istanbul'un üsküdar ilçesinde bulunmaktadır. restore edilmeden önce bir harabe gibi olan tekke şimdilerde kültür merkezi olarak kullanılıyor.
25 Aralık'ta vizyona girecek olan film. Fragmanı:
https://www.youtube.com/watch?v=hUpwjZsfHrM
Hey gidi burhan altıntop..
http://m.youtube.com/watch?v=VIj3GQHHKX8
Geronimo'nin dedesi olan kızılderili bir bilge. Şöyle bir hikayesi mevcut:
https://youtu.be/ebMw0pqQ6SM
film, dizi, anime müziği. kısaca ost. şu sıralar şuna taktım:
https://www.youtube.com/watch?v=ixf-w4gJFhM
en sevdiğim bleach karakteri. zaraki kenpachi'nin takımında teğmendir.
bayburt'ta yapılanı ayrı bir güzel. ramazan ayında sahur yaparken vazgeçilmezim olur kendileri. en yakın fırında bulabilirsiniz.
birden fazla tekrarlarsanız şu sahne aklınıza gelir mutlaka.
https://www.youtube.com/watch?v=eqF6o4wgkZc
belirsiz olan.
One Piece'de Brooks'un sürekli söylediği cümle. Severim, şarkısını da dinlerim. İki tane şarkısını paylaşacağım. Birincisini dinlenmek için, ikincisini hareketlenmek için dinliyorum.
https://www.youtube.com/watch?v=uzAhZN87VQs https://www.youtube.com/watch?v=9gZEu1DR2KY
https://www.youtube.com/watch?v=uzAhZN87VQs https://www.youtube.com/watch?v=9gZEu1DR2KY
İtalya'ya karşı vatanını savunmuş şerefli bir insan, önder. Şu diyaloğunu çok severim.
- İtalyan Devleti'ne karşı savaştınız mı?
Ömer Muhtar: Evet
- İnsanları İtalyan Devleti'ne karşı savaşmaya teşvik ettiniz mi?
Ömer Muhtar: Evet
- İtalya'ya karşı kaç yıl savaştınız?
Ömer Muhtar: Yaklaşık 20 yıl
- Yaptıklarından dolayı pişman mısınız?
Ömer Muhtar: Hayır
- İdam edileceğinizi biliyor musunuz?
Ömer Muhtar: Evet
Hakim şaşırdı:
- Sizin gibi birisi için böyle bir son, çok üzücü
Bunu duyan Ömer Muhtar şöyle dedi:
- Tam tersi! Bu, hayatımın sonu için en güzel yol.
Hakim daha sonra,
Mücahidlere cihadı durdurmalarını Emreden bir emirname yazması halinde O'nu beraat ettirmek ve ülke dışına sürgüne göndermek istedi.
Bunun üzerine Ömer Muhtar, O meşhur sözlerini söyledi:
- \"Her namazda Allah'tan başka ilah olmadığına, Muhammed(s.a.s.)'in de O'nun resulü olduğuna şehadet eden parmaklarım, asla yanlış bir şey yazamaz!
Bizler teslim olamayız.
Ya kazanırız ya da ölürüz!\"
- İtalyan Devleti'ne karşı savaştınız mı?
Ömer Muhtar: Evet
- İnsanları İtalyan Devleti'ne karşı savaşmaya teşvik ettiniz mi?
Ömer Muhtar: Evet
- İtalya'ya karşı kaç yıl savaştınız?
Ömer Muhtar: Yaklaşık 20 yıl
- Yaptıklarından dolayı pişman mısınız?
Ömer Muhtar: Hayır
- İdam edileceğinizi biliyor musunuz?
Ömer Muhtar: Evet
Hakim şaşırdı:
- Sizin gibi birisi için böyle bir son, çok üzücü
Bunu duyan Ömer Muhtar şöyle dedi:
- Tam tersi! Bu, hayatımın sonu için en güzel yol.
Hakim daha sonra,
Mücahidlere cihadı durdurmalarını Emreden bir emirname yazması halinde O'nu beraat ettirmek ve ülke dışına sürgüne göndermek istedi.
Bunun üzerine Ömer Muhtar, O meşhur sözlerini söyledi:
- \"Her namazda Allah'tan başka ilah olmadığına, Muhammed(s.a.s.)'in de O'nun resulü olduğuna şehadet eden parmaklarım, asla yanlış bir şey yazamaz!
Bizler teslim olamayız.
Ya kazanırız ya da ölürüz!\"
Kayserili Türk şair, yazar. \"Amentü\" en sevdiğim şiiridir.
\" Televizyon yenir yutulur şeylerin paylaşıldığı yerdir. ben de yenir yutulur şeyler söylemediğim için bir daha televizyona çıkmayacağım.\" sözünü unutamam.
\" Televizyon yenir yutulur şeylerin paylaşıldığı yerdir. ben de yenir yutulur şeyler söylemediğim için bir daha televizyona çıkmayacağım.\" sözünü unutamam.
ömer bin hattab. 2. halifedir. Kazandırdığı topraklardan ziyade adaleti ile tanınır. Onun gibi olmak zordur vesselam..
edit: \"adalet mülkün temelidir.\" sözü de ona aittir.
edit: \"adalet mülkün temelidir.\" sözü de ona aittir.
metni direk alıntı yapıyorum.
bir gençlik, bir gençlik, bir gençlik...
\"zaman bendedir ve mekân bana emanettir! \" şuurunda bir gençlik...
devlet ve milletinin büyük çapa ermiş yedi asırlık hayatında ilk ikibuçuk asrını aşk, vecd, fetih ve hakimiyetle süsleyici; üç asrını kaba softa ve ham yobaz elinde kenetleyici; son bir asrını, allah'ın kur'an'ında \"belhüm adal\" dediği hayvandan aşağı taklitçilere kaptırıcı; en son yarım asrını da işgal ordularının bile yapamayacağı bir cinayetle, türkü madde plânında kurtardıktan sonra ruh plânında helâk edici tam dört devre bulunduğunu gören... bu devirleri yükseltici aşk, çürütücü taklitçilik ve öldürücü küfür diye yaftalayan ve şimdi, evet şimdi... beşinci devrenin kapısı önünde dimdik bekleyen bir gençlik...
gökleri çökertecek ve yeni kurbağa diliyle bütün \"dikey\"leri \"yatay\" hale getirecek bir nida kopararak \"mukaddes emaneti ne yaptınız? \" diye meydan yerine çıkacağı günü kollayan bir gençlik...
dininin, dilinin, beyninin, ilminin, ırzının, evinin, kininin, öcünün davacısı bir gençlik...
halka değil hakka inanan, meclisinin duvarında \"hakimiyet hakkındır\" düsturuna hasret çeken, gerçek adaleti bu inanışta ve halis hürriyeti hakka kölelikte bulan bir gençlik...
emekçiye \"benim sana acıdığım ve yardımcı olduğum kadar sen kendine acıyamaz ve yardımcı olamazsın! ama sen de, zulüm gördüğün iddiasiyle, kendi kendine hakkı ezmekte ve en zalim patronlardan daha zalim istismarcılara yakanı kaptırmakta başıboş bırakılamazsın! \", kapitaliste ise \"allah buyruğunu ve resul ölçüsünü kalbinin ve kasanın kapısına kazımadıkça serbest nefes bile alamazsın! \", ihtarını edecek... kökü ezelde ve dalı ebedde bir sistemin aşkına, vecdine, diyalektiğine, estetiğine, irfanına, idrakine sahip bir gençlik...
birbuçuk asırdır yanıp kavrulan, bunca keşfine ve oyuncağına rağmen buhranını yenemeyen ve kurtuluşunu arayan batı adamının bulamadığını, türkün de yine birbuçuk asırdır işte bu hasta batı adamında bulduğunu sandığı şeyi, o mübarek oluş sırrını çözecek ve her sistem ve mezhep, ortada ne kadar hastalık varsa tedavisinin ve ne kadar cennet hayali varsa hakikatinin islâm'da olduğunu gösterecek ve bu tavırla yurduna islâm âlemine ve bütün insanlığa numunelik teşkil edecek bir gençlik...
\"kim var! \" diye seslenilince, sağına ve soluna bakınmadan, fert fert \"ben varım! \" cevabını verici, her ferdi \"benim olmadığım yerde kimse yoktur! \" duygusuna sahip bir dava ahlâkını pırıldatıcı bir gençlik...
can taşıma liyakatini, canların canı uğrunda can vermeyi cana minnet sayacak kadar gözü kara ve o nisbette strateji ve taktik sahibi bir gençlik...
büyük bir tasavvuf adamının benzetişiyle, zifiri karanlıkta ak sütün içindeki ak kılı farkedecek kadar gözü keskin bir gençlik...
bugün, komik üniversitesi, hokkabaz profesörü, yalancı ders kitabı, çıkartma kağıdı şehri, muzahrafat kanalı sokağı, fuhş albümü gazetesi, şaşkına dönmüş ailesi ve daha nesi ve nesi, hasılı, güya kendisini yetiştirecek bütün cemiyet müesseselerinden aldığı zehirli tesiri üzerinden silkip atabilecek, kendi öz talim ve terbiyesine, telkin ve telbiyesine memur vasıtalara kadar nefsini koruyabilecek, tekbaşına onlara karşı durabilecek ve çetinler çetini bu işin destanlık savaşını kazanabilecek bir gençlik...
annesi, babası, ninesi ve dedesi de içinde olsa gelmiş ve geçmiş bütün eski nesillerden hiç birini beğenmeyen, onlara \"siz güneşi ceketinizin astarı içinde kaybetmiş marka müslümanlarısınız! gerçek müslüman olsaydınız bu hallerden hiçbiri başımıza gelmezdi! \" diyecek ve gerçek müslümanlığın \"ne idüğü\"nü ve \"nasıl\"ını gösterecek bir gençlik...
tek cümleyle, allah'ın, kâinatı yüzüsuyu hürmetine yarattığı sevgilisinin âlemleri manto gibi bürüyen eteğine tutunacak, o'ndan başka hiçbir tutamak, dayanak, sığınak, barınak tanımayacak ve o'nun düşmanlarını ancak kubur farelerine denk muameleye lâyık görecek bir gençlik...
bu gençliği karşımda görüyorum. maya tutması için otuz küsür yıldır, devrimbaz kodamanların viski çektiği kamıştan borularla ciğerimden kalemime kan çekerek yırtındığım, kıvrandığım ve zindanlarda çürüdüğüm bu gençlik karşısında uykusuz, susuz, ekmeksiz, başımı secdeye mıhlayıp bir ömür allah'a hamd etme makamındayım. genç adam! bundan böyle senden beklediğim, manevî babanın tabutunu musalla taşına, anadolu kıtası büyüklüğündeki dâva taşını da gediğine koymandır.
surda bir gedik açtık; mukaddes mi mukaddes!
ey kahbe rüzgâr, artık ne yandan esersen es! ..
Allah'ın selâmı üzerine olsun! \"
Kendi ağzından dinlemek için: https://www.youtube.com/watch?v=AOCjKm0TX3U
bir gençlik, bir gençlik, bir gençlik...
\"zaman bendedir ve mekân bana emanettir! \" şuurunda bir gençlik...
devlet ve milletinin büyük çapa ermiş yedi asırlık hayatında ilk ikibuçuk asrını aşk, vecd, fetih ve hakimiyetle süsleyici; üç asrını kaba softa ve ham yobaz elinde kenetleyici; son bir asrını, allah'ın kur'an'ında \"belhüm adal\" dediği hayvandan aşağı taklitçilere kaptırıcı; en son yarım asrını da işgal ordularının bile yapamayacağı bir cinayetle, türkü madde plânında kurtardıktan sonra ruh plânında helâk edici tam dört devre bulunduğunu gören... bu devirleri yükseltici aşk, çürütücü taklitçilik ve öldürücü küfür diye yaftalayan ve şimdi, evet şimdi... beşinci devrenin kapısı önünde dimdik bekleyen bir gençlik...
gökleri çökertecek ve yeni kurbağa diliyle bütün \"dikey\"leri \"yatay\" hale getirecek bir nida kopararak \"mukaddes emaneti ne yaptınız? \" diye meydan yerine çıkacağı günü kollayan bir gençlik...
dininin, dilinin, beyninin, ilminin, ırzının, evinin, kininin, öcünün davacısı bir gençlik...
halka değil hakka inanan, meclisinin duvarında \"hakimiyet hakkındır\" düsturuna hasret çeken, gerçek adaleti bu inanışta ve halis hürriyeti hakka kölelikte bulan bir gençlik...
emekçiye \"benim sana acıdığım ve yardımcı olduğum kadar sen kendine acıyamaz ve yardımcı olamazsın! ama sen de, zulüm gördüğün iddiasiyle, kendi kendine hakkı ezmekte ve en zalim patronlardan daha zalim istismarcılara yakanı kaptırmakta başıboş bırakılamazsın! \", kapitaliste ise \"allah buyruğunu ve resul ölçüsünü kalbinin ve kasanın kapısına kazımadıkça serbest nefes bile alamazsın! \", ihtarını edecek... kökü ezelde ve dalı ebedde bir sistemin aşkına, vecdine, diyalektiğine, estetiğine, irfanına, idrakine sahip bir gençlik...
birbuçuk asırdır yanıp kavrulan, bunca keşfine ve oyuncağına rağmen buhranını yenemeyen ve kurtuluşunu arayan batı adamının bulamadığını, türkün de yine birbuçuk asırdır işte bu hasta batı adamında bulduğunu sandığı şeyi, o mübarek oluş sırrını çözecek ve her sistem ve mezhep, ortada ne kadar hastalık varsa tedavisinin ve ne kadar cennet hayali varsa hakikatinin islâm'da olduğunu gösterecek ve bu tavırla yurduna islâm âlemine ve bütün insanlığa numunelik teşkil edecek bir gençlik...
\"kim var! \" diye seslenilince, sağına ve soluna bakınmadan, fert fert \"ben varım! \" cevabını verici, her ferdi \"benim olmadığım yerde kimse yoktur! \" duygusuna sahip bir dava ahlâkını pırıldatıcı bir gençlik...
can taşıma liyakatini, canların canı uğrunda can vermeyi cana minnet sayacak kadar gözü kara ve o nisbette strateji ve taktik sahibi bir gençlik...
büyük bir tasavvuf adamının benzetişiyle, zifiri karanlıkta ak sütün içindeki ak kılı farkedecek kadar gözü keskin bir gençlik...
bugün, komik üniversitesi, hokkabaz profesörü, yalancı ders kitabı, çıkartma kağıdı şehri, muzahrafat kanalı sokağı, fuhş albümü gazetesi, şaşkına dönmüş ailesi ve daha nesi ve nesi, hasılı, güya kendisini yetiştirecek bütün cemiyet müesseselerinden aldığı zehirli tesiri üzerinden silkip atabilecek, kendi öz talim ve terbiyesine, telkin ve telbiyesine memur vasıtalara kadar nefsini koruyabilecek, tekbaşına onlara karşı durabilecek ve çetinler çetini bu işin destanlık savaşını kazanabilecek bir gençlik...
annesi, babası, ninesi ve dedesi de içinde olsa gelmiş ve geçmiş bütün eski nesillerden hiç birini beğenmeyen, onlara \"siz güneşi ceketinizin astarı içinde kaybetmiş marka müslümanlarısınız! gerçek müslüman olsaydınız bu hallerden hiçbiri başımıza gelmezdi! \" diyecek ve gerçek müslümanlığın \"ne idüğü\"nü ve \"nasıl\"ını gösterecek bir gençlik...
tek cümleyle, allah'ın, kâinatı yüzüsuyu hürmetine yarattığı sevgilisinin âlemleri manto gibi bürüyen eteğine tutunacak, o'ndan başka hiçbir tutamak, dayanak, sığınak, barınak tanımayacak ve o'nun düşmanlarını ancak kubur farelerine denk muameleye lâyık görecek bir gençlik...
bu gençliği karşımda görüyorum. maya tutması için otuz küsür yıldır, devrimbaz kodamanların viski çektiği kamıştan borularla ciğerimden kalemime kan çekerek yırtındığım, kıvrandığım ve zindanlarda çürüdüğüm bu gençlik karşısında uykusuz, susuz, ekmeksiz, başımı secdeye mıhlayıp bir ömür allah'a hamd etme makamındayım. genç adam! bundan böyle senden beklediğim, manevî babanın tabutunu musalla taşına, anadolu kıtası büyüklüğündeki dâva taşını da gediğine koymandır.
surda bir gedik açtık; mukaddes mi mukaddes!
ey kahbe rüzgâr, artık ne yandan esersen es! ..
Allah'ın selâmı üzerine olsun! \"
Kendi ağzından dinlemek için: https://www.youtube.com/watch?v=AOCjKm0TX3U
güzel bir ost. shingeki no kyojin animesine ait.
https://www.youtube.com/watch?v=w3UR7nsTLlQ
Şehirlerin şahının futbol takımı. Çok aradım da tezahürat bulamadım. Olsun gönüllerimizin takımıdır. Öğrencilerime ambleminin resmini yaptırıp sınıfa astırdım. Yarın buraya atacağım resmini.
İşte tezahürat budur kardeşim.https://m.youtube.com/watch?v=MmYMHUWwPKs
Halı saha maçlarından önce yaparım bunu.
Önüne geleni öğretmen yapan zımbırtı.
efenim bu bayburt türküsüdür peşinen söyleyeyim. benden tüm hastalara gelsin.
https://www.youtube.com/watch?v=oL5ElLmsXuI
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?