Bazen kalkmakta zorlanırız :)
Enflasyon, fiyatlar genel düzeyinin sürekli olarak artış göstermesi demektir. Bu tanıma göre enflasyondan söz edebilmek için iki önemli unsur gerekiyor: (1) Fiyatların değil fiyatlar genel düzeyinin artması gerekiyor. (2) Bu artışın sürekli olması gerekiyor.
http://www.mahfiegilmez.com/2012/09/enflasyon.html
http://www.mahfiegilmez.com/2012/09/enflasyon.html
ara vermeden ,sürekli olarak
Bin aydan hayırlı olan Kadir Gecesinin gizlendiği mübarek ay.
HAN DUVARLARI
Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı,
Bir dakika araba yerinde durakladı.
Neden sonra sarsıldı altımda demir yaylar,
Gözlerimin önünden geçti kervansaraylar...
Gidiyordum, gurbeti gönlümle duya duya,
Ulukışla yolundan Orta Anadolu'ya.
İlk sevgiye benzeyen ilk acı, ilk ayrılık!
Yüreğimin yaktığı ateşle hava ılık,
Gök sarı, toprak sarı, çıplak ağaçlar sarı...
Arkada zincirlenen yüksek Toros Dağları,
Önde uzun bir kışın soldurduğu etekler,
Sonra dönen, dönerken inleyen tekerlekler...
Ellerim takılırken rüzgârların saçına
Asıldı arabamız bir dağın yamacına.
Her tarafta yükseklik, her tarafta ıssızlık,
Yalnız arabacının dudağında bir ıslık!
Bu ıslıkla uzayan, dönen kıvrılan yollar,
Uykuya varmış gibi görünen yılan yollar
Başını kaldırarak boşluğu dinliyordu.
Gökler bulutlanıyor, rüzgâr serinliyordu.
Serpilmeye başladı bir yağmur ince ince.
Son yokuş noktasından düzlüğe çevrilince
Nihayetsiz bir ova ağarttı benzimizi.
Yollar bir şerit gibi ufka bağladı bizi.
Gurbet beni muttasıl çekiyordu kendine.
Yol, hep yol, daima yol... Bitmiyor düzlük yine.
Ne civarda bir köy var, ne bir evin hayali,
Sonunda ademdir diyor insana yolun hali,
Arasıra geçiyor bir atlı, iki yayan.
Bozuk düzen taşların üstünde tıkırdıyan
Tekerlekler yollara bir şeyler anlatıyor,
Uzun yollar bu sesten silkinerek yatıyor...
Kendimi kaptırarak tekerleğin sesine
Uzanmış kalmışım yaylının şiltesine.
Bir sarsıntı... Uyandım uzun süren uykudan;
Geçiyordu araba yola benzer bir sudan.
Karşıda hisar gibi Niğde yükseliyordu,
Sağ taraftan çıngırak sesleri geliyordu:
Ağır ağır önümden geçti deve kervanı,
Bir kenarda göründü beldenin viran hanı.
Alaca bir karanlık sarmadayken her yeri
Atlarımız çözüldü, girdik handan içeri.
Bir deva bulmak için bağrındaki yaraya
Toplanmıştı garipler şimdi kervansaraya.
Bir noktada birleşmiş vatanın dört bucağı,
Gurbet çeken gönüller kuşatmıştı ocağı.
Bir pırıltı gördü mü gözler hemen dalıyor,
Göğüsler çekilerek nefesler daralıyor.
Şişesi is bağlamış bir lambanın ışığı
Her yüzü çiziyordu bir hüzün kırışığı.
Gitgide birer ayet gibi derinleştiler
Yüzlerdeki çizgiler, gözlerdeki cizgiler...
Yatağımın yanında esmer bir duvar vardı,
Üstünde yazılarla hatlar karışmışlardı;
Fani bir iz bırakmış burda yatmışsa kimler,
Aygın baygın maniler, açık saçık resimler...
Uykuya varmak için bu hazin günde, erken,
Kapanmayan gözlerim duvarlarda gezerken
Birdenbire kıpkızıl birkaç satırla yandı;
Bu dört mısra değil, sanki dört damla kandı.
Ben garip çizgilere uğraşırken başbaşa
Raslamıştım duvarda bir şair arkadaşa;
"On yıl var ayrıyım Kınadağı'ndan
Baba ocağından yar kucağından
Bir çiçek dermeden sevgi bağından
Huduttan hududa atılmışım ben"
Altında da bir tarih: Sekiz mart otuz yedi...
Gözüm imza yerinde başka ad görmedi.
Artık bahtın açıktır, uzun etme, arkadaş!
Ne hudut kaldı bugün, ne askerlik, ne savaş;
Araya gitti diye içlenme baharına,
Huduttan götürdüğün şan yetişir yârına!...
Ertesi gün başladı gün doğmadan yolculuk,
Soğuk bir mart sabahı... Buz tutuyor her soluk.
Ufku tutuşturmadan fecrin ilk alevleri
Arkamızda kalıyor şehrin kenar evleri.
Bulutların ardında gün yanmadan sönüyor,
Höyükler bir dağ gibi uzaktan görünüyor...
Yanımızdan geçiyor ağır ağır kervanlar,
Bir derebeyi gibi kurulmuş eski hanlar.
Biz bu sonsuz yollarda varıyoruz, gitgide,
İki dağ ortasında boğulan bir geçide.
Sıkı bir poyraz beni titretirken içimden
Geçidi atlayınca şaşırdım sevincimden:
Ardımda kalan yerler anlaşırken baharla,
Önümüzdeki arazi örtülü şimdi karla.
Bu geçit sanki yazdan kışı ayırıyordu,
Burada son fırtına son dalı kırıyordu...
Yaylımız tüketirken yolları aynı hızla,
Savrulmaya başladı karlar etrafımızda.
Karlar etrafı beyaz bir karanlığa gömdü;
Kar değil, gökyüzünden yağan beyaz ölümdü...
Gönlümde can verirken köye varmak emeli
Arabacı haykırdı "İşte Araplıbeli!"
Tanrı yardımcı olsun gayrı yolda kalana
Biz menzile vararak atları çektik hana.
Bizden evvel buraya inen üç dört arkadaş
Kurmuştular tutuşan ocağa karşı bağdaş.
Çıtırdayan çalılar dört cana can katıyor,
Kimi haydut, kimi kurt masalı anlatıyor...
Gözlerime çökerken ağır uyku sisleri,
Çiçekliyor duvarı ocağın akisleri.
Bu akisle duvarda çizgiler beliriyor,
Kalbime ateş gibi şu satırlar giriyor;
"Gönlümü çekse de yârin hayali
Aşmaya kudretim yetmez cibali
Yolcuyum bir kuru yaprak misali
Rüzgârın önüne katılmışım ben"
Sabahleyin gökyüzü parlak, ufuk açıktı,
Güneşli bir havada yaylımız yola çıktı...
Bu gurbetten gurbete giden yolun üstünde
Ben üç mevsim değişmiş görüyordum üç günde.
Uzun bir yolculuktan sonra İncesu'daydık,
Bir handa, yorgun argın, tatlı bir uykudaydık.
Gün doğarken bir ölüm rüyasıyla uyandım,
Başucumda gördüğüm şu satırlarla yandım!
"Garibim namıma Kerem diyorlar
Aslı'mı el almış haram diyorlar
Hastayım derdime verem diyorlar
Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış'ım ben"
Bir kitabe kokusu duyuluyor yazında,
Korkarım, yaya kaldın bu gurbet çıkmazında.
Ey Maraşlı Şeyhoğlu, evliyalar adağı!
Bahtına lanet olsun aşmadınsa bu dağı!
Az değildir, varmadan senin gibi yurduna,
Post verenler yabanın hayduduna kurduna!..
Arabamız tutarken Erciyes'in yolunu:
"Hancı dedim, bildin mi Maraşlı Şeyhoğlu'nu?"
Gözleri uzun uzun burkuldu kaldı bende,
Dedi:
"Hana sağ indi, ölü çıktı geçende!"
Yaşaran gözlerimde her şey artık değişti,
Bizim garip Şeyhoğlu buradan geçmemişti...
Gönlümü Maraşlı'nın yaktı kara haberi.
Aradan yıllar geçti işte o günden beri
Ne zaman yolda bir han rastlasam irkilirim,
Çünkü sizde gizlenen dertleri ben bilirim.
Ey köyleri hududa bağlayan yaşlı yollar,
Dönmeyen yolculara ağlayan yaslı yollar!
Ey garip çizgilerle dolu han duvarları,
Ey hanların gönlümü sızlatan duvarları
Faruk Nafiz Çamlıbel
Desteklenmesi gereken yerli ve milli ödeme yöntemi. Büyük bir eksiklik giderildi.
Öngörüleri tutmayan spor yorumcusu. Euro 2016 eleme maçlarında İzlanda-Türkiye maçı öncesi şöyle demiştir: "Baktığınız zaman İzlanda topu elle kaleye götürmeye çalışsa üç kere götürür."
Ancak öyle olmamış ve İzlanda bizi 3-0 mağlup etmiştir. Hasan Şaş' ın bu yorumları fazlaca vardır. Başarılı futbolcuydu ancak başarılı bir yorumcu değil.
Ancak öyle olmamış ve İzlanda bizi 3-0 mağlup etmiştir. Hasan Şaş' ın bu yorumları fazlaca vardır. Başarılı futbolcuydu ancak başarılı bir yorumcu değil.
Mehmet Şimşek, Beşir Atalay, Abdülkadir Aksu, Cevdet Yılmaz, Mehdi Eker gibi isimler bu ülkede bakanlık yapmıştır. Halen birçok kürt kökenli devlet adamımıza en kritik görevler verilmiştir doğal olarak verilmeye de devam edecektir.Bu durum aslında kürt sorunu olmadığına işaret eder.
Pkkya destek veren kamu görevlilerinin özellikle belediye başkanlarının görevden alınması da aslında sorunun adının pkk olduğunu ortaya koyar.
Türkiye Cumhuriyeti' nde yaşıyorsan Türkiyelisin kökenin dinin önemli değil, bu vatana ihanet edemezsin.
Pkkya destek veren kamu görevlilerinin özellikle belediye başkanlarının görevden alınması da aslında sorunun adının pkk olduğunu ortaya koyar.
Türkiye Cumhuriyeti' nde yaşıyorsan Türkiyelisin kökenin dinin önemli değil, bu vatana ihanet edemezsin.
İstanbul Etiler'de ünlülerin uğrak yeri olan "Nusr-et et lokantasının sahibi genç girişimci, kasap, işadamıdır...
Müthiş bir başarı hikayesinin sahibidir kendisi, dünya çapında üne kavuşmuştur. Et kesme,pişirme videoları ve kendine has tuzlama stili ile ününü tüm dünyaya duyurmuştur. Hem Türkiye'de hem de dünyada sanat ve spor camiasının önde gelen isimleri ile samimiyeti ününe ün katmaktadır. Mekanlarının önünde insanlar yığılmakta sıra beklemektedir. Ayrıca Fransa'da düzenlenen Laures Spor Ödül Törenine Türkiye'den onur konuğu olarak katılması sansasyonel etki oluşturmuştur.
Nusret Gökçe'nin hikayesi:
Devamı için tıklayınız
Müthiş bir başarı hikayesinin sahibidir kendisi, dünya çapında üne kavuşmuştur. Et kesme,pişirme videoları ve kendine has tuzlama stili ile ününü tüm dünyaya duyurmuştur. Hem Türkiye'de hem de dünyada sanat ve spor camiasının önde gelen isimleri ile samimiyeti ününe ün katmaktadır. Mekanlarının önünde insanlar yığılmakta sıra beklemektedir. Ayrıca Fransa'da düzenlenen Laures Spor Ödül Törenine Türkiye'den onur konuğu olarak katılması sansasyonel etki oluşturmuştur.
Nusret Gökçe'nin hikayesi:
Devamı için tıklayınız
Akdeniz bölgesinde özellikle kırsal kesimde yaşayanlar tarafından birine kızınca "adı batasıca" şeklinde kullanımı mevcuttur. Hatta "adı batasıcanın eniği" şeklinde ağır hakaret olarak da kullananlar vardır. Sonuç olarak adı namı kaybolsun gitsin, unutulsun gibi anlamlara gelir.
Kulak çöpü ile sol kulak zarını delmiş bir kardeşiniz olarak kesinlikle kullanmayın derim . "Oha nasıl becerdin bunu" dediğinizi işittim.
Efendim banyo sonrası sağ elimdeki kulak çöpü ile sol kulağımı temizlerken, bu işte bir yanlışlık olduğunu farkettim. Niye sağ ile sol kulağı temizliyorum değil mi? Ben de öyle düşündüm, sağ elimdeki kulak çöpünü sol kulağımda bıraktım sol elime alayım derken sol elim kulak çöpüne değdi ve içe girdi biraz. Kulak zarı zarar gördü, kanama oldu ve hemen hastane...10 aylık bi tedavi bu sürede su değmemeli. Sözün özü kullanmayın bence.
Efendim banyo sonrası sağ elimdeki kulak çöpü ile sol kulağımı temizlerken, bu işte bir yanlışlık olduğunu farkettim. Niye sağ ile sol kulağı temizliyorum değil mi? Ben de öyle düşündüm, sağ elimdeki kulak çöpünü sol kulağımda bıraktım sol elime alayım derken sol elim kulak çöpüne değdi ve içe girdi biraz. Kulak zarı zarar gördü, kanama oldu ve hemen hastane...10 aylık bi tedavi bu sürede su değmemeli. Sözün özü kullanmayın bence.
Yazacağı konuyu bekleyen yazardır kendisi ama o konu yazmadıkça gelmez. Önce vur kalemi kağıda ( vur parmağı klavyeye ) dökülür gerisi, konu konuyu açar.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?