Bin aydan hayırlı olan Kadir Gecesinin gizlendiği mübarek ay.
Son olarak İstanbul Zeytinburnu'nda vuku bulan hadisedir. Bu ve benzeri olaylar sürekli olmakta ancak kimse ders almamaktadır. Silahla şaka olmaz, boş olsa da hiç bir canlıya namlu doğrultulmaz. Askerde komutanlar sürekli bu cümleleri tekrarlar, başlarından geçen benzer hadiseleri anlatırlardı. Silahı şeytan doldurmaz, biz doldururuz...En kötüsü de arkadaşını,eşini,çocuğunu,akrabasını şaka yaparken vuran kişinin 4 duvar arasında vicdanı ile başbaşa kalmasıdır. İsterse kanat takıp uçsun o vicdan azabı en kasvetli hapistir ömür boyu...sözün özü silahla şaka olmaz. http://www.haberturk.com/video/haber/izle/istanbulda-silahla-saka-yaparken-arkadasini-oldurdu/277641
Vakti zamanında fetönün en tepe adamlarından olan katıldığı programlarda fetönün devlette yapılandığına dair iddaaları reddeden kişidir. Hatta bu iddaaların sahibi gazeteci tutuklanmıştı. Hüseyin Gülerce şimdilerde kahraman gibi kanal kanal gezmektedir. Bir de Nurettin veren midir o var fetönün dizinin dibinde büyümüşler her naneyi yemişler ama şimdi kahraman gibiler. O günlerde müdahil oldukları o kadar suç vardır ki kumpaslar vs...Bunlar nasıl oluyor da serbest.Darbe gerçekleşseydi bunlar da kürkçü dükkanına dönerlerdi bu tiplere nasıl güveniyorlar anlamıyorum.
Fransa 1992 doğumlu, Merkezi orta saha ve on numara pozisyonlarında oynayan futbolcu.Her iki ayağını da kullanabilmektedir. Alanyasporda forma giymekte olan Emre Akbaba , Türkiye milli takımının Makedonya ve Kosova maçları kadrosuna davet edilmiştir.Görev alması halinde ilk defa milli olacaktır.
bu tarzda yazıp söyleyen bir de Kıraç var :)
adam duaların kabul olacağı secde ve kandil gecelerini direk kapatmaya çalışmış .böyle de beddua edilmezki kardeşim :)
......
Hala sana şarkılar yazan kalemim elime küser inşallah
Bu şehri yaşanmaz kıldın ya bana
Uykuna huzur vermesin Allah
Adın geçmesin dost meclisinde
Sayılmasın ibadetin hak secdesinde
Canı gönülden ettiğin duaları duymasın Rabbim kandil gecesinde
.................
kıraç-beddua
......................
adam duaların kabul olacağı secde ve kandil gecelerini direk kapatmaya çalışmış .böyle de beddua edilmezki kardeşim :)
......
Hala sana şarkılar yazan kalemim elime küser inşallah
Bu şehri yaşanmaz kıldın ya bana
Uykuna huzur vermesin Allah
Adın geçmesin dost meclisinde
Sayılmasın ibadetin hak secdesinde
Canı gönülden ettiğin duaları duymasın Rabbim kandil gecesinde
.................
kıraç-beddua
......................
Geçen akşam avm ye gittim. Dolaşırken kendime yeni bir ayakkabı bakayım dedim. Yeni ayakkabıyı denerken işte tam o an çıkardığınız eski ayakkabıya dikkatle baktınız mı hiç bilmiyorum. Çıkardığınız ayakkabı eski olmasa da göze o kadar kötü görünüyor ki. İşte o an çocukluğum aklıma geldi.
Çocukluğumuzda bizi en heyecanlandıran-sevindiren olaylardan birisidir eskiyen ayakkabının artık eskidiğinin farkedilmesi ve ailenin yeni ayakkabı alması. O yeni ayakkabı öyle sevinç kaynağıdır ki; bir kaç gün topa bile vurmak istemezsin.
Tabi o zamanlar şimdiki çocuklar gibi her istediğimiz alınmıyordu. Bir ayakkabı ile en az 2 yıl idare edilir hatta 1 numara büyük alınırdı.
Köyde yaşayanlar bilir beyaz/gri lastik ayakkabılar vardır. Bu ayakkabılar köyde giyilir, okula giderken giymek içinse normal ayakkabı alınırdı. Lastik ayakkabılar da kenardan yırtılırsa yama yapılırdı.
Şimdilerde bizi eskisi gibi heyecanlandırmasa da yeni ayakkabı almak her zaman sevinç kaynağıdır. Hatırlamak lazım geçmişi, israf etmemek lazım. Gereğinden fazla almamak lazım. İhtiyaç sahibi bir çocuğa alabilirsin mesela .Onun "yeni ayakkabı almak" adlı sevincinde çocukluğumuza dönebiliriz.
Çocukluğumuzda bizi en heyecanlandıran-sevindiren olaylardan birisidir eskiyen ayakkabının artık eskidiğinin farkedilmesi ve ailenin yeni ayakkabı alması. O yeni ayakkabı öyle sevinç kaynağıdır ki; bir kaç gün topa bile vurmak istemezsin.
Tabi o zamanlar şimdiki çocuklar gibi her istediğimiz alınmıyordu. Bir ayakkabı ile en az 2 yıl idare edilir hatta 1 numara büyük alınırdı.
Köyde yaşayanlar bilir beyaz/gri lastik ayakkabılar vardır. Bu ayakkabılar köyde giyilir, okula giderken giymek içinse normal ayakkabı alınırdı. Lastik ayakkabılar da kenardan yırtılırsa yama yapılırdı.
Şimdilerde bizi eskisi gibi heyecanlandırmasa da yeni ayakkabı almak her zaman sevinç kaynağıdır. Hatırlamak lazım geçmişi, israf etmemek lazım. Gereğinden fazla almamak lazım. İhtiyaç sahibi bir çocuğa alabilirsin mesela .Onun "yeni ayakkabı almak" adlı sevincinde çocukluğumuza dönebiliriz.
nahoş bulduğum bir durum. çok samimi olmalısın ki bunu sorabilesin. Sorma kardeşim adam daha yeni evli. zaten varsa bir şekilde duyarsın. en kötü ihtimalle doğunca duyarsın.
bir de bu soruyu farklı kelime ve benzetmelerle nahoşluktan kurtarma çabası içinde olanlar vardır. Onlara da direk sorsana kardeşim demek lazım.
mesela diyor ki;
-yolcu var mı ?
bir başkası ;
-bir şey bekliyor musunuz ? ( ne diyon abi kargo falan mı:) )
biri daha;
- sipariş verdiniz mi? ( ne siparişi pizza mı lan bu)
bir de bu soruyu farklı kelime ve benzetmelerle nahoşluktan kurtarma çabası içinde olanlar vardır. Onlara da direk sorsana kardeşim demek lazım.
mesela diyor ki;
-yolcu var mı ?
bir başkası ;
-bir şey bekliyor musunuz ? ( ne diyon abi kargo falan mı:) )
biri daha;
- sipariş verdiniz mi? ( ne siparişi pizza mı lan bu)
konsept ve üslup maneviyattan uzak. Böyle bir yarışma yapılacaksa mevcut şarkı-türkü yarışmalarını anımsatmamalı.
Mihriban şiirinin yazarı Abdurrahim Karakoç gençlik yıllarında delice aşık olur ve bir o kadar da sevilir... Niyetleri evlenmektir ama kız tarafı bütün sürekli "hayır" demektedir bu işe... Velhasıl bu sevdadan vazgeçilir...
Aradan yıllar geçer... Birgün Abdurrahim Karakoç'u bir arkadaşı ziyarete gelir.. Ve Karakoç'a, yolda, onun eski sevgilisi ile karşılaştığını, biraz sohbet ettiklerini, ve hanımın evlenmiş olduğunu söyler... Arkadaşı yanındayken hislerini pek belli etmese de, o gittikten sonra Abdurrahim Karakoç oturur ve duygularını dizelere döker..
Mihriban da bir mektup yazar Abdurrahim'e “Unutmak kolay değil” der. Abdurrahim ikinci bir şiir yazar:
“Unutmak kolay mı? ” deme,
Unutursun Mihriban'ım.
Oğlun, kızın olsun hele
Unutursun Mihriban'ım.
Zaman erir kelep kelep..
Meyve dalında kalmaz hep.
Unutturur birçok sebep,
Unutursun Mihriban'ım.
Yıllar sinene yaslanır;
Hatıraların paslanır.
Bu deli gönlün uslanır…
Unutursun Mihriban'ım.
Süt emerdin gündüz-gece
Unuttun ya, büyüyünce…
Ha işte tıpkı öylece
Unutursun Mihriban'ım.
Gün geçer, azalır sevgi;
Değişir her şeyin rengi
Bugün değil, yarın belki
Unutursun Mihriban'ım.
Düzen böyle bu gemide;
Eskiler yiter yenide.
Beni değil, sen seni de
Unutursun Mihriban'ım.
“Mistik bir olgunlukla, Son bir kez diyor, Son bir kez daha görmek istemezdim. O beni hayalindeki gibi yaşatsın, ben de onu hayalimdeki gibi. O aşk, masum bir aşktı. Güzel bir aşktı. Bırakalım öyle kalsın.”
Aradan yıllar geçer... Birgün Abdurrahim Karakoç'u bir arkadaşı ziyarete gelir.. Ve Karakoç'a, yolda, onun eski sevgilisi ile karşılaştığını, biraz sohbet ettiklerini, ve hanımın evlenmiş olduğunu söyler... Arkadaşı yanındayken hislerini pek belli etmese de, o gittikten sonra Abdurrahim Karakoç oturur ve duygularını dizelere döker..
Mihriban da bir mektup yazar Abdurrahim'e “Unutmak kolay değil” der. Abdurrahim ikinci bir şiir yazar:
“Unutmak kolay mı? ” deme,
Unutursun Mihriban'ım.
Oğlun, kızın olsun hele
Unutursun Mihriban'ım.
Zaman erir kelep kelep..
Meyve dalında kalmaz hep.
Unutturur birçok sebep,
Unutursun Mihriban'ım.
Yıllar sinene yaslanır;
Hatıraların paslanır.
Bu deli gönlün uslanır…
Unutursun Mihriban'ım.
Süt emerdin gündüz-gece
Unuttun ya, büyüyünce…
Ha işte tıpkı öylece
Unutursun Mihriban'ım.
Gün geçer, azalır sevgi;
Değişir her şeyin rengi
Bugün değil, yarın belki
Unutursun Mihriban'ım.
Düzen böyle bu gemide;
Eskiler yiter yenide.
Beni değil, sen seni de
Unutursun Mihriban'ım.
“Mistik bir olgunlukla, Son bir kez diyor, Son bir kez daha görmek istemezdim. O beni hayalindeki gibi yaşatsın, ben de onu hayalimdeki gibi. O aşk, masum bir aşktı. Güzel bir aşktı. Bırakalım öyle kalsın.”
Fatih Terim in egosunu şişirmece oynadık ülke olarak. halbuki italya macerasına ve pirlonun kitabında anlattığı terime baksaydık keşke. o kadar uzakta aramaya gerek yok. işler kötü gidince terim tam bir çirkefe dönüşmektedir. ayrıca ahlaklı sporcu gibi bir önceliği kesinlikle yok.
1- melo rierayı yumruklayıp gözünü morarttığında tavrını koymadı oynatmaya devam etti
2- gökhan töre milli takım kampında ömer toprak ın ağzına silah dayadı. gökhan töreyi milli takıma almaya devam etti.
3- prim mevzuları başlı başına skandaldı. her şeyi anlatmadı. sonra aynı oyuncuları milli takıma geri çağırdı
4- her basın toplantısında egolar egolar. aşağılamalar. sen kimsin diyen işinden oldu.
5- son olarak mekan basmalar....bu maddeler say say bitmez...
ne bir taktiği var ne oyun planı. motivasyon gazla olacak zannediyor.modern futbolda buna yer yok. artık ilk 11 in neredeyse tamamı yabancı .bu futbolcuları gazla idare edemezsin. galatasarylılar da istememeli bu adamı. artık hangi takımda olursa olsun ahlaksızlığa ahlaksıza prim vermemeliyiz.vermemeliyiz ki alttan gelenler anlasın ahlaksıza bu piyasada ekmek yok.
1- melo rierayı yumruklayıp gözünü morarttığında tavrını koymadı oynatmaya devam etti
2- gökhan töre milli takım kampında ömer toprak ın ağzına silah dayadı. gökhan töreyi milli takıma almaya devam etti.
3- prim mevzuları başlı başına skandaldı. her şeyi anlatmadı. sonra aynı oyuncuları milli takıma geri çağırdı
4- her basın toplantısında egolar egolar. aşağılamalar. sen kimsin diyen işinden oldu.
5- son olarak mekan basmalar....bu maddeler say say bitmez...
ne bir taktiği var ne oyun planı. motivasyon gazla olacak zannediyor.modern futbolda buna yer yok. artık ilk 11 in neredeyse tamamı yabancı .bu futbolcuları gazla idare edemezsin. galatasarylılar da istememeli bu adamı. artık hangi takımda olursa olsun ahlaksızlığa ahlaksıza prim vermemeliyiz.vermemeliyiz ki alttan gelenler anlasın ahlaksıza bu piyasada ekmek yok.
bazı tavsiyeler;
1- Öncelikle ilgi ve becerinizin olduğu, hayalini kurduğunuz alanları belirleyip o alanlara yoğunlaşın. Bu konuda liseden öğretmenlerinizle de görüşebilirsiniz. Ancak bu aşamanın daha önce yapılması gerekliydi.
2- Üniversiteye gitmiş olmak için tercih yapmayın. Gerekirse bir sene daha bekleyin. Kesinlikle kayıp değil kazançtır.
3- Meslek sahibi olmak, kendini geliştirmek, kariyer yapmak ya da mezun olunca iyi para kazanmak gibi hedeflerin hangilerinin sizin için öncelikli olduğuna karar verin. Bu doğrultuda geleceğin mesleklerine , mezuniyetten sonra daha çok iş imkanı olan mesleklere yönelebilirsiniz. Kısacası üniversiteden beklentiniz nedir bunu belirleyin?
4- Tercih etmek istediğiniz bölümleri/üniversiteyi iyi araştırın. Kampüsleri, hoca kadrosunu, şehire yakınlığını, şehrin eğitim açısından size ne verebileceğini ( dil kursu-kpss v.s.) kapsamlı araştırın. Unutmayın ki büyük gelişmiş şehirler kendileri başlı başına bir üniversitedir. Tek bir tane dil kursunun olmadığı şehire uzak bir ilçede üniversite okumak mı yoksa her imkana sahip şehir merkezinde okumak mı ?
5- Lisans seviyesinde 4 yıl eğitim veren bölümlerden işletme gibi çok mezun verenlerin 2 yıllık bölümlerini (yönetim ,işletme,işletme yönetimi gibi) tercih etmeyin zaten 4 yıllıktan mezun olanlar iş bulamıyor.
şimdilik bu kadar eklemeler yapacağım.
1- Öncelikle ilgi ve becerinizin olduğu, hayalini kurduğunuz alanları belirleyip o alanlara yoğunlaşın. Bu konuda liseden öğretmenlerinizle de görüşebilirsiniz. Ancak bu aşamanın daha önce yapılması gerekliydi.
2- Üniversiteye gitmiş olmak için tercih yapmayın. Gerekirse bir sene daha bekleyin. Kesinlikle kayıp değil kazançtır.
3- Meslek sahibi olmak, kendini geliştirmek, kariyer yapmak ya da mezun olunca iyi para kazanmak gibi hedeflerin hangilerinin sizin için öncelikli olduğuna karar verin. Bu doğrultuda geleceğin mesleklerine , mezuniyetten sonra daha çok iş imkanı olan mesleklere yönelebilirsiniz. Kısacası üniversiteden beklentiniz nedir bunu belirleyin?
4- Tercih etmek istediğiniz bölümleri/üniversiteyi iyi araştırın. Kampüsleri, hoca kadrosunu, şehire yakınlığını, şehrin eğitim açısından size ne verebileceğini ( dil kursu-kpss v.s.) kapsamlı araştırın. Unutmayın ki büyük gelişmiş şehirler kendileri başlı başına bir üniversitedir. Tek bir tane dil kursunun olmadığı şehire uzak bir ilçede üniversite okumak mı yoksa her imkana sahip şehir merkezinde okumak mı ?
5- Lisans seviyesinde 4 yıl eğitim veren bölümlerden işletme gibi çok mezun verenlerin 2 yıllık bölümlerini (yönetim ,işletme,işletme yönetimi gibi) tercih etmeyin zaten 4 yıllıktan mezun olanlar iş bulamıyor.
şimdilik bu kadar eklemeler yapacağım.
Enflasyon, fiyatlar genel düzeyinin sürekli olarak artış göstermesi demektir. Bu tanıma göre enflasyondan söz edebilmek için iki önemli unsur gerekiyor: (1) Fiyatların değil fiyatlar genel düzeyinin artması gerekiyor. (2) Bu artışın sürekli olması gerekiyor.
http://www.mahfiegilmez.com/2012/09/enflasyon.html
http://www.mahfiegilmez.com/2012/09/enflasyon.html
Kulak çöpü ile sol kulak zarını delmiş bir kardeşiniz olarak kesinlikle kullanmayın derim . "Oha nasıl becerdin bunu" dediğinizi işittim.
Efendim banyo sonrası sağ elimdeki kulak çöpü ile sol kulağımı temizlerken, bu işte bir yanlışlık olduğunu farkettim. Niye sağ ile sol kulağı temizliyorum değil mi? Ben de öyle düşündüm, sağ elimdeki kulak çöpünü sol kulağımda bıraktım sol elime alayım derken sol elim kulak çöpüne değdi ve içe girdi biraz. Kulak zarı zarar gördü, kanama oldu ve hemen hastane...10 aylık bi tedavi bu sürede su değmemeli. Sözün özü kullanmayın bence.
Efendim banyo sonrası sağ elimdeki kulak çöpü ile sol kulağımı temizlerken, bu işte bir yanlışlık olduğunu farkettim. Niye sağ ile sol kulağı temizliyorum değil mi? Ben de öyle düşündüm, sağ elimdeki kulak çöpünü sol kulağımda bıraktım sol elime alayım derken sol elim kulak çöpüne değdi ve içe girdi biraz. Kulak zarı zarar gördü, kanama oldu ve hemen hastane...10 aylık bi tedavi bu sürede su değmemeli. Sözün özü kullanmayın bence.
Orta İtalya'da Toskana bölgesinde bir orta çağ şehridir. Siena'nın tarihi şehir merkezi, UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesi'ne alınmıştır.
Piazza del Campo, Aziz Catherine Kilisesi en önemli yerlerdir. Piazza del Campo meydanının en önemli özelliği her yıl 2 Temmuz ve 16 Ağustos tarihlerinde gerçekleştirilen dünyaca ünlü Palio Festivali'ne ev sahipliği yapmasıdır. Palio ismi verilen at yarışları bu meydanda başlayıp, Siena'nın dar sokaklarında devam etmektedir. Her yıl pek çok turist bu festivali izlemek için Siena'ya akın etmektedir.
Piazza del Campo, Aziz Catherine Kilisesi en önemli yerlerdir. Piazza del Campo meydanının en önemli özelliği her yıl 2 Temmuz ve 16 Ağustos tarihlerinde gerçekleştirilen dünyaca ünlü Palio Festivali'ne ev sahipliği yapmasıdır. Palio ismi verilen at yarışları bu meydanda başlayıp, Siena'nın dar sokaklarında devam etmektedir. Her yıl pek çok turist bu festivali izlemek için Siena'ya akın etmektedir.
Zaman zaman kabine değişikliklerinde yeni bakanların telefondan öğrendim şeklinde açıklamaları haberlere konu olmaktadır. Bana zerre inandırıcı gelmiyor. Çok kayda değer bir konu da değil ama inandırıcı gelmemesinin ötesinde sinir olduğum durum.
Desem ki şiiri mükemmel ötesidir. Şuracığa bırakayım Bedirhan Gökçe yorumuyla.
DESEM Kİ
Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır,
Rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor,
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,
Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim,
Senden kopardım çiçeklerin en solmazını,
Toprakların en bereketlisini sende sürdüm,
Sende tattım yemişlerin cümlesini.
Desem ki sen benim için,
Hava kadar lazım,
Ekmek kadar mübarek,
Su gibi aziz bir şeysin;
Nimettensin, nimettensin!
Desem ki...
İnan bana sevgilim inan,
Evimde şenliksin, bahçemde bahar;
Ve soframda en eski şarap.
Ben sende yaşıyorum,
Sen bende hüküm sürmektesin.
Bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
Rüzgârlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber.
Günlerden sonra bir gün,
Şayet sesimi farkedemezsen,
Rüzgârların, nehirlerin, kuşların sesinden,
Bil ki ölmüşüm.
Fakat yine üzülme, müsterih ol;
Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini,
Ve neden sonra
Tekrar duyduğun gün sesimi gökkubbede,
Hatırla ki mahşer günüdür
Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.
Cahit Sıtkı TARANCI
DESEM Kİ
Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır,
Rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor,
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,
Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim,
Senden kopardım çiçeklerin en solmazını,
Toprakların en bereketlisini sende sürdüm,
Sende tattım yemişlerin cümlesini.
Desem ki sen benim için,
Hava kadar lazım,
Ekmek kadar mübarek,
Su gibi aziz bir şeysin;
Nimettensin, nimettensin!
Desem ki...
İnan bana sevgilim inan,
Evimde şenliksin, bahçemde bahar;
Ve soframda en eski şarap.
Ben sende yaşıyorum,
Sen bende hüküm sürmektesin.
Bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
Rüzgârlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber.
Günlerden sonra bir gün,
Şayet sesimi farkedemezsen,
Rüzgârların, nehirlerin, kuşların sesinden,
Bil ki ölmüşüm.
Fakat yine üzülme, müsterih ol;
Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini,
Ve neden sonra
Tekrar duyduğun gün sesimi gökkubbede,
Hatırla ki mahşer günüdür
Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.
Cahit Sıtkı TARANCI
Tam adı Mauricio Aníbal Isla Isla olan Şilili futbolcu.12 Haz 1988 yılında doğan Isla 1,76 boyunda;sağ bek mevkisinde oynayan Isla orta sahanın sağında ve ön liberoda da zaman zaman oynayabilmektedir. Juventus, Marsilya,Udinese,Cagliari takımlarında oynamıştır. Artık Fenerbahçe için oynayacaktır. Bu akşam gelip sözleşme imzalaması beklenmektedir.
Öngörüleri tutmayan spor yorumcusu. Euro 2016 eleme maçlarında İzlanda-Türkiye maçı öncesi şöyle demiştir: "Baktığınız zaman İzlanda topu elle kaleye götürmeye çalışsa üç kere götürür."
Ancak öyle olmamış ve İzlanda bizi 3-0 mağlup etmiştir. Hasan Şaş' ın bu yorumları fazlaca vardır. Başarılı futbolcuydu ancak başarılı bir yorumcu değil.
Ancak öyle olmamış ve İzlanda bizi 3-0 mağlup etmiştir. Hasan Şaş' ın bu yorumları fazlaca vardır. Başarılı futbolcuydu ancak başarılı bir yorumcu değil.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?