melankomik

sakinleştirici, dinlendirici, terapi gibi bir özelliği olduğu söylenir de bana niye öyle gelmiyor merak ediyorum. sinir bozucu. başka bir şey ifade etmiyor. hele şu saatte damlayan bir yerden geliyorsa tam sinir bozucu.

şıktır.
tedbirlidir. ağlayan bir kadın görürse, burnu kanayan bir çocuk görürse, burnu akan hasta birini görürse hemen müdahale edebilir.

normal olanı diş ipi, kürdan olmakla beraber insanoğlu eline ne geçerse modunda davranabiliyor. misal örgü ören teyzenin tığıyla karıştırması.

bu yaz gerçekleştirdiğim aktivite.
önerir miyim, hayır. suyun üstünden şnorkelle bakınca bile daha net görüyorum, ayrıca daha çok balık. zaten sürekli ağızdan nefes alıp vermek kolay alışılabilecek bir şey değil. tabi bir de her şey yolunda işaretini yukarı çıkmak işaretiyle karıştırıp durursanız pek de zevkli olmuyor. (^^)

okumayı, yazmayı, saymayı, çarpım tablosunu unutan öğrencilerimle geçti. sağolsunlar beyinlerine bir güzel reset çekmişler. hiç yaşanmamış gibi. (keşke diyorum bazen ben de yapabilsem. ) sınıf düzeni, temizliği, seviye belirleme, okumalar, dikte... ile geçen zamandı. yorucuydu.

astronotlardan birinin ekip kırmızı led ışıklarıyla yetiştirdiği marul. uzayda yetişen bir sebze. bozulan dünyamızın kaçış noktasında yetişen sebze geleceğe umutla bakmamı sağladı.

şu sıralar murat boz 'un sevgilisi olarak nam salmış olsa da.
güzel, sempatik olarak sevdik onu. bir de şunu duyunca saygı duydum. kendisi disleksi hastasıymış , senaryoları normalde yarım saatte bitecekken o bir buçuk saat gibi bir sürede bitirirmiş. takdir ettim.

üşenmeyen yoktur diye tahmin ettiğim durum.
değişiklik isteme sonucu oluşur , tabii bir de ev sahibinin oğlu evlenecektir, sizin oturduğunuz eve oturacaklardır. alır sizi bir telaş. ev bulmak ayrı dert bulduktan sonra taşınmak apayrı bir derttir. eşyalar kırılacak mı, çizilecek mi ? araba nerden bulacağım, kime yükleteceğim ? kafanızda deli sorular. yeni ev temizlenir, temizletilir. eşyalar paketlenir. günlük gazetelerin tamamı bakkaldan alınır. kırılacaklar sarılır. kıyafetler valize kaldırılır.... neyse beni bastılar yazarken bile boşa mı taşınmıyorum. (^^)

mozolenin yakınına renkli, sokaklardaki gibi bir çocuk parkı yapılmış tabii tepkiler de hemen gelmiş.
iki yönden bakmak mantıklı:
Atatürk'ün çocuk sevgisini bilmeyen yok, çocukların da atatürk sevgisi belli. bu durumda bundan daha doğal bir olamaz. ancak oraya oyun oynamaya gelecek çocuk tanımıyorum. annneeee ben bi anıtkabir'deki parka gidip geliyorum demez hiçbiri. özel günlerde aileler çocuklarını alır beraberinde getirir. çocuk da oranın özel bir yer olduğunu öğrenir. nasıl mezarlıklarda park yoksa anıtkabir'de de olmaması gerektiğini düşünenlerdenim. hayır illa çocuklara eğlenceli alanı tasarlamak istiyorsanız bari dış çevresinde bir yere yapın.

çocuklar insanların en değerli varlıkları şüphesiz. her şeyleri tek olsun en iyi olsun diye uğraşılır , onlarla ilgili bir çok önemli karar alınır verilir , en önemlilerinden biri de isim meselesidir. çocuk o isimle yaşar. yaşadığı, doğduğu , sevdiği şehri çocuğuna isim olarak vermek şehre verilen önemin göstergesidir.
misal; aydın.
tabii bir de illerin plaka kodlarının çocuklarının lakapları olması kaçınılmazdır. ama bu güzelliğin yanında o önemsiz kalan detay.

yazın sıcağını daha da çekilmez kılan susuz su.
her şeyin de sorumlusu. başına gelen bir şeyi onun üstüne atabilirsin. nemdendir nemden. birisine küsecek misin, kıskanacak mısın, çarpacak mısın, arayacak mısın, aramayacak mısın her şeyi neme bağlayabilirsiniz.mesela : tripleneceğim ama niye, yazmayacağım ama niye, yazacağım ama niye ? bağıl 'ı yok muydu bunun vardı işte bu anlar için var.
kısacası gıcığım, gıcıksınız, gıcık. ... işte bunlar hep nemden. !!

adettendir.
nedeni ise:
Nikahta ayakkabı üstüne basmanın kökeni, Antik Roma geleneklerine dayanır. Ayağa basma evlilikteki egemenlik hakkına yorumlanır.
Asıl kökeni ise damadın gelinin bir gün kendisinden kaçmasını önlemek için ayakkabısını yıpratması ve kaçamayacak duruma getirmesi inancının düğün esnasında uygulanmasına dayanırmış.

acı biber yemek.

yaptığınız denediğiniz, çok fazla zahmetli olmayan , güzel yemekleri yazabileceğiniz alan.
en çok yemek tarifi girenin akşam yemeği bizden. (^^)

malum bilen bilir, adanalılar sıcakta asfaltta yumurta pişirmiş insanlardır.
ama şimdiki haberimiz dana'dan değil muğla'dan. (^^)
güneye sıcaklar geldi her ne kadar bize gelmese de. fethiye kayaköy yolunda sıcaktan asfalt erimiş, yürüyenin ayağına yapışıyormuş. arabayla geçene zift bulaşıyormuş. aman aman iyi ki orda değilim. !!!

adana'da gerçekleşmiş bir olaydır.
ilkokullarda dağıtılan okul sütleri malum sıcakların da artmasıyla ve son günlerde öğrencilerin okula gelmemesiyle elde kalıyor. e öğretmenler de bunu eğlenceli hale getirmeye çalışmışlarsa suç mu? ayrıca belki öğrencilerine bir çiğ köfte partisi verdiler ya da kebap partisi, belki de yanında yesinler diye boşa gitmesin diye yoğurt yaptılar.
kendilerinin paralarla neler yaptığını iyi biliyoruz, hortumculuğun alasını yapanlar, 2 kutu süte soruşturma açmışlar. ayıp yahu.
örnek olay: bir arkadşaım bakın üstüne basa basa söylüyorum bir arkadaşım (^^) okulda bir sürü süt kaldı, öğrencilere dağıttık yine de kaldı. bunun üzerine bim 'den puding aldık, okul bahçesine ocak yaktık, kazanları koyduk, puding yapıp çocuklara ve velilere dağıttık. çok da güzel oldu. herkes de memnundu. atılacağına sütleri değerlendirmiş olduk. pardon biz değil bir arkadaşım yaptı. !!! soruşturma yemeyelim şimdi boşu boşuna. (^^)

hamsinin yapılış şekli içinde en beğendiğim.
en alta soğanlar, üzerine patatesler, onun üzerine de hamsiler sıralanır. en üste de domates. azıcık yağ, ver fırına.
edit: sanırım canım hamsi çekti. (^^)

hamsinin tavaya düzenli aralıklarla sıraladığı, yağda kızartıldığı, sonra aynı şeklide bir kat daha yapıldığı, üst üste koyulup pasta görüntüsüne ulaşıldığı hamsi kızartma türüdür.

açılmış olan tercih sayfasıdır.
sınıfçılar yine üzgün yine hüsran.
açılan il sayısı zaten az üstüne bir de genelde illerde 1 okul açık.
(__)

inanarak değil de arkadaş arasında eğlencesine olanı komiktir.
şekillerden anlam çıkarma işi.