John Doe

kimseye güvenme.

beşiktaş
https://www.youtube.com/watch?v=_DsV9Y4ZRws

bu sorudan sonra o an orda bulunan biri ortam yeni yatışmışken tekrar alevlenmesin diye: \"bişe yok gel ben sana anlatırım sonra, sen onu boşver de nerdeydin bu saate kadar?\" cümlesiyle konu değiştirir.
sonrasında (bkz: meraktan çatlamak)

(gbkz: sözlük rehberlik servisi)ne acil pdrci lazım.

yeni bişeyler daha öğrendim.
iç anadolunun bazı yerlerinde düğünlerde yakın akrabaya ve çok yakın olan eşe dosta davetiye verilmezmiş. onlar düğün zaten bizim düğünümüz diye düşünürmüş, kendilerine davetiye verilmesi hakaret sayılırmış. bi garip geldi arkadaş nitekim benim memleketimde en yakınlarından bile olsan davetiye vermemek düğünde istenmediğine yorulur, küsülür, gidilmez o düğüne. yozgatlı, tokatlı ve sivaslı arkadaşlara burdan selam iletiyorum. aydınlandım.

bir diğer adetimiz ise konya taraflarından (en azından bana konyalı bi arkadaşım bizim orda böyle yapılır diyerek anlattı). evlilik çağına gelen erkeklerin anneleri, teyzeleri, halaları falan filan işte neyse ellerine erkeğin (vesikalık) fotoğrafını alarak kapı kapı gezerler, burda gelinlik kız var mı diye sorarlarmış. tanımadıkları bilmedikleri sokaklarda, mahallelerde bu şekilde dolaşırlarmış. (mother doe'nun eline vesilalık tutuşturup konya bileti alıyorum kendisine hemen(u::p) )

erkes elma çok faydalı diyordu ben de manava gidip elma almak istedim. manava girince manav benle hiç ilgilenmedi daha sonra bi fırsatını bularak manava elma istediğimi söyledim manav sert ve ilgisiz tavırlarla cevap verdi. napacan alacan mı da soruyon dedi. fiyatını filan sorduğumda bayağı kazık bi fiyat söyledi. neyse ben yine de almak istediğimi söyledim ama bana seçtirmedi. kendisi çürük çarık kurtlu filan elmaları doldurmuş. bunu da eve gelince farkettim.

dolayısıyla arkadaşlar elma faydalı filan değil boşuna manava elma almaya gitmeyin.

duyulan her yerde insana 'beyaz' diye bağırma isteği uyandıran sözcüktür.

http://www.karikaturler.biz/wp-content/uploads/bfi_thumb/1005978_10201570198805009_1025694217_n-2yl6l8818rbhfmn8m248w0.jpg

giren de bin dertlidir zira tıklanana her sayfa 25 saatte açılmaktadır.

bildiğin çaykovski'nin tam adı.

gözlerin etrafındaki çizgiler (artık belli oluyooor)

perfect girls/boys only exist in books.

(u:bana kimse türkçe olmak zorunda demedi ama)

http://36.media.tumblr.com/tumblr_m8b1u15fXl1qbw4lko1_500.jpg

şayet görükürse şöyle bi karikatürü akla getirendir.

kazan gevreği ve ankara simidi isimli çeşitleri çok şükeladır.

ayrıca izmir'de gevreğe gevrek denir, simit yüzme bilmeyenler içindir.

çıkmaz demeyin, şansınızı deneyin milli john doe (u:swh)
öhm pardon gaza geldim bi an yine. teşekkürler casper (u:gülücük)

(he bu arada hayır dostum ordaki milli kelimesi tamamen senin bilinçaltınla alakalı bi durum yoksa cingılın nerden geldiğini bilmiyorum deme bana!)

(bkz: olsa da yesek)

simitle iyi gider simitle.

üniversite birde matematik ve fizik ikide de istatistik derslerindeki hayat kurtarıcımdır. hesap makinasının sadece kapağı değil arka tarafı da işlevseldir bu konuda.

melabaa!
(bkz: çok da şey yapmamak lazım)

genellikle ulaşması istenilen şahıs yerine başka bir kimseye dokunan laflardır. twitter böyle bir ortam çünkü.
sen ordan laf sokacaksın başka bi yerden bambaşka biri üstüne alınacak filan sonra o sana laf çakacam diye bişeyler karalayacak onu da sen bilmeyeceksin bambaşka biri üstüne alınacak. falan filan...

boş zamanlarımda sınav gözetmenliği yapan benim gibi bünyeler için kaçınılmaz durum.
ve evet pazar günüm boş(tu). ayrıca ulan tek bi boş günüm var yat dinlen işte ne halt etmeye sınav görevi istiyorsun diye kendi kendimi sorgulamama sebep olmuştur.