'maşallah' ne güzel şarkı...
Güneş. Mecazi olarak sevgi, muhabbet.
(bkz: mihr)
Hintçede etimolojik olarak "üzüntümü taşıyan" demektir. Çok anlamlı.
aslı için (bkz: abnormal summit)
Fazla şiirden öldü diyorlar. Ben ruhi bey nasılım şiiri ayrıca okunmalı.
Aklıma black mirror adlı dizi geldi başlığı görünce. Hangi bölüm unuttum ama böyle bir konu işleniyordu, tavsiye edilir şiddetle.
Sayıları hayli az olan insanlardır. Aynanın yansımasında bile kendini gizlemeyi becerebilmiş üstatlardır kendileri.
Ettik o kadar ref-i teayyün ki neşati
Ayine-i pür tab-ı mücellâda nihanız.
Ettik o kadar ref-i teayyün ki neşati
Ayine-i pür tab-ı mücellâda nihanız.
descartes'e mukabil \"Düşünüyorum o halde varım ne demek. Düşünceden başka gerçeklik kabul etmemek değil midir?” diyor üstat.
Yazmak, aslında bildiğini teşhirden ziyade kendi iç dünyanı teşhire cesaret etmektir.Hiçbir yazar asla ve asla iyi okurdan saklanamaz zaten bunu zihninden geçirerek yazarsa ne iyi yazabilir ne yazdığı meseleye şık bir kıyafet giydirebilir.
zeynep güney
zeynep güney
büyüdükten sonra ölmek de sorun oluyor sanki. artık her şey için çok geçtir. yaşamak lazım ölmek için tabi ama kısa bir müddet olsaydı ne tatlı olurdu.
karamsarlık. zaaf mıdır bilmem, bazen hayattaki en doğru mefhum olduğunu fısıldıyor bir şeyler kulağıma.
Hoşsohbet bir insan. Geri dönmesine sevindim, hoş gelmiş.
yıldızlar damlıyordu parmak uçlarından
kısa kirpiklerine ne kızlar asılı
elektrik çıtırtısı yok gibi saçlarından
yüzünde görünmez bir şiir yazılı
kısa kirpiklerine ne kızlar asılı
elektrik çıtırtısı yok gibi saçlarından
yüzünde görünmez bir şiir yazılı
Bu şehr-i Sitanbûl ki bî-misl ü behâdır
Bir sengine yekpâre Acem mülkü fedâdır
Bir gevher-i-yekpâre iki bahr arasında
Hurşîd-i cihân-tâb ile tartılsa sezâdır
demiş şair. Böyle övülen bir yerden korkulur mu hiç?
Bir sengine yekpâre Acem mülkü fedâdır
Bir gevher-i-yekpâre iki bahr arasında
Hurşîd-i cihân-tâb ile tartılsa sezâdır
demiş şair. Böyle övülen bir yerden korkulur mu hiç?
tabii ya sugge kim ki zaten:)
Çeşm-i insâf gibi kâmile mizân olmaz
Kişi noksânın bilmek gibi irfân olmaz
Tâlîb
Kişi noksânın bilmek gibi irfân olmaz
Tâlîb
İnsan ancak acı çektiği, şüpheleri olduğu için yazarmış. Sürekli kendisine ve başkalarına değerli olduğunu kanıtlamak zorundaymış. Aciz mahluklarmışız yani. Ufkum öyle genişledi ki sonu görünmüyor artık.
Alanlara çok bilenmiş yüreğim alanlara
vurulsun kösleri şu gâvur sevdamızın
vursun isyanın bacısı olan kanım karanlığa
Zülküf de vursun.
Yüzüne ay kırıkları çarpıp uyansın sevdiğim.
vurulsun kösleri şu gâvur sevdamızın
vursun isyanın bacısı olan kanım karanlığa
Zülküf de vursun.
Yüzüne ay kırıkları çarpıp uyansın sevdiğim.
Hoş geldin, safa geldin.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?