imschrolled

herkesin yapması gerekendir. değerli biri olduğunu hissettirip çalışma tarzını ve sistemini değiştirmesi tavsiye edilmelidir. ailesine yalan söylememesi ve yaptığı her şeyin sonucuna katlanması gerektiği de aktarılmalıdır. istisna durumlar olabilir tabi, okuldan alma tehdidi vs.

kapsamlı ve zor bir konu tabi. alanıyla ilgili gerçekten sevip sevmediği, bu konuda kendini sorgulaması da akla gelen bir soru. ve kötü not almasının esas sebebini kendisinin kendi yöntemiyle bulması gerek. sadece kendine soramadığı soruları ona sormalıyız ve kararlı olması için de destek vermeliyiz.

(bkz: ders çalışma methodları)

bourdieu'nun sosyolojide çevreyi ve çevrenin bireye etkisini ifade ederken kullandığı bir terim. insan = habitus. yani algılar, yaşantılar, çevresel etkiler ile doldurulmuş düşünen varlık. bu da iletişimi, kitlesel iletişimi (mass comm.) ve sosyal etkileşimi doğrudan belirleyen bir unsur. bunun da nedeni, anlamlar(düz anlam/yan anlam) ve semboller. iletişim 2 kişi olmayla başlar. ben ve sen. konuşma yetimiz de var, ifade etmemiz gerek. o zaman bize sözcükler, sesler, anlamlar lazım ve hatta semboller. bunların tamamı da çevre ile şekilleniyor. ön yargılardan tutunda kalıplaşmış düşüncelere kadar.

(bkz: doxa)

insanın dengesini bozacak olaydır. gececi takılmayı ben de severim aslında ama fazlası zararlı. göze, kafaya. 3 tam sabahlamışlığım da var ayrı zamanlarda ama tasvip etmiyoruz.

tavus kuşu.

nagihan.

enteresan bir fikir. benim saçmalama biletine benziyor işlev olarak.

bence sıradan bir reklam kampanyası yerine güzel girilerden fişler küçük kağıtlar yapalım, basalım. sonra hedef kitlemizin daha yoğun olduğu yerlere, gençlere (18-30) yakın yerlerde elden ele dağıtalım. ya da marlboro kutuları gibi yerlere de atabiliriz. illaki birilerinin dikkatini çekecektir. mısır tanesi toplayan tavuk güdüsü gibi kaynağını bulmak isteyeceklerdir.

siteye ulaşımı da kağıtlara eklenmiş, site adresi ve qr kodlar ile estetik bir hale getirebiliriz.

ne hissediğini ya da ne yapacağını bilemediğin zamanlarda insana düşenler. kötü değil tabi kalıcı değil en azından. karar aldırmaz, belirsizliğin süresini uzatır. tuhaf. üzüntü, sevinç, acı... ya da hepsinin var olduğu bol koşmalı, tırmanmalı bir süreç. arada takılıp düşmeler... hayattan ayrı bir oda burası. bol rüzgarlı, sade ve tenha. sloganların, hayal kurdurmayan düşüncelerin, engellerin bir şeylerin tekrar tekrar önüne geçme ile devam eder. umutsuzluk değil asla larvadan çıkarken debeleniyoruz sanırım. ah bu şarkıların gözü kör oluyor bir yandan. geceler de bize ait değil artık. derinlik desen değil, alabildiğine sersem sersem düşüncelerde gezinmeler. tat vermediğini bildiğin halde kaldırmaya çalışmak bazı cümleleri, anlamları. ne zor ne de bulanık. bir ara dilime dolansa da pek kullanamadığım bir sözcük, zavallılık. hem tembel hem de hantal. işe yaramaz değil ama zamansız. delilik bu. sınırı aşarcasına, bardağın taşmasına son damla kala, o damlanın verdiği sabır ve bütün bir ömre sirayet eden hayat dersi. bir sonraki, bir önceki. kontrolsüzlük, bağımsızlık, kopukluk ve kaçış... bir araya geldiğinde ürpertir yaz sıcağına aldırış etmeden. ne yazık ki cümleler de devrik. bir karenin verdiği tanımsız huzur. delinin deliyi, delinin hazzı bulması ve hiçbir şey yokmuş gibi unutmaya çalışması. dört haneli, aylı, günlü, saatli, dakikalı tarihin onca güne, onca zamana tarih denebilecek hiçbir şeyi kaydetmemesi... tek ilacı var, gülümsemek...

anne babama devrederdim ne isterse yapsınlar.

9 taş biliyor musun?

introları, melodileri ve enerjileri ile gönüllerde taht kuran nü-metal temsilcisi. chester'ın intiharı ile çok ama çok üzmüştür. chester'ı yeni parçalarda duyamamak ayrıca kötü. Allah rahmet eylesin. açık havada uzaktan sesi geldiğinde duygulandırır. küçük bir parçası bile duyulsa kalan kısım kafada çalmaya devam eder.

bir sahne gösterimi vardı. ilk fragman montajlarımı yapmıştım ve ana masadan sahne görüntüleri ve akışını yönetmem gerekiyordu. bir müzik koy araya denilmişti ben de o zaman yeni olduğu için new divide koymuştum. büyük salonda çalmıştı, enfes bir andı.

hollywood tarzı sinema ve blockbuster filmlere karşıyım. transformers da öyle bir iş. ama yasa dışı zevk gibi seviyorum bunu. linkin park ile film müziği yapmaları çok hoştu. özellikle iridescent ile olan sahne acayip duygusal bir sahneydi, benim diyen adamın bile yaş gelir gözünden.

yine yaklaşık 2 yıl telefon somewhere i belong çaldı. sadece zil değil, alarm da bu parçaydı. in the end, breaking the habit, numb, powerless, what i've done ve burn it down unutulmaz parçalarından.

acun gibi mi olacaksın?

deniz bayramoğlu moderatörlüğündeki saygıdeğer biricik program. farklı farklı konular işleniyor. kolay denk gelmediğimiz türde başarılı. kavga dövüşün olmadığı bir zaman dilimi. bilgilerin, anekdotların ve ne dediğini bilen konuşmacıların da yer almasıyla ayrı bir keyif veriyor.

gündem özel cnn türk

en çıkarcı/pragmatist millettir. ingilizler ile birlikte. diplomatik manevralarına akıl sır ermez. (bkz: 37 days) dizisinde küçük bir bölümüne tanık oluyoruz. ne yaptığını görene kadar hiçbir şey belli olmaz...

milli piknik örtüsü.

bireyselleşmiş gerçek dünyanın sosyal medyadaki yerleşime yansımasıdır. fikir, kültür, detay, sosyo-ekonomi vs. birçok parametrenin de dahil olduğu yeni sanal dünya süreci. tıpkı bir köyde evlerine sığınmış yerliler gibi herkes kendi bloguna doluşuyor. müstakil bahçeli dayalı döşeleri yerler...

sözlükler de blog - büyük sosyal mecra arasında bir yerde. apartmanlar olarak düşünebiliriz. bir arada yaşıyan ama birbirinden sorumlu olmayan, yazan, üreten kişilerin evreni.

sözlüğümüzün gelişimi için güzel bir hedef. basamak. bir standart kurabilsek her gün 1000 giri ve üzeri giriş yapabilsek hızlanırız kanımca. ayda 30.000 giri eder. büyük bir ivme kazanırız diye düşünüyorum. tabi nitelik kısmı için de çalışalım. istatistik değil amaç birlikte öğreniyoruz, gelişiyoruz ya da eğleniyoruz.

bir ara konsept haftası yapalım diye düşünmüştüm. katılmak isteyen yazarlarla birlikte bir hafta o konu ile ilgili okuyalım, çalışalım, film izleyelim gibi. açık hava dershanesi gibi. böylece tüm yazarlarımız da yüreklendirilmiş olur sanki. motivasyon artar, nitelik artar. geliştirilebilir tabi.

suyu her köşeye ulaştırmak adına yapılmış su kanallarıdır. tarlaların, şehrin ya da köy merkezinin önemli unsurlarıdır. üstü açık yarım borular şeklinde olan versiyonu da var. düzce'ye uğrarsanız fındık tarlalarının kenarlarında görme şansınız var.

su dağıtımının iyi yapılamadığı ve su kesintisi sık olan yerleşim bölgelerinde su sıkıntısını engellemek adına kullanılan bireysel bir çözüm.