confessions

yakbenivatankurtulsun

1. nesil Yazar - Yazar -

  1. toplam entry 788
  2. takipçi 15
  3. puan 31070

bir şüh i sitemkar

yakbenivatankurtulsun
neşeli ama sitemkar kadın gibi bir anlama sahip elazığ yöresine ait türkümüzdür. enver demirbağ'a aittir. ancak erkan oğur'dan dinlemesi bir başka güzeldir. hatta bu türkü de pek vaki olmasa da gülün bülbüle aşık olma ihtimalinden de söz edilir.

bir şuh-i sitemkâr yine saldı beni derde
koydu nitekim başımı bin türlü kederde
ağlar gezerim her gece, her vakt-i seherde
sevdim seveli terk edemem hayr ile şerde
bir misl-i melek, zat-ı peri hüsn-ü beşerde

gül bülbüle aşık mı nedir, zârını bekler
pervane dahi yanmak için nârını bekler
sevdalı gönül göz yorarak yarını bekler
sevdim seveli terk edemem hayr ile şerde
bir misl-i melek, zat-ı peri hüsn-ü beşerde

üniversitede polis gençleri radikalleştirir

yakbenivatankurtulsun
doğru söylemiş. üniversite de polisin ne işi var. milleti iyice gaza getirecekler. insanların özgürce düşünebildiği bilimsel araştırmalar yapılan özerk bölgeler olması gerekir üniversitenin. önce bunu gerçekleştirin. eğer illa bir istihbarat sağlanacaksa zaten ortalık sivil polis dolu. ancak ödtü'lüler sağolsun üniversitede polisin olması için elinden geleni yapıyorlar.

platonik aşk

yakbenivatankurtulsun
hayli zordur. en güzeldir sevilen, en güzel gülen, en güzel bakan. her şeyi tamdır seven nezdinde. ulaşılmazın cazibesi vardır onda. bir yerden sonra boşa sevmenin yorgunluğunu hissedersin ve " yeter artık olmayacak duaya amin demenin manası yok" dersin ta ki görene kadar. çünkü en güzel gülen öyle bir anda normalleşemez ki. "sevmek te güzel" der, yoluna devam edersin. cemal süreya'nın dediği gibi "tek taraflı aşk aptallaştırıyor insanı... "bazen olur olmaz haller aldırır insana. bazen yaptığı bir şeye alınırsın, söyleyemezsin bile. bir de konuşmamazlık felan edersin. sanki konuşmak isteyen sen değil de oymuş gibi. oysa bir konuşsa, hiç susmayacak olan yine sen olacaksın. ona sevdiğini bile söyleyemezsin. çünkü olmazsa, bir daha selam dahi vermek zor olacaktır. söyleyip kurtulmayı, en azından her gördüğünde "nasılsın" diye sorabilmeye tercih edersin. hep özlersin, yakınında da olsa. her duanın öznesi haline gelir, ellerini açmanın sebebi. eline telefonu alırsın aramak istersin lakin ne konuşacağını bilemediğinden aramaktan vazgeçersin sesini en çok duymak istediğini. mesaj atayım dersin "ya cevap vermezse, nasılsın deyip seni sormazsa" diye ondan da vazgeçersin. en başta da dediğim gibi. hayli zordur. bulaşmamak en iyisi.

ali emiri efendi

yakbenivatankurtulsun
ali emîrî efendi diyarbakırda doğmuştur. osmanlıda birçok devlet memuriyetinde çalışmıştır. ancak kendisini asıl ünlenmesinin sebebi kitaplara olan merakıdır. kendisinin naklettiğine göre çocukluk zamanında bütün çocuklar oyun oynarken kendisi bir köşeye çekilip kitap okurmuş. bir yerde yeni bir kitabın varlığından haberi olduğu vakit, uzak olmasını önemseden kitap görmeye gider değerse satın alırmış. ali emiri efendi divanu lugati't-türk'ün bugünlere kalmasındaki asıl sebebidir. şöyle ki birgün bir sahafta kitapları karıştırırken, divanu lugati't-türk'ün orjinal el yazmasını görmüştür. ancak bunu sahafa söylememiştir. çünkü sahaf bundan haberdar olursa fiyatı arttıracaktır ve bazı kişilerin eline düşerse yurt dışına kaçırılma ihtimali vardır. kitabı orada 33 liraya satın almıştır. hemen alır almaz o heyecanla kahvehaneye gidip arkadaşlarına bunu söylemiş. arkadaşları çok görmek istesede göstermemiştir kitabı. bu arkadaşlar ziya gökalp, fuat köprülü gibi devrin ileri gelen şahsiyetleridir
ali emîrî efendi kitabı satın aldığında duyduğu sevincini şu şekilde dile getirir: "bu kitabı aldım; eve geldim. yemeği içmeği unuttum… bu kitabı, sahaf burhan 33 liraya sattı. fakat ben bunu birkaç misli ağırlığındaki elmaslara, zümrütlere değişmem."
daha sonra elindeki kitaplarla bir kütüphane kurmuştur. kütüphane herkes "ali emîrî" ismini verelim demesine rağmen, "ben bu kitapları milletim için topladım ve milletime vakfediyorum " diyerek kütüphanenin adını "millet kütüphanesi " koymuştur.

yahya kemal şu şiirin de ali emiri efendiyi yad eder :

muhtaç isen füyuzuna eslâf pendinin

diz çok önünde şimdi emiri efendi'nin
38 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol

tag heuer carrera womens price montblanc timewalker 2017 replica watches rolex oyster perpetual datejust made in hong kong vintage heuer chronograph replica watches hublot 992703 price panerai limited edition 2015 replica ladies watches ulysse nardin watches platinum brand watches for ladies uk replica watches belfort watch kickstarter breitling yellow face chrono uk replica watches