daha önceden entry girmeme neden olan arkadaşın hayatının diğer bir sıradan hikayesidir.
(bkz:
efsanevi cimrilik hikayeleri)
Yukarıda ki yazıda bahsettiğim arkadaş okulu bitirir bitirmez devlette işe başladı. hani haziranda mezun olursunuz ya he işte bu temmuzda işe başladı. O zamanlar 2.300 falan bir maaş alıyordu. İşin garip tarafı yine aynı yerde, okula yakın bir yerde işe başladı. Biz hala öğrenciyken o devletin hatrı sayılır bir memuruydu. İki seneye yakın aynı evde kaldık. Allah var severdim de kendisini.
Son sene (uzatılan yıllardan bir yıl) durumlar kötüleşip, kiraydı faturaydı, harçtı bir sürü dert üst üste gelince biz bu arkadaşa yüklenmeye başlardık ve cüzzi de olsa bize yardımı dokunmaz değildi. Ama parasını en geç bir ay içerisinde alır diğer hafta yine borca girerdik. O dönem onu tanıyan herkesin hemen hemen ona borcu vardı. İstisna olarak büyük bir gurur abidesiydim arkadaş ortamında.
Sonra bizim de okul bitince evi dağıtmaya karar verdik. Sonraları olmayan o iletişim iyice kesildi. Zira artık kısmen de olsa paralanmıştık ve ihtiyaç oluşturmuyordu, e muhabbette çok sarmıyordu açıkcası. (Bu kadar mı değil ama yaşasaydınız hak verirdiniz.)
Bu arkdaş devlette işleri iyice ilerletti ve bildiğiniz baya devlette sayıyla alınan müfettişlerden biri oldu. Bizimle kaldığı süre boyunca toplamda 50.000 tl para biriktirmişti ve biz bunu olayların sonunda öğrendik. Düşünüyorum 2.300*24= 55200 lira eder bu nasıl oldu da iki yıl boyunca sadece 5.200 lira ile geçindi. Hayırlısı tabi. Mevki yükselince, kıdem artınca maaş rahat bi bin tl daha arttı toplamda 70 küsür bir para biriktirmiş.
Yeni atandığı bir yerde bir arkadaş edinmiş ve arkadaş kendisini çok zengin olarak tanıtmış. Uzunca bir süre elini cebine bile attırmamış bizimkinin. Bunları yapan 23 yaşında bir çocuk. Yapılan devletin değer verdiği bir memur. Çocuk bizim bir ipotekli evimiz var sen bu ipoteği kaldır
FARAZA evin fiyatı yüz bin ben sana yetmişbeş bine bırakayım demiş. Bizim ki de atlamış olur diye. Hiçbir hukuki bilgi almadan, hiç kimse ile tartışmadan, satış almadan, senet imzalatmadan hadi bunları geçtim adi bir kağıt ya da mail yolu ile kanıtlayıcı bir işlem bile yapmadan gitmiş ipoteği kaldırmış. TAbi çocuk sonradan ortalıkta yok. Dava açsa e kanıt yok. Hayırlısı demiş ve gidip bi soğuk su içeyim bari deyip büfe aramış büfeci erikli 75 krş deyince en yakın diğer büfeye gitmiştir muhakkak ya da bi bim bulup öz kaynak suyunu 30 kuruşa almıştır.
İnsan olarak nasıl acıdım anlatamam. Yalnız insan düşünmeden de edemiyor. Hacı müfettiş adamsın. çoğu avukat kadar bilgin olması lazım hukuken nasıl oldu bu iş diye.
Bu olayı duyan ve dedikodusunu yaptığımız bir arkadaşta çok üzülmüştü ama daha fazla üzüldüğü bir şey vardı. Biz öğrenciyken bundan elli lira almak için sabah başlardık muhabbete akşam beş-altı gibi anca kıvama gelirdi de bi elli koparabilirdik onu da onbeş günlüğüne. Adam yetmiş küsür takmış. Bunu da geçtim kendimden ve ikna kabiliyetimden cidden utanıyorum. He bide çocuk 22*23 yaşlarında biri o konuya hiç girmiyorum.
Not: Belki sözlük yazarı olursa ileride onun hikayesi olsun.