kuntakinte

osmanlı devletinde sadrazamlık makamının ve bazı idari kuruluşların bulunduğu devlet idaresinin merkezi sayılan yer.

charles dickens'ın 1859'da yazmış olduğu romanıdır. toplamda 200.000.000'dan fazla satmıştır.

hikaye paris ile londra arasında geçmektedir ve fransız devrimi anlatılmaktadır. giriş cümlesi \"tüm zamanların en iyisi, tüm zamanların en kötüsüydü.\" olan ve bu sözle fransız devrimini kasteder. hikayede londra kaçıp rahat yaşanılacak bir şehir görünümünde. fransa ise sürekli birilerinin giyotinde boynunu verdiği bir şehir olarak lanse ediliyor.

olayları bizzat yaşamış gibi hissettim. sokakta şarap fıçısının devrildiği ve herkesin akın akın dökülen şarabı içmeye başladığı sahnedir. o kadar gerçekçi anlatılmıştır ki, insan sahneyi adeta içindeymiş gibi yaşıyor. bunun yanı sıra kahramanımız Charles Darnay'ın kurtarılması sırasında yaşananlar tedirginlik hissi yaratmıştır.

esas ronaldı. brezilyalı olan.

baş döndüren koşarken topun üzerinde ayaklarını döndürme hareketi ve rüştü'ye attığı kara burun golü ile hafızamda yer edinmiş.
https://twitter.com/…gdir/status/738790189447950336

x, y'dir
z, y'dir
öyleyse, x, z'dir.

örneğin: karpuz suludur. limonata da suludur. karpuz limonatadır.

yani düz mantıktır. ama aşırı düzdür. bu bizim kullandığımız formudur. ama bu kadar basit olacağını sanmıyorum.

(gbkz:Aristoteles) mantığı sistemleştirmiş ve bilime ulaşma yolu, yani (gbkz:bilme aracı) olarak kullanmıştır.

herkese kucak açan, her kesime selam veren, her kesimle ilişkisi olan insandır.

birisini dışlayabiliyorsan şayet imanını kontrol et, derim.

seçilmiş bir başbakanın bir üst kimlik tarafından indirilmesine şahit oluyoruz. biz belki normal bir istifa göreceğiz ama 3-5 yıl sonra tarihi anlatan kitap&dergiler bir sivil darbe olarak bunu işleyecektir.

(bkz:türkiye'de 5-10 yılda bir darbe olması)

(bkz:istikrar)

güney afrika'da yaşamış bir kabile. kabilede kadınların sözü geçerdi. fakat ağır işleri de kadınlar yapardı. eskiden kaba saba adamlara denirmiş.

malum as kalecimiz tolga 2-3 yıldır kritik yerlerde olmayacak hatalarda yedi bitirdi takımı da bizi de. boyko'yu aldılar uefa yılın kalecisi seçti. bize geldi 4 maçta 3 hatalı gol yedi.

1. önerim kalenin ve futbolcuların imam eşliğinde yıkanmasıdır.

2. ve daha kalıcı önerim ise kaleye şenol güneş'in geçmesidir.

adamlar sığınak yapmış, yığınak yapmış, tuzaklama yapmış nusaybin'de binanın içine 1 ton bomba koymuş, keşif için binanın içine asker girince havaya patlatıyorlar, şehit olanlardan patlamasının etkisiyle insan vücuduna benzer parçası kalmıyor ve bunu yapan adamlara karşı insan haklarını çiğneyemezsin deniyor. orantılı güç kullanın diyor.
adamlar yere döşedikleri bombayı patlatınca 6 metre derinlik oluşuyor hala gelmişler orantılı güç zırvası.

içinde 20 tane pkk'lının bulunduğu binaya tankla top atışı yapınca insan hakları, keşif için binanın içine giren askeri-polisi patlatınca özgürlük için öyle mi?

dün akşam kampüse cem yılmaz geldi söyleşi için fakat itü'nün ünlü hocalarından orhan kural baya sert tepki gösterdi.
https://www.youtube.com/watch?v=JtLtTByQjPY&feature=youtu.be

staples center'da oynanan maç (gbkz:kobe bryant)'ın son aktif maçı.
5'te 0 ile başlamıştı. baya kötüydü fakat toparladı kobe.

kaan kural olsa hepsini izlerdim ama sunucular seyir zevkimi öptüler.

mhp'de seçim yakın. anket başlamış bile!
http://strawpoll.me/7313326

(gbkz:ruh adam) kitabında selim pusat'ın güntülü'ye yazdığı, güntülü'nün geri iade ettiği mektuptaki şiirdir. aşkı müthiş derecede içe işlercesine anlatır.

nasıl olmuş da yazmış bilmiyorum ama her mısrası ayrı güzel bir nihal atsız şiiri.

ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
bilmem, bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
pervane olan kendini gizler mi alevden;
sen istedin, ondan bu gönül zorla tutuştu...
*
gün senden ışık alsa da bir renge bürünse;
ay secde edip çehrene yerlerde sürünse;
her sey silinip kayboluyorken nazarımdan
yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse...
*
ey sen ki kül ettin beni onmaz yakışınla,
ey sen ki gönüller tutuşur her bakışınla!
hançer gibi keskin ve çiçekler gibi ince
çehren bana uğrunda ölüm hazzı verince
*
gönlümdeki azgın devi rüzgarlara attım;
gözlerle günah işlemenin zevkini tattım.
gözler ki birer parçasıdır sende ilahın,
gözler ki senin en katı zulmün ve silahın,
*
vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin;
sen öldürüyorken de, vururken de güzelsin!
bir başka füsun fışkırıyor sanki yüzünden,
bir yüz ki yapılmış dişi kaplanla hüzünden...
*
hasret sana ey yirmi yılın taze baharı,
vaslınla da dinmez yine bağrımdaki ağrı.
dinmez! gönlün, tapmanın, aşkın sesidir bu!
dinmez! ebedi özleyişin bestesidir bu!
*
hasret çekerek uğruna ölmek de kolaydı,
görmek seni ukbadan eğer mümkün olsaydı.
dünyayı boğup mahşere döndürse denizler,
tek bendeki volkanları söndürse denizler...
*
hala yaşıyor gizlenerek ruhuma \"kaabil\";
imkanı bulunsaıdı, bütün ömre mukabil
sırretmeye elden seni bir perde olurdum.
toprak gibi her çiğnediğin yerde olurdum.
*
mehtaplı yüzün tanrı'yı kıskandırıyordur.
en hisli şiirden de örülmez bu güzellik.
yaklaşması güç, senden uzaklaşması zordur,
kalbin işidir, gözle görülmez bu güzellik.

(gbkz:hüseyin nihal atsız)'ın (gbkz:ruh adam) kitabındaki muhteşem şiiridir. normalde dörtlük olarak yazıyorum ama sözlük silerim sizin yazım tarzınızı dercesine alt alta yazıyor.

göğsünde vurup parçalanan kalbi nihayet
bir saçları kan gözleri keskin dişi çeldi.
artık bitecek ruhunu sarsan bu şeamet
zira saçı kan sevgilinin ismi eceldi

içtin de ecel zehrini sen kendi elinle
hala bu gönül hangi uzak gölgeyi bekler
bak haykırıyor “boştur ümitler” diye dinle,
zulmette keder besteleyen gamlı köpekler

bir dinle adem ülkesinin ruhunu: yer yer
davet ediyor bak seni binlerce kucaklar...
bir sır gibi sevda gibi sessizce gezinenler
bir gün seni otlarda uzanmış bulacaklar...

kalbin benim olsun diyorum çünkü mukadder...
cismin sana yetmez mi? çabuk kalbini sök, ver!
yoktur öte alemde de kurtulmaya bir yer!
mutlak seveceksin beni bundan kaçamazsın...

ram ol bana, ruhun yeni bir aleme girsin...
yazmış kaderin: aşkıma ömrünce esirsin!
aklınla, şuurunla, hayalinle bilirsin.
mutlak seveceksin beni bundan kaçamazsın...

(gbkz:dediler ki) şarkısıyla 2007 yılında iyi bir çıkış yakalayan rock tarzı müzik yapan türk öbeği.
inceden (gbkz:vega) şarkılarını andırıyorlar.

çok merak ediyorum bu kadar uzun alıntı yapan arkadaşlar bu enrtylerinin okunduklarını düşünüyorlar mı?
yoksa tek okumayan ben miyim?

İslam'ı tanımak isteyenlere çok eğlenceli bir dille İslam'ı anlatıp sevdirme konusunda başarılı olan bir ekip. merakı olan - olmayanlar da baksın aslında - arkadaşların bakmasını şiddetle öneririm.
http://www.hayalhanem.com.tr/
youtube.com/user/hayalhanem

Herkesin tepki verdiğini görüyoruz fakat kimsenin şunu yapalım, şu yoku takip edelim, şu yöntemi kullanalım dediğini görmüyoruz. Bu şekilde işlevsiz halinden ötürü suçlama yapılan iktidardan ne farkımız kalır?

Tepkisiz kalmayalım, sadece tepki ile de kalmayalım.

Bunu yapan kişiden bir anda tiksinti duyarım. Benim gözümde basitleşir. Bir an önce Muhabbeti kesip atmaya bakarım.

\"sizden bir yardım isteyecektim ama... \" ama ne???
\" İki ekmek alacaktım ama... \"???
\"internet bankacılığımı açtırmak istiyordum da...\" vaz mı geçtin noldu?

Acayip şaşırdığım bir durum. O kadar beğenilmeyen yazı ve başlık olmasına rağmen kimseden küfür içeren yahut argo kelime çıkmıyor. Tebrik etmek lazım.

Lakin merak ettiğim gerçekte de böyle mi acaba üyeler? Yoksa burada örtülü bir yasak mı var?