confessions

maksatlaf

1. nesil Yazar - Yazar -

  1. toplam entry 136
  2. takipçi 1
  3. puan 5769

ilkokuldan akılda kalan garip tipler

maksatlaf
Ihsan ve apo (abdulcelil).
İkisi de çok iyi basketbol oynardı. Ihsan uzun, apo kısa boyluydu.
İkisi de en iyi arkadaşım olmadı ama basketbol deyince aklıma ikisi gelir sadece.
İhsanin babası yoktu annesi ise ilginç biriydi: yaz-kış palto giyer büyük bir kısmı ak ve düzensiz, kıvırcık saçlarını saklama ihtiyacı duymadan dolasirdi mahallede.
Sesini bir kez olsun bile duymuslugum yoktur.
Evleri ise tam bir toplama merkezi gibiydi sanki. Sokakta buldukları her şeyi evlerine getirdiklerinden şüphem yoktu. Gece gunduz loştu evleri.
İhsanın kardeşi de yoktu. Çocuk aklı kaç defa ulan bunlar ne yiyor ne içiyor diye düşünmüştüm.
Apo dokuz kardeşten besincisiydi. Başka da bir şey hatırlamıyorum.

maksatlaf

maksatlaf
Türkçe karakter kullanmadığını akıl edemediğim ve sayısal kelimesiyle rumuzunu çözmeye çalıştığım bir arkadaş tarafından açılmış basliktir.
--- (gbkz: spoiler) ---
hoş bulduk .)


--- (gbkz: spoiler) ---

cehennem ateşinden koruyan kefen

maksatlaf
Ortaçağ avrupasinda cennetin anahtarını satan din adamlarını hatirlatir.
Paran olsun , aklına gelen her türlü halti ye ondan sonra git bi kefen al -ama yakmayanindan- cenneti garantilememiş olsan bile cehennemden kurtul, oh ne âlâ!
Ne yazık ki okumayı bilmeyen bir toplumuz.
Allah bize hidayet versin derken bizi cahil de bırakmasın demek istiyoruz kanımca.

Haberle ilgili bir köşe yazısı için:
[ http://www.aydinlikgazete.com/m/?id=58298&t=makale ]

Edit: ürünün satışını yapan sitenin, ürünle ilgili açıklaması:http://www.internethaber.com/images/other/2(139)-(1).20150212203637.jpg

Ürün halen bu şekilde satılıyor mudur, bilemem.

Edit2: entry 'de cubbeliyle ilgili bir tek söz söylenmedi. Böyle bir ürünün pazarlaması bu şekilde yapılıyorsa toplumun din duyguları sömürülüyor demektir.

emekli olup allah rızası için namaz kılmak isteyen imam

maksatlaf
Samimiyetine sonuna kadar inandığım şahıstır.

Namaz kildirmak namaz kılmak kadar kolay ise imamlar neden beş vakit namaz kildirdiklari için maaş alırlar?

Bunun eğitimini alıyorlar imam olmak kolay değil, diyeceklere hitaben:
Hiçbir eğitim almadan 10 yaşında iken cemaate namaz kildiran çocukla tanışmak ister misin, diye sorasim var ama sormuyorum.
Kurandan yeteri kadar ayeti ezbere bilmek namaz kil(dir)mak için yeterli değil midir?

ikinci dönemin ilk haftasındaki kamp haftası

maksatlaf
Başlığın yanlışını sonradan fark ettim.
Kastetmek istediğim, ikinci dönemin ilk haftasından önceki hafta yapılan kamp haftasıydı.

Dershanelerin, etüt merkezlerinin velilere şirin görünmek, öğretmenlerine bir hafta daha az tatil yaptırmak ve zaten okul yükünden bunalmış öğrenciyi daha da perişan hale getirmek için uydurulan bir dönem.
Dönem arası bilindiği gibi iki haftadır (bkz: on beş gün)
Fakat okul derslerine yardımcı ve öğrenciyi sınava hazırlayan bir özel kurumda çalışıyorsanız dönem arası tatiliniz bir haftadır (bkz: yedi gün)
Neden mi? Çünkü kurum sahibi tacirdir. Derdi eğitim değil, paradır.
Nerden mi biliyorum, yıllardır bu işin içindeyim.
Kaliteli eğitim veren kurumun da amacı paradır. İyi bir eğitim vermesi eğitimi önemsediği Anlamına gelmez, sadece daha çok para peşindedir.
Zaten öyle olmasaydı MEB'in verdiği eğitimin ürünü olan \"mezun\" donanımlı olurdu. Bunun böyle olmadığını geçen seneki ygs'de 40 binden fazla öğrencinin matematik dersinde \"0\" çektiğini görmek yeterli olur. Bu da başka bir başlık konusu.
Kısacası bir hafta dönem tatili yapan çalışan (bkz: modern köle) 'dir.(bkz: ben deniz)
Bu haftada ilk dönemi tekrar da etsen ikinci dönem konularına giriş de yapsan ağzınla kuş da tutsan öğrenci seni ciddiye almaz.
Neden mi? E tatil de ondan be adam!
Çalış, sen de atan, iki hafta tatil yap, diyenlere hitaben:
\"meslekî bilgi\"mi sınayacak bütün sınavlara hodri meydan!
(bkz: lanet olasıca kpss)

mahmut tuncer show

maksatlaf
Birkaç saat önce tv de tanıtımını gördüğüm program.
Tanıtımı ise takdire şayan:
\"evlenmek isteyenler, beraber olup da resmî nikahı olmayanlar, annesini, babasını, çocuğunu kaybetmiş olanlar! Sizleri programımıza bekliyoruz.\"

Esra erol, müge anlı programlarının karması gibi bir şey demek ki.
Mahmut amca özgün bir program anlayışı gelistirememis olacak ki açık büfe yemekte aç olmayan ama gözü aç olan bir vatandaş misali biraz ondan biraz bundan alayım, demiş.

Program kilitlendiginde ise (bkz: dert yok halay var)

imamın cuma hutbesinde ayeti çarpıtması

maksatlaf
bugün hutbe veren imamın yaptığı eylemdir.

sosyal medyada diyanet ve iktidarla ilgili eleştirel haberleri üstü kapalı karalayarak aynen şunu söylemiştir:
Bakın, Allah yüce kitapta ne diyor? Bakın ben demiyorum Allah diyor:
\"bir haber duyduğunuzda bunun doğruluğunu araştırmadan yayarsanız siz de onlar gibi şirk koşmuş olursunuz.\"
camiden çıktım telefonu elime aldım ve kuran meallerini arastirdim, bir de baktım ki imam, bildiğin ayeti değiştirmiş.

bununla ilgili ayet: hucurat suresi-6. ayet
ve ayet aynen şunu diyor (bulunan 39 meal):

imam iskender ali mihr: ey âmenû olanlar! eğer bir fasık size bir haber getirirse, o zaman araştırın. yoksa cahillikle bir kavme kötülük edersiniz de sonra yaptığınız şeye pişman olursunuz.

diyanet işleri: ey iman edenler! size bir fasık bir haber getirirse, bilmeyerek bir topluluğa zarar verip yaptığınıza pişman olmamak için o haberin doğruluğunu araştırın.

abdulbaki gölpınarlı: ey inananlar, buyruktan çıkmış biri, size bir haber getirdi mi doğru, yahut yanlış veya yalan olup olmadığını araştırıp iyice bir anlayın, yoksa bir topluluğa, bilgisizlikle bir kötülükte bulunur da yaptığınıza nâdim oluverirsiniz.

abdullah parlıyan: ey iman edenler! şeriatın koyduğu sınırlardan dışarıya çıkmayı adet haline getiren biri, size bir haber getirirse, ona inanmadan önce, doğru olup olmadığını iyice araştırın, yoksa bir topluluğa yanlışlıkla bilmeden kötülükte bulunur, incitirsiniz de, sonra yaptığınızdan pişmanlık duyarsınız.

adem uğur: ey iman edenler! eğer bir fâsık size bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. yoksa bilmeden bir topluluğa kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz.

ahmed hulusi: ey iman edenler. . . eğer bir bozuk inançlı size bir haber getirirse, iyice araştırın. . . (yoksa) işin doğrusunu bilmeden bir topluluğa sataşırsınız da yaptığınıza pişmanlık duyarsınız!

ahmet tekin: ey iman edenler, doğru ve mantıklı düşünmeyi terkeden bir fâsık, bir bozguncu, kötü niyetli bir âsi size, hükümetinize, emniyet güçlerinize, ordunuza önemli bir haber getirirse, doğruluğunu araştırın. araştırmadan, ciddî, zarar verici tedbirler almaya kalkarsanız, bilmeden, yanlış bilgilendirme sonucu suçsuz bir kavme, bir topluluğa kötülük yapmış, hoş olmayan bir davranış sergilemiş olabilirsiniz. sonra yaptıklarınıza pişman olursunuz.

ahmet varol: ey iman edenler! eğer bir fasık size bir haber getirirse onun aslını araştırın. yoksa bilmeden bir kavme sataşırsınız da yaptığınıza pişman olursunuz.

ali bulaç: ey iman edenler, eğer bir fasık, size bir haber getirirse, onu 'etraflıca araştırın'. yoksa cehalet sonucu, bir kavme kötülükte bulunursunuz da, sonra işlediklerinize pişman olursunuz.

ali fikri yavuz: ey iman edenler! eğer size bir fâsık, bir haber getirirse, onu araştırın (doğruluğunu anlayıncaya kadar tahkik edin). değilse bilmiyerek bir kavme sataşırsınız da yaptığınıza pişman olursunuz.

ali ünal: ey iman edenler! bir fasık (allah’ın emir ve yasaklarını açıktan ve bir endişe, iç burkulması duymadan çiğneyebilen bir kişi) size bir haber getirdiğinde, doğru olup olmadığını tesbit etmek için onu iyice araştırın. aksi halde, hiçbir gerçeğe dayanmadan bir topluluğa zararınız dokunur da, sonra yaptığınıza pişman olursunuz.

bayraktar bayraklı: ey inananlar! eğer bir fâsık/yalan haber taşıyan size bir haber getirirse, onun doğruluğunu araştırınız. yoksa bilmeden bir topluluğa kötülük edersiniz de, sonra yaptıklarınıza pişman olursunuz.

bekir sadak: ey inananlar! eger yoldan cikmisin biri size bir haber getirirse, onun ic yuzunu arastirin, yoksa bilmeden bir millete fenalik edersiniz de sonra ettiginize pisman olursunuz.

celal yıldırım: ey imân edenler! eğer din ve ahlâk sınırlarını aşan yozmuşun biri size bir haberle gelirse, onu (o haberin doğru olup olmadığını) iyice araştırın, sonra bilmeden bir topluluğa kötülükte bulunursunuz da yaptığınıza pişman olursunuz.

cemal külünkoğlu: ey inananlar! size yoldan sapmış birisi, bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın! yoksa bilmeyerek bir topluluğa karşı kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz.

diyanet işleri (eski): ey inananlar! eğer yoldan çıkmışın biri size bir haber getirirse, onun iç yüzünü araştırın, yoksa bilmeden bir millete fenalık edersiniz de sonra ettiğinize pişman olursunuz.

diyanet vakfi: ey iman edenler! eğer bir fâsık size bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. yoksa bilmeden bir topluluğa kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz.

edip yüksel: ey inananlar, kötü huylara sahip birisi size bir haber getirirse onu araştırınız. yoksa bilmeden bir topluluğa karşı haksızlık edersiniz ve daha sonra yaptığınızdan pişmanlık duyarsınız.

elmalılı hamdi yazır: ey o bütün iyman edenler! eğer size bir fâsık bir haberle gelirse onu tahkık edin ki cehaletle bir kavme sataşırsınız da yaptığınıza peşiman olursunuz.

elmalılı (sadeleştirilmiş): ey iman edenler, eğer size bir fasık bir haber getirirse onu iyice araştırın, sonra bilmeden bir topluluğa sataşırsınız da yaptığınıza pişman olursunuz.

elmalılı (sadeleştirilmiş - 2): ey iman edenler! eğer fasıkın biri size bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. yoksa bilmeden bir topluluğa sataşırsınız da sonra yaptığınızdan pişman olursunuz.

gültekin onan: ey inananlar, eğer bir fasık size bir haber getirirse, onu 'etraflıca araştırın'. yoksa cehalet sonucu, bir kavme kötülükte bulunursunuz da sonra işlediklerinize pişman olursunuz.

harun yıldırım: ey iman edenler, eğer bir fasık, size bir haber getirirse, onu iyice araştırın. yoksa cehalet sonucu, bir kavme kötülükte bulunursunuz da, sonra işlediklerinize pişman olursunuz.

hasan basri çantay: ey îman edenler, eğer bir faasık size bir haber getirirse onu tahkıyk edin. (yoksa) bilmeyerek bir kavme sataşırsınız da yapdığınıza peşîman kimseler olursunuz.

hayrat neşriyat: ey îmân edenler! eğer fâsık (yalancı, günahkâr) bir kimse size bir haber getirirse, önce (onun doğruluğunu) iyice araştırın ki bilmeyerek bir topluluğa sataşırsınız da (bu hareketiniz doğru olmadığından) yaptığınıza pişmân olan kimseler olursunuz.

ibni kesir: ey iman edenler; eğer bir fasık size bir haberle gelirse, onu iyice araştırın. yoksa bilmeden bir kavme sataşırsınız da sonradan ettiğinize pişman olursunuz.

kadri çelik: ey iman edenler! eğer bir fasık size bir haberle gelirse, onu etraflıca araştırın. yoksa cehalet sonucu bir kavme kötülükte bulunursunuz da sonra işlediklerinize pişman olursunuz.

muhammed esed: siz ey imana ermiş olanlar! yoldan çıkmışın biri size (yalan) bir haber getirirse, muhakemenizi kullanın; yoksa istemeden insanları incitir ve sonra yaptığınızdan pişmanlık duyarsınız.

mustafa islamoğlu: siz ey iman edenler! sorumsuzun biri size (önemli) bir haberle geldiğinde durup gerçeği araştırın; değilse, istemeden birilerini rencide eder, ardından da yaptığınızdan pişmanlık duyarsınız.

ömer nasuhi bilmen: ey imân etmiş olanlar! eğer size bir fâsık bir haber ile gelirse hemen onu tahkik ediniz. belki, bilmeksizin bir kavme saldırırsınız da sonra yaptığınızın üzerine peşimânlar olmuş olursunuz.

ömer öngüt: ey iman edenler! eğer bir fâsık size bir haber getirirse onu tahkik edin, içyüzünü araştırın. yoksa bilmeden bir topluluğa sataşırsınız da, sonra yaptığınıza pişman olursunuz.

şaban piriş: -ey iman edenler! eğer bir fasık size bir haber getirirse, cahillikle bir topluluğa kötülük etmemek için iyice araştırın, sonra yaptığınıza pişman olursunuz.

sadık türkmen: ey iman edenler! size bir fasık bir haber getirirse, bilmeyerek bir topluluğa zarar verip, yaptığınıza pişman olmamak için, o haberin doğruluğunu iyi araştırın.

seyyid kutub: ey inananlar! size fasık (yoldan çıkmış) bir adam bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. yoksa bilmeyerek bir topluluğa karşı kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz.

suat yıldırım: ey iman edenler, herhangi bir fâsık size bir haber getirecek olursa, onu iyice tahkik edin, doğruluğunu araştırın. yoksa, gerçeği bilmeyerek, birtakım kimselere karşı fenalık edip sonra yaptığınıza pişman olursunuz.

süleyman ateş: ey inananlar, size fâsık (yoldan çıkmış) bir adam bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. yoksa bilmeyerek bir topluluğa karşı kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz.

tefhim-ul kuran: ey iman edenler, eğer bir fasık, size bir haberle gelirse, onu 'etraflıca araştırın.' yoksa cehalet sonucu, bir kavme kötülükte bulunursunuz da, sonra işlediklerinize pişman olursunuz.

ümit şimşek: ey iman edenler! eğer fâsıkın biri size bir haber getirecek olursa onu araştırın. yoksa cahillikle bir topluluğa sataşır da yaptığınıza pişman olursunuz.

yaşar nuri öztürk: ey iman sahipleri! özü sözü bozuk birisi size bir haber getirdiğinde, hemen araştırıp inceleyin/delil arayın! yoksa bilgisizlikle bir topluluğu suçlar da yapmış olduğunuza pişmanlık duyar hale gelirsiniz.

bu meallerin hepsinde yoldan çıkmış/şirk koşan/fasık vb ifadeleri görmek mümkün ama bizim imamın aktardığı ayette bunlardan biri hak getire.
onu da geçtim ima yoluyla da olsa hissettir be adam.

cuma çıkışı yardım kutusuna 5 krş bırakmak

maksatlaf
bu memlekette yardıma muhtaç kurumların sürekli var olacağını bilerek tek seferde vermeyi düşündüğü yardımı parçalara bölerek vermektir.
(bkz: böyle böyle zengin oluyorlar)

paranın kuruşunu bile kıymetli gören biridir.
5 kuruşla neler yapılmaz ki?
1,95 tl varsa cebinde otobüse binemezsin.
kredi kartı borcun 500 tl ise banka 499,95 tl' kabul etmeyecektir.
.
.

vatandaşların büyük bir kısmını cuma günü bir arada görmek -hele ki dini bir vecibeyi yerine getirirken görmek- simsarlar için -evet simsarlar- bulunmaz bir nimettir.
şöyle ki, adanada yaşayanlar bilir senelerden bu yana (bkz: ramazanoğlu camisine yardım) kampanyası her cuma tekrar eder durur. bu yardım kampanyası adananın bütün camilerinde yapılır. ve toplanan paralar camiyi bitirmeye bir türlü yetmez.

şimdi camiyle ya da imamla/müezzinle haşır neşir olanlar diyecek ki (na kadan da bayağııı)
parayı toplayanlardan biri benim amcam ve bu adam toplanan paralarının bir kısmının cami görevlileri ile paylaşıldığını öğrenince para toplamaktan vazgeçer.
başka bir imam tanıdığım, artık emekli olayım da allah rızası için namaz kılalım, der.
aynı imam kişisi, müftülüğün bekleme odasındaki koltuk takımının değiştirilmesi için yardım toplanılması isteğine boyun büker.

-fitne sokma, bilip bilmeden konuşma, günaha girersin
diyenleri duyar gibiyim.
bunu senin benim gibi vatandaşın önünde konuşacak değiller elbette.
ben konuşanların, duyduklarımın aktarıcısıyım.

gel gelelim karl marx'ın sözüne: (bkz: din, kitlelerin afyonudur)
not: ateist değilim ama orta çağ avrupasından da farklı bir yol takip etmiyoruz.
dini kullananlar siyasette ya da dini kurumlarda bunu her ne kadar alenen ifade etmiyorlarsa bunun sebebi halen \"din adamı\" sıfatını taşıyanlara -veli- gözüyle bakmamızdan ve onları kusursuz olarak addetmemizden ileri gelir.
veli-gazi-alp tipleri yandı bitti kül oldu.

dogmalarla bir arpa boyu yol kat edilmez.

sevdiğim, saydığım bir hocanın sözüyle nokta koyuyorum:

Bütün başarılar, olumlu işler, güzellikler, iyilikler benim eserim; ama başarısızlıklar, olumsuzluklar, kötülükler paralel, yamuk, üçgen vesairenin işidir, mantığı anlaşılan Diyanet'in de düsturu olmuş! Bugünkü hutbenin konusu \"Ben yapmadım, onlar yaptı. Gafil günahkârlar da buna aracı oldu\" türünden sözlerdi. Yahu Allah'tan korkun, adam din adına altı yaşındaki kıza nikah kıyılır, der, sesiniz çıkmaz. Adam, Allah'ın bütün sıfatları onda var der, sesiniz çıkmaz. Adam Bakara, makara, takara der, sesiniz çıkmaz. Adam, yolsuzlukla hırsızlık farklı şeylerdir, diyerek, yolsuzluğu mübah görür sesiniz çıkmaz. Adam, ölmüş karısına şu zamana kadar yakınlaşılabilir fetvası verir, sesiniz çıkmaz....Ey Diyanet, kula değil Allah'a kul ol..!

samanyolu tv klişeleri

maksatlaf
ramazan ayına denk gelen zamanlarda gece (bkz: gerçek kesit) ayarında sizi gerim gerim gerecek programlara ya da 8. sınıf dizilere yer verir.
masal tadındadır her biri.
iyinin hep iyi ve fakir olduğu kötünün ise hep kötü olduğu ve sonunda öldüğü dizilere yer verir.
dini içerikli olmaları toplumun dogmalarla hayatını devam ettiren büyük bir kısmının dikkatini çeker.
daha önce hiç görmediğiniz yüzleri buralarda görebilirsiniz.
(bkz: kurtlar vadisindeki figüranlar) yoldan nasıl toplanıyorsa bu tv'nin kanallarında yayımlanan programlar /dizilerdeki şahıslar da öyle toplanıyor kanımca.
belki de mensubu oldukları cemaatte eli yüzü, diksiyonu düzgün şahıslar (bkz: seni ünlü yapacağız) fikrinin kurbanı olup tv ekranlarında boy gösteriyorlardır.

türk dili ve edebiyatı öğretmeni

maksatlaf
Bu yıla kadar dil anlatım ve türk edebiyatı dersleri olarak ayrı işlenen fakat gelecek seneden itibaren türk dili ve edebiyatı olarak işlenecek dersin ogretmenidir.

Bu öğretmenin görevi lise çağındaki gençlere türk edebiyatının estetik bakımdan önem teşkil eden edebi ürünlerini yorumlamayı öğreterek bu eserlerin oluşturulduğu dönemin zihniyetiyle, tarihi, sosyal ve siyasi olaylarıyla ilişki kurmasını sağlamak ve türk edebiyatının tarihi dönemlerinin özelliklerini ve bu dönemlerin edebiyatın işleyişine etkilerini kavratmaktir.
Türk dili açısından ele alınırsa türkçenin zenginliğini tarihi surecte yaşadığı degisiklikleri ve bunların sebep-sonuçlarını öğrenciye öğretmek aynı zamanda dil-tarih-kültür üçgeninin ilişkilerini kavratmaktir.
Kuru kuruya dil bilgisi kurallarını öğretmek ya da ezberletmek değildir.

keçiören imamhatip lisesi

maksatlaf
Bu aralar yaşı 15'ten küçük 12 kız öğrenciye taciz suçlamasıyla yargılanan öğretmene sahip lise.

İşin ilginç yani ise 2004 yılında aynı suçlamalarla karşı karşıya gelen bu şahis hakkında o zaman takipsizlik kararı verilmesi ve öğretmenliğine şimdi de devam ediyor olması.

Okul yönetimi ise , emekli ol bu is kapansin, diyerek acaba kendini mi yoksa öğretmenin prestijini mi düşünüyor merak konusu.
Haberle ilgili çeşitli kaynak isteyen vatandaşlar varsa buyursunlar:
[https://www.google.com.tr/search?q=keciorrn+imamhatip+lisesi+ogrenci+tacizi&oq=keciorrn+imamhatip+lisesi+ogrenci+tacizi&aqs=chrome..69i57.12588j0j4&client=ms-android-htc-rev&sourceid=chrome-mobile&ie=UTF-8]

bir aşağılama biçimi olarak tecavüz

maksatlaf
Mısır'da el ezher üniversitesinde profesör(!) Olan şahsın beyanıdır.

Şahsın beyanı şoyledir:
\"Israil ile savaş halinde, düşmanın kadınlarının köle olarak alınmadığı takdirde onları yenmenin mümkün olmadığını söyleyen profesör, \"Onları aşağılamak için, bir ordu komutanının ya da herhangi bir Müslümanın malı haline gelirler ve bunlar da o kadınlarla kendi karıları gibi cinsel ilişkiye girebilirler\"

Bu demek oluyor ki kölelik düzeni halen devam ediyor ve savaş anında yakaladiginizi bırakmayın ki savaşı kazanabilesiniz.
Kısacası asagilanmaya ihtiyaç duyuyor, bunu ifade etmeye çalışırken de dini alet ediyor.
Seni insan musveddesi seni!
6 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol

tag heuer carrera womens price montblanc timewalker 2017 replica watches rolex oyster perpetual datejust made in hong kong vintage heuer chronograph replica watches hublot 992703 price panerai limited edition 2015 replica ladies watches ulysse nardin watches platinum brand watches for ladies uk replica watches belfort watch kickstarter breitling yellow face chrono uk replica watches