15 Temmuz’daki hain darbe girişimi sırasında Diyanet İşleri Başkanlığı Ankara Eğitim Merkezinde görevli Ali Alıtkan
izlediğimden beri aklımdan gitmiyor. olaylara karşı nemelazımcılık yapanların gözünün önüne gelsin bu şehidin yüzü. susmak isteyenler defalarca izlesinler bir insanın şehadetini....
FETÖ’cü askerlerin 15 Temmuz’daki hain darbe girişimi sırasında Diyanet İşleri Başkanlığı Ankara Eğitim Merkezinde görevli Ali Alıtkan
peygamberimiz, cahiliyye devrinde isimleri güzel olmayan kadınların isimlerini (gbkz:değerli mücevher) anlamına gelen (gbkz:zeynep )ismi ile değiştirirmiş. bu, kadınlara verdiği değeri ne kadar güzel simgeliyor.
girince bazı entryler görünmüyor. çıkınca da bazıları. sanırım yönetim temizlik yapıyor yine
yok şöyle olsun yok böyle olsun.
vay arkadaş, sanki lokanta da yemek siparişi veriyorlar. ya da iş yerlerinde çalıştırmak üzere kalifiye eleman alıyorlar. yahu eş bu, siparişi olmaz. bu kriterlere uymayan ama sevdiğin birisi ile evlenmeyecek misin yani? ya da bu kriterlerin tamamına uyan, ama sevmediğin birisiyle mi evleneceksin?
kadın/erkek şeklinde değil daha genel konuşayım. Allah'ın bezmi elest'te yazmış olduğu ile evlenilecek olunduğundan, konuşup da kendinizi yormayın, dediğim başlık
vay arkadaş, sanki lokanta da yemek siparişi veriyorlar. ya da iş yerlerinde çalıştırmak üzere kalifiye eleman alıyorlar. yahu eş bu, siparişi olmaz. bu kriterlere uymayan ama sevdiğin birisi ile evlenmeyecek misin yani? ya da bu kriterlerin tamamına uyan, ama sevmediğin birisiyle mi evleneceksin?
kadın/erkek şeklinde değil daha genel konuşayım. Allah'ın bezmi elest'te yazmış olduğu ile evlenilecek olunduğundan, konuşup da kendinizi yormayın, dediğim başlık
sosyal medya da her şeyi paylaşmam ama bu mesele başka. paylaşılmasını istediğimiz şey, darbe teşebbüsü karşısındaki duruştur. vatan sevgisi değil! namazı, orucu, yardımı paylaşmamız gereken merci Allah katıdır. insanları alakadar etmez zaten. ama bu ihanet konusunda, halkın tek yürek olduğu şu zamanda fikrimizi belirtmek durumundayız. kalpten geçeni allah biliyor ama ben bilemem. herkesin birbirinden şüphelendiği şu zamanda insanların kalplerine bakmıyorlar
başkasının mutsuzluğu üzerine mutluluk inşa eden kimsenin mutsuz olması. yaşattığını yaşaması.
(bkz: kırdığın yerden kırılacaksın)
(bkz: kimsenin ahı kimsede kalmaz)
(bkz: kötülük eden kötülük bulur)
(bkz: kırdığın yerden kırılacaksın)
(bkz: kimsenin ahı kimsede kalmaz)
(bkz: kötülük eden kötülük bulur)
(gbkz:romatizma)larımın baş düşmanı
--- (gbkz: spoiler) ---
@2 denizden çıktıktan sonra yanmış yüzle, yapışmış saçlarla, tuzdan kıpkırmızı olmuş gözlerle, her tarafına bulaşan kumlarla, yorgun haliyle gülme kaslarını bile çalıştıramayan bi insan nasıl güzel görünebilir merak ettim (u: en çirkin halim :D)
--- (gbkz: spoiler) ---
@2 denizden çıktıktan sonra yanmış yüzle, yapışmış saçlarla, tuzdan kıpkırmızı olmuş gözlerle, her tarafına bulaşan kumlarla, yorgun haliyle gülme kaslarını bile çalıştıramayan bi insan nasıl güzel görünebilir merak ettim (u: en çirkin halim :D)
--- (gbkz: spoiler) ---
öyle bir toplum olmuşuz ki, oyunlarda bile hile var.
(gbkz:oyun hilesi) nedir arkadaş? -cehlimi mazur görün, sanal oyunlarla aram yok. ne olduğunu cidden bilmiyorum.(u: bu entryi yazdıktan sonra google amcaya soracağım şimdi)-
(gbkz:oyun hilesi) nedir arkadaş? -cehlimi mazur görün, sanal oyunlarla aram yok. ne olduğunu cidden bilmiyorum.(u: bu entryi yazdıktan sonra google amcaya soracağım şimdi)-
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?
