confessions

yakbenivatankurtulsun

1. nesil Yazar - Yazar -

  1. toplam entry 788
  2. takipçi 15
  3. puan 31070

serseri

yakbenivatankurtulsun
osman nuri ergün'ün yönettiği sadri alışık, sema özcan ve süleyman turan'ın oynadığı 1967 yapımı güzel, samimi bence süper film.

filmin konusu basit, tipik bir yeşilçam filmi. sadri alışık yine derbeder. ama bu basitliği sadri alışık mükemmelleştiriyor işte. yine fakirlik var, yine serkeşlik ve kör bir de kız. hayatı sorguluyor biraz da insan oğlunun şuursuzluğu, sevginin insan üzerindeki etkisini, vs...

dünyanın dönüş hızına rağmen maddenin sabit kalabilmesi

yakbenivatankurtulsun
çok garip bir hadise.

bugün dünya kendi ekseni etrafında saatte 1670 km hızla dönmektedir. dünya, güneş'in etrafında ise, saatte 108.000 km hızla dönmektedir. güneş, kendi ekseni etrafında saatte 70.000 km hızla dönmektedir. güneş sistemi, samanyolu galaksisi içerisinde saatte 720.000 km hızla dönmektedir. ve son olarak, samanyolu galaksisi uzay içerisinde saate 950.000 km hızla dönmektedir. bizde bu sistemlerin içerisinde olduğumuzdan bunların hepsinin dünyaya etkisi vardır muhakkak. yerçekimi var olsa da bu dönüş içerisinde nasıl bir çekim yapmakta ki madde sabit kalıyor. ben basit bir taşı ufak bir hızla tekmelersem, yerçekimi bir müddet etkisiz kalır. küçük bir hız. burda ki hızlar devasa boyutta. bir f-16, ses hızına ulaşır ve iki katıda çıkabilir, bunun içerisindeki pilot bile birçok ekipmanla ve eğitimle uçuş yapar. bazen başım dönüyor, bu hız sebebiyle mi acaba.

(bkz: insan gerçekten hayret ediyor)

sokrates in savunması

yakbenivatankurtulsun
adı "apologia sokratus" olan eser platon tarafından kaleme alınmıştır. kendisine yöneltilen " gençleri yoldan çıkardığı, tanrıya inanmadığı" gibi suçlamaları, dava edenlere sorular sorarak savunur. netice de savunması kabul görmemiştir. anladığım kadarıyla önyargı ve satılmış yargıçlar vardır.

şöyle başlar;

--! spoiler !--

Atinalılar! Beni suçlayanların üzerinizdeki tesirini bilemiyorum; fakat sözleri o kadar kandırıcı idi ki ben kendi hesabıma onları dinlerken az daha kim olduğumu unutuyordum. Böyle olmakla beraber, inanın ki doğru tek söz bile söylememişlerdir. Ancak, uydurdukları birçok yalanlar arasında, beni usta bir hatip diye göstererek sözlerimin belagatine* (Konuyu bütün yönleriyle kavrayarak hiçbir yanlış ve eksik anlayışa yer bırakmayan, yorum gerektirmeyen, yapmacıktan uzak, düzgün anlatma sanatı.) kanmamak için sizi uyanık bulunmaya davet etmelerine çok şaştım. Ağzımı açar açmaz hiç de güzel söyleyen bir adam olmadığım meydana çıkacak, yalancılıkları elbette anlaşılacak olduğu halde, bunu söylemek için insan doğrusu çok utanmaz olmalı. Eğer onlar her doğru söyleyen adama hatip diyorlarsa, diyeceğim yok. Bunu demek istiyorlarsa ben hatip olduğumu kabul ederim; ama onların anladığından bambaşka manada. Herhalde, demin de dediğim gibi, söylediklerinde doğru bir taraf hemen hemen yoktur; ben ise size bütün hakikati söyleyeceğim. Fakat Atinalılar, ben onlar gibi baştanbaşa parlak ve gösterişli sözlerle bezenmiş hazır bir nutuk söyleyecek değilim; Tanrı korusun. Hayır, şu anda iyi kötü dilim döndüğü kadar söyleyeceğim; çünkü bütün diyeceklerimin doğru olduğuna inanıyorum. İçinizde kimse benim doğrudan başka bir şey söyleyeceğimi sanmasın. Toy delikanlılarımız gibi huzurunuzda birtakım süslü cümlelerle konuşmak, benim yaşımdaki bir adama yakışmaz. Sizden yalnız şunu dileyeceğim: kendimi savunurken öteden beri alışık olduğum gibi konuştuğumu, agorada, sarraf tezgâhlarında, o gibi yerlerde nasıl konuşursam burada da öyle konuştuğumu görürseniz şaşırmayınız, o yüzden de sözümü kesmeyiniz. Çünkü ben yetmişimi aştığım halde ilk defa olarak yargıç huzurunda bulunuyorum; bu yerin diline bütün bütüne yabancıyım. Bunun için, bir yabancının ana deli ile kendi yurdu adetlerine göre konuşmasını nasıl tabii karşılarsanız beni de tıpkı bir yabancı sayarak alışık olduğum gibi konuşmama müsaade ediniz. Bu dileğimi yersiz bulmayacağınızı umarım. Söyleyiş iyi veya kötü olmuş, bundan ne çıkar? Siz yalnız benim doğru söyleyip söylemediğime bakiniz, asıl buna önem veriniz. Zaten yargıcın asıl meziyeti (üstünlüğü) buradadır; nasıl ki hatibinki de doğruyu söylemektir.
--! spoiler !--



şöyle biter;

--! spoiler !--

Sizden dileyeceğim bir şey daha kaldı: çocuklarım büyüdükleri zaman, Atinalılar, erdemden çok zenginliğe yahut herhangi bir şeye düşkünlük gösterecek olurlarsa, ben sizinle nasıl uğraşmışsam, siz de onlarla uğraşınız, onları cezalandırınız; kendilerine, kendilerinde olmayan bir değeri verir, önem vermeleri gereken şeye önem vermez, bir hiç oldukları halde kendilerini bir şey sanırlarsa, ben sizi nasıl azarlamışsam, siz de onları öyle azarlayınız. Bunu yaparsanız, bana da, okullarıma da doğruluk etmiş olursunuz.

Artık ayrılmak zamanı geldi, yolumuza gidelim: ben ölmeye, siz yaşamaya.
Hangisi daha iyi?
Bunu Tanrı'dan başka kimse bilemez.

--! spoiler !--

baklava

yakbenivatankurtulsun
10-15 sene sonra tüm dünya da yunan baklavası olarak satılacaktır. belki türkiye'de bile satılacak. kimi amerikan filmlerinde bu propogandaya şimdiden başlanmıştır. yoğurt mesela yunan yoğurdu diye satılıyor. oysa bunun türk kökenli olduğunu herkes bilir, ki adı da her dilde yoğurttur zaten. bunlar basit şeyler gibi gözükse de ülke reklam ve imajı açısından önem arzeder.
11 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol

tag heuer carrera womens price montblanc timewalker 2017 replica watches rolex oyster perpetual datejust made in hong kong vintage heuer chronograph replica watches hublot 992703 price panerai limited edition 2015 replica ladies watches ulysse nardin watches platinum brand watches for ladies uk replica watches belfort watch kickstarter breitling yellow face chrono uk replica watches