varyasyon ile hayatı zengin kılan her şey. ne kadar farklıyız, ne kadar nüans var hayat o kadar güzel.
hep şundan korkarım, tek tip olmak. aynılaştırılmak. herkesin aynı şeyleri sevmesi, aynı şeylerden nefret etmesi. tek bir rengin, tek bir notanın, tek bir saç tipinin hatta tek bir sözcüğün olması... mevcut dünyanın her şeyini elinden alıyor. farklılıklara sahip çıkalım, yürekler bir olsun tabi ona laf yok ama sen de var, ben de. sadece ben'le biz olmaz. o yüzden çok kıymet verdiğim bir kelime.
iyi niyetin ve ayrıntının değerinin azaldığı günümüzde nadir karşılaşılan. olması gerekenler yanıltır bizi, tembelliktir. daha iyiye, daha güzel gidemedikten sonra değişen bir şey yoktur. insana güzel bakalım, zor tabi ama suyun değeri kuraklıkta anlaşılır. yarının daha güzel olması için şimdiden güzel bakalım, güzel görelim. anlamak, sevmektir...
reklamcılığın beslenme kaynaklarından biri. özellikle absürt reklamların temelidir. aynı zamanda semiyoloji (gösterge bilim) anlam üretiminde yan anlamlardan faydalanır. ve en çok kabul görmüş, en yaygın yan anlam da düz anlam olarak kabul edilir.
gücün (power) ne olduğuna dair distopik bir örnek sunan sahnesi.
izlemezdim. tanımıyorum.
eski model radyoları sever misin?
eski model radyoları sever misin?
kırma.
büyük risk taşıyan bir hatadır. doğru bir pas, orta ya da doğrudan şut gol ihtimalini artırır. yine penaltı ve korner olasılığını da artırır. bu nedenle atağı akışına bırakmak daha az riskli bir çözümdür.
uzun süredir bu akşam sözlüğümüzde hissedilen.
2-0'dan 3-2'ye dönmüş şampiyonlar ligi ön elemesi maçı. maç böyle biterse büyük avantaj sağlayan bir skor olacak. galatasaraylı olarak tebrik ederim. umarım turu da geçer başakşehir.
e: 79dk. 3-3 oldu. başakşehir yine duran toptan gol yedi. volkan babacan çok kötü oynadı bu akşam
e2: ms, 3-3. avantajlı bir skor, 2-2'ye kadar olan tüm beraberlikler ile her türlü galibiyet iş görüyor. umarım bir üst tura geçer türk takımımız...
e: 79dk. 3-3 oldu. başakşehir yine duran toptan gol yedi. volkan babacan çok kötü oynadı bu akşam
e2: ms, 3-3. avantajlı bir skor, 2-2'ye kadar olan tüm beraberlikler ile her türlü galibiyet iş görüyor. umarım bir üst tura geçer türk takımımız...
sıcak havalara denk gelmesi.
budapeşte'de (macaristan) düzenlenen ve şu an devam etmekte olan dünya şampiyonasında erkekler 200m kelebek yarışında macar yüzücü lazslo cseh'i geçerek 1.53.33'lük derecesiyle dünya şampiyonu olmuş güney afrikalı yüzücü.
yarış sonunda lazslo cseh'in kulvarına gelip clos'u tebrik edişi muazzam bir andı. spor bu, engelleri, sınırları kaldırıyor...
yarış sonunda lazslo cseh'in kulvarına gelip clos'u tebrik edişi muazzam bir andı. spor bu, engelleri, sınırları kaldırıyor...
sanatın her alanından, eleştirilerden, kuramlardan ve alt türlerden oluşturulabilecek listedir.
sanatın öyküsü - ernst gombrich
sanat ve propaganda - toby clark
görme biçimleri - john berger
camera lucida - roland barthes
sanat kuramı - cynthia Freeland
bir film nasıl okunur - james monaco
sanatın öyküsü - ernst gombrich
sanat ve propaganda - toby clark
görme biçimleri - john berger
camera lucida - roland barthes
sanat kuramı - cynthia Freeland
bir film nasıl okunur - james monaco
daha 23 yaşındaki ece çiftçi'nin ilham verici projesi ve başarısı. dünyada olan biten bir yana, güzel işler yapan insanlar da çıkıyor. alıntıdır, şöyle buyrun:
Yaşıtlarının bir çoğu kafasını elindeki telefondan kaldırmadığı bir zamanda bir projeyi hayata geçirmiş ki, haberiniz yoksa bu projeden - benim gibi - şaşırıp kalırsınız.
Ben de bugün gazetede okudum, Bu kız, 23 yaşındaki bu gencecik kızımız, Türkiye'yi G-20 (Yani Gelişmiş 20 Ülke) toplantılarının Girls20 bölümünde temsil edecek.
![]()
Ne yapmış peki bu kız?
SOSYALBEN diye bir platform kurmuş.
Annesi Öğretmen, babası Avukat, varlıklı bir aile değil. ENKA'da okumuş, hayalleri müthişmiş.
Okullarına bir gün Amerika'dan bir profesör gelmiş, Nepal'de ki Sivil Toplum olaylarını anlatmış, o gün karar vermiş, daha lisede " Ben de birilerinin hayatına dokunmalıyım " demiş.
Ve o hayallerine ulaşmak için çalışmaya başlamış, daha 14 yaşındayken, yaşıtları denize, havuza, tatile giderken o kalkmış Şanlıurfa'nın Suriye sınırına yakın bir gençlik merkezinde 250 öğrenciyle çalışmaya gitmiş.
Resim, müzik, dans, fotoğrafçılık gibi atölyelerde aktiviteler düzenlemişler.
Sonra, vazgeçmemiş, tam 3 sene her yaz tatilinde kalkmış aynı yere gitmiş ve bu arada LİSEYİ bitirmiş, dikkatinizi çekerim, şimdiye kadar yaptığı her şeyi Lisedeyken yapmış ve sonunda ne okuyacağına karar vermiş...
SOSYOLOJİ ...
Sonra Bahçeşehir Üniversitesi ve Sosyalben projesini hayata geçirmeye başlamış.
Tabi en önemli sorun MADDİ, bunun içinde çalışmalara başlamış. TV8 de ki " Bir Fikrin mi var " yarışmasında birinci olunca adı duyulmaya başlamış, yardımlar artmaya başlamış.
Sürekli neler yapabilirimi düşünmeye başlamış, çok yağmur yağan bir kış ŞEMSİYE üretmişler. Ve demişler ki ..
“Bu şemsiyeler farklı! Bunlar hem sizin ıslanmanızı engelliyor hem de çoook uzaklardaki çocukların ıslanmasını engelliyor!”
Müthiş bir sosyal medya çalışması, şemsiyeyi alan herkesin altında fotoğrafını çekerek, “O da SosyalBen'im!” diye bir slogan üretmişler.
O kadar çok şemsiye satmışlar ki, Afrika'ya Zambiya'ya gidip bu paralar ile oradaki çocuklara destek olmuşlar.
Şimdi, BAKIN burası gerçekten çok önemli...
Yaptıkları duyuldukça bir çok üniversiteden, kurumlardan ödüller almaya başlamış. Harvard ve Oxford Üniversitelerine başvurmuş önce, kabul de edilmiş ...
AMA sonra bakmış ki, onu mutlu eden şey SAHA, Üniversite değil, gitmemiş, Sosyalben'e ağılrık vermiş.
Tibet, Kamboçya, Moğolistan, Karadağ falan derken ...
![]()
Bakın bugün Sosyalben 7-13 yaş aralığında, dezavantajlı bölgelerde yaşayan çocuklara Dans, Spor, Drama, Müzik ve benzeri eğitimler götüren Türkiye'de 350 Gönüllü ile, 54 ilde faaliyet gösteren bir çok ülkede çocuklara etkinlikler düzenleyen bir platform haline gelmiş.
23 yaşında bir kız ve 14 yaşındayken kurduğu hayalin geldiği nokta.
Eminim bu kadar güzel ve başarılı bir gencin hayat hikayesini sizler de arkadaşlarınıza duyuracaksınız.
Okuyan BİR TANECİK genç çocuğumuz bile bunun üstüne bugün bir HAYAL kursa fena mı olur....
sosyalben vakfı
![]()
Yaşıtlarının bir çoğu kafasını elindeki telefondan kaldırmadığı bir zamanda bir projeyi hayata geçirmiş ki, haberiniz yoksa bu projeden - benim gibi - şaşırıp kalırsınız.
Ben de bugün gazetede okudum, Bu kız, 23 yaşındaki bu gencecik kızımız, Türkiye'yi G-20 (Yani Gelişmiş 20 Ülke) toplantılarının Girls20 bölümünde temsil edecek.
Ne yapmış peki bu kız?
SOSYALBEN diye bir platform kurmuş.
Annesi Öğretmen, babası Avukat, varlıklı bir aile değil. ENKA'da okumuş, hayalleri müthişmiş.
Okullarına bir gün Amerika'dan bir profesör gelmiş, Nepal'de ki Sivil Toplum olaylarını anlatmış, o gün karar vermiş, daha lisede " Ben de birilerinin hayatına dokunmalıyım " demiş.
Ve o hayallerine ulaşmak için çalışmaya başlamış, daha 14 yaşındayken, yaşıtları denize, havuza, tatile giderken o kalkmış Şanlıurfa'nın Suriye sınırına yakın bir gençlik merkezinde 250 öğrenciyle çalışmaya gitmiş.
Resim, müzik, dans, fotoğrafçılık gibi atölyelerde aktiviteler düzenlemişler.
Sonra, vazgeçmemiş, tam 3 sene her yaz tatilinde kalkmış aynı yere gitmiş ve bu arada LİSEYİ bitirmiş, dikkatinizi çekerim, şimdiye kadar yaptığı her şeyi Lisedeyken yapmış ve sonunda ne okuyacağına karar vermiş...
SOSYOLOJİ ...
Sonra Bahçeşehir Üniversitesi ve Sosyalben projesini hayata geçirmeye başlamış.
Tabi en önemli sorun MADDİ, bunun içinde çalışmalara başlamış. TV8 de ki " Bir Fikrin mi var " yarışmasında birinci olunca adı duyulmaya başlamış, yardımlar artmaya başlamış.
Sürekli neler yapabilirimi düşünmeye başlamış, çok yağmur yağan bir kış ŞEMSİYE üretmişler. Ve demişler ki ..
“Bu şemsiyeler farklı! Bunlar hem sizin ıslanmanızı engelliyor hem de çoook uzaklardaki çocukların ıslanmasını engelliyor!”
Müthiş bir sosyal medya çalışması, şemsiyeyi alan herkesin altında fotoğrafını çekerek, “O da SosyalBen'im!” diye bir slogan üretmişler.
O kadar çok şemsiye satmışlar ki, Afrika'ya Zambiya'ya gidip bu paralar ile oradaki çocuklara destek olmuşlar.
Şimdi, BAKIN burası gerçekten çok önemli...
Yaptıkları duyuldukça bir çok üniversiteden, kurumlardan ödüller almaya başlamış. Harvard ve Oxford Üniversitelerine başvurmuş önce, kabul de edilmiş ...
AMA sonra bakmış ki, onu mutlu eden şey SAHA, Üniversite değil, gitmemiş, Sosyalben'e ağılrık vermiş.
Tibet, Kamboçya, Moğolistan, Karadağ falan derken ...
Bakın bugün Sosyalben 7-13 yaş aralığında, dezavantajlı bölgelerde yaşayan çocuklara Dans, Spor, Drama, Müzik ve benzeri eğitimler götüren Türkiye'de 350 Gönüllü ile, 54 ilde faaliyet gösteren bir çok ülkede çocuklara etkinlikler düzenleyen bir platform haline gelmiş.
23 yaşında bir kız ve 14 yaşındayken kurduğu hayalin geldiği nokta.
Eminim bu kadar güzel ve başarılı bir gencin hayat hikayesini sizler de arkadaşlarınıza duyuracaksınız.
Okuyan BİR TANECİK genç çocuğumuz bile bunun üstüne bugün bir HAYAL kursa fena mı olur....
sosyalben vakfı
"Eğer tek kural aritmetik olsaydı, dünyayı matematikçiler yönetirdi..."
(bkz: kötü çileklerin içindeki iyi çilek)
t: öncül davranışı "karşıt görüşün iyi yönlerini benimsemek" olandır.
t: öncül davranışı "karşıt görüşün iyi yönlerini benimsemek" olandır.
çok fazladır. birçok alanda, düzensizlik, yeterli verim alamama ve geriye gitme gibi alarm veren problemler var. çözmedikçe daha da büyüyor. bunlarla ilgili farkında olmak iyi bir başlangıç ama gerisinin de gelmesi gerek. sistem üretmeliyiz, uzun süreli ve gerçek/kalıcı çözüm sağlayan. 2050'de ilk 11 ekonomiden biri olacakmışız diye bir haber vardı. ama bu yetersiz, o kadar yıl 11. olabilmek için mi? yani o kadar mı yavaş ilerliyoruz? Kendi teknolojilerini üretmediğinde, sadece tüketim kaleminde yer aldığında ister istemez geriye gidiyorsun.
bir de mesela, bilimi sevmek, sanatı sevmek, futbolu sevmek diye bir şey var. çok boş. sürekli sevdiğini ifade edip, geçerli ve tutarlı hiçbir şey yapmayarak gülünç oluyorsun sadece. sevme algısında problem var. sevmek demek, doğru yönetmek demek, sevmek demek sağlam yatırımlar yapmak demek. daha çok araştırmak ve sürekli olarak uygulama aşaması dahil gelişim içerisinde olmak demek. biz kolaycılık içerisindeyiz, "geçim derdi" olgusunun tüm topluma yaydığı bilinçaltı ve bu tür yarım yamalak çabalar istenen sonuçları vermiyor.
ne olursa olsun umut her zaman var. zarardan her daim dönülebilir. zaman kaybı, emek kaybı, itibar kaybı hepsini sıra sıra toparlamamız gerek. insandan başlayalım, insana dönelim...
bir de mesela, bilimi sevmek, sanatı sevmek, futbolu sevmek diye bir şey var. çok boş. sürekli sevdiğini ifade edip, geçerli ve tutarlı hiçbir şey yapmayarak gülünç oluyorsun sadece. sevme algısında problem var. sevmek demek, doğru yönetmek demek, sevmek demek sağlam yatırımlar yapmak demek. daha çok araştırmak ve sürekli olarak uygulama aşaması dahil gelişim içerisinde olmak demek. biz kolaycılık içerisindeyiz, "geçim derdi" olgusunun tüm topluma yaydığı bilinçaltı ve bu tür yarım yamalak çabalar istenen sonuçları vermiyor.
ne olursa olsun umut her zaman var. zarardan her daim dönülebilir. zaman kaybı, emek kaybı, itibar kaybı hepsini sıra sıra toparlamamız gerek. insandan başlayalım, insana dönelim...
utancından sadece krampona bakabilen futbolcudur. denemekten vazgeçmemesi gerekir.
mamut.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?